₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Yangınlar, operasyonlar, suskunluk: Kentlerin kaderini kim belirleyecek?

FİKİR TV ve İz Televizyonu ortak yayınıyla ekrana gelen Fikir Masası’nın ikinci bölümü, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İzmir ziyaretiyle başlayan yeni süreci, İzmir operasyonlarındaki tahliyeleri, İstanbul Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın sağlık durumu üzerinden cezaevi gerçeğini, yerel yönetim politikalarında TOKİ–kooperatif tartışmasını ve gazeteciliğin konumunu çok yönlü biçimde değerlendirdi. Program, İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal ile FİKİR Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz’ın karşılıklı fikir alışverişiyle ilerledi.

Komisyon ve teşhis tartışması: Dış müdahale mi, çözüm iradesi mi?

Program, CHP lideri Özgür Özel’in İzmir’de gerçekleştirdiği ziyaretler ve kurduğu komisyonun anlamına odaklandı.

Murat Büyükyılmaz, Özel’in sürece müdahil olmasını olumlu bir adım olarak değerlendirerek, “sorunun teşhis edilmesi önemli ama asıl olan halkla birlikte çözüm üretmek” dedi. Ona göre, komisyonun işlevi tek ses ve ortak mücadele hattını yeniden kurmak olmalıydı.

“Eğer Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek ses ve ortak mücadelede ilerleyebileceği bir zemin oluşuyorsa, bu yalnızca parti için değil, toplum için de olumlu bir başlangıç olur.”

Ümit Kartal ise aynı konuda daha eleştirel bir pozisyon aldı. Ona göre, komisyon dışarıdan bir müdahale anlamına geliyordu ve İzmir’in kendi iç dinamikleriyle çözüm üretme kapasitesi gölgelenmişti.

“Yine İzmirlilerin birbirini dinleme, tartışma ve yol haritası çıkarma kabiliyeti bastırıldı. Dışarıdan teşhis, içeride çözümsüzlük yaratıyor.”

Tahliyeler ve adalet tartışması: Murat Çalık neden hâlâ içeride?

Geçtiğimiz günlerde İzmir operasyonunda 20 kişi tahliye edildi. Ancak sağlık durumu kritik olan İstanbul Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık hâlâ tutuklu.

Büyükyılmaz bu durumu “sadece siyasi değil, insani bir mesele” olarak tanımladı ve hukukun önleyici değil cezalandırıcı işlediğini vurguladı:

“Hukuken ya da toplumsal meşruiyet açısından bir gerekçe olmadan gece yarısı tutuklamalarla karşı karşıyayız. Bu adeta bir yargısız infaz biçimi.”

Kartal ise bu sessizliğe karşı daha sert bir dil kullandı.

“Cezaevinde bir belediye başkanının ölümüne tanıklık edecek bir şehir olmamalı. Murat Çalık serbest bırakılmadan tatile çıkan her siyasetçi sorumluluk almalıdır.”

Kartal, CHP’nin Gölge Adalet Bakanı Gökçe Gökçen’i ve İzmir milletvekillerini de eleştirerek, Murat Çalık için cezaevi önünde nöbet çağrısı yaptı.

TOKİ mi halk konutu mu?: Kentsel dönüşümde model çatışması

Cemil Tugay’ın TOKİ ile yapılacak işbirliğine dair açıklamaları, programın en hararetli tartışmalarından biri oldu.

Murat Büyükyılmaz, TOKİ’nin mevcut iktidar modeli içinde kamu yararını önceleyen bir kurum olmaktan uzaklaştığını belirterek, alternatif modellerin dışlanmasının siyasal olarak da sorunlu olduğunu ifade etti:

“TOKİ’yi tek adres gibi sunmak siyasi kolaycılıktır. Kooperatif temelli halkçı modeller geçmişte uygulandı, bugün de birçok dünya kentinde halkın barınma hakkını kolektif yollarla korumaya çalışıyor.”

Kartal, Halk Konut tartışmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hedefe konmasını hatırlattı ve bunun, alternatif yerel modellerin bastırılmasıyla ilgili olduğuna işaret etti:

“Dert ettikleri tam da bu. TOKİ’yi yok sayarak, halkla birlikte kooperatif temelli dönüşüm yaratmak. Tunç Soyer, Şenol Aslanoğlu ve diğer tutuklular bu nedenle cezalandırılıyor.”

İzmir’de uygulanan Halk Konut Projesi, programda özellikle bu yönüyle ele alındı.
Büyükyılmaz, projenin yalnızca bir konut politikası denemesi olmadığını, aynı zamanda yargılamaların hedefinde yer alan uygulamalardan biri olduğunu vurguladı:

“İzmir’deki model başarılıydı demiyorum. Ama Halk Konut Projesi’nin bugün bu kadar ağır şekilde soruşturuluyor olması, TOKİ dışındaki her yolun kriminalize edilmesine işaret ediyor. Tartışmamız gereken tam da bu.”

Kartal ise, İzmir’de geçmiş dönemde geliştirilen bu girişimin, mevcut yerel yönetim tarafından açıkça sahiplenilmediğini ve bu durumun belirsizlik yarattığını ifade etti.

Yerel basın ve gazetecilik: Sorumluluk mu, ayar mı?

Özgür Özel’in yerel basına yönelik “sorumlu davranın” çağrısı da programda değerlendirildi.

Murat Büyükyılmaz, bu çağrının bir ayar değil, toplumsal sorumluluk çağrısı olarak okunabileceğini belirtti ancak sınırlarını da çizdi:

“Gazeteciliğin pusulası halkın ihtiyacı olmalı. Siyasetin değil. Fikir Masası tam da bu sorumlulukla konuşuyor.”

Ümit Kartal ise kendisi ve İz Gazete hakkında yönlendirildiği imaları üzerine açık konuştu:

“Ne Murat Bakan, ne Deniz Yücel, ne bir başkası. Beni yönlendiren yalnızca halktır, işten atılan işçiler, tutuklu aileleri, yurttaşlardır. Gazeteci kamunun vicdanına kulak verir, siyasi kliklere değil.”

Ortak zemin: Kişisel rekabet değil, toplumsal ihtiyaç

Programın genelinde, siyasetin kişisel rekabet ve güç mücadelelerinden arındırılması, yerine toplumsal ihtiyaçları önceleyen bir hat inşa edilmesi gerekliliği öne çıktı.

Büyükyılmaz, bunun sadece CHP’nin değil, tüm muhalefet blokunun temel meselesi olduğunu belirtti:

“Eğer pusulamız halkın sorunlarıysa, kişisel uyumsuzluklar çözülür. İzmir gibi büyük kentler sadece parti içi uyumla değil, toplumsal dayanışmayla yönetilebilir.”