FİKİR Dergisi’nin üçüncü sayısı çıktı. Yeni sayı, gıda krizini yalnızca “pahalılık” başlığında değil; toprağın, suyun, emeğin ve bilginin yeniden anlam kazandığı bir eşik olarak ele alıyor. Derginin “Editörden” yazısı, krizi “yeni bir yaşamın filizlendiği yer” diye niteleyerek okuru dayanışma, müşterekler ve agroekoloji ekseninde birlikte düşünmeye çağırıyor. Bu vurgu, sayının omurgasını oluşturan “Gıda Egemenliği — şimdi, ama nasıl?” dosyasına yön veriyor.
Editör yazısında altı çizilen yaklaşım net: Gıda yalnızca sofrayı değil, yaşamın bütününü belirliyor; her lokma doğa, emek, ekonomi ve siyasetle kurduğumuz ilişkiyi hatırlatıyor. Bu nedenle gıda egemenliği bir “sektör” tartışması değil, adalet–özgürlük–demokrasi arayışının somut bir biçimi olarak ele alınıyor. Toprağın sesi, köylünün emeği, kadının yükü, işçinin hakkı ve çocuğun sofrası aynı hikâyede buluşuyor: yaşamın kendisini yeniden üretme hikâyesinde.
Sayı, üreticiden tüketiciye uzanan kamusal zincir modellerinden (kooperatifler, kent pazarları, yerel gıda politikaları) dijital ve yapay zekâ destekli tarımın gölgelerine; Doğu Karadeniz’in yeniden planlanmasından mahalle bostanlarına ve ekokırım karşısında yaşamı savunma deneyimlerine kadar geniş bir tartışma alanı açıyor. Akademi, sendikalar, yerel inisiyatifler ve sahadan röportajlarla kurulan bu hat, şu soruyu pratik cevaplarla sınamaya çalışıyor: “Nasıl bir gıda sistemi, nasıl bir yaşam?”
#FikirDergisi #FikirMedya #GıdaEgemenliği #Agroekoloji #GıdaDemokrasisi #Müşterekler #Dayanışma #YerelÜretim #Kooperatif
