Venezüela’da solun yerel düzeyde elde ettiği başarılar, yıllar boyunca gelişen toplumsal hareketler ve siyasi direnişlerin birikimi olarak şekillenmiştir. Bu sürecin kökenleri, 1958’de Marcos Pérez Jiménez’in devrilmesiyle başlayan burjuva demokrasisine geçiş denemelerine dayanır. Bu dönemde, Demokratik Eylem Partisi’nden ayrılan Venezüella Komünist Partisi ve diğer sosyalist yapılar, solun güçlenmesine ve devrimci hareketlerin ivme kazanmasına önemli katkılar sağlamıştır. 1960’larda Küba Devrimi’nin etkisiyle, Venezüella’daki sol hareketler gerilla savaşlarına yönelmiş ve Silahlı Devrimci Hareket (FALN) gibi örgütler kırsal bölgelerde silahlı mücadeleye başlamıştır. Ancak, devletin sert müdahaleleri karşısında bu mücadeleler etkinliğini yitirmiş ve 1970’lere gelindiğinde, silahlı devrim girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
1971 yılında kurulan La Causa Radical (Radikal Dava Partisi – LCR), bu yenilgilerden sonra toplumsal değişimi legal yollardan sağlama arayışına girmiştir. LCR, zamanla sanayi işçileri arasında geniş bir destek bulmuş ve Ciudad Guayana gibi stratejik sanayi merkezlerinde güçlü bir taban oluşturmuştur. Ciudad Guayana, çelik ve alüminyum üretiminin merkezi olması sebebiyle sendikal hareketler açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Bu bağlamda, LCR’nin işçi sınıfını örgütleme konusundaki başarısı, partinin bölgedeki siyasi etkinliğini artırmıştır. Şehrin işçi sınıfı tabanlı yapısı ve sağ partilerin geleneksel olarak zayıf olduğu bir bölge olması, LCR’nin Caracas’a kıyasla Ciudad Guayana’da çok daha etkin bir belediye yönetimi kurmasına olanak tanımıştır.
1980’lere gelindiğinde Venezüela’nın ciddi ekonomik krizlerle karşı karşıya kaldığı görülmüştür. Petrol gelirlerinin azalması, işsizlik ve enflasyonun yükselmesi, toplumda yaygın bir hoşnutsuzluk yaratmış ve bu durum sol partilerin neoliberal politikalara karşı etkili bir muhalefet geliştirmesine olanak tanımıştır. Bu bağlamda, LCR özellikle sanayi merkezlerinde işçi sınıfı ile güçlü bağlar kurmuş ve işçilerin hakları için sendikalarla birlikte mücadele etmiştir. Partinin liderlerinden Andrés Velásquez, bu dönemde işçi sınıfının savunucusu olarak ön plana çıkmış ve LCR’nin Ciudad Guayana’da yerel düzeyde güç kazanmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Velásquez’in liderliği, LCR’nin bölgedeki siyasi ve toplumsal etkinliğini daha da pekiştirmiştir.
1989 yılında Venezüela’da yaşanan ekonomik sorunlar, 27 Şubat 1989’da Caracas’ta patlak veren ve “Caracazo” olarak bilinen geniş çaplı halk ayaklanmasına neden olmuştur. Bu ayaklanma, hükümetin neoliberal reformlarına karşı halkın öfkesini yansıtmış ve devletin baskıcı müdahalelerine rağmen Venezüella solunun güç kazanması için önemli bir fırsat sunmuştur. LCR, bu süreçte popülaritesini artırarak işçi sınıfı ve yoksul kesimler arasında geniş bir taban oluşturmuştur. Caracazo’nun ardından sol hareketlerin genişlemesiyle, 1989 yerel seçimlerinde LCR, Ciudad Guayana’da büyük bir zafer kazanmış ve Andrés Velásquez bu sanayi şehrinin belediye başkanı seçilmiştir. Bu sonuç, Venezüella solunun yasal çerçevede elde ettiği en büyük yerel başarı olarak değerlendirilmiştir.
La Causa Radical (LCR), Ciudad Guayana’daki yönetimi sırasında, Los Olivos Konut Projesi gibi girişimlerle işçi sınıfının yaşam koşullarını iyileştirmiş ve yoksul mahallelerde su ve kanalizasyon altyapısını geliştirerek temel hizmetlere erişimi artırmıştır. Yerel halk meclisleri kurarak bütçe planlaması ve kaynak dağıtımına halkın doğrudan katılımını sağlamış ve Venezüela solunun belediyecilik anlayışına halk temelli bir model kazandırmıştır. San Félix ve Unare gibi işçi sınıfı mahallelerinde altyapı projeleri hayata geçirirken, sanayi sendikalarıyla işbirliği yaparak Puerto Ordaz’daki işçilerin çalışma koşulları ve sosyal güvencelerini iyileştirmiştir. Eğitim ve sağlık hizmetlerine yönelik yatırımlarla yoksul kesimlerin temel hizmetlere erişimini artırmış, 1995’ten itibaren sanayi kirliliğine karşı politikalar geliştirerek çevresel sürdürülebilirlik projeleri gerçekleştirmiştir. Bu kapsamlı yaklaşımla LCR, sosyal adalet, işçi hakları ve çevre korumayı bir arada ele alan etkili bir belediyecilik modeli sunmuştur.
LCR’nin Ciudad Guayana’daki yönetimi, başarılı sosyal ve çevresel politikalarına rağmen eleştirilerle karşılaşmıştır. İlk olarak, kentsel hizmetlerin dağıtımındaki eşitsizlikler, yatırımların daha çok sanayi merkezleri ve Puerto Ordaz gibi gelişmiş bölgelere odaklanması nedeniyle, San Félix gibi yoksul mahallelerin yeterince hizmet alamadığı eleştirilerine yol açmıştır. İkinci olarak, SIDOR’un özelleştirilmesi sırasında işçilerin haklarının yeterince korunamaması ve sosyal güvencelerin zayıflaması, işçi sınıfı içinde tepki yaratmıştır. Üçüncü olarak, yönetimde şeffaflık eksikliği ve parti içi bölünmeler, LCR’nin halk desteğini zayıflatmış ve siyasi etkinliğini azaltmıştır.
1990’ların başında Ciudad Guayana’da dört ardışık dönem boyunca başarılı bir belediye yönetimi sürdüren La Causa R, 1997’den itibaren kontrolünü kaybetmeye başlamıştır. Bu durumun temel nedenleri arasında parti içi bölünmeler, geleneksel sağ partilerin yeniden güçlenmesi ve ulusal siyasi iklimdeki değişiklikler yer almaktadır. 1997’deki bölünme sonucunda La Causa R’den ayrılan bir grup, Patria Para Todos (PPT) adı altında yeni bir sol parti kurmuş ve bu da La Causa R’nin hem ulusal hem de yerel düzeydeki gücünü zayıflatmıştır. Aynı dönemde, Acción Democrática (AD) ve COPEI gibi sağ partiler, Ciudad Guayana’daki işçi sınıfı mahallelerinde yeniden güç kazanmaya başlamış ve La Causa R’nin siyasi hâkimiyetine son vermiştir. Halk desteğini kaybeden parti, özellikle orta sınıf mahallelerde etkinliğini yitirmiş ve seçimlerde oy kaybına uğramıştır. Ayrıca, 1998’de Hugo Chávez liderliğinde yükselen Bolivarcı hareketin Venezüella siyasetinde başat bir rol oynamaya başlaması, La Causa R’nin bu yeni siyasal denkleme uyum sağlayamamasıyla sonuçlanmış ve partinin Ciudad Guayana’daki etkisini daha da zayıflatmıştır.