Ninnilerle uyutulup büyütülür, derler çocuklar. Hangi çocuklar onlar acaba?
Sabahın kör saatinde yollara koyulan, günün bilmem kaç saati üç kuruş paraya çalışan, evine çocuğunun okul bitiş saatinden en az iki saat sonra varan anne baba mı çocuğunu ninnilerle uyutup büyütüyor?
Sosyal medya, yani günümüzün tek gerçeği, sürekli çocuklarla kaliteli vakit geçirme gerçeğinden bahseden bir ton insanla dolu.
Hepsi gerçeği söylüyor evet, ama kimin gerçeğini?
İnsanın kendisiyle ya da çocuğuyla ya da arkadaşı veya sevgilisiyle, eşiyle ya da ailesiyle kaliteli vakit geçirebilmesi için; kaliteli bir uykuya, kaliteli bir maaşa, kaliteli bir toplumsal refaha sahip olması gerekir!
Yani gerçekten çok merak ediyorum onca kişisel gelişim kitabı kime hitap ediyor bu ülkede, kim için yazılıyor?
Bizim kişisel gelişim kitaplarına değil politik ahlak kitaplarına ihtiyacımız var bence!
Edip Cansever, Gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir, diyor. Emma Goldman, Dans edemeyeceksem bu benim devrimim değildir, diyor. Bambaşka yerlerden, bambaşka yerlere söylenen sözler bunlar. Beni büyüten sözler. İkisini de kendime o kadar çok sordum ki! Cevaplar değil sorular önemlidir, derim hep ama artık ben sorularıma bir cevap istiyorum!
Mesela özellikle de şu soruma, DEMOKRASİ BİR YALAN MI?
Artık kırk iki yaşımdayım, ninniler için çok büyüğüm!
Ben artık rock, blues ve metal müzik dinliyorum ve artık başka sözler duyuyorum!
Halkım gülmüyor, “devrim bir zamanlar bir ihtimaldi ve çok güzeldi!”*
İlkokuldayken vatan benim için, andımız ve istiklal marşı demekti, ortaokulda Mustafa Kemal diye mavi gözlü bir adam eklendi, lisede dünya benim vatanım, faşizme karşı savaşalım, Nazım şiirleri okuyalım şeklinde bir insana dönüştüm!
Bugün vatan bunların hepsinden öte bir yere yerleşti!
Nereli olduğum bile belli değil, Türküm demek için şeceremi araştırmak gerek ama bu vatan benim! Bu vatan bizim!
Bu vatan benim sırtımdan çıkarabileceğim eskimiş hırkam değil!
Bu vatan benim vazgeçebileceğim bir fikir değil!
Elimizden interneti alabilirler, ulaşımımızı alabilirler, paramızı zaten aldılar, toprağımızı da sattılar, diplomamızı yok saydılar, özgürlüğümüzün kapısını, camlarını kırdılar ama evimizi alamazlar!
Vatanımızı bizden alamazlar!
Demokrasi bir yalan mı?
Yalan!
Tıpkı bütün kavramların içi boşaltılırsa, yanlış ellerde, zihinlerde kullanılırsa yalan olacağı gibi!
Şimdi, bugün, artık gerçeğimize sahip çıkma zamanı!
Şimdi, bugün, artık vatanımıza sahip çıkma zamanı!
Şimdi, bugün, artık demokrasimize sahip çıkma zamanı!
Oğlumun öğretmeni, bütün duygular gerekli, bırakın öfkesini de yaşasın demişti bir kere. Evet. Haklı.
Öfkesini de yaşamalı insan!