Temel bir hak olan eğitim, Türkiye’de kamu eliyle yürütüldüğü kadar aynı zamanda yine kamu tarafından metalaştırıldı. Kamusal eğitim; okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim şeklinde devam ediyor. Öte yandan kamu kurumları kendi bünyelerinde, kurs ve etüt merkezi gibi eğitimi destekleyici biçimleriyle de öğrencilere eğitim hizmeti sağlıyor. Bu alanların tamamında özel eğitim kurumları da hizmet veriyor. Hatta özel eğitim kurumlarında bire bir ders imkânları ve birçok sosyal faaliyet ile eğitici kurs hizmetleri öğrencilere fazladan veriliyor.
Kapatılan köy okulları ve kamu eliyle yıllardır sürdürülen taşımalı eğitim sistemi biçimi ise başlı başına tartışılması gereken bir konu.
Kamusal eğitimde eğitim emekçileri; ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen ve kadrolu öğretmen olarak ayrıştırılmış durumda. Birçok okulda kadrolu öğretmenden fazla ücretli öğretmen bulunuyor. Bu da eşit işe eşit ücret ilkesine aykırı bir durum ortaya çıkarıyor. Öte yandan bir de Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla başöğretmenlik ve uzman öğretmenlik unvanları geldi. Bu da kamudaki eğitim emekçileri arasında ayrıştırmaya yol açıyor.
EĞİTİM SİSTEMİNİN ACİL SORUNLARI
Öğrencilerin eğitim hayatlarını etkileyen en temel sorunların başında yoksulluk geliyor. Öğrenciler hem okulda kullanacağı kitap, defter, kalem gibi kırtasiye malzemelerine ulaşmakta zorlanıyor hem de okulda bir öğün yemek bile yiyemiyor. Kentlerde yoksulluğun derinden hissedildiği mahallelerde, bazı aileler çocuklarına kırtasiye malzemelerini ortak kullandırmak zorunda kalıyor. Türkiye’nin kamusal alanda eğitim sisteminde yoksulluk dışında karşılaştığı diğer büyük sorunlar ise müfredat, eğitimdeki gericileşme ve özelleştirme olarak sıralanabilir.
Eğitimde karşılaşılan sorunlar her geçen gün artarken, kararların merkezden, paydaşlara sorulmadan alınması; sorunların daha da derinleşmesine yol açıyor. Okul öncesi eğitim çağındaki çocuklar için açılan 4-6 yaş Kuran kursları ve o çocukların buralara yönlendirilmesi, laik ve bilimsel eğitim anlayışında ciddi bir değişim yaşandığının göstergesi. Öğrenciler hem yemeğe ulaşamıyor hem de ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıya. Devlet yurtlarının kapasitesi oldukça yetersizken çözüm, odalardaki yatakları ranzaya çevirmekte aranıyor.
YEREL YÖNETİMLERE HATIRLATMA
Türkiye’de yerel yönetimlerin eğitim alanında en önemli sorumluluğu, eşitlik ilkesini sağlamaya yönelik yapılacak katkılar. Okul öncesi eğitim için açılacak anaokulları, devlet okullarında eğitim hayatına devam eden ve özel ders alacak durumu olmayan öğrenciler için açılacak destekleme kursları bunların en büyük örnekleri. Liselere geçiş ve üniversiteye giriş sınavına hazırlanan öğrencilerin kitap masraflarını bile karşılamakta zorlandığı bu dönemde, öğrencilere ücretsiz şekilde ders vermek, kitap teslim etmek, eğitimdeki eşitlik ilkesi için en önemli başlıklardan biri. Ayrıca yerel yönetimlerin kendi bölgelerindeki yoksul mahallelerde, özellikle eğitim ve öğretim yılının başında öğrencinin ihtiyacı olan tüm kırtasiye malzemelerinin içinde yer aldığı bir okul çantası hazırlayarak bunu evlere teslim etmesi çocuklar ve aileler için çok değerli olacaktır.