₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Bir küçük kent mitinginin anatomisi

Tarihsel dönemeçleri simgeleyen bazı toplantılar vardır. AKP’nin siyasi kariyerini başlatan Bingöl mitingi, MHP’yi bugünkü modern parti aygıtına dönüştüren 1969 CKMP Adana Kongresi ve CHP için bir dönemi işaret etmesi beklenen Yozgat mitingi. Başarılı geçeceği öngörülen uzun vadeli bir dönemin başlangıçları çoğunlukla Anadolu’daki ilk kritik çıkışlardır. Çoğunun ortak özelliği kamuoyundaki bu toplantılara dair beklentilerin düşük tutulması; sosyolojik ve siyasi birtakım kırılmaların simgeleştiği yerler olmasıdır. 

Yozgat bu bağlamda kamuoyunu şaşırtan bir pozisyon almayı başardı. O kadar ki kentin adı İkinci Paylaşım Savaşı’nın Doğu Cephesi’ndeki Nazi saldırganlığına karşı savaş veren iki kentle: Leningrad ve Stalingrad’la özdeşleşti. Yeni adı Yozgrad oldu bile.

Ampirik olmayan ısı dalgaları

Sosyal medya alanını ısıtan miting pratiğinin esas yansımalarını sahada görmeye çalışmak çok kıymetli. Çünkü geniş kamuoyu ne kadar miting meydanını metrekare cinsinden ölçmeye çalışsa dahi esas yansımalar ampirik verilere dayalı olmayan ısı dalgalarıyla ölçülmeli. Üstelik bu tarz mitinglerde katılımcıların veya maruz kalanların beyanları çoğunlukla köpürtüldüğü ölçüde gerçeğe tekabül etmek yerine gerçeği manipüle etmekle ilişkili. Bunu elbette siyaset “yapmanın” doğal sınırları içinde görmeli, ancak bu yapma halinin “sonuçları” yanıltabileceğini kabul etmeli.

Periferideki kazanımlar

Ekonomik faaliyetin çevresine kurulmuş sanayi ve tarım kentlerindeki en mütevazı toplantıların dahi kentte derin etkiler bıraktığı uzun süredir bilinir. Örneğin iktidar partisi en kritik dönemeçlerden geçerken dahi Bursa, Kocaeli ve Konya’da güç kaybetmemek için olağanüstü bir çaba harcadı. Göç veren tarım kentlerinde benzer bir politika sergilediler. Urfa, Yozgat, Çankırı ve Sivas iktidarın projeksiyonunu tamamlıyordu. Orta Anadolu’da bir kenti kaybetmek büyük kentlerde göç verdiği her ilçeyi kaybetmek demekti. 

CHP’nin Yozgat mitingi etkilediği sosyolojik alan ve siyasi projeksiyon açılarından çok kritikti. Yaygın kanının aksine mitingin korunda yaşananlar periferisinde yaşananlardan daha kıymetli değildi üstelik. Kor “görevi olduğu üzere”  klasik anlamda CHP’nin dayandığı toplumsal tabanını sıkılaştırırken periferisinde yeni kazanımlar elde edildi. Kanımca oraya detaylıca bakmak, mitingin ötesini görmek gerekiyor:

  1. CHP, kasabadan hallice orta Anadolu kentlerinde benim “kurumsal kalabalık” olarak kodladığım bir sorunla karşı karşıya kalıyor. Buna göre yalnızca kasaba merkezinde iki binaya sıkışıp kalan parti tabelaları arasında CHP çoğunlukla tek başına solu temsil ediyor. Tabelalar arasındaki bu yalnızlık hali kasabanın siyasal merkezini oldukça sağda tutarken kent merkezlerinde yeterince solda olmadığı için dövdüğümüz CHP, kasabada marjinalleşmiş oluyor. Esnaf pratikleri içerisinde oluşturulan dehlizlere düşen CHP, Yozgat mitingindekine benzer gövde gösterileriyle esnafın retorik kabiliyetini önemli ölçüde kırmış oluyor. Yeni gerçeklik kendini dayatırken esnaf savaştığı cephede mevzisini geriye kurmak zorunda kalıyor.
  2. Yozgat’ın sosyolojik olarak iki kolu var. Bunlardan birisi kendi gibi diğer orta Anadolu’daki tarım kentleri. Sanayi kentlerinin kendi aralarındaki rekabetten farklı olarak tarım kentleri arasında bir rekabet yoktur. Yozgat’ta başlayan değişim dinamiğinin diğer tarım kentlerine sıçraması artık an meselesi. Aşağıda bahsettiğim birtakım siyasi süreçlere ihtiyaç duyuluyor sadece.
  3. Kentin ikinci sosyolojik kolu ise göç verdiği büyük kentlere dayanıyor. Yozgat, kendisine en yakın büyük kent olan Ankara’nın hizmet sektörü taşıyıcısı üç kolonunun ikisine göç verir. Bunlar Keçiören ve Mamak’tır. Şans bu ya, iki ilçeyi de 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden beridir CHP yönetiyor. Yani Yozgatlılar CHP’ye iki katmanda maruz kalıyorlar. Bu da aidiyeti ya yeniden kuruyor ya da güçlendiriyor.
  4. Değişim dinamiğinin öncüsü bizim 2,5 toplumsal mahallemizin tamamında kadınlar ve gençlerdir. CHP’nin Yozgat mitingi bu bağlamda her evin içine en azından bir tohum atmayı başardı. Eğer kentte tahakküm eden siyasi yapılar güneşi boğmaya çalışmazsa değişim büyük hızla gelecektir. Hatırlayalım, buna benzer bir örneği Konya’da yaşamıştık. Kentte iktidar partisiyle doğrudan bağı olan sermaye ve medya grupları CHP’ye ve toplumsal muhalefete karşı olabildiğince dışlayıcı bir tavır sergilemişlerdi. Ancak CHP tarihsel olarak birtakım avantajlar yakaladığı ilçelerde 31 Mart 2024 seçimleriyle birlikte yüzünü yeniden göstermeyi başarmıştı.
  5. Sosyolojik değişimlerin siyasetin müdaheleleriyle hızlanması mümkün. Bunu Anadolu’nun neredeyse her köşesinde gördük. Siyasi ekipler kentlerinde büyük etkiler oluşturdular. Adana’da Zeydan Karalar-Anıl Tanburoğlu, Kastamonu’da Hasan Baltacı-Hikmet Erbilgin veya Malatya’da Veli Ağbaba-Barış Yıldız gibi öncüler siyasi ekiplerinin bütünlüğünü sağlayarak bulundukları kentlerde oyunun kurallarını değiştirmeyi başardılar. Görebildiğim kadarıyla CHP Yozgat il başkanı ve il örgütünün çabaları bu kente tahakküm eden siyaseti tümden değiştirmek için bir uğraş içindeler. Bu uğraşların doğrudan Ankara’ya bağlanması güç istencini, dahası CHP çevresinde biriken bir enerjiyi getirebilir. Yozgat’ı yönetmek pek hayal değil. CHP’li belediyelere yapılan “yolsuzluk” operasyonlarına bir de bu açıdan bakmak gerekiyor.

CHP’nin önünde halen uzun bir yol var. Yozgat mitinginin bir dönemin simgesi olması da o uzun yolun aşılmasına bağlı.