İzmir Kültürpark’ta 18-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenen İzKitapFest kapsamında, FİKİR Dergisi tarafından gerçekleştirilen Fikir Söyleşileri serisinin önemli buluşmalarından biri olan “25 Baharı: Rengârenk Bir İtiraz” söyleşisinde gazeteci ve yazar Umur Talu, gençliğin yeni itiraz dinamiklerini ve geleceğe dair umut arayışlarını değerlendirdi. Moderatörlüğünü FİKİR Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz üstlendi.
25 kuşağı: Devlet şiddetiyle yüzleşen bir nesil
Söyleşinin açılışında Umur Talu, 68 ve 78 kuşaklarının yaşadığı devlet şiddeti deneyimiyle bugünün 25 kuşağının yaşadıkları arasında paralellik kurdu.
Talu’ya göre, devlet müdahaleleri gençler için hem kendi potansiyellerini hem de ülkenin çıplak gerçeklerini daha derinden kavramalarına yol açtı.
Özellikle Silivri’de tutuklanan üniversitelilerin ailelerinin başörtülü ve başı açık kadınlardan oluşması, adalet talebinin toplumsal sınırları aştığını gösteren sembolik bir sahne oldu.
Çeşitli itiraz dalgalarının buluştuğu bir hareket
Geçmişte sınıf mücadelesi ve işçi-öğrenci ittifakı etrafında şekillenen toplumsal hareketler, bugün daha çeşitli ve katmanlı bir yapı sergiliyor. Çiftçiler, deprem mağdurları, lise öğrencileri ve üniversiteliler, farklı gerekçelerle ama ortak bir adalet ve eşitlik talebiyle buluşuyorlar. Talu’ya göre bu çeşitlilik, hem itirazların gücünü artırıyor hem de dayanışma biçimlerinin zenginleşmesine yol açıyor.
Diploma iptali: Gelecek hayallerine bir darbe
Söyleşide Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesinin üniversite gençliği üzerinde nasıl bir etki yarattığı da konuşuldu. Talu, diplomayı bir “gelecek tapusu” olarak gören gençler için bu müdahalenin son derece yıkıcı ve simgesel bir kırılma olduğunu vurguladı.
Geleceğin sorusu: Ne istemediğimizi biliyoruz, ne istiyoruz?
İtiraz dalgası, “neye karşı çıktığımızı biliyoruz” diyen bir kolektif ruh taşıyor; fakat “nasıl bir dünya istiyoruz?” sorusuna henüz toplu bir yanıt üretebilmiş değil. Talu, bu açığın farkına varılması gerektiğini ve geleceğe dair ortak tahayyüllerin kurulması gerektiğini belirtti.
Komünler, forumlar ve yeni bir siyaset arayışı
Umur Talu, Paris Komünü gibi tarihsel deneyimlere atıfla, yerel dayanışma yapılarının ve katılımcı forumların önemini vurguladı. Ona göre, merkeziyetçi iktidar yapılarının yerine yerel meclislerin, üniversite forumlarının ve mahalle konseylerinin geliştirilmesi, yeni bir siyasal kültürün kapısını aralayabilir.
Boyun eğmeyenlerin umudu: Birlikte direnmek
Talu, Hatay’da deprem sonrası süren direnişlerden, üniversitelerde diploma iptaline karşı yükselen tepkilere kadar birçok örnek vererek, “boyun eğmeyebiliriz ve yalnız da kalmayabiliriz” mesajını yineledi.
Toplumsal vicdan dönüşüyor: Adaletsizliğe karşı sessizlik bozuluyor
Söyleşinin sonunda Umur Talu, derinleşen ekonomik kriz ve adaletsizliklerin toplumda geniş bir vicdan uyanışı yarattığını vurguladı. Özellikle iktidara geçmişte destek vermiş kesimlerde dahi bu sorgulamanın artması, Türkiye’nin toplumsal dönüşüm potansiyeline işaret ediyor.
Şiddet, korku ve yalnızlığa rağmen: Çemberi birlikte nasıl genişletebiliriz?

 
                                    