₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

İzmir’in krizleri ve çözüm yolları: Kent nasıl yönetilmeli?

Fikir Masası’nın üçüncü bölümünde Murat Büyükyılmaz ve Ümit Kartal, İzmir’in kent politikalarını kamu yararı ve kent hakkı çerçevesinde değerlendirdi.

Fikir TV ve İz TV ortak yapımı olan Fikir Masası programının üçüncü bölümünde, İzmir’in kent politikaları tüm boyutlarıyla tartışmaya açıldı. FİKİR Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz ile İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal’ın birlikte yürüttüğü programda, son dönemde kamuoyunun gündeminde öne çıkan su krizi, iptal edilen kooperatif projeleri, kentteki konut sıkıntısı ve gazetecilere uygulanan baskılar kapsamlı biçimde ele alındı.

Programın başlangıcında, su krizine dair yapılan bilimsel uyarıların siyasi dille bastırılması ve uzmanlara yönelik küçümseyici ifadelerin yarattığı tahribat gündeme taşındı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın TÜBA Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar hakkında kullandığı “yaşlı ve cahil” gibi ifadeler, yalnızca kişisel bir tartışma değil, bilimsel kamusal aklın itibarsızlaştırılması olarak değerlendirildi.

Büyükyılmaz, programda yaptığı değerlendirmede, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Önalan’ın bu tartışmaya verdiği ölçülü yanıtı ve açıklamalarındaki kamusal sorumluluğu örnek göstererek, “Bilimi ve sorumluluğu rehber edinmiş bir yaklaşım sergilendi. Oysa bu kriz döneminde ihtiyaç duyulan tam da budur,” ifadelerini kullandı. Ümit Kartal ise, kentin temel meselelerinin üstü örtülürken, bilim insanlarının alaya alınmasının kabul edilemez olduğunu belirtti: “Bir kentin yöneticisi, su krizinin çözümü için bilimle çatışmaz; ortak akılla hareket eder.”

Sünger Kent projesi neden iptal edildi?

Programda üzerinde durulan bir diğer kritik konu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önceki dönemde başlattığı ve ödül de almış olan Sünger Kent projesinin sessizce rafa kaldırılması oldu. Kartal, “Bu yalnızca bir teknik proje değil, yağmur suyunun hasat edilmesi gibi basit ama etkili bir su politikasıydı. Projenin kitap baskısı durduruldu, çalışanlar işten çıkarıldı. Oysa örneğin Melbourne’de bu yöntemle su tüketiminde %15 tasarruf sağlanıyor,” dedi.

Büyükyılmaz ise sürecin ardında daha büyük bir zihniyet değişimi olduğuna dikkat çekerek, “Bu bir projeden vazgeçmek değil; kamucu, bilimsel kent yönetimi anlayışından geri çekilmek demektir. Sünger Kent, kenti birlikte yönetmenin bir örneğiydi” ifadelerini kullandı.

Kooperatiflerin iptali, öğrencilere yansıyan konut krizi

Programın geniş bir bölümünde ise, 3 Temmuz 2024’te İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından tek taraflı olarak feshedilen konut kooperatiflerinin yarattığı mağduriyetler tartışıldı. Kartal, projelerin iptaliyle birlikte daha önce metrekaresi 1,7 milyon TL’ye tamamlanabilecek konutların bugün aynı yurttaşlara 6 milyon TL gibi bedellerle teklif edildiğini, bunun “fırsat eşitliğini ortadan kaldıran ve kamunun güvencesini geri çeken bir tutum” olduğunu vurguladı.

Büyükyılmaz, bu tartışmayı öğrenci barınma sorunuyla ilişkilendirerek şöyle konuştu: “Ege Üniversitesi Öğrenci Köyü kapatıldı. İzmir’e gelen binlerce genç barınma kriziyle karşı karşıya. Belediye isterse bu modeli öğrenciler için de uygulayabilir. Meselenin kişisel değil toplumsal olduğunu kavramak gerekiyor.”

Medyaya yönelik ilan ambargoları

Son olarak, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne ve bazı yerel gazetelere yönelik ilan ve basım ambargoları da gündeme getirildi. Kartal, 9 Eylül gazetesindeki bir yazı karışıklığını gerekçe göstererek uygulanan bu yaptırımları “İzmir’deki yerel sansür pratiği” olarak tanımladı. “Yalnızca eleştirel haber yazan değil, Cemil Tugay’la aynı düşünmeyen tüm medya organlarına baskı uygulanıyor,” dedi.

Büyükyılmaz ise, kamu kaynaklarının keyfi dağıtılmasının demokrasiyle bağdaşmadığını vurguladı: “İzmir gibi tarihi olarak basın özgürlüğünün simgesi olmuş bir şehirde bu tarz uygulamalara karşı ortak bir duruş sergilemek şart.”

Fikir Masası’ndan yeni çağrı: Bilimle, kamuyla, halkla birlikte

Programın sonunda, İzmir’in yaşadığı krizlerin kişisel çıkışlarla değil, bilimsel bilgi, halkın katılımı ve kamusal etik ilkeleriyle çözülebileceği vurgulandı. Fikir Masası’nın ilerleyen bölümlerinde gıda krizi ve iklim politikaları gibi başlıkların tek tematik odakla ele alınacağı da duyuruldu.

Afet kentinin anatomisi: İzmir üzerine bir röportaj serisi

Afet kentinin anatomisi – Bölüm 1: Orman yangınları neden afete dönüşüyor?

Afet kentinin anatomisi – Bölüm 2 | Kuruyan barajlar, tükenen akiferler: Su krizi kapıda

Afet kentinin anatomisi – Bölüm 3 | Suyu yöneten yoksa kent de yoktur: Kuyulardan kuruyan derelere, habitatı yok eden susuzluk

Afet Kentinin Anatomisi – Bölüm 4 | Yağmur suyu hasadı, yeraltı barajları, eğitim: Çözümler neden rafta bekliyor?