Ne yaşıyoruz?
Ülkemiz, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına, ekonomik krizin giderek ağırlaştığı, siyasetin tümden çözüm üretmekten uzak, kültürel ve sanatsal alanda iktidarın baskılarıyla nedeniyle yaşamı zorlaştıran toplumsal sorunlar yumağı olarak giriyor.
Birbirine geçmiş halde ağırlaşan bu sorunlar, tarihsel kökleri itibarıyla Cumhuriyet öncesine kadar uzanabilmekteyken, ülkenin son 20 yılına egemen olan yönetim anlayışı da bu sorunlara çözüm üretmenin çok uzağında kaldı.
Geldiğimiz noktayı; Cumhuriyetin birinci yüzyıla ait sorunlarının ikinci yüzyıla devretmesi evresi olarak tanımlamak yanlış olmaz.
Nereye sürükleniyoruz?
Olağan günlerde beslenme, barınma, sağlık, eğitim ve sosyalleşme gibi temel insan haklarına erişemeyen on milyonlarca yurttaşımız; hakim toplumsal iktidarın ağırlaştırdığı, peşi sıra gerçekleşen ve önlemi alınmayan felaketlerle her gün karşı karşıya ve yaşama tutunmaya çalışıyor. Ancak Türkiye toplumu da, tam bu noktada, yerkürede varlık koşullarını hızla tüketen insanlığın bir parçası olarak hızla çürüme ve tükenme noktasına doğru koşuyor.
Neye ihtiyacımız var?
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında yeni fikirlere ve bu fikirlerin hayat bulabileceği toplumsal dayanışmanın gücü ve ışığına ihtiyacımız var. Bu ışık aynı zamanda siyasetin yeniden belirginleşen kadim yollarını aydınlatacak ve toplumsal sorunlar karşısında ifade edilen reddiyeler, suçlamalar ve popülist söylemlerin ötesinde; birinci yüzyılda biriken ve ağırlaşan sorunlara gerçekçi çözüm yolları bulmaya gayret edecek.
İşte tam bu noktada FİKİR, yayın hayatına başlıyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının Fikir Gazetesi olarak yurttaşın, doğanın ve tüm canlılığın yanında, tüketen ve egemen olanın karşısında yeni bir yaşam fikrinin peşinde koşmaya söz veriyor. Ortak toplumsal yaşamı önceleyen gazetecileri, akademisyenleri, siyasetçileri ve demokratik toplum temsilcilerini ama en çok da toplumsal alanın asli öznesi olan her renkten yurttaşlarımızı bu fikir mücadelesine katkı sunmaya, ortak olanı güçlendirmeye davet ediyoruz.
Ve bir soru; tüm sorunların içinden, bütün toplumsal talep ve umutların üstüne yükseliyor: Cumhuriyetin ikinci yüzyılını hangi fikirlerle inşa edeceğiz?
Yanıtları hep birlikte inşa etmek umuduyla…