“Caz yapma” diyenlere inat caz yapıyorlar: Tam 31 yıldır, inançla, ısrarla, kararlılıkla…
“Nedir şu caz dedikleri?
Sonsuzluğa giden kalp atışı ritminin bir anda patlayan davul sololarındaki görkemli yankılanmaları mı?
Yoksa kontrbasın yıldızlar arası raks evrenindeki maço bir gösterisi mi?
Yoksa piyanonun tuşlarında şelaleleşen ses ırmakları mı?
Yoksa hıçkırıkla haykırış arasında dolanan kontrbas köpüklenmeleri mi?
Timballerde dolaşan bagetler hep aynı kalp ritminde atmaya başladığında ortak bir ibadet başlar: Caz.
Ne pop müziğidir ne sonat, ne konçerto ne senfoni… O andaki bir yaratıcılık büyülenmesidir caz…”
Yıllar önce okumaya yazmaya hevesli, yeni olan ne varsa keşfetmeye meyilli bir liseliyken, yazı yeteneğine hayran olduğum Çetin Altan’ın şu yukardaki satırlarına rastlamıştım günlük bir gazete yazısında… Canlı izlediği bir caz konserini anlatıyordu usta… Bu cümleler çiviledi beni olduğum yere… Ne ola ki bu caz dedim ve o gün bugündür cazı sevdim… Hep amatör bir dinleyici olarak kaldım ama caza dair ne varsa, kitap, dergi, konser, festival, atölye; kulak kabarttım…
Bu yıl 31’inci kez gerçekleşecek İzmir Avrupa Caz Festivali’ni haber alınca, geniş bir dosya hazırlayayım da, böyle selamlayayım festivali dedim, kolları sıvadım…
İKSEV’in, Alsancak Garı karşısındaki İzmir Müzik ve Müzik Enstrümanları Müzesi’nin (MÜZİKSEV) kapısını çaldım. İKSEV’in eli ayağı, derleyip toparlayanı ve her işi kolaylaştıranı Sirel Ekşi, sıcak bir merhabayla karşıladı…
“GELENEKSEL” UNVANINI HAK EDEN ÇABA: 31 YIL…
İzmir Avrupa Caz Festivali’ni konuştuk Sirel Ekşi’yle… Doğuşunu, gelişimini, serpilişini, dallanıp budaklanışını, bugüne dek gelişini…
“Covid-19 salgınının başladığı 2020 yılı hariç, yani sadece tek bir yıl hariç, aralıksız 31 yıldır sürdürdüğümüz bir festival” diyor Sirel Ekşi, İzmir Avrupa Caz Festivali için… Ve doğuşunu şu sözlerle aktarıyor:
“İlk başladığında İzmir Avrupa Caz Günleri idi. 90’lı yılların başında, o dönemin İtalyan Konsolosu olan beyefendi, İKSEV Başkanı Filiz Sarper Eczaıbaşı’na geliyor, İzmir’de caz günleri düzenlemeyi öneriyor. İzmir Festivali zaten düzenleniyor, bir organizasyon yeteneğiniz var; bunu değerlendirelim, caz günleri yapalım diyor. İtalya Konsolosluğu, Alman Kültür Merkezi ve İKSEV üçlü olarak yola çıkıyor, İzmir Avrupa Caz Günleri başlıyor. İtalya ve Almanya’dan caz grupları geliyor, Türkiyeli cazcılar katılıyor. Bu kültürler, caz üzerinden birbirine yaklaşıyor. Tam da o zamanlar Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği anlaşması imzalanıyor, bir yakınlaşma söz konusu. Özel bir caz alanı olan Avrupa cazının, Türkiye’deki caz dinleyicisine tanıtılması gibi bir misyon oluşuyor. Ertesi yıl Fransız Kültür Merkezi de katılıyor bu organizasyona. Sonraki yıllarda katılan sayısı artıyor ve yola İzmir Avrupa Caz Festivali olarak devam ediliyor.”
HER YIL BÜYÜYEN, RENKLENEN, KALABALIKLAŞAN BİR FESTİVAL
İzmir Avrupa Caz Festivali, sadece caz sanatçılarının, gruplarının sahne alıp konser verip ayrıldığı bir festival olmakla kalmıyor… Festivale paneller, seminerler, atölyeler, sergiler, caza ilişkin film gösterileri de ekleniyor… Festival çeşitleniyor, renkleniyor, kalabalıklaşıyor…
O yılları Sirel Ekşi’den dinlemeye devam edelim:
“İlk yıllarda çok fazla değildi seyirci. Hatta ilk yıllarda, bir cemseyşın yapıldı, üç grup birden sahneye çıktı, Alman-Fransız-Türk gruplar aynı anda aynı sahnede inanılmaz güzellikte bir performans sergilediler. Unutulmazlardandır o… Daha sonra, Avrupa’dan gelenlerin, Türkiye’deki genç cazcılara yönelik atölyeler düzenlemesi gündeme geldi. Siena Caz Akademisi vardır, pek çok ünlü cazcının tedrisatından geçtiği bir akademi. Bu caz okulunun yaz okulu çok ünlüdür. Festivalimizin atölyelerinde başarılı olan gençleri, bu yaz okullarına gönderdik. Atölye çalışmalarından, oluşturulan açık caz orkestralarından seçilen çocukları Siena Caz Akademisi’ne gönderiyorduk. Siena Akademisi ve İKSEV olarak burs veriyorduk. O gençler, Siena’da eğitim gördükten sonra, Avrupa’nın pek çok önemli müzik okuluna kabul edildiler. Çünkü Siena’nın yaz okullarının bir özelliği var, dünyanın her yerinden cazcılar geliyorlar ve sokaklarda çalıyorlar ama o çalanlar cazın devleri, çok önemli isimler… Eğitime gelen gençler de onlarla birlikte çalabiliyorlar. Aslında cazın o starları, kendileriyle birlikte çalacak gençler arıyorlar, çünkü cazın özelliklerinden biri caz ustalarının yeni sesler ve yeni ruhlar araması. Siena akademisi, bu işe vesile oluyor… Mesela bizim İzmir’deki müzik müzemizi gezerler yabancı cazcılar, duduk, balaban, ney, kanun gibi enstrümanları görürler, ilgi duyuyorlar, sesler farklı geliyor. Kolombiyalı arp sanatçısı Edmar Castañeda buraya geldi, gezdi, bazı sesleri dinlettik. Kanunun sesini duydu ve adam orda kalakaldı. Bu gece konserde bu enstrümanı da istiyorum dedi. TRT’den bir kanun sanatçısını çağırdık, geldi. Kuliste on beş dakika kadar kaldılar, on beş dakika sonra birlikte inanılmaz bir konsere çıktılar. Kanun sanatçımız daha önce hiç caz çalmamış, Kolombiyalı arpçı da kanun duymamış. Burda bizim festivalde buluştular… Festivalimiz sayesinde, bizim çocuklarımız da, Avrupa’daki caz mecralarında kendilerine yer bulabildiler. İzmir Avrupa Caz Festivali, böylece bir caz eğitim festivaline dönüştü. Sadece konserlerden oluşan bir festival değil, eğitim içerikli bir etkinlik hâline geldi.”
31’İNCİ YILA İMZAYI ÇOCUKLAR ATTI: BİR İLK GERÇEKLEŞTİ
İlerleyen yıllarda festivalin alanı sadece müzikle ve cazla da sınırlı kalmadı. Caz afişleri ve caz fotoğrafları da gündeme geldi. Festivalin kapsama alanı giderek genişliyor, çeşitleniyor ve renkleniyordu… İşin bu boyutunu şöyle aktarıyor Sirel Ekşi:
“Onuncu festivalden itibaren afişlerimizi yarışmayla belirledik. Bu yıl yirmi birinciyi düzenledik. 35 yaşını aşmamış çizerler, grafikerler katılabiliyor yarışmamıza. Türkiye’nin her yerinden katılınıyor. Her yıl caz afişi yarışması yapılıyor, sergisi de yapılıyor. Bu yılki 31’inci festivalimizin afişini 21’nci kez düzenlediğimiz yarışmayla seçmiş olduk. Bu yıl çok ilginç bir şey yaşadık. Geçen yıl Arkas Bilim ve Sanat Merkezi öğrencisi çocuklar festivale gelmek istediler, biz de kontenjan ayırdık. Gelip dinlediler. Bu yıl festival hazırlıklarımız devam ederken, caz afişi yarışmamıza katılan eserler online olarak elimize ulaştı. Bir baktık ki 10 yarışmacı, çok küçük yaşta çocuklar. Anladık ki öğretmenleri Engin Çetinkaya gözetiminde çocuklar caz afişleri tasarlamışlar ve göndermişler. Seçici kurul inceledi eserleri, o kadar güzeller ki, inanılmaz… 8, 12, 13 yaşındaki çocukların geçen yıl caz dinleyip bu yıl yarışmaya katılmak istemeleri bize anlamlı geldi. Çocukların hazırladığı afişlerden üçü jüri teşvik ödülüne uygun görüldü. Şimdi biz bu festivalde, çocukların yapıp gönderdiği 10 afişi de sergileyeceğiz.”
SADECE MÜZİK DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR EĞİTİM FESTİVALİ…
Görüldü ki, İzmir Avrupa Caz Festivali, sadece bir müzik festivali değil, aynı zamanda bir eğitim performansı… Yalnızca cazseverlerin konserlere gelip müzik dinleyip ayrıldıkları bir etkinlik değil, aynı zamanda caz yapmak isteyen gençlerin, amatörlerin, müzisyenlerin eğitimlere, atölyelere katılabilecekleri, afiş tasarlayabilecekleri, fotoğraf çekebilecekleri bütünlüklü bir perfomans… İşin bu boyutunu da şu sözlerle anlatıyor Sirel Ekşi:
“Müzikle, cazla ilgileniyorsanız festivalimizde yeriniz var. Grafikle ilgileniyorsanız festivalimizde yeriniz var. Müziğin teorisiyle ilgileniyorsanız festivalimizde yeriniz var… Bunları biliyorduk zaten de ama bu kadar küçük yaşta caza, çizerliğe, grafiğe ilgi duyup bir şeyler yapmaları, üstelik medeni cesaret gösterip yarışmaya katılmaları bizleri daha da memnun etti. Bu bizim için çok önemli ve anlamlıydı. Bu yılın, altını çizmemiz gereken noktalarından biri bu. Tüm Avrupa’da hem cazın hem klasik müziğin dinleyicisi hızla yaşlanırken, biz bunun tam tersini gözlemliyoruz Türkiye’de. Bu çok sevindirici bir durum.”
GÜÇLÜKLERİ AŞA AŞA…
31 yıl önce ilk başladığında İzmir’de yeterli salon bulunmadığını, bu nedenle antik mekanlarda konserler düzenleyerek bu güçlüğü aştıklarını anımsatan Sirel Ekşi, “Pek çok güçlük aşılarak bugünlere gelindi. İzmir’de belli bir caz izleyicisi, müzik izleyicisi yaratılmasında İKSEV’in festivallerinin hatırı sayılır payı vardır. Ciddi bir izleyici kitlesi oluştu. Bugün İzmir’in festivaller kenti olarak anılabilmesinin temellerini attık. Bunu çok rahat söyleyebilirim. Bugün pek çok kurum festival düzenliyor, araya paneller, söyleşiler, atölyeler konuluyor; bunun öncüsü biziz. Bundan gurur duyuyoruz” diyor.
31’İNCİ FESTİVALDEKİ İLK: VE ÇOCUKLAR CAZLA BULUŞTU, FESTİVALİN PARÇASI HALİNE GELDİ…
Bu yılki Caz Afişi Yarışması’nda bir ilk yaşandı. Narlıdere Bilim ve Sanat Merkezi’nden 14 yaş altı 11 öğrenci de öğretmenleri Engin Çetinkaya’nın önderliğinde yarışmaya katıldı. Deyim yerindeyse, çocuklar cazla buluştular ve festivalin önemli bir bileşeni hâline geldiler… Çocukların hayal dünyalarından fışkıran caz afişleri, festival boyunca AASSM alt galeride sergilenecek… 14 yaş altı 11 öğrencinin yaşadığı süreci, öğretmenleri Engin Çetinkaya’ya sorduk…
Sayın Çetinkaya, sizin öncülüğünüzde 14 yaş altı 11 öğrencinizin yarışmaya katıldığı anlatılıyor… Bize bu süreçten söz eder misiniz?
Narlıdere Bilim ve Sanat Merkezi’nde görsel sanatlar öğretmeniyim. Üniversitede okuduğum yıllarda İzmir Avrupa Caz Festivali afiş yarışmalarına tasarımlarımla katılıyordum. Öğretmenliğe başladıktan sonra da yarışmaya afiş çalışmaları göndermeye devam ettim. Bu sene de atölye öğrencilerimle, ders etkinliği olarak “Caz Afişi Tasarımı” konusunu çalıştık. Yaşları 8-13 arası öğrencilerin atölye etkinliği olarak yaptıkları “31. İzmir Avrupa Caz Festivali” afiş çalışmalarından 3 afiş Seçici Kurul Teşvik Ödülü’ne, 10 afiş ise sergilemeye layık görüldü.
Seçici Kurul Teşvik Ödülü’ne Can Bahıt (8 yaş), Tutku Alparslan (10 yaş), Ayaz Afşar (13 Yaş) layık görüldü. Festival boyunca afişleri hazırlayan öğrencilerimiz Asya Çelik (8), Ayaz Afşar (13), Can Bahıt (8), Duru Zencir (12), Defne Karakuş (12) ve Yiğit Can Aydın (12), Hazel Tanem İnce (13), Milda Bal (12), Nil Aren Sivritepe (12), Tutku Alparslan (10), Yiğit Can Aydın’ın (12) eserleri sergilenecek… Bu, festivalde ilk kez gerçekleşiyor.
Nasıl gelişti, kimdi bu öğrenciler, sizin yönlendiriciliğiniz ne kadar etkili oldu, nasıl bir çalışma yürüttünüz?
Görsel sanatlar atölyesinde çalışma yaparken her zaman müzik dinliyoruz ve bu genelde caz müziği oluyor. Resim yaparken, eskiz çizerken, manga karakteri tasarlarken, pixel-art, kolaj çalışırken atölyenin içini hep müzik dolduruyor. Bazen bu müziklere dans da eşlik ediyor. Atölyede Açık Radyo, KEXP ve Jazz London Radio gibi internet üzerinden yayın yapan radyoları dinlerken, ara sıra “yine mi caz?!” deseler de, caz müziği öğrencilerin kulaklarında kalıcı yer ediniyor.
Caz müziğine aşina olan atölyedeki öğrenciler için caz (festivali) afişi tasarlamak çok zor olmadı. Beraber daha önce yapılmış afişlere baktık, afiş için temel tasarım ilkelerini ve caz müziğinin özelliklerini konuştuk ve tartıştık. Her öğrenci tasarımı için taslaklar, eskizler çizdi ve bunları geliştirdi. Bazıları çalışmayı elde renklendirerek yaptı; bazıları ise çizimi dijital ortama aktarıp üzerinde çalışarak afişini yaptı. Son olarak benim yardımımla, afiş çalışmalarına logolar eklendi ve ufak düzeltmeler yapıldı.
31 yıllık festival tarihinde atılan bu ilk imza, bundan sonraki yıllarda, gençlere, öğrencilere bir motivasyon kaynağı olur mu?
- İzmir Avrupa Caz Festivali Afiş Yarışması’na başvururken, şartnamede ayrıca çocuk kategorisi olmadığı için, İzmir Kültür ve Sanat Vakfı’nı arayıp 8-13 yaş öğrenci çalışmaları ile katılmak istediğimizi belirttim. Bu konuda İKSEV (İzmir Kültür ve Sanat Vakfı) Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu Sirel Ekşi buna çok sevineceklerini, çocukların yarışmaya katılımıyla ilgili herhangi bir engel olmadığını söyledi. Böylece çocukların çalışmalarını yarışmaya gönderdik.
Atölye öğrencileriyle yarışmaya katılmamız, umarım başka çocuklara da örnek teşkil eder ve sonraki caz afişi yarışmalarında yine çocukların yaptığı çalışmalar olur, sergilenir ve ödüller alır. Hatta belki İKSEV önümüzdeki yıllarda Caz Afişi Yarışması’na çocuk kategorisi de ekler.
18 Mart’taki caz ve kolaj atölyesinde neler yapacaksınız, bu etkinliğin içeriğinde neler olacak, kimler katılabilir?
Caz ve Kolaj Atölyesi’nde, 20. yüzyılın başlarında Pablo Picasso ve George Braque gibi ressamların kullanmaya başladığı kolaj tekniğiyle resim (görsel sanatlar) ile caz müziği arasında bağlar kurulması amaçlanıyor. Kolaj tekniği denilen, kağıt ve kumaş gibi hazır (atık) malzemelerin kesilip resim yapılan yüzeye yapıştırılması ile yaratıcı kompozisyonlar üretilmeye çalışılacak.
Caz ve Kolaj Atölyesi, 18 Mart 2024 Pazartesi 14.00-16.00 ve 17.00-19.00 saatleri arası İKSEV’de yapılacak. Atölye 8-15 (çocuk) yaş ve 16 yaş üzeri (genç, yetişkin), iki grup olarak yapılması planlanıyor. Başvurulara göre bu gruplar ayarlanacak.
FESTİVALİN AÇILIŞ KONSERİNE DAİR NOTLAR: CAZ EFSANESİ ELLA FİTZGERALD, AYŞEGÜL YEŞİLNİL’İN SESİYLE CAN BULACAK…
Yirminci yüzyılın en önemli Amerikalı caz sanatçılarından biri olan Ella Fitzgerald, 7 Mart 2024 Perşembe günü 20.30’da AASSM Büyük Salon’da yapılacak 31. İzmir Avrupa Caz Festivali açılış konserinde yeniden can bulacak.
Entonasyonunun ve yorumunun kusursuzluğu, doğaçlamalarda bir trompet gibi kullanabildiği üç oktav aralığını aşan sesiyle anılan Fitzgerald’ın ölümsüz şarkılarını, günümüzün en önemli caz sanatçılarından Ayşegül Yeşilnil yorumlayacak.
Caz ustası Erol Pekcan, Yeşilnil’i “Kendisi gibi söyleyen ve sıra dışı doğaçlama yeteneğine sahip, çok güçlü bir caz sanatçısıdır” tarifiyle taçlandırmıştır. Caz şarkıları söyleyen ve caz resimleri yapan “tek sanatçı” olan Ayşegül Yeşilnil, bu konserini Ella Fitzgerald’a saygı duruşu olarak nitelendiriyor.
Düzenlemelerini 55. sanat yılını kutlayan, “İKSV Yaşam Boyu Başarı Ödülü” sahibi duayen caz müzisyeni Nezih Yeşilnil’in yaptığı konsere, Ümit Tunçağ anlatımıyla renk katacak. Ayşegül Yeşilnil’e piyanoda Zafer Çebi, basta Nezih Yeşilnil, saksafonda Erdoğan Turanlı ve davulda Ferruh Arıç eşlik edecek.
Ve Ayşegül Yeşilnil’in FİKİR DERGİSİ okurlarına mesajı: “Ella’ya bir saygı duruşu olacak…”
Son zamanlarda Urla’da yaşayan Ayşegül Yeşilnil’e telefonun diğer ucundan ulaştık ve sorularımızı yönelttik, heyecanını paylaşmaya çalıştık…
“Sizin için İzmir Avrupa Caz Festivali ne anlama geliyor? Bu yıl açılış konserinin solisti olmak nasıl bir duygu?” diye sorduk… İşte Ayşegül Yeşilnil’in coşkulu yanıtı ve FİKİR DERGİSİ okurlarına iletisi:
35 yıl sonra geri döndüğümüz güzel şehrimiz İzmirimizin en köklü ve prestijli festivalinden konser teklifi almak, beni ve kontrbas sanatçısı eşim Nezih Yeşilnil’i çok mutlu etti. 1996 yılında 3. İzmir Avrupa Caz Festivali’ nde, “Caz Resimleri” başlıklı kişisel sergim açılmıştı. Sabancı Kültür Merkezinde yapılan sergimde sanatseverlerin yoğun ilgisi ile karşılaşmıştım… Unutulmaz anılarla dolu bir sergi idi.. Şimdi ise ilk kez bu güzel festivalin konserini gerçekleştireceğiz.
İKSEV tarafından aldığımız zarif davet bizleri dinleyicilerimiz ile buluşturuyor. Bunun için tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Büyük bir özenle seçtiğimiz caz şarkılarının düzenlemeleri Nezih Yeşilnil tarafından yapıldı.
Konserimizi, dünyanın en özel seslerinden biri olan, kıymetli caz şarkıcısı Ella Fitzgerald’a bir saygı duruşu olarak nitelendiriyorum… Gönül bağımın en kuvvetli olduğu sanatçıların başında gelen sevgili Ella Fitzgerald’ın sesi her zaman yol göstermiş, sanat hayatıma ışık tutmuştur.
Henüz 2.5 yaşındayken, Ella’nın yorumladığı caz şarkısını söyleyen minicik kız çocuğu Ayşegül’ün büyüyüp, sanat eğitimini alıp, yaşamını sanata adayıp, büyüdüğü coğrafyada Ella’ya ithaf edilen gecenin konserini gerçekleştiriyor olması ise tarifsiz bir duygu selidir…
Bu anlamlı geceyi İzmirimizde, yani “yuvamızda” gerçekleştirecek olmamız muhteşem bir duygu… Ella’nın o güzel, coşkulu ve çılgın ruhunun ise açılış gecesi sahnede benimle, bizlerle, caz severlerimizle beraber olacağına inanıyorum.
Denilir ki, “İnsan son nefesini verdiği gün değil, yeryüzünde isminin son kez söylendiği gün ölürmüş.” Ella Fitzgerald ve yaşama iz bırakan kıymetli insanlar her zaman yaşayacaktır…
Yaşasın sanat, yaşasın sanatçılar!
BU YIL FESTİVALDE SAHNE ALACAK EMBRYO LIVE GRUBUNUN VOKALİSTİ MARJA BURCHARD’IN, “FİKİR DERGİSİ” OKURLARINA MESAJI
“Embryo ile 31. İzmir Avrupa Caz Festivali’nde çalacağımız için çok mutluyuz ve bu bizim için büyük bir onur.
En son Nisan 2018’de Okay Temiz ve diğerleriyle birlikte İstanbul’da “Borusan Sanat”ta çalmıştık. Ondan önce de 1969 yılında Embryo’yu kuran babam Christian Burchard ile iki kez Türkiye’ye geldim. Babam 90’lı yıllarda Türkiye turnesinde birlikte çaldığı genç klarnetçi Hüsnü Şenlendirici ve 80’li yıllarda birlikte “Ethno Leaders” grubunu kurduğu İstanbullu Okay Temiz ile tanıştı.
Embryo her zaman Türkiye’ye, kültürüne ve müzisyenlerine ilgi duymuş ve ney sanatçısı Murat Çakmaz, klarnet sanatçısı Hüsnü Şenlendirici ya da perküsyoncu ve multi-enstrümantalist Okay Temiz gibi bazılarıyla çalmıştır.
Küçük yaşlardan itibaren çok fazla Türk müziği dinledim ve küçük yaşlardan itibaren birkaç Türkçe kelime öğrenmeye çalıştım. Bu etki bazı bestelerime de yansıdı, bu nedenle bu yıl Türkiye’de 31. İzmir Avrupa Caz Festivali’nde tekrar çalmak için sabırsızlanıyoruz.”
Embryo Live: Yarım asrı geride bırakan Münih çıkışlı efsane grup…
1969’da Münih’te kurulan Alman rock-jazz grubu. Christian Burchard, Edgar Hofmann ve Lothar Meid tarafından kurulan Embryo, 1970’teki Fehrmarn festivalinde Jimi Hendrix’ten sonra sahneye çıkmış ve sonrasında, bir başka Alman grup Ton Steine Scherben ile birlikte ilk kez kendi plak şirketini kuran topluluk olmuştur. Grubun 1973 tarihli albümü Rocksession, bugün hâlâ dünyanın en iyi kraut-rock albümleri arasında ilk sıralarda yer alır. Rock müziğini önce cazla, sonra Asya ve Afrika’ya yaptıkları uzun seyahatlerde yerli müzisyenlerle çalarak dünya müziğiyle harmanlayan Embryo, bugüne dek Fela Kuti, Ravi Shankar, Okay Temiz, Trilok Gurtu, Charlie Mariano ve Mal Waldron gibi dev müzisyenlerle sahne almıştır. Sağlığı giderek bozulan lider Christian Burchard’ın yerine 2016’da kızı Marja geçmiştir. Christian Burchard’ın ölümünün ardından, 1985 doğumlu ve Embryo ile birlikte büyüyen Marja Burchard grubun lideri olmuştur. Grup ilk günkü kuruluş ruhunu koruyor, rock ve caz müziği ile etnik melodi ve ritimleri yepyeni soundlara dönüştürmeyi sürdürüyor… Embryo grubuna, “Avrupa cazının tarihi” dense yeridir…
ÜMİT TUNÇAĞ SUNAR: MÜZİKLİ SÖYLEŞİLERDE BU YIL “CAZIN DAVULCULARI” VAR
Fesitvalin bu yılki müzikli söyleşiler bölümünü yine Ümit Tunçağ sunuyor. İKSEV’in basın bülteninde “Caz hakkında her şeyi bilen” olarak nitelendirilen Ümit Tunçağ, hazırlayıp sunduğu programlarla bu unvanı hak eden bir isim…
Bu yılki “cazın davulcuları” etkinliğini sorduk kendisine… İşte Ümit Tunçağ’ın yanıtı:
“İzmir Avrupa Caz Festivali içinde daha önceki yıllar, İtalyan müzikolog Francesco Martinelli, belirli konu başlıklarında seminerler veriyor, ben de ona tercümelerde yardımcı oluyordum.
2021 yılında Martinelli “covid” salgını nedeniyle gelemeyince, bu kez ben değişik bir tema yaratarak, o yıl “cazın ünlü erkek şarkıcıları” başlıklı bir müzikli söyleşi başlattım. Sedat Yüce, vokal ve trompette, Zafer Çebi de piyanoda bana yardımcı oldular. Bu sunumda, doğum yıllarına göre sanatçıları sıralayarak, onların resimlerini ve kısa süreli seslerini dinlettim katılanlara… Aralarda da Sedat ve Zafer sevilen caz parçalarından örnekler seslendirdi.
2022’de bu kez, “cazın gözde bas sanatçıları”nı konu olarak seçtim. Piyanoda yine Zafer Çebi, basta Nezih Yeşilnil, davulda da Ferruh Arıç, sevilen caz parçalarını seslendirdi. Ben yine, resimlerini göstererek, kronolojik olarak ünlü bas sanatçılarını seyircilere tanıttım.
Bu fikrin tutulduğunu gören İKSEV yönetimi, özellikle Filiz Eczacıbaşı Sarper, benden 2023’te de, yine böyle bir proje istedi. Bu kez konu başlığım, “cazın ünlü kadın şarkıcılar” oldu. Sahnede yine aynı üçlü vardı. Solist olarak Ayşegül Yeşilnil, cazın unutulmazlarından örnekler seslendirdi.
Bu yıl da, 31. İzmir Avrupa Caz Festivali’nde “Cazın Tanınmış Davulcuları” başlığını seçtim. 12 Mart Salı günü İKSEV ana binasında 18.30’da başlayacak söyleşimde, gelecek konularımıza, önce tarihte davulun yeri ve öneminden söz edeceğim. Daha sonra tıpkı geçmişte olduğu gibi doğum yıllarına göre ünlü caz davulcularını tanıtacağım. Bu kez benimle birlikte orkestra olmayacak ama hakkında bilgi verdiği sanatçıların bir ya da en fazla iki dakikalık davul solo videolarını göstereceğim.”
ALTI SORUDA 31. İZMİR AVRUPA CAZ FESTİVALİ’NE DAİR MERAK EDİLENLER
- Ne zaman?
İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) düzenlediği 31. İzmir Avrupa Caz Festivali 07 -20 Mart 2024 tarihleri arasında…
- Hangi kurumların işbirliğiyle düzenleniyor?
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir İtalya Konsolosluğu, Institut Français Türkiye – İzmir, İsviçre İzmir Fahri Konsolosluğu, Goethe Enstitüsü İzmir, İstanbul Slovakya Başkonsolosluğu ve İzmir Slovakya Fahri Konsolosluğu işbirliği ile düzenlenen Festival, 07 Mart 2024 Perşembe günü saat 20.30’da AASSM Büyük Salonda yapılacak açılış konseriyle başlayacak.
- Açılış konserinde kimler sahne alacak?
Yirminci yüzyılın en önemli Amerikalı caz vokalistlerinden biri olan Ella Fitzgerald, 7 Mart 2024 Perşembe günü 20.30’da AASSM Büyük Salonda yapılacak 31. İzmir Avrupa Caz Festivali açılış konserinde yeniden can bulacak. Entonasyonunun ve yorumunun kusursuzluğu, doğaçlamalarda bir trompet gibi kullanabildiği üç oktav aralığını aşan sesiyle anılan Fitzgerald’ın ölümsüz şarkılarını, günümüzün önemli caz vokalistlerinden Ayşegül Yeşilnil yorumlayacak. Düzenlemeleri Nezih Yeşilnil’in yaptığı konsere Ümit Tunçağ anlatımıyla renk katacak. Ayşegül Yeşilnil’e piyanoda Zafer Çebi, basta Nezih Yeşilnil, saksafonda Erdoğan Turanlı ve davulda Ferruh Arıç eşlik edecek.
- Bu yıl programda başka hangi konserler var?
Caz piyanosunun büyük ismi Vittorio Mezza: Besteci, aranjör, icracı ve eğitmen olarak haklı bir üne sahip olan Vittorio Mezza, 11 Mart 2024 Pazartesi günü 20.30’da AASSM küçük salonda kolay kolay unutulmayacak bir performans sunacak. İzmir İtalya Konsolosluğu işbirliği ile gerçekleşecek konserde Mezza, kendi bestelerini ve düzenlemelerini seslendirecek. Dünyanın her yerinde birçok konser veren, hem orijinal müziği hem de herhangi bir besteyi sınır tanımadan düzenleyen Mezza, geleneğe uzanan derin caz kökleriyle film müziklerinden rock müziğe, tiyatroya, klasik ve pop müziğe kadar pek çok alanda kişisel çağdaş müzik bakış açısıyla, güzelliği ve benzersizliği arıyor. Hâlen akademik alanda aktif olarak Frosinone Devlet Müzik Konservatuarı’nda Caz Piyano Bölüm Başkanlığı görevini yürütmekte olan Mezza, 12 Mart 2024 Salı günü İKSEV’de bir Caz Piyanosu Atölyesi yapacak. Atölyeye katılım ücretsiz olacak.
Bir Caz Rüyası Lynn Adib & Marc Bronfosse: 14 Mart 2024 Çarşamba günü AASSM Küçük Salonda Suriye doğumlu caz efsanesi Lynn Adib ve altı telli basın virtüöz ismi Marc Bronfosse’yi ağırlayacak. Institut Français Türkiye-İzmir işbirliği ile gerçekleşecek konserde Adib ve Bronfosse’ye davul ve perküsyonda Elias Arapoglou ile saksafon ve flütte Stéphane Guillaume eşlik edecek. Geleneksel Arap müziğini (Makam), eski Suriye’nin dini şarkılarını ve caz müziğini bir araya getiren Adib, Amerika ve Paris’te tamamladığı müzik eğitimiyle, sesi ve müzikal yolculuğuyla, cazın tınılarına özgürlük katmayı ve tüm kültürel ve stilistik sınırların ötesinde kendine özgü bir stil yaratmayı başardı. İsviçre’nin açık ara en iyi caz piyanisti Moncef Genoud, 15 Mart 2024 Perşembe günü AASSM Küçük Salonda çalacak. İzmir İsviçre Fahri Konsolosluğu işbirliği ile yapılacak konserde Moncef’e, Timothy Verdesca (bas), Yannick Barman (trompet) ve Cyril Regamey (davul) eşlik edecek. Profesyonel caz kariyerine 1983’te başlayan Moncef, hem yaşının olgunluğunu hem de kendi benzersiz ve heyecan verici yaşam yolculuğunu yansıtan yeni müzikal keşifler için duyduğu susamışlığı sahneye koyarken, alçakgönüllülükle dinleyicilerini bu yolculuğa katılmaya davet ediyor.
Embryo Live ile caz tarihi geçidi: İzmirli caz dinleyicileri, 18 Mart 2024 Pazartesi AASSM küçük salonda,1969 yılında Christian Burchard, Edgar Hofmann ve Lothar Meid tarafından kurulan, geçen 55 yıl süresince değişen, gelişen ve caz müziğinde adeta bir ekol hâline gelen Embryo Live ile buluşma fırsatı bulacak. Kurucusu Christian Burchard’ın vefatından sonra grubu devralan kızı Marja Burchard yönetimindeki Embryo uzun geçmişlerini hatırlatan bir program sunacak. Jan Weissenfeldt (gitar), Maasl Maier (bas, saksafon, flüt), Jakob Thun (davul) ve Marja Burchard’tan (vibrafon, rhodes, org, santur, vokal, trombon) oluşan Embryo 19 Mart 2024 Salı günü İKSEV’de bir atölye yapacak.
Ondrej Krajnak ile solo piyanolu kapanış: 20 Mart 2024 Çarşamba günü Slovak ve Avrupa cazının önemli isimlerinde Ondrej Krajnak’ın atölyesi ve konseriyle sona erecek. İstanbul Slovakya Başkonsolosluğu ve İzmir Slovakya Fahri Konsolosluğu işbirliği ile gerçekleşecek konser AASSM Küçük Salonda saat 20.30’da, atölye ise aynı gün 13.00’te İKSEV’de yapılacak.
- Söyleşi, atölye ve sergilerde neler olacak?
Müzikli söyleşilerde bu yıl davul var: Festivalin geleneksel müzikli söyleşisi bu kez ünlü caz davulcularını konu alacak. İKSEV Salonunda saat 18.30’da başlayacak söyleşide “caz hakkında her şeyi bilen” Ümit Tunçağ, adını caz tarihine yazdıran davulcuları anlatacak. Pek çok örnekle zenginleşecek söyleşiye katılım hez zaman olduğu gibi serbest olacak.
Bir Caz Afişinin Anatomisi: 13 Mart 2014 Salı günü belki de 31. İzmir Avrupa Caz Festivalinin en ilginç atölyesi, saat 18.30’da İKSEV Salonunda yapılacak. İKSEV’ın 21 yıldır düzenlediği Caz Afişi Yarışmasının üç seçici kurul üyesi Prof. Hakan Ertep, Kutsal Lenger ve Okan Özgen yıllardır yarışmaya katılan afişlerin artılarını ve eksilerini anlatacak, bir caz afişinden beklenenleri açıklayacak. Atölyeye zoom üzerinden de katılmak mümkün olacak.
Caz ve Kolaj Atölyesi: Festivalin ilgiyle beklenen “Caz ve Kolaj Atölyesi” 18 Mart 2024 Pazartesi günü İKSEV’de Engin Çetinkaya yürütücülüğünde yapılacak. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere yapılacak atölyede 20. yüzyılın başlarında Pablo Picasso ve George Braque gibi ressamların kullanmaya başladığı kolaj tekniğiyle resim (görsel sanatlar) ile caz müziği arasında bağlar kurulması amaçlanmaktadır. Kolaj tekniği denilen, kâğıt ve kumaş gibi hazır (atık) malzemelerin kesilip resim yapılan yüzeye yapıştırılması ile yaratıcı kompozisyonlar üretilmeye çalışılacaktır.
Çocuk Gözüyle Caz: İKSEV’in düzenlediği 21. Caz Afiş Yarışması’nı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü öğrencisi Berke Özaşık kazandı. Afiş yarışmasında bu yıl bir ilk yaşandı ve 14 yaş altı 11 katılımcı da eserlerini gönderdi. Prof. Hakan Ertep, Cihangir Elmaskaya, Maksude Kılıç, Kutsal Lenger, Hüseyin Ekinciler, Okan Özgen ve Ayşe Tatari’den oluşan seçici kurul, Narlıdere Bilim ve Sanat Merkezi’ne devam eden, yaşları 8-13 arasında değişen 11 öğrencinin çalışmalarının sergilenmesine karar verdi. Seçici kurul bu afişler arasından Tutku Alparslan (10), Ayaz Afşar (13) ve Can Bahıt’ın (8) çalışmalarını “Seçici Kurul Teşvik Ödülü” ne değer buldu. Katılan 10 afiş festival süresince yarışmada sergileme alan afişlerle birlikte sergilenecek.
- Konser biletleri nereden alınabilecek?
- İzmir Avrupa Caz Festivali biletleri 22 Şubat Perşembe gününden itibaren Biletix’ten ve AASSM’deki ana gişeden alınabilecek.