₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Trump’ın gümrük savaşı sürüyor: Küresel ticaret parçalanıyor

ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da ilan ettiği “karşılıklı tarifeler” politikasının altıncı ayında, tarifeler yalnızca ticaret açığını kapatma aracı olmaktan çıktı; Washington, vergileri jeopolitik kaldıraç olarak kullanıyor. Le Monde’da 2 Ekim 2025’te Julien Bouissou imzasıyla yayımlanan haber-analize göre, AB’den Hindistan’a, Brezilya’dan Çin’e uzanan hat boyunca baskı ve misillemeler küresel düzenin istikrarını zorluyor.

Kurtuluş günü’nden küresel baskıya

Trump yönetimi 25 Eylül’de mobilya, kamyon ve patentli ilaçlara yüzde 100’e varan ek gümrük getirdi; 27 Ağustos’ta ise Rus petrolü alımı nedeniyle Hindistan ithalatına yüzde 50 vergi uygulamaya başladı. Bouissou’nun aktardığına göre Beyaz Saray, bu hamleleri “Amerikan işçisini koruma” söylemiyle temellendirirken, aynı mekanizmayı Avrupa Birliği’nin Google’a kestiği rekor ceza sonrası “karşılık” sinyali vermek ya da Brezilya’da Jair Bolsonaro kararının ardından yüzde 50’lik ek vergiye gitmek için de kullanıyor. Amaç artık yalnızca ticaret dengeleri değil; dış politikada baskı üretmek.

İstihdam vaadi, borç gerçeği

Washington, tarifelerin yabancı şirketleri ABD’de üretime zorladığını savunuyor. Bouissou, Nvidia’nın dört yılda 500 milyar dolar ve Sanofi’nin 20 milyar dolar yatırım taahhüdü gibi duyuruların bu söylemi desteklediğini not ediyor. Ancak American Enterprise Institute’un 24 Eylül tarihli çalışmasına göre, otomasyon ve nitelikli işgücü açığı nedeniyle imalat istihdamının payı uzun vadede yüzde 9’u aşamayacak; 1960’lardaki yüzde 26’lık seviye geri gelmeyecek.
Trump’ın “borcu gümrük geliriyle azaltma” iddiası da sınırlı: Haberde aktarıldığı üzere 2025 mali yılında tarifelerden elde edilen 77 milyar dolar, federal bütçenin yalnızca yaklaşık yüzde 2’si. IMD’den Richard Baldwin, başkanın tarifeleri “konfeti gibi” kullandığını; büyük rakamlar telaffuz edip geri çekildiğini söylüyor.

Böl ve yönet stratejisi

Kiel Enstitüsü’nün uyardığı üzere tekil misillemeler zayıf kalıyor; ancak olası bir AB-Kanada-Meksika-Brezilya-Güney Kore eşgüdümü ABD’ye anlamlı baskı oluşturabilir. Bouissou’ya göre Trump bu olasılığı, muhataplarını ticaret dışı alanlara çekerek dağıtıyor: AB ile Ukrayna desteği, Japonya ile güvenlik ittifakı pazarlık konusu yapılıyor. Bu “böl ve yönet” yaklaşımı, koalisyon ihtimalini törpülüyor.

Avrupa’nın geri adımı, Çin’in karşı hamlesi

Temmuz sonunda Brüksel, Amerikan yapımı ürünlerde tarifeleri sıfırlarken, kendi ABD’ye ihracatında yüzde 15’lik oranı kabul etti. Sciences Po’dan Isabelle Méjean, AB’nin pazar gücünü masaya gerektiği gibi koyamadığını söylüyor. Kiel Enstitüsü’nden Julian Hinz ise ASML gibi stratejik makinelerin ihracatına yönelik seçeneklerin dahi masaya sürülmediğini hatırlatıyor.
Çin ise misillemeyi tırmandırıp ardından kontrollü inişe geçti: Mayısta ABD tarafında yüzde 145’e çıkan tarife seviyesi, Pekin’in batarya ve yarı iletken kritik minerallerindeki ihracat kısıtlarıyla pazarlık alanı yarattı. Taraflar bugün, kasım ortasına dek uzatılan bir ateşkeste; ABD yaklaşık yüzde 30, Çin ise yüzde 10 bandında seyrediyor.

WTO kuralları eriyor

Bouissou, savaş sonrası kurulan çok taraflı düzenin sacayağı olan “en çok kayrılan ülke” ilkesinin fiilen terk edildiğini vurguluyor. ABD’nin ikili mutabakatları ve Brüksel’in buna uyumu, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) mimarisini aşıyor. Kısa vadede DTÖ 2025 küresel ticaret büyümesi tahminini yüzde 0,2’den yüzde 0,9’a çekse de, yatırımcıların dayandığı öngörülebilirlik zedelenmiş durumda.

İki hızda küreselleşme

DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, yıllık raporda “parçalanma emareleri”ne işaret ediyor. Capital Economics başekonomisti Neil Shearing’in “The Fractured Age” çerçevesi, manzarayı iki vitesli bir küreselleşme olarak okuyor: düşük katma değerli ürünlerde serbest akış sürerken, teknoloji ve stratejik sektörlerde sınırlar yükseliyor. Kısacası dünya “de-küreselleşmiyor”; hatlar boyunca parçalanıyor.
Bouissou’nun aktardığı gibi, tarifeler kısa vadede ithalatı azaltmayabilir: Üretimi ABD’ye taşıyan yabancı firmalar, hammadde ve yedek parçada yine ithalata bağımlı kalabilir. “Yeni tarifeler coğrafyası” ise hâlâ yazılıyor; Washington-Pekin hattındaki geçici ateşkesin akıbeti ve düzenleyici alanlara (örneğin teknoloji) yönelik ek vergiler belirleyici olacak.

Etiketler: ABD gümrük savaşı, Trump ticaret politikaları, küresel ticaret, Avrupa Birliği ABD ilişkileri, Çin ABD ticaret savaşı, Dünya Ticaret Örgütü, korumacılık, tarifeler 2025, jeopolitik ekonomi.

Trump’ın gölgesinde Charlie Kirk anması: Şehitlik, nefret ve uyanış

New York’un sosyalist adayı Mamdani’nin kampanyası: Kapitalist rüzgârlara karşı sınıf mücadelesi