Kamusal akıldan yapay zekânın aracısız ekonomisine, eşitlik ve barışın yönteminden İzmir’de kapsayıcı yerel siyasaya; New York’tan Altın Portakal’a uzanan bir hatta bu hafta FİKİR, nefes alan şehirlerin ve birlikte yaşamanın somut yollarını konuşuyor.
Yerelden küresele uzanan gündemimiz bu hafta üç eksende düğümleniyor: kamuculuğun yeni siyasa dili, yapay zekânın şirket formunu çözen görünmez devrimi ve kültür–toplum hattında eşitlik ile barışın sürdürülebilir yöntemleri. FİKİR’de yayımlanan yazılar ve söyleşiler, rant odaklı belediyecilikten müştereklerin korunmasına, kiralardan göçmen haklarına, sahneden kente taşan bir kültür damarına kadar geniş bir harita sunuyor.
Yeniden kamuculuk: Radikal bir yerel siyasa için çerçeve
Neoliberal dönemin “girişimci belediye” mirasını sorgulayan analiz, kamusal hizmeti piyasanın değil yurttaşın lehine yeniden kurmanın imkanlarını tartışıyor: bütçe şeffaflığı, katılımcı planlama, müştereklerin korunması ve rant ekonomisinin tasfiyesi. Metin, 2019 sonrası yerel deneyimlerden hareketle “hak temelli kamusal örgütlenme” çağrısı yapıyor.
Yeniden kamuculuk: Rant devri biterken yerel yönetimler için radikal siyasa manifestosu
Yapay zekânın görünmeyen devrim
İşlem maliyetleri düştükçe dikey şirket hiyerarşisinin çözülüşünü, ağ-ilişkili “aracısız ekonomi”nin yükselişini ve esnek koalisyonlar çağını tartışıyoruz. Bu okuma, üretimi ve emeği platform–müşterek ekseninde yeniden düşünmeye davet ediyor.
Yapay zekânın görünmeyen devrimi: Şirketlerin sessiz çözülüşü ve aracısız ekonomi çağı
Eşitlik için kanıt temelli yol
“Toplumsal cinsiyet eşitsizliği krizi nasıl aşılır?” yazısı, slogandan çok politika öneriyor: bakım ekonomisinin kurumsallaşması, güvenli istihdam, şiddetle mücadelede bütüncül yerel hizmet tasarımı ve karar süreçlerine eşit katılım. Gündelik hayat ölçeğinde uygulanabilir araç seti, belediyeler için pratik bir rehber niteliğinde.
Sınırın içinden konuşmak
Sosyolog Prof. Dr. Neşe Özgen, göç–emek–kent üçgeninde “hepimiz sınır insanlarıyız” diyerek kırılganlık ile dayanıklılığın birlikte örgütlenmesini tartışıyor; sınırların yalnız haritalarda değil, işte, evde ve dijitalde kurulduğunu hatırlatıyor.
Sosyolog Prof. Dr. Neşe Özgen: “Artık hepimiz sınır insanlarıyız”
Seçmen iradesinin mesajı
New York’ta Zohran Mamdani etrafında cisimleşen çizgi, geçim kriziyle mücadeleyi, göçmenlerin savunulmasını ve soykırımın durdurulmasını aynı demokratik hatta birleştiriyor; “ekmek–barınma–adalet” ekseninin yerel siyasada kurucu gücünü işaret ediyor.
Barışın yöntemi: güven, dil, süreklilik
Zeynep Altıok, krizde dahi temas kanallarını açık tutan bir dil siyaseti ve kurumsal süreklilik inşasının ipuçlarını veriyor; barışın coğrafyadan önce bir yöntem ve kültür olduğunun altını çiziyor.
Barışın yöntemi: Zeynep Altıok ile güven, dil ve süreklilik üzerine
Bornova’da kapsayıcı başlangıç
Engellilik çalıştayından politikalara uzanan süreçte “hakkında konuşulanlar” değil, “konuşanlar” masada. Erişilebilirlik yalnız rampalar değil; duyusal, bilişsel ve iletişimsel boyutlarıyla ele alınırken, nöroçeşitlilik dostu düzenlemeler kurumsal taahhütle destekleniyor.
Bornova’da umutlu bir başlangıç: Engelli çalıştayından gerçek politikalara
Sahneden kente: Altın portakal izlenimleri
Uluslararası Yarışma’da karakter derinliği, Ulusal Belgesel’de portre odağı öne çıkıyor. Festival notları, Türkiye belgeselinin güncel damarına dair canlı bir panorama sunuyor.
Leonard Cohen’den evrene kalan
Kapanışı, “çatlaklardan sızan ışık”a kulak veren bir kültür yazısıyla yapıyoruz: Cohen’in külliyatı, kırılganlıkla kurulan hakikatin ve ortak yasın bugüne kalan etik izini sürüyor.
Bu haftaki bültenimiz, kamusal faydayı önceleyen belediyeciliği, yapay zekâ çağının üretim mantığını ve eşit–barışçı toplumsal düzenin gerektirdiği kurumsal dönüşümleri birlikte düşünmeye çağırıyor. İzmir’den New York’a, sokaktan sahneye uzanan bu hat, nefes alan şehirler için ortak bir çalışma planı öneriyor.
