Gazetecilik 101: Duvarlar

 

Genç bir gazeteci olarak Türkiye’de mesleğe adım atmaya çalışırken karşılaştığımız gerçeklik, parlak ışıklarla süslenmiş gazetecilik hayallerinden çok uzak. Meslekte, kentte, sokakta, en çok da haberin içinde var olmaya çalışan genç gazetecilerin karşılaştığı zorluklarla yüzleşmek kaçınılmaz bir gerçek. Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında düşüş yaşadığı bir dönemde, yeni mezun gazeteciler olarak işsizlik, ekonomik sıkıntılar ve sansür gibi engellerle baş etmek zorundayız. 

Yenilikçi fikirlerle, ideallerle, tutkuyla mesleğe sarılmaya çalışan genç gazetecilerin önünde yükselen ilk duvar ve hatta en büyük duvar: işsizlik. Medya kuruluşlarının ekonomik baskılar altında ezilmesiyle birlikte, iş olanakları azalıyor ve deneyimsiz genç gazeteciler pek tercih edilmiyor. Bunun sonucunda, pek çok yetenekli genç gazeteci işsizlikle boğuşurken, mesleklerini icra etme tutkularını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.

Kazara bir iş bulan genç meslektaşlarım ise, deneyimsiz olmaları gerekçesiyle, çoğu zaman kötü şartlarda, çalışma hayatına atılmak zorunda kalıyor. Çalışma koşulları genç gazeteciler için adeta bir sınav niteliğinde. “Esnek çalışma saatleri”, düşük ücretler ve yetersiz sosyal haklarla karşı karşıya kalıyoruz. Ekonomik krizin ortasında hayatta kalmaya çalıştığımız ve bu dönemde de işsizlik korkusuyla mücadele ettiğimiz için, çoğu zaman bu zorlu çalışma koşullarını kabul etmeye mecburuz.

Bir şekilde iş bulduk ve ilk duvardan atlamayı başardık. Bu kez de işsizliğin ardından ikinci duvara geliyoruz: ekonomik zorluklar… Türkiye’de yaşam maliyetleri sürekli artıyor ve genç gazeteciler için yaşamak, çalışmak ve kendilerini geliştirmek giderek daha zor hale geliyor. Yetersiz maaşlarla geçinmeye çalışmak, gazeteciliği sürdürülemez hale getiriyor ve birçoğumuzu alternatif kariyer yollarına yönlendiriyor. 

Ancak, bu ekonomik baskılara rağmen, umutsuzluğa kapılmamak gerek sanırım. Pratikte nasıl olacak bilemiyorum ama teoride böyle… Bilinçli bir şekilde dayanışma içinde olmalı, birbirimize destek olmalı ve bu zorlu mücadelede birlikte ilerlemeliyiz.

Derken başka bir düşünce ve umutsuzluk hali sarıyor; -hadi diyelim- dayanıştık, bir araya geldik, birlikte mücadele ettik. Bu kez de sansür denen gerçekle tanışıyoruz. Bir sonraki duvar: basın özgürlüğünün kısıtlanmasıyla yüzleşmek… Genç gazeteciler için büyük bir mücadele kaynağı. Gerçekleri araştırmak ve halkı bilgilendirmek yerine, birçoğumuz başı sonu belli olan rutin haberlere gide gele mesleği icra etme uğraşına giriyoruz. 

Türkiye’de genç gazetecilerin karşılaştığı bu zorluklarla yüzleşmek cesaret istiyor bence. Ne kadar zor da olsa, mesleğimize olan tutkumuzu ve inancımızı kaybetmeden daha iyi bir gelecek için mücadele etmeliyiz. Evet, duvarlara toslaya toslaya yola devam etmek çok zor fakat ancak bu şekilde, Türkiye’deki genç gazetecilerin gerçekliğini iyileştirebilir ve mesleğimizin onuruyla yolculuğumuza devam edebiliriz. 

Bu zorluklarla başa çıkmanın ve daha güçlü bir gelecek için mücadele etmenin yolu ise birlikte hareket etmekten geçiyor. Fikir Gazetesi, bu mücadelede yanınızda olan bir platform. Burada geleneksel medya organlarının sınırlarını aşarak, yeni bir yayıncılık anlayışı sunmaya çalışıyoruz.

Siz de Fikir Gazetesi’nin bir parçası olmak ve sesinizi duyurmak istiyorsanız gelin, duvarları birlikte yıkalım. Birlikte, toplumda gerçek bir etki yaratma yolunda adımlar atalım.