Hem İhtiyaç Hem Alternatif: Gazoz Ligi Bize Ne Anlatıyor?

Spor yapmak, insanın en temel ihtiyaçlarından birisi. Özellikle bu spor dalları arasında sivrilen futbolu icra etmek ise hem büyük bir keyif hem de motivasyon aracı. Ancak gerek zaman ve mekânın dayattığı koşullar gerekse de ticarileşen futbol ikliminin ortaya çıkardığı kirli yapı bu oyundan zevk almanın önüne geçmiş durumda.

Profesyonelleşen, gün geçtikçe kadükleşen ve dar bir grubun çıkarlarına yaslanan futbola, hem yeni hem de orijinal bir bakış açısını temsil eden Gazoz Ligi ise bir “alternatif mecra” olarak öne çıkıyor.

Fikir Gazetesi’ne konuşan Gazoz Ligi Yürütücü Kurul Üyesi ve Gazoz Ligi takımlarından Durkay United’ın antrenörü Recep Mert Okter, ligin mücadeleci ve dayanışmacı dokusunu anlatıyor. Okter, ligin bir hafızaya sahip olduğunu öne sürerken, ligin yapısından  ise “Yalnızken çözemediğimiz problemlerimizi bir dayanışma ve kolektifin içerisinde, Gazoz Ligi’nin tüm bileşenleriyle çözme hissi, iradesi ve refleksi geliştirdiğimiz bir ortam” diye bahsediyor.

Okter, Fikir’in sorularını tam da bu bahsedilen çerçeveye sadık kalarak yanıtlıyor:

Biz, takip ettiğimiz için biliyoruz ancak bilmeyenler ya da kaçıranlar için sorayım istiyorum. Gazoz Ligi’ni nasıl tanımlamak gerekir? Bu lig nasıl bir ihtiyaca karşılık geliyor ya da tersinden sorarsak Gazoz Ligi’nin ortaya çıkış koşulları ve sundukları nelerdir? 

Kelime olarak kulağa hoş gelmese de “savaş” kavramını burada kullanmak isterim. Ancak Gazoz Ligi’ni şu şekilde tarif etmek olanaklı. İçinde ahlak öğeleri barındıran, rakibinin durumuyla ilgilenen bir “savaş meydanı” olarak görüyorum ben. Ama bu meydanının kendine göre dizayn edildiği, futbolun genel geçer kurallarını bazı özel ve duygusal durumlarla da bağdaştıran ve kolektif olarak yenilip, daha iyiye de gidilebileceğinin ortaya konduğu bir felsefe etrafında örgütlenen bir mücadele alanı olarak tanımlayabilirim.

“Gazoz Ligi bir sürekli yaşıyor ve önemli bir hafızaya sahip”

İnsanı geliştirebilecek olan mücadele genelde kendi içerisindeki mücadelesidir aslında. Dolayısıyla Gazoz Ligi takımların kendi içlerindeki yapılarıyla, kendi oyuncularının durumları, taktikleri ve yönetim biçimleriyle yol alabildikleri bir düzen etrafında örgütleniyor. Yani rakibinizin daha kötü, eksik ya da yetersiz olması sizi daha yukarıya taşımıyor. Tam aksi geçerli… Rakiplerinizin daha ileriye gitmesi, taktik ya da centilmenlik açısından ilerlemesi sizi geliştiren bir olay. Çünkü burada rakipler sürekli değişmiyor. Bu ligde transfer çılgınlığı, düşen takım gibi profesyonel liglerle anılan olgular yerine; merkezinde yer alan simaların, yeni yüzleri lige adapte ettiği bir sistem oturmuş durumda. Sürekli yaşayan bir lig Gazoz; dolayısıyla da bir hafızası da var.

“Bu ligde ayrı bir hukuk çerçevesinde bir aradayız”

Bu hafıza etrafında toplanan sporcular, futbola özgü mücadele kulvarını ve kodlarını yeniden yorumluyor, diyebilirim. Bizim Gazoz Ligi’nde verdiğimiz mücadele ya da savaş ve bunun yarattığı hukuk, başka hiçbir ligde yaşamıyor. Biz ligde ilişki kurduğumuz kardeşlerimizle ligin daha iyi nasıl olabileceği konusunu sevgi ve dayanışma duyguları çerçevesinde tartışıp, hatta iç işlerimizi de paylaşıp cevaplamaya çalışıyoruz. 

“Üsküdar Selimiye’de, butik ve mahalleli bir ortamda oynuyoruz”

Bu sene de zevkli ve çekişmeli maçlara sahne olan ligde artık kısa bir araya giriliyor. Ligin başlangıcındaki beklentiler ile devre arasındaki durum karşılaştırıldığında Gazoz Ligi ne kadar yol aldı ya da amaçlarınıza ulaştığınızı söyleyebilir miyiz? Bu konuda bir değerlendirme yapılabildi mi? 

Şöyle, 7 Ocak tarihinde bir kaptanlar toplantısı olacak. Gazoz Ligi, aslında takımların kaptanları tarafından idare edilen, dinamikleri belirlenen ve yaklaşık 600 oyuncuya yayılan bir enerji etrafında tertipleniyor. Dolayısıyla bir ilk yarı değerlendirmesi de yapacağız. Ancak bana sorarsanız ligin ilk yarısında, bu yaz Ahparig Turnuvası’ndan getirdiğimiz dostluk ve rekabet tohumlarının filizlendiğini görüyoruz.

Ligde yer alan takımlar, Üsküdar Selimiye Stadı’nda mücadele ediyor. Stadyumların şehir içinde ya da dışında yer alması önemlidir. Özellikle de verdiği dinamizm açısından… Biz, Selimiye Stadı’nda daha butik bir ortamda, mahallenin içerisindeki kodlarla da uyum ve yakın ilişki halinde ve tribünde de birbirine çok daha temas eder vaziyette spor yapıyoruz.

“Ahparig Turnuvası’ndan getirdiğimiz dostluk da aramızda”

Dolayısıyla, ligin öncesinde düzenlediğimiz ve benim de düzenlenmesinde sorumluluk aldığım Ahparig Turnuvası’nda tüm takımların birbirine benzediğini, küçük farklara sahip olduğunu ancak aynı yöne bakan  insanlar olduğumuzu keşfetmiştik. Bunu bu sezon çok daha iyi anladığımızı düşünüyoruz. 

Bu durum, birbirimizin sağlık durumu, psikolojisi, oyundan zevk alma kaygılarımızı iyi yönde etkiliyor. Örneğin, kendi takımımız dışındaki yer alan ve 6 haftadır kazanamayan bir takımın galip gelmesi ve hatta kendi takımımıza karşı kazanması, bana atılan o son dakika golünün benim montajlayıp Gazoz Ligi sosyal medyasında paylaşmam ve rakibimin sevincini empati yaparak sahiplenmem  oldukça önemli bir his… Aynı zamanda bu, kendi üzüntünüzde bir anlam da bulmanızı teşvik ediyor. 

Özetle, önceki sezonlarla kıyasladığımıda daha ileri gidebildiğimiz, “kendimize gelmeliyiz” cümlesini pek duymadığımız, tüm kaptanların ve yeni transferlerin de ligde olmaktan mutluluk duyduğu bir süreci yaşıyoruz.

“Biz topyekün bir mutluluk istiyoruz”

Gazoz Ligi, profesyonel ve endüstriyel iklimin etkisinde kalmış futbol liglerine bir alternatif olabilir mi? Gazoz Ligi’ni dışarıdan hangi gözle değerlendirmek gerekli?

Aslında dışarıdan şu şekilde değerlendirmek gerekir. Gazoz Ligi, futbol oyununun en temel kodlarına sahip bir örneği olmasına rağmen aslında oldukça yeni bir versiyonu. Fakat bir şeyin yeni versiyonu demek onun hasarlı olduğunu ya da orijinalini bozduğunu göstermiyor. Biz futbolun kurallarına müdahale edecek değiliz. Ancak futbolun kuralları içerisinde oynamaya ve kalmaya çalışan sporcuların ahlak değerlerini, sağlığını, rakiplerin birbirlerine karşı saygınlığını koruyabilecek birtakım önlemler alıyoruz. 

O nedenle Gazoz Ligi’ni dışarıya şöyle anlatmak mümkün. Biz Gazoz Ligi’nde, oyunculardan, yürütücü kurul ve kaptanlara kadar topyekün bir mutluluk istiyoruz. Çünkü bu işin sonunda bir ödül ya da ceza yok. Ödüller ya da cezalar bizde dinlendirmeler ya da teşvikler olarak sözlüğümüzde yer alabiliyor. 

“Burası alternatif bir alan, çevre yapma ya da iş ağı değil…”

Mesela, nedir teşvik?

Çok iyi oynayan bir oyuncunun attığı güzel bir golü arkadaşların o hafta sosyal medyada, takım gruplarında, aile, dost ya da iş gruplarında paylaşması. Aslında şunu demek biraz da… “Ne kadar nitelikli bir sporun parçasıyız aslında biz” demenin de yolu bu. Gazoz Ligi, parayla ölçülen bir değer skalası da içermediği ve bu noktada ayrıldığı için başarı ya da kariyer odaklılığı olmadığı, sadece kendisini saha içerisindeki o ana teslim ettiği, ötesi ve sonrası olmayan özel bir an için 600 insanın en az 11 ay ve haftanın en az 3 ya da 4 günü mesai harcadığı bir ortam .

Bunun sonunda ise insan olma saygınlığı, ihtiyacı, spor yapmanın insan zihni ve fiziğine verdiği faydalar ve en önemlisi yalnızken çözemediğimiz problemlerimizi bir dayanışma ve kolektifin içerisinde, Gazoz Ligi’nin tüm bileşenleriyle çözme hissi, iradesi ve refleksi geliştirdiğimiz bir yerden bahsediyoruz.

Burası bir “network”, çevre yapma yeri ya da iş ağı değil. Öncelikle bu oyunun en saf haliyle oynanmaya çalışıldığı ve profesyonel liglerden burnumuza kötü kokular getiren özelliklerin budandığı ve oyunun orijinallğine sadık kalındığı bir lig burası…