Bugünlerde en çok konuşulan konu, ‘’yeni bir süreç mi başlıyor, bu yeni süreç bir çözüm süreci mi’’ gibi başlıklar taşımakla birlikte, DEM Parti’yi temsilen Abdullah Öcalan ile görüşülmesi ve ardından yine DEM Parti temsilcilerinin diğer parti liderleri ile yaptığı ve yapacak olduğu görüşmeler…
Bu tartışmalar bilindiği üzere MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de yaptığı çağrı ile başlamıştı. ‘Öcalan gelsin, DEM Parti genel kurulunda konuşsun ve umut hakkını kullansın, silah bıraktırsın’. Niye TBMM Genel Kurulu değil de DEM Parti genel kurulunda konuşsun diyor oradaki arka planı, niyeti anlamak zor olmasa da, bu açıklamayı Bahçeli’nin yapıp hemen ardından Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için bir Anayasa değişikliği yapılmalıdır demesi de en büyük niyeti açık ediyor aslında.
AKP-MHP koalisyonu bir anayasa değişikliğine ihtiyaç duyuyor. Erdoğan’ın yeniden seçilebilmesi için bu şart. Ancak anayasa değişikliği için elbette Kürtlerin oyu gerekiyor. Kürtlerin meclisteki temsilci DEM Parti ile görüşmeler de, el sıkışmalar da bu bağlamda değerlendirilmeli. Çünkü DEM Parti grubu lehe oy kullanmadan bir anayasa değişikliği mümkün değil. Bunun tek alternatifi meclisin fesih edilerek yeni bir seçim yapılması ve mevcut anayasal koşullarla seçime gidilmesi. İktidar elbette tüm olasılıkları, yöntemleri düşünmüş, bir yol haritası çıkarmış ve önüne koymuştur. Tüm bunlar pat diye önümüze düşmüş olamaz.
Ancak burada en ‘demek bu da oldu’ dedirten şey, bu çağrıyı MHP liderinin yapması, DEM Parti grubu ile görüşmesi, el sıkışması, İmralı’ya giden heyetle İmralı görüşmesi sonrası gülümseyerek poz vermesi. Milliyetçiliğin kalesi, ülkücü hareketin merkezi olan partinin genel başkanının (adına ister davet diyelim ister çağrı) bunu ifade etmesi, bunun da ötesine geçerek şimdiye kadar düşmanca tavır içerisinde olduğu bir partinin önde gelen isimleri ile yan yana gelmesi, sürece dair açıklamalarının arkasında olduğunu belirten başkaca açıklamalar yapması milyonlarca insanı hayrete düşürmedi değil. Üstelik İmralı heyetinin görüşmeden dönmesi sonrası, siyasi partiler ile görüşmeler yapan, mecliste açıklama yapana heyetin içinde seçilerek belediye başkanı olduğu belediyeye defalarca kayyım atanan Ahmet Türk de var. Bazı şeylere akıl sır ermiyor.
28 Aralık’ta Abdullah Öcalan’la görüşen Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan İmralı heyeti, Ahmet Türk’ün de katılımıyla siyasi partilere yönelik ziyaret turunu da bu arada tamamladı. Yani görüşme heyeti, meclisteki diğer parti temsilcileri ile de görüşme yapıyor.
Önümüzdeki günlerde HDP eski eş başkanları Figen Yüksedağ ve Selahattin Demirtaş ile de görüşecek olan İmralı heyetinin İmralı’ya sonraki bir tarihte yeniden gideceği ifade ediliyor. Elbette bizler de gelişmeleri yurttaşlar olarak yakından takip ediyor olacağız.
Barış, yeryüzündeki en güzel kelimelerden biri. Sevinç gibi…
Kalıcı bir barışın, adil bir barışın, eşit bir barışın gelmesini, huzur içinde hep bahar ve sevinç duyguları yaşayarak bir ömür sürmeyi, bu ülkedeki her yurttaşın istediği biliyoruz. Kimse savaş, çatışma ve gerilim halinden zevk almaz. 40 yılı aşkın süredir ülkede yaşananlar, ölümler, göz yaşları artık bitmeli elbette. Kürtlerin eşitlik ve adalet talebi yeni değil. Bir başlayıp bir biten süreçler de…
Ülkenin tüm insanlarına çok iş düşüyor. Oturup bir düşünmek işi düşüyor önce. Bunlar gerçekten neden oluyor, neden yaşandı diye. Döneme göre din kardeşliği, döneme göre ırkçılığın körüklenerek savaş söylemlerinde bulunmak artık kimsenin içten bulacağı bir şey değil. Yüzleşmeden, birbirini dinlemeden, olanı tüm gerçekliği ile anlamadan ve sorgulamadan barışın ebedi tesisi de mümkün değil maalesef. O nedenle, anayasayı değiştirme maksatlı bir ‘süreç’, yolda kaza geçirdiğinde ne olacak? Kürtler ve onları parlamentodaki temsilcileri yine terör sevici mi olacak? DEM Parti düşman mı olacak? O gülümsemeler, tokalaşmalar nasıl açıklanacak?
Bu ülkede, yeryüzünde yaşayan herkesin hakkıdır barış, sevinç ve huzur. Barış en temel haklardan biridir. Çünkü barışın var olduğu yerde yaşam hakkı tehlike altında değildir. Çünkü barış yaşatır.