Bir bostandan daha fazlası: İzmir’in yamaçlarında kurulan Kadifekale Mahalle Bostanı, güvenli gıdaya erişim, kadınların kamusal alana katılımı ve çocukların ekolojiyle buluşmasını aynı hatta birleştiriyor. 17–26 Ekim tarihleri arasında Kültürpark’ta düzenlenen İzmir Kitap Fuarı çerçevesinde gerçekleştirilen FİKİR Söyleşileri kapsamında yapılan buluşmada İzBB Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü’nden Elif Gökçen ve Özge Şenyiğit ile İzBB Kırsal Hizmetler Dairesi ve İzBB Tarımsal Hizmetler Dairesi çalışanı Dr. Mesut Yüce Yıldız, bostanın kuruluşunu, bugününü ve yarınını anlattı.
Nasıl başladı, neden mahalle bostanı?
Elif Gökçen, Kadifekale’de yıllara yayılan saha çalışmaları sırasında iki temel ihtiyacın öne çıktığını söyledi: güvenli kamusal alan ve güvenli gıdaya erişim. “Kadınlar ‘toprağa dokunmak istiyoruz ama yerimiz yok’ dediğinde her şeyin başlangıç cümlesi kurulmuş oldu.” Kadın Aile Hizmetleri ile Tarımsal Hizmetler dairelerinin işbirliğiyle 2022’de ilk bostan Kadifekale’de açıldı; Bornova Meriç ve Buca Mustafa Kemal mahallelerinde kurulan alanlarla birlikte model büyüdü. Bugün Kadifekale’de 96 kadın, 96 parselde üretim yapıyor; kent genelinde yaklaşık 150 kadın düzenli olarak sürecin içinde.
Katılım nasıl işliyor?
Başvurular Kadifekale Kadın Dayanışma Merkezi üzerinden alınıyor. İlk aşamada hanedeki kişi sayısı, yaş ve eğitim durumu gibi sosyoekonomik bilgiler derleniyor; ikinci aşamada yüz yüze görüşmeler yapılıyor. Tek ebeveyn, evde engelli birey ya da küçük çocuğu olan kadınlara öncelik tanınıyor. Adalet için kura çekiliyor; her katılımcı bir yılsüreyle bir parsel kullanıyor. Akrabalık ilişkilerinin tek elde yoğunlaşmasını önlemek üzere sezonlar arasında rotasyonuygulanıyor. Bostan yalnız Kadifekale’yle sınırlı değil; ekip Birinci/İkinci Kadriye, Kosova, Ballıkuyu, On Dokuz Mayıs gibi çevredeki 11 mahallede saha yürütüyor.
Üretimin ritmi: Tohumdan sofraya
Mevsimine göre kışlık ve yazlık dikimler yapılıyor; fidelerin önemli kısmı belediye tarafından sağlanıyor. Dr. Mesut Yüce Yıldız, bostanın tercihinin standart/yerel tohum ve karma ekim olduğunu anlattı: biber–domates–patlıcan gibi ürünler birlikte yetiştiriliyor; kadınların getirdiği Mardin “susuz kavunu” gibi yerel çeşitler de denemelere giriyor. Bazen verim ve uyum sorunları olsa da amaç agroekolojik bir anlayışla, kısa tedarik zinciri ve şeffaf üretimi mahalle ölçeğinde görünür kılmak. Yıldız’ın 2024 kış sezonu için yaptığı hesaba göre 15 m²’lik bir parsel, yalnız kışlık sebze üzerinden yaklaşık 1.200 TL düzeyinde mutfak katkısı sağlayabiliyor.
Çocuklar için toprak, herkes için öğrenme
Bostan bir üretim alanı kadar öğrenme mekânı. Kadifekale’de 70 çocuğun kendi küçük parselleri var; tohum–fide–bakım–hasat döngüsünü baştan sona kendileri yürütüyor, ürünlerini arkadaşlarıyla eşit paylaşıp evlerine götürüyorlar. Kadınlar için de zengin bir program var: sebze yetiştiriciliği ve yerel tohum eğitimleri (Tarımsal Hizmetler), sağlıklı yaş alma–fiziksel aktivite–psikososyal destek oturumları (Sağlık İşleri), kadına yönelik şiddet, medeni ve ekonomik haklar atölyeleri (sivil toplum işbirlikleri). Okuma-yazma kursu iki dönemdir sürüyor; Eşrefpaşa Hastanesi ortaklığıyla genel sağlık ve diş taramaları yapıldı, tedavi gerektiren çocukların işlemleri hastanede tamamlandı. Etkinlikler mümkün olduğunca yerinde, bostanda ya da yakın alanlarda yapılıyor: topluluk sofraları, bostan buluşmaları, tiyatro–sinema gösterimleri kentin sosyal hayatına katılmanın eşikleri.
Kadınların emeği, ekonomik katkı ve özgüven
Özge Şenyiğit, “Güçlendirme Tohumları” başlığıyla yürüyen ekonomik güçlenme çalışmasını anlattı: 15 Suriyeli ve 15 Türkiyeli kadınla kurulan kaktüs–sukulent serasında üretim yapılıyor; satış gelirleri eşit paylaşılıyor. Düzenli bir istihdam olmasa da kadınların hane bütçesine katkısı ve kamusal hayata çıkışı için güçlü bir basamak. Programdan düzenli işe geçen kadınlar bulunuyor; bostan ve merkez, kadınların “misafir” değil paydaş oldukları bir güvenli mekâna dönüşmüş durumda.
İklim ve geleceğe hazırlık: Yeni sera, yeni ortaklıklar
Küresel krizler, bostanın geleceğini de şekillendiriyor. Ekip, Kadifekale’de fide üretim serası kurulumuna başladı; böylece dışarıdan fide alımı yerine tohumdan fideye yerinde üretim yapılacak. Sosyal İklim Derneği ile iklim–sağlık ve iklim–tarım ilişkilerini ele alan eğitimler planlanıyor. Amaç, kırılgan grupların iklim etkilerine karşı dayanıklılığını artırmak ve üretim bilgisini kalıcılaştırmak. Yeni bostan için sırada Buca Fırat Mahallesi var; planlama aşaması tamamlanmak üzere.
Mahalle kültüründe dönüşüm
“Erkekler ne diyor?” sorusu da salonda konuşuldu. Gökçen ve Şenyiğit’in gözlemi, ev içi rollerin yavaş ama belirgin biçimde dönüşmekte olduğu: bostanın mutfak katkısı ve kadınların görünür emeği arttıkça, erkeklerin tutumu da uyumlanıyor. Başlangıçta “yemek kaldı” diye tereddüt eden kadınların bugün programını bostana göre kurduğunu, mahallede “kadınlar için güvenli bir kamusal alan”ın kurulduğunu söylüyorlar.
Adalet, aidiyet ve sürdürülebilirlik
Aidiyetin bostanın “omurgası” olduğunu vurgulayan Yıldız, üretimin yalnız gıda değil, toplumsal dayanışma ve kentle bağ kurma açısından da iyileştirici etkisine dikkat çekti: “Mahalle bostanları, metabolik yarılmayı—doğayla, üretimle ve birbirimizle kopuşu—onarabileceğimiz gerçek alanlar.” Şenyiğit’in ifadesiyle, Kadifekale’de kurulmuş bu yapı “tek seferlik proje” değil; kadınların, çocukların ve mahallenin birlikte büyüttüğü yaşayan bir laboratuvar.
Fikir Söyleşileri | Birlikte mümkün: İzmir’de ortak yaşamın dili, katılımın zemini
Özel Sektör Öğretmenleri Fikir Söyleşileri’nde konuştu: Kamusal eğitim nasıl mümkün olacak?
Fikir Söyleşileri’nde İzmir’in tarım ve gıda ekosistemi konuşuldu
Kültürpark’ta Fikir Söyleşileri başlıyor: Kentin sesi, toprağın bilgisi, barışın sözü
Etiketler: Kadifekale Mahalle Bostanı, İzmir mahalle bostanları, kadınların güçlenmesi, çocukların ekoloji eğitimi, kura ile katılım, yerel tohum, fide üretim serası, Buca Fırat Mahallesi, İzBB Kadın Çalışmaları, FİKİR Söyleşileri
