₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Evde Bakım Hizmetleri: Bize Kim Bakacak?

Türkiye’de yaşlı nüfus her geçen gün artarken, insanca bir son dem, yaşlılık hayatı yaşayabilmemiz için yapılması gerekenlere de yenileri ekleniyor! Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 yılı yaşlanan nüfus verileri çerçevesinde; yaşlı yurttaş sayısını 8 milyon 722 bin 806 olarak açıkladı. Buna göre 2018 yılında yaşlı nüfus artışı 8,8 iken bu oran, 10,2’ye yükseldi.  

Fikir Gazetesi 8’inci sayısında evde sağlık ve bakım konusunu ele aldık. Yaşlı, engelli, kronik hasta vb. bireylerin evde bakım hizmetlerinden faydalanabilme, hizmete erişebilme, kamu, belediye ve özel sektör tarafından sunulan hizmetlerin kalitesi ve yeterliliği konusunu alanında uzman profesyonellere sorduk.  

Evde Bakım Derneği, Geriatri Hemşireleri Derneği (GERHEMDER), Tınaztepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İç Hastalıkları Bölümü öğretim üyeleri ve ALS Derneği ile görüşerek evde bakımda Türkiye panoraması çıkarmaya çabaladık. Profesyoneller, “Yaşlıların gittikçe arttığı ülkemizde, evde sağlık ve bakım hizmetleri genel sağlık sigortası kapsamına alınmalı, evde bakım sigortası hayata geçmelidir” vurgusunda bulundu.  

Haberimizde, evde bakım noktasında, yerel yönetimler bazında, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan Eşrefpaşa Hastanesi’nin evde bakım alanında sağladığı hizmetlerin ülke geneline bir rol model olabileceği ifade edildi. Bu doğrultuda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a ulaştık. Tugay, Fikir’e evde sağlık ve bakım alanında yeni dönemde ne gibi adımlar atılacağına ilişkin bilgi verdi.  

Haberimizde ayrıca evde bakım hizmetlerine ulaşamayan, İstanbul’da yaşayan, otizmli iki oğlan çocuğu annesi Hatice, eşinin evde bakım sürecini özel yabancı uyruklu bakıcılarla sürdüren, Ankara’da ikamet eden A.M. ve İzmir’de yaşayan otizmli kız çocuk annesi her yıl yapılan denetimleri ‘Acaba aylığımız kesilecek mi?’ endişesiyle geçirdiklerini, bu yıl aylıklarının kesilmemesi için vasilik davası açmak durumunda kaldıkları süreci Fikir’e anlattı.

EVDE BAKIM DERNEĞİ: 25 YIL SONRA TÜRKİYE İKİNCİ SIRADA OLACAĞIZ! 

Evde Bakım Derneği Başkanı Aynur Dik, yaşlı nüfus artışıyla, kronik hastalıkların giderek arttığı dünyada evde sağlık ve bakımın, en verimli ve etkin bakım modeli olarak ön plana çıktığınI vurguladı.   

Dernek Başkanı Dik, evde bakım hizmetlerinin daha çok 65 yaş ve üzerindeki uzun süreli bakımı gereken yaşlı hastalar ile kronik hastalığı olan her yaş grubu bireyleri kapsadığını söyleyerek şunları kaydetti: “1998 yılında evde bakım hizmeti alanların Avusturya’da yüzde 83, Almanya’da yüzde 83 ve ABD’de yüzde 63’ünü 65 yaş ve üzerindekiler oluşturmaktadır. Ayrıca terminal dönemdeki kanserli yetişkin ve çocuk hastaların onur ve saygınlığını korumak, yaşamın son günlerini kaliteli, güvenilir ve insana yakışır hizmet alarak geçirilmesini sağlamak amacıyla evde bakım hizmeti yaygın olarak sunulmaktadır. Açıklanan 2023 Ocak ayı raporuna göre; engelli sayısı 2 milyon 511 bin 950’dir. Bu rakamın 1 milyon 414 bin 64’ünü, yani yüzde 39’unu erkekler, 1 milyon 97 bin 307’sini, yüzde 39’unu kadınlar oluşturuyor. Bu gruptaki 775 bin 12 kişi ise ağır engelli olarak karşımıza çıkıyor.  Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı’nın verilerinden hareketle, Türkiye dünyanın hızlı yaşlanan ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Zira ülkemizde 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranının, 2030 yılında yüzde 12,1’e, 2050 yılında ise yüzde 20,6’ya yükseleceği tahmin edilmektedir. Kısaca önümüzdeki 25 yılda yaşlı nüfus artışında Türkiye’nin dünyada ikinci sırada olacağı  öngörülmektedir.”   

EVDE BAKIM, GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINA ALINMALI!  

“Yaşlı nüfus artışındaki hız nedeniyle ülkemizde ivedilikle uluslararası standartlarda bir evde bakım sigortasının hayata geçirilmesi gerekmektedir.” diyen Aynur Dik, evde sağlık ve bakım hizmeti ihtiyacının saptanması için herhangi bir çalışma yapılmadığına vurguda bulundu.   

Dik şunları söyledi: “Ülkemizde evde bakım hizmetlerine yönelik ilk yasal düzenleme, hizmet sunumunun başlamasından yıllar sonra 10 Mart 2005 tarihinde 25751 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan ‘Evde Bakım Hizmetlerinin Sunumu Hakkında Yönetmelik’, özel evde bakım merkezlerinin ve hastaneler bünyesinde kurulacak evde sağlık ve bakım birimlerinin yapılanması, işleyişi, asgari gereksinimleri, denetimi gibi konuları düzenlemeyi amaçlamıştır. Diğer önemli yönerge ise 24.02.2011 tarihli ‘Sağlık Bakanlığınca Sunulan Evde Sağlık Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönerge’dir. Sağlık Bakanlığının evde bakım alanında kamu hastanelerinde oluşturduğu birimlerle önemli girişimleri olduğunu memnuniyetle izliyoruz. Yetersiz personel ve hizmet içeriği olmasına, mevzuattaki eksiklere rağmen evde bakım hizmetinin kamu tarafından verilmesini değerli buluyoruz. Ancak Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin evde sağlık ve bakım hizmetlerini kapsamaması, bu hizmetlerin yaygınlaşmasını engelleyen en önemli sorunlardan biridir. Evde bakım hizmetlerinin toplumun her kesiminin yararlanabileceği bir sistem olarak yaygınlaştırılamaması, tıbbi etiğin temel ilkelerinden biri olan adalet ilkesinin ciddi olarak zedelenebileceği anlamına gelmektedir. Evde bakım hizmetlerinin geniş kapsamda finansmanı için evde bakım sigortası modellerinin geliştirilmesi gereklidir. Kamu ve özel sektör tarafından sunulan evde bakım hizmetlerinin finansmanı en önemli sorunlardan biridir. Buna karşılık evde bakım hizmetlerinin Genel Sağlık Sigortası (GSS) bünyesinde karşılanması elzemdir. Ancak evde bakım hizmetlerinin finansmanı için ek prim ödenmesi zorunluluğu olmamalıdır. Evde sağlık bakımı hizmetleri alternatif değil tamamlayıcı bir hizmet olarak ele alınmalı, hastane maliyetlerinde sağlanacak düşüş hesaba katılarak ek prim alınmaksızın ödeme kapsamında yer almalıdır.”  

YEREL YÖNETİMLER KAMU AÇIĞINI KAPATABİLİYOR MU?  

“Evde sağlık ve bakım alanında yerel yönetimlerin sorumluluğu var mı? Kamu birimlerindeki yoğunluktan kaynaklı hizmet açığını kapatabiliyorlar mı?” sorumuza Aynur Dik şöyle yanıt verdi: “2001 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden başlayarak yerel yönetimler gerek kendi oluşturdukları organizasyonlar gerekse hizmet alımı yoluyla evde bakım hizmetlerini ihtiyaç sahipleri ile buluşturmaya başladı. Günümüzde bu alana yönelen yerel yönetim sayısı giderek artıyor. Sosyal destek hizmetlerini de dâhil ederek daha kapsamlı örnekler oluşturulabiliyor.”  

KAYIT DIŞI İSTİHDAM SORUNU! 

Kayıt dışı kişilerce sağlanan evde sağlık ve bakım konusuna da değinen Dik, kamu idaresinin bu alanda denetimlerini sıklaştırması için çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Kurumsal olmayan şirketler ve yetkin olmayan ve denetlenmeyen kurumlar tarafından da bu hizmet sunuluyor. Kayıt dışı ve kaçak olarak evde bakım hizmeti sunan, personel temin eden kurum ve kişilerin faaliyetlerine engel olunmalı bu konuda etkin denetim yapılmalıdır.”   

GERHEMDER: EVDE BAKIM SİGORTASI HAYATA GEÇİRİLMELİDİR! 

GERHEMDER Başkanı Prof. Dr. Sevgisun Kapucu, kamu eliyle ve yerel yönetimler nezdinde sağlanan evde bakım hizmetlerine yönelik olarak eksikliklerin var olduğuna, her geçen gün artan yaşlı nüfus karşısında yetersizliklerin daha da artmasının kaçınılmaz olduğuna işaret etti. Evde bakım alanının suistimallere çok açık bir hâl aldığını, bunun önlenmesinin de ancak evde bakım sigortasının hayata geçirilmesi ile mümkün olabileceğini söyledi.   

Kapucu, “Evde bakım hizmetlerinde biz geriatri hemşireleri olarak holistik dediğimiz o bütüncül bakıma odaklanırız. Evde bakım hizmetlerinin; evde sağlık, evde sosyalleşme, evde temizlik, kişisel bakım gibi parçalanmasına hep çok üzüldük. En son iktidarın ‘2053 vizyonuyla hazırladım’ dediği 12. Kalkınma Planı kapsamında geriatri hemşireleri olarak, evde bakım hizmetleri kavramının tekrar oluşturulması gerektiğini ifade ettik. Evde bakım hizmet sunumunda devlet hastanelerindeki birimler, yerel yönetimlerin birimleri hepsi bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ama bu çok parçalı hizmetler insanlara yeterince etkin hizmet veremiyor. Evde sağlık ve bakım hizmetinin öncelikle kamu merkezli yürütülmesi, buna ayrıca yerel yönetim, özel sektör, gönüllü kuruluşlar, STK’ların da dâhil edilerek bir bütünlük sağlanması gereklidir. Gelecek kuşaklar için evde bakım sorunu çığ gibi büyüyecek. Bu noktada da evde bakım sigortası geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir.” diye konuştu. 

EVDE BAKIM YAPAN YABANCI UYRUKLULAR AİLELERİ ELE GEÇİRİYOR!

“Yaşlanan da değil artık yaşlı bir ülke olduğumuz gerçeğini kabul etmeliyiz. Kamu otoritesi evde bakım alanındaki sorunu evde bakım sigortası meselesini geliştirmeden çözemez, öncelikli talebimiz bu yöndedir.” diyerek açıklamalarını sürdüren Kapucu, “Bakım elemanlarının istihdam edilmesi için bir sistem acilen inşa edilmelidir. Bu sayede toplum hem denetimli hem de kaliteli bakım elemanlarına sahip olur. Evde bakım sigortası uygulaması hayata geçirilirse gelecek güvencemiz olacak. Bakım elemanları o sistemin içerisine entegre edilerek sorunlar çözülebilecektir. Geleceğimizle ilgili toplumun endişeleri çok yüksek. Yabancı uyruklu kişiler alana giriyor, fırsattan yararlanıyor. Bir süre sonra kendilerine iş veren insanları ele geçiriyorlar. Denetimsizlik, sorunları daha da artırıyor.” şeklinde konuştu.

AKADEMİSYEN HEMŞİRELERDEN EVDE BAKIM DEĞERLENDİRMESİ! 

Tınaztepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İç Hastalıkları Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Fisun Şenuzun Aykar ve Dr. Gönül Düzgün, Türkiye’de evde bakım hizmetleri alanındaki mevcut duruma ilişkin değerlendirmeler, yaşanan sorunlar ve sorunların çözümlerine ilişkin görüşlerini sundu.   

 

Türkiye’de evde bakım hizmetlerinin Sağlık Bakanlığına bağlı kamu hastaneleri ve belediyelerin bünyesindeki evde bakım birimlerince yürütüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Fisun Aykar, “Sağlık Bakanlığı tarafından evde bakım hizmeti 2006 yılında başlamış olup 2023 son verilerine göre, Evde Bakım Yardımı uygulamasından 560 bin 647 kişi faydalanmaktadır. Ancak bu sayı hem yetersiz görünmekte hem de bu yapılan yardımların sadece maddi destek yardımı olduğu görülmektedir. Bu kapsamda engelli yakınının evinde bakımını sağlayan ailelere veya yakınlarına aylık 5.097,96 TL ödeme yapılmaktadır. Bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerin maddi desteğin yanında sosyal destek, ev içi düzenlemeler ve günlük bakımının sürekliliğini gerektiren sağlık hizmetlerinin kısmi olarak karşılanabildiği ve verilen yerinde hizmetlerin hastaların hastaneye gitmeden evlerinde bakılmasını sağlayacak düzeyde olmadığı görülmektedir. Evde total parenteral beslenme (TPN) uygulamaları, diyaliz uygulamaları ve kemoterapi uygulamaları, kapsamlı yara bakım uygulamaları gibi uygulamaların sağlık personeli aracılığıyla yürütülmesi gereken hizmetler olması nedeniyle şu an yeterli seviyede değildir. Mevcut personel eğitim eksiklikleri, personel yetersizliği ve evde bakım kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ödemesi yapılan işlem ve malzeme tanımının yeterli olmaması nedeniyle hizmet yeterli seviyede değildir.” değerlendirmesinde bulundu. 

HUZUREVİ SAYISI DEĞİL, EVDE BAKIM HİZMETİ GELİŞTİRİLMELİ  

Gittikçe yaşlanan bir ülke hâline döndüğümüzü söyleyen Aykar, yaşlılık oranının artmasına paralel olarak engelli yaşlı sayısının da hızlı arttığını kaydetti. Mevcut kurumların yeterli olmadığını belirten Fisun Aykar, “Huzurevi sayısının artması yerine evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesi, gündüzlü bakım evlerinin sayı ve kapasitelerinin artırılması öneriyoruz. Özel sektörde bazı hizmetlerin görece iyi, bazılarınınsa çok kötü olduğunu söyleyebiliriz. Bazı özel huzurevlerinin kapısından girince otel konsepti dikkat çekerken, bazılarında ise kokudan ve hijyen eksikliğinden dolayı yaşlıların resmen çürümeye terk edildiği görülmektedir.” dedi.   

UZMAN KİŞİLERİN ATAMASI YETERSİZ!

Dr. Gönül Düzgün ise evde bakım hizmetinin sunulması noktasında uzman kişilerin kamu eliyle istihdam edilmesi konusuna değinerek şunları söyledi: “Yaşlı Bakım ve Evde Bakım önlisans programlarından mezun kişilerin atama sayıları çok yetersiz. Kalifiye ara personeller Sağlık Bakanlığı bünyesinde evde bakım hizmetlerine atanmalıdır. Bu, evde bakımda hem kaliteyi hem de verilen bakım hizmeti etkinliğini artıracaktır.”  

EVDE BAKIM KOORDİNASYON MERKEZLERİ KURULMALIDIR

Düzgün son olarak şunları söyledi: “Yerel yönetimlerin verdikleri hizmetler devlet kontrolünde ve benzer standartlarda olmalıdır. İl bazında evde bakım koordinasyon merkezleri kurulmalıdır. Tek bir numara ile bir merkezin aranarak aynı 112 sisteminde olduğu gibi bakım ofisleri oluşturulmalıdır.”  

ALS DERNEĞİ: EVDE BAKIM MAĞDURİYETİ YAŞAYAN ÖNCELİKLİ GRUBUZ!  

Beyin ve omurilikteki sinir hücrelerini etkileyen ilerleyici bir nörodejeneratif hastalık olan ALS ile mücadele eden yurttaşların sorunlarını da dosyamızda ele aldık. Hem bir hekim hem ALS hastası hem de ALS Derneği Başkanı olan Dr. Alper Kaya’dan evde bakım hizmeti ve ALS hastalarının ihtiyaçları konusunda bilgiler edindik. Türkiye’de 10 bin ALS hastası olduğunu, hastaların ailelerinin de hesaba katılmasıyla sayının 40-50 binlere ulaştığını ifade eden Kaya, ALS hastalarının evde bakım noktasında en çok mağduriyet yaşayan hasta grubu olduğunun altını çizdi.   

ALS hastalarının birçoğunun evde bakım hizmetinden ne yazık ki faydalanamadığını belirten Alper Kaya şöyle devam etti: “Devletin evde sağlık ve bakım adı altında sunduğu imkanlardan bizim alabileceğimiz hizmet kalemi çok dar. Evde bakım birimlerinden talebimiz, hastalarımızı solunum cihazına bağlayan, trakeostomi dediğimiz boğazlarında takılı olan kanülün ayda bir, iki ayda bir enfeksiyon riskine karşı değişmesinin sağlanmasıdır. Evde bakım birimine haber verdiğimiz zaman genellikle sorunlarla karşılaşıyoruz. Örneğin İzmir’de evde sağlık ve bakım birimi bu kanülün değişimi için genelde 15-20 gün sonraya randevu veriyor. İstanbul’da ise bu birimlerden randevu almak diye bir şey yok. Çünkü randevu almak mümkün değil. Evde bakım hizmeti İstanbul’da çökmüş durumda. Ankara’da da durum İstanbul’dan çok farklı değil.”

EN İYİ EVDE BAKIM HİZMETİNİ İZMİR’DE YERELDEN ALIYORUZ!  

ALS Derneği Başkanı Kaya, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Eşrefpaşa Hastanesi’nde açılan evde sağlık ve bakım birimi hastalarımızın daha kısa sürelerde hizmete ulaşabildikleri bir alan oluşturuyor. Bu anlamda İzmir bir rol model oluşturuyor. Diğer büyükşehirlerde belediyelere ait bir hastane olmadığı için İstanbul ve Ankara’da yerel bazda sunulan hizmetler bu kadar etkin olamıyor. Ne yazık ki ALS hastaları olarak Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlardan hizmet almakta çok fazla zorlanıyoruz.” dedi.   

EMEKLİ HEKİM, ÖĞRETMEN, MEMUR EVDE BAKIM DESTEĞİ ALAMIYOR!  

Türkiye’de evde bakım aylıkları, Ramazan Bayramı öncesi ‘Türkiye Yüzyılı ve hak temelli sosyal yardımlar’ vurgusuyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 561 bin vatandaşa, hak sahibi başına 7 bin 608 TL şeklinde, toplamda 4,2 milyar TL olarak yapıldı.  

Yardıma erişim kriterleri nedeniyle desteği alamadığını belirten ve evde bakım sigortası gerekliliğine işaret eden emekli hekim Alper Kaya son olarak şunları söyledi: “Evde bakım parası bir asgari ücret bile değil. Aileler gittikçe fakirleşirken, bakım sunan kişilerin ücretleri asgari ücretin çok üstündeyken bu yardım ne yazık ki pek bir işe yaramıyor. Bu nedenle evde bakım sigortası ülkemiz için bir zorunluluk olmuştur.”  

YEREL YÖNETİM HİZMETLERİNDE EVDE BAKIMDA ÖNE ÇIKAN İZMİR’DE YENİ DÖNEMDE NELER YAPILACAK?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, kentte yaşlılara, engellilere, yatağa bağımlı hastalara, kronik hastalara ilişkin evde sağlık ve bakım alanında atacakları yeni adımları Fikir Gazetesi’ne anlattı.

‘Yaşlı dostu kent tasarımı’ hedefine vurgu yapan Başkan Tugay şunları söyledi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi, Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı ve Eşrefpaşa Hastanesi bünyesinde gerçekleştirdiği hizmetlerle Türkiye’ye örnek oluyor. 30 ilçede evde bakım hizmeti veriyoruz. Evde Bakım Birimi’nde fizyoterapistten diş hekimine kadar farklı alanlarda uzmanlarımız var. Kentin en uzak noktalarına kadar gidip engelli, yaşlı, yatağa bağımlı, bakıma muhtaç yurttaşlarımıza hizmet veriyorlar. Ancak toplum gittikçe yaşlanıyor, hastalıklar artıyor. Bu nedenle evde sağlık hizmetlerini daha da geliştirerek, kapasitemizi artırarak yola devam edeceğiz. Kırsalda yaşayan yurttaşlarımıza da daha fazla sağlık hizmeti ulaştıracağız. Eşrefpaşa Hastanemizde kanser taramaları yapacağız, yaşlılık dönemine ait sağlık sorunlarına en çağdaş geriatrik yaklaşımla müdahale edeceğiz. Hasta Yakını Konukevi, Evde Sağlık Destek Merkezi, Psiko-Sosyal Sağlık Merkezi, Geriatri Rehabilitasyon Merkezi, Alzheimer Evleri kuracağız. Engelliler için özel birimler oluşturacağız.” 

İZMİR’DE ‘YAŞLI DOSTU KENT’ TASARIMI HEDEFLENİYOR! 

İleri yaş politikasının önemine değinen Başkan Tugay, bunun omurgasında sağlıklı yaşlanma, ileri yaş problemleri ile ilgili önlemler, yaşlı dostu kent tasarımı gibi birçok konu başlığı olduğunu da vurgulayarak şöyle devam etti: “İnsanların sağlıkları giderek daha sorunlu hâle geliyor. Bu nedenle koruyucu ve tedavi eden sağlık hizmetimizi de geliştirerek sürdüreceğiz. Sanayi bölgelerinde iş ve meslek hastalıklarına yönelik poliklinikler açarak iş sağlığı danışmanlık ve tarama hizmetini yaygınlaştıracağız. Uzman ekiplerle kadınlarımıza aile planlaması danışmanlığı ve uygulamalarını da ücretsiz vereceğiz. Ayrıca kentlimizin sağlık okuryazarlığını geliştireceğiz.” 

YURTTAŞLAR ANLATIYOR: 

OTİZMLİ İKİ ÇOCUK ANNESİ EVDE SAĞLIK HİZMETİ İSTİYOR!  

İstanbul’da ikamet eden Hatice adlı yurttaş, 20 ve 21 yaşlarında iki otizmli oğlan annesi olarak yaşadığı sorunları Fikir’e anlattı. Otizm nedeniyle çok sık ev değiştirmek zorunda kaldığını belirten Hatice, evde sağlık ve bakım desteği almak için gerekli kurumlara çok sayıda sözel talepte bulunduğunu ancak gerçek anlamda bir yardıma ulaşamadığını ifade etti. Evde rutin sağlık ve bakım hizmeti alma talebini yineleyen Hatice, “Çocuklarımdan birisi tuvalet ve hijyen konusunda daha sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Kaymakamlık kanalıyla ayda bir kez olmak üzere iki kişilik bir ekipten ev temizlik hizmeti alıyorum. Fakat ayrıntılı büyük temizlikler yapılmıyor.” dedi. Yetkililere seslenen anne, yapayalnız eve hapsolduklarını, evde sağlık ve bakım hizmetinden etkin bir şekilde faydalanmak istediklerini söyledi.  

“BİZE BİR ŞEY OLUNCA NE OLACAK” TEDİRGİNLİĞİ YAŞIYORUZ 

Evde bakım ve engelli maaşı alan, İzmir’de yaşayan, otizmli bir kız çocuğu annesi Aynur Hanım, her yıl denetim ve kontrolden geçtiklerini ve aylıklarının kesilmesi stresi yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu: “En son yapılan ev ziyaretinde vasilik davası açmamız gerektiği, yoksa engelli aylığının, desteğin kesilebilme ihtimalini söylediler. Sorunu çözdük. Evde bakım konusunda şu anda kendimiz süreci idare ediyoruz. Herhangi bir başvurumuz olmadı. Ama bu, olmayacak anlamına gelmiyor. Şu anda elimiz ayağımız tutuyor çocuğumuza bakıyoruz ama yaşlanınca hem bize hem de ona kim bakacak tedirginliğiyle yaşıyoruz.”