₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Bodurluk

Eşinden şiddet görmüş, sığınma evinde kalmış sonra ayrılmış, bir ev tutmuş sonra kirasını ödeyemediği için iki küçük çocuğu ile başka bir eve taşınması için dayanıştığımız Sevim’le geçen gün telefonda konuştuk. 

Sevim çocuklarından, çocuklarına beslenme koymakta zorlandığından bahsederken 6. sınıfa giden oğlunun yetersiz beslenmeden kaynaklı tedavi gördüğünden de söz etti. Sevim hamileliği döneminde şiddet gördüğünden ve o dönemde yetersiz beslendiğinden bahsetmişti. 

Sevim, gündelikçilik yaparak iki çocuğu ile bir gecekonduda yaşıyor. Çok zor geçiniyor. Okul kayıt dönemlerinde, bayramlarda, yeni yılda, okul etkinliklerinde, kış aylarında ve çocuklarının sağlığı ile ilgili ekstra çıkan her masrafta tükeniyor, kaygısı, stresi, artıyor. 

Sevim’in 6. sınıfa giden oğlunun kilosu 23, sık sık doktora kontrole gidiyor. Çocukların ekonomik nedenlerle yeterli beslenememesi ve yetersiz beslenen her çocuğun bizim için bir utanç olması gerektiğini düşünüyorum.

Küresel olarak, 5 yaşın altında 165 milyon çocuk, yetersiz beslenmeden kaynaklı bodur ve kısa boya sahip.  

Ülkemizde bodurluk oranı yüzde 6’larda.  Geçtiğimiz günlerde Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Adıyaman’da yürütülen malnütrisyon çalışmaları kapsamında beş yaş altı 374 çocukta tespit ettiği bodurluk oranı yüzde 14,4.

Bu utanç verici bir oran. Deprem bölgesinde, bodur çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini geri dönülmez bir biçimde katkı koyan bir sosyal hizmet sistemini değiştiremediğimiz için bin kez utanmalıyız.  

Çünkü bodurluk, yetersiz beslenmeden kaynaklı, bir çocuğun büyümesini engeller, ciddi boyutlarda ve geri döndürülemez fiziksel ve bilişsel hasara neden olur. 

Çünkü bodurluk anne karnında başlayan erken çocukluk döneminde devam eden yetersiz beslenmenin en yıkıcı sonucudur. Erken teşhis ve zamanında tedavi ve bakıma erişmediklerinde  çocuklar olması gereken boylarına ulaşamazlar, zihinsel gelişimleri tamamlayamazlar.

Bodur çocuklar daha anne karnındayken hayata yenik başlarlar, okulda öğrenme güçlüğü yaşarlar, yetişkin olduklarında ucuz işgücü olarak kullanılırlar. Hayatları hep engellerle doludur.  Kronik hastalıklarla boğuşurlar, bağışıklıkları zayıftır, ölüm riski ile sürekli karşı karşıyadırlar.  

Dünya sağlık Örgütü’ne göre dünyanın 2030 yılına kadar bodur çocuk sayısını 89 milyona düşürme küresel hedefine ulaşması için daha fazla daha yoğun çabaya ihtiyaç var. Bu çaba veriliyor mu, deprem bölgesindeki orandan, okul yemeğine karşı sunulan önergelerin reddedilmesinden bu çabanın verilmediğini çok açık bir şekilde görüyoruz. 

Yetersiz beslenme bir halk sağlığı sorunudur, çünkü araştırmalar küresel olarak tüm çocuk ölümlerinin yaklaşık yarısının yetersiz beslenmeye bağlı olduğunu ortaya çıkardı. 

Yetersiz beslenen çocuklar, okulda akranlarına göre daha düşük performans gösterir, okulu erken bırakma riskine sahiptirler, ve yetersiz beslenmeden kaynaklı ortaya çıkan problemlerin gelecek nesillere geçme tehlikesi vardır.  Yetersiz beslenme bir çocuk hakları ihlalidir,  çünkü dünyada 5 yaşın altındaki çocuklar arasındaki ölümlerin yaklaşık % 45’i yetersiz beslenmeyle bağlantılıdır. Bu ölümlerin çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelmiştir.   

Giderek artan sayıda araştırma, yaşamın ilk iki yılında bodurluğun çocuğun daha sonraki öğrenme kapasitesi üzerinde olumsuz etkisi olduğunu, bodur çocukların okula daha geç başlama ihtimalinin normal çocuklara göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, daha sık sınıf tekrarı ve daha fazla okul terk oranları yaşarlar. Yetersiz beslenen çocuklar okulda daha iyi performans gösteremezler. Çünkü konsantre olma konusunda daha fazla güçlük çekerler ve daha sık davranış sorunları geliştirirler.  

Yetersiz beslenme ile ilgili birçok ülke mücadele veriyor, bu mücadele hareketlerinden birisi de Beslenmeyi Ölçeklendirme (SUN) hareketi. SUN Hareketi, yetersiz beslenmeyi önlemek ve azaltmak için eğitim kampanyaları, beslenme programları, sağlıklı gıda üretimi ve sağlıklı ve yeterli gıdaya erişmek için 100’den fazla kuruluş ve 30 hükümetle çalışıyor. SUN Hareketi’nin başlattığı en önemli proje  “1000 Gün Ortaklığı” yani bir kadının hamileliğinin başlangıcı ile çocuğunun ikinci doğum günü arasındaki 1000 günlük arada yeterli beslenmenin önemine daha fazla dikkat çekmek için çalışıyor. Ortaklık, liderleri beslenmeye yatırım yapmanın önemi, etkisi ve maliyet etkinliği hakkında bilgilendirmek için kaynaklar ve savunuculuk araçları sağlıyor. 

Çünkü yetersiz beslenmenin bodurluk ve diğer etkileri, annenin beslenme gereksinimleri ile ilgili, aile beslenme uygulamaları ve yeterli bakım ve hijyen ile bu durum önlenebilir. 

Bu konuda yapılan uluslararası araştırmalar  yetersiz beslenme ve bodurluğa erken müdahale ile önlenebileceğini de ortaya koymuştur. The Lancet’te yayınlanan en son makalelerdeki kanıtlarda  çocuklarda yetersiz beslenmenin köklerine inmek için hamilelikten önceki sağlık ve beslenme durumlarına kadar izlenebileceğini ortaya çıkardı. Sonuç olarak yetersiz beslenmeyi, bodurluğu önlemek aynı zamanda, nesiller arası yoksulluğun da önüne geçecek en önemli adımdır.  

Yetersiz beslenmeyi önlemek içinde yapılacak ilk şey çocuk sağlığı ve gelişiminin, gebelik öncesi dönemden yaşamın ilk 1000 gününe ve ergenliğe kadar kısa ve uzun vadeli bilişsel gelişimi iyileştirebilen erken çocukluk bakımı ve eğitimi. Ayrıca kadınlara sabit gelire ulaşabilecekleri işler ile kadınların güçlendirilmesi ve sosyal hizmetlere eşit erişimlerinin sağlanması da en önemli yetersiz beslenmenin önlemesi için önemli katkı sağlayacak adımlardan bir diğeri.

Yetersiz beslenme ve bodurluk bir eşitlik sorunudur, bu nedenle hem iktidar hem de muhalefet partileri yetersiz beslenmeden kaynaklanan bodurluğa son verme taahhüdünde bulunmalıdır. 

Çünkü 2018 yılında 5 yaş altında bodur olan 400 binin üzerinde çocuk bugün 10-11 yaşında ve aramızdalar bu çocukların yetersiz beslenmesinden de, bodur olmasından da  bu konuda politika üretemeyen ve görmezden gelen siyasetçiler sorumludur. 

Fikir Sayı 41: Çocuklarda Bodurluk İkiye Katlandı