Uruguay’ın başkenti Montevideo’daki sol belediyecilik deneyimi, Latin Amerika’da Brezilya dışındaki en başarılı örneklerden biri olarak değerlendirilmektedir.
Bu süreç, Tabaré Vázquez’in 1989 yılında belediye başkanlığı seçimlerini kazanarak Montevideo’nun yönetimini devralmasıyla başlamış ve o tarihten itibaren Frente Amplio (FA – Geniş Cephe) kesintisiz olarak başkenti yönetmiştir. FA, Komünistler ve Sosyalistler de dahil olmak üzere çeşitli sol partileri bir araya getiren ve sendikalar ile sosyal hareketlerle güçlü bağlar kuran bir koalisyon yapısına sahiptir. Bu yönüyle FA, Brezilya’daki İşçi Partisi (PT) ile birçok benzerlik göstermektedir. Montevideo’da FA’nın yönetim anlayışı, Porto Alegre’deki katılımcı belediyecilik modelinden ilham alarak şekillenmiş ve seçmenler, ulusal düzeydeki neoliberal reformları reddederek FA’nın sosyal politikalarını desteklemiştir (Goldfrank, 2002a).
Bir Reform: Ademi Merkeziyetçi Politikalar
Frente Amplio’nun Montevideo’da gerçekleştirdiği en önemli reformlardan biri, ademi merkeziyetçi politikaların uygulanmasıdır. 1990 yılında Tabaré Vázquez’in başlattığı Ademi Merkezileşme ve Katılım Planı (Plan de Descentralización Participativa), vatandaşların karar alma süreçlerine doğrudan katılımını sağlamayı hedeflemiştir.
Porto Alegre’deki katılımcı yönetim modelinden esinlenerek mahalle meclisleri oluşturulmuş, bu meclisler aracılığıyla katılımcı bütçeleme yöntemleri geliştirilmiş ve 1993 yılında kalıcı hale getirilmiştir (Bayramoğlu, kitap). Bu model sayesinde vatandaşlar, belediye bütçesiyle ilgili önerilerde bulunmuş ve yerel hizmetlerin dağıtımıyla ilgili karar süreçlerine doğrudan katılım sağlayarak, Montevideo’nun yönetiminde daha şeffaf ve demokratik bir yapı oluşturulmuştur.
Montevideo’da Frente Amplio (FA) yönetimi, kentsel altyapı ve ulaşımın modernizasyonuna odaklanmış, toplu taşıma sistemlerini iyileştirerek ve parklar ile yollar gibi altyapı yatırımlarını hızlandırarak şehri daha yaşanabilir hale getirmiştir. Özellikle La Rambla sahil şeridindeki düzenlemeler, Montevideo’yu hem yerel halk hem de turistler için cazip bir destinasyona dönüştürmüştür.
Uruguay’ın Kendine Özgü Sol Deneyimi
FA, kentsel altyapı projeleriyle şehrin modernizasyonunu sağlarken, düşük gelirli bölgelerde sosyal konut projeleri aracılığıyla barınma sorunlarına çözüm getirmiş ve sağlık, eğitim ile sosyal hizmetlere yaptığı yatırımlarla düşük gelirli hanelerin yaşam koşullarını iyileştirmiştir. Uruguay’ın geleneksel partileri olan Colorados ve Blancos, FA’nın emekten yana politikalarına karşı çıksa da alternatif çözümler sunamaması, FA’nın bu partilere karşı siyasi üstünlük kurmasını engelleyememiştir (Luna, 2004: 21).
Montevideo’nun sol belediyecilik yönetimi, çevre politikalarını öncelikli bir konu olarak ele almış ve çevresel sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli adımlar atmıştır. Atık yönetimi ve geri dönüşüm sistemlerinin iyileştirilmesi, yeşil alanların korunması ve artırılması gibi projelerle çevreye duyarlı bir kent yönetimi anlayışı benimsenmiştir. Ayrıca, enerji verimliliğini artırmak ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmek amacıyla çeşitli politikalar geliştirilmiştir. Bu ekolojik girişimler, Montevideo’nun uzun vadeli çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına önemli katkılar sağlamıştır.
1989-2005 yılları arasında Montevideo’da Frente Amplio (FA) tarafından uygulanan sol belediyecilik politikaları, şehrin sosyal ve ekonomik yapısında önemli değişimlere neden olmuştur. Ademi merkezileşme, katılımcı bütçeleme, kentsel kalkınma projeleri ve sosyal refah alanındaki başarılar, Montevideo’yu Latin Amerika’da sol belediyecilik deneyiminin öne çıkan bir modeli haline getirmiştir. Porto Alegre deneyiminden ilham alan FA, halkın katılımını teşvik eden, sosyal hizmetleri genişleten ve sosyal refahı destekleyen politikalarıyla Montevideo’nun dönüşümüne öncülük etmiştir. Bu başarılar, FA’nın Uruguay’ın geleneksel partileri karşısında uzun süreli bir siyasi üstünlük sağlamasına ve halkın güçlü desteğini kazanmasına katkıda bulunmuştur.
Beklenen Etki Yaratılabildi mi?
1989-2005 yılları arasında Montevideo’da Frente Amplio (FA) yönetimine yöneltilen eleştiriler, sosyal politikaların kapsayıcılığı ve katılımcı mekanizmaların etkinliği üzerinde yoğunlaşmıştır. Bazı sol çevreler, FA’nın katılımcı bütçeleme ve ademi merkeziyetçilik politikalarının yoksul mahallelerde beklenen etkiyi yaratmadığını, daha çok orta sınıf bölgelerde başarı sağladığını iddia etmiştir.
Sosyal hizmetlerin dağılımında eşitsizliklerin devam ettiği ve yoksul kesimlere yeterli kaynak aktarılmadığı yönündeki eleştiriler de dikkat çekmiştir. Ayrıca, FA’nın daha kapsamlı katılımcı programlar ve vergi reformları uygulamasını, geleneksel partiler olan Colorados ve Blancos’un muhalefetinin engellediği ve bu durumun radikal değişimlerin önünde bir engel oluşturduğu ifade edilmiştir.