Yani yol, yöntem, alternatif çıkarımlar?
Yani çözümler?
Çözüm formülleri?
Yol, yolak, ufuk ya da basitçe hedefler?
Oysa ne güzel konfor alanı değil mi?
Sorun tespiti yap
Sonra şikâyet et
Sonra da es savur
Üzerine bir video çek
Olmadıysa bul bir tarla kenarı
Olmazsa bir ahır
O da olmazsa Pazar panayır
Ver görüntüyü
Ohh.
Akşam geç koltuğa izle.
Medya hazır ve tetikte malzeme arıyor.
Haber bültenleri,
Açık oturum görünümlü açık editoryal yapılandırılmış toplantılar,
Söylemler tek düze.
Sabah çek takımları
Değme keyfime.
Alın size;
Tarım Medya Siyaset Üçgeni!
Ali yazar
Veli bozar
Küp suyu çeker azar azar.
Rahmetli Manço’dan bu yan değişen bir şey yok.
Küp suyunu çekiyor
Biz konforunu sürüyoruz.
İster iktidar
İster muhalefet.
Özellikle son dönemde bayağı alevlendi işler.
Benim yıllar önce yazdığım gibi “Kahraman Sandığımız Kahraman Olmayanlar” yine sahne aldı.
Bir noktadan düğmeye basılmış sanki diyeceğim de sanki si fazla olacak!
Sanırsınız muhalefet ediyorlar.
Oysa konfor alanındaki “mengene iletişim tekniğini” kullanıyorlar.
Ama sonuç aynı yere çıkıyor.
Ben ve benim halim ne olacak?
Bir de buna teşni olan hiç kusura bakmasınlar acemi siyaset mecraları var.
Mal bulmuş mağribi gibi ellerine tutuşturulan iki belge ile kıyamet koparan.
Oysa bilmeyeni yoktur o işlerin.
Bilinir.
Biliniyor.
Hatta önü arkası bilinmeyen bir şey olmaz tarım sektöründe.
Devasa sektör aslında iş iletişime sıra gelince çok küçüktür.
İpsala’daki haber Kars Susuz’a aynı gün gider.
Mesela gelir size derler:
Çin’de incir üretme faaliyetleri başlamış diye.
Yaa öyle mi derseniz orada kalır hikâye!
Yok eğer siz azcık sektörün iletişim dilini ve politika bilirseniz, “Germencik bile üretir bunlar” derseniz, yanıt kafa sallamayla gelir.
O bilgi değerlidir.
Artık peşine düşmeniz lazım.
İyi de ne zaman düşmeniz lazım?
Çünkü zaten kapalı kutudur orası.
İyice kapatılır.
İz kalmaz, bırakmazlar.
Tıpkı dün bugün yaşanan ESK olayı gibi.
Hikaye’nin başladığı yer 250 bin Damızlık Düve Projesi olabilir mi mesela?
Yıl, zaman, bürokrasi cem edin bakalım.
Neyse!
Kimler kimlerle beraber…
Aman dikkat.
İz’lere ve iz’leri izlemeye dikkat.
Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.
Aslında siyaset sever bu sözü:
“Her doğru her yerde söylenmez”.
Ali yazar
Veli bozar
Küp suyu çeker azar azar.
Barış söylemiş de ne olmuş.
Küp’te söz de orada duruyor.
Politik olmak lazım dediğinizi duyuyorum.
Ama hemen karışır söz.
Politik
Politika
Politikacı
Politika yapıcı vs vs.
Derin mevzu.
Şöyle bir şey:
Diyelim Et üretimi.
Kırmızı et mi sığır eti mi tartışmasından münezzeh.
Daha onu bile anlamadık ya!
Neyse!
Şimdi size bir obje/bir tip çizeyim.
Küresel piyasaları bilmiyorsunuz,
Ama size bu konuda medyatik bir malzeme lazım.
Bir de baktınız önünüze bir bilgi düştü.
FAO Gıda Endeksi
Orada Kırmız Et Endeksi de var.
Allah işte size tam politik davranma fırsatı.
Aldınız endeksi.
Ama o, endeks.
Size fiyat lazım.
Tamam kolay buldunuz işte bir fiyat.
Baktınız yurt içi market fiyatına.
Kırmızı Et diye sığır etine ya da dana etine.
Uuu.
Muhteşem ne biçim fark var ama.
Yap bir grafik
Ol bu defa Politikacı!
Ver medyaya
Ol bu defa Politika Yapıcı!
Peşine tak siyaseti?
Ohh.
Süper.
Karşı kıyıdan ne göründüğü önemli değil.
Bulduğun fiyat liman toptan fiyatıymış,
Kırmızı et ayrı dana eti ayrı anlama geliyormuş,
İçinde Domuz eti bile varmış,
Bulduğun değer ile karşılaştırdığın değer (toptan ihracat fiyatı ile perakende fiyatı) farklı şeylermiş,
Artık geçti.
Geçmiş olsun.
Kime ne kazın ayağının öyle olmadığından.
Kime ne aslında pahalı olanın et olmadığından.
Olmayan şeyin alım gücü olduğundan.
Asgari ücretle çalışanların toplam ücretlilerin yarısından fazla olduğundan.
Alamadığımızdan.
Fakir olduğumuzdan, fakirleştiğimizden.
Suçlu bulundu işte
Kırmızı Et
Sığır, Dana, Domuz ne fark eder.
Şimdi dön bak bakalım çiftçiye.
Vay bee!
Benim ürettiğim et pahalı imiş.
Millet daha ucuz üretiyor demek ki?
O zaman ben bu işte başarılı değilim.
Zaten pahalı ise talep yoktur.
Talep yoksa mal’ım ucuza gidecek demektir.
Üstelik dünyada daha da ucuzmuş.
O zaman ben bu işi neden yapayım?
Para kazanacak bir iş yapayım; millet yiyebilsin.
Dışarıda ucuz ise dışarıdan gelsin.
İthal edilsin biz de zarar etmeyelim.
Tüketici mi?
Zıkkımın kökü!
Ulan iki tane danaya bakıp bize 3 kat pahalı satıyorlar.
Yetmiyor
Bir de zır zır ağlıyorlar.
Gördünüz mü kime çalıştınız?
Oysa bir baksanız
Aynı et ABD’de kaç lira?
UK’da kaç lira?
Polonya’da, Fransa’da kaç lira?
İşte Tarım Politikası ile
Tarım Ekonomisi ile
Tarım ve Kırsal Sosyoloji ile
Tarım’ın ve çiftçilerin kendi gerçeklikleri ile konformistlerin ayrıldığı yer burası.
Gerçek ne kadar gerçek ise
Gerçeklik o kadar gerçektir.
Elbette
Tarım Medya Siyaset Üçgeni Hariç.
Fikir Söyleşileri’nde İzmir’in tarım ve gıda ekosistemi konuşuldu
Baki Remzi Suiçmez yazdı: Tarım ve gıda krizinden çıkış var mı?
Etiketler: tarım politikası, tarım ekonomisi, kırmızı et fiyatları, gıda krizi, tarım ve medya, kırsal sosyoloji, Ergin Kahveci
