Seçimlerin Ardından: Değişim İradesi ve Talebi Güçleniyor

31 Mart yerel seçimlerin Türkiye’de yarattığı değişim dalgası Ankara siyasetini yeni ittifak flörtleriyle ilerleyen iktidar arayışlarına sürüklemeye devam ederken; yurttaşların gündelik yaşamından gelecek kaygılarına kadar pek çok düzlemde toplumsal kriz alanları, sorunlar ve talepler varlığını güçlenerek koruyor.

Cumhur İttifakı’nın seçmenlerinin belirleyici bir bölümünün sandığa gitmemesi ile izah edilmeye çalışılan CHP’nin tarihi başarısı; Genel Başkan Özgür Özel’in seçimin ardından yürüttüğü diplomasi ve siyasi performans ile birinci sıraya yükselen partisinin Türkiye’de yeni bir siyasi dönemin kapısını aralamasıyla, daha derin bir toplumsal analizi zorunlu kılıyor.

CHP’NİN BAŞARISI, CUMHUR İTTİFAKININ SEÇMENLERİNİN SANDIĞA GİTMEMESİ İLE AÇIKLANAMAZ

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından gerçekleştirdiği ve Türkiye için yepyeni bir siyasi iklime işaret eden seçim sonuçlarını anlama ve anlamlandırma amacını taşıyan Türkiye Siyaset Araştırması’nın sonuçlarına göre; 14 Mayıs 2023’te AK Parti’ye oy veren 10 seçmenden 3’ü 31 Mart’ta AK Parti adaylarını desteklememiş. Yine aynı tarihte Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermiş olanların yüzde 65’i 31 Mart’ta Cumhur İttifakı adaylarını desteklemiş, yani yüzde 30-35’lik bir fire var. Bu firenin üçte biri oy kullanmamayı tercih edenlerden (yüzde 11), üçte biri CHP’ye oy verenlerden (yüzde 12), üçte biri de diğer partilere, özellikle de Yeniden Refah’a oy verenlerden (yüzde 7) oluşuyor. 

Dolayısıyla, araştırmaya göre, şunu artık daha rahat bir biçimde söyleyebiliriz ki 31 Mart’ta ortaya çıkan sonuç sadece Cumhur İttifakı seçmeninin sandığa gitmemesiyle açıklanamaz.

CHP NEDEN BİRİNCİ PARTİ OLDU?

Seçmenlere “Size göre 31 Mart yerel seçimlerinden CHP’nin birinci parti olarak çıkmasının en önemli nedenleri nelerdir?” şeklinde bir soru sorulmuş, birden fazla yanıt toplanmıştır. Seçmenlerin yüzde 63,7’si ekonomik kriz yanıtını verirken, iktidarın başarısızlıkları diyenlerin oranı yüzde 45’tir. Cumhur İttifakı’nın yanlış aday tercihleri yüzde 25,6, CHP’nin doğru belediye başkan adayları yüzde 24,8, CHP’li belediyelerin başarılı olması yüzde 24, CHP yönetiminin başarısı 17,8 oranında dile getirilmiştir.

CUMHUR İTTİFAKI NEDEN BAŞARISIZ OLDU?

Seçmenlere “Sizce 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın istediği başarıyı elde edememesinin nedenleri nelerdir?” şeklinde bir soru sorulmuştur. Seçmenlerin yüzde 51,5’i ekonomik kriz ve zamları Cumhur İttifakı’nın başarısızlığının nedeni olarak görmektedir. Cumhur İttifakı’na mensup siyasetçilerin halktan kopması yüzde 14,9 oranında, emekli maaşlarına zam yapılmaması yüzde 6,7 oranında, yanlış aday tercihleri yüzde 4 oranında başarısızlığın nedenleri olarak dile getirilmiştir. Kötü yönetim, adaletsizlikler, göçmen sorunu, ayrımcılık, yolsuzluklar, verilen sözlerin tutulmaması da diğer nedenler arasında sayılmaktadır.

CHP BİRİNCİ PARTİ KONUMUNU KORUYOR

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından, 26-29 Nisan tarihleri arasında, 81 ilde 2222 görüşme yapılarak tamamlanan araştırmanın sonuçlarına göre, “Önümüzdeki Pazar milletvekilliği genel seçimi yapılacak olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” diye sorulduğunda kararsızlar ve oy kullanmayacaklar dağıtılmadan önce Türkiye genelinde seçmenlerin yüzde 25,6’sı AK Parti’yi, yüzde 28,2’si CHP’yi, yüzde 6,9’u MHP’yi, yüzde 3,2’si İYİ Parti’yi ve yüzde 7,8’i DEM Parti’yi destekleyeceğini ifade etmektedir. CHP 31 Mart yerel seçimlerinin ardından elde ettiği birinci parti pozisyonunu korumaktadır.

TÜRKİYE NASIL YÖNETİLMEKTEDİR?

Araştırmaya göre, “Sizce Türkiye iyi mi, yoksa kötü mü yönetilmektedir?” şeklinde bir soru yöneltildiğinde seçmenlerin yüzde 57’si Türkiye’nin kötü yönetildiğini söylemektedir. Türkiye’nin kötü yönetildiğini düşünenler Mart 2024’te yüzde 51,5 seviyesindeydi. Bir buçuk aylık bir zaman diliminde 5,5 puanlık artışı Türkiye’de 31 Mart sonrasında oluşan yeni siyasi atmosferle ilişkilendirmek mümkündür. Türkiye’nin iyi yönetildiğini düşünenler 2023 yılı Aralık ayı itibariyle yüzde 24,2 seviyesindeydi, Nisan 2024’te bu oran yüzde 20,6’ya gerilemiştir.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BAŞARILI MI?

Türkiye Siyaset Araştırmaları kapmasında düzenli olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçmenler tarafından ne derece başarılı/başarısız bulunduğunu ölçmeye çalışan Yöneylem Araştırma’nın verilerine göre, Nisan ayı sonu itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı başarılı bulup bulmadıkları sorulan seçmenlerin yüzde 42,4’ü başarısız, yüzde 35,9’u başarılı bulduğunu ifade etmiştir. Ne başarılı ne başarısız diyenlerin oranı yüzde 19,8 seviyesindedir.

ERDOĞAN’A OY VERECEKLER Mİ?

Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanlığına aday olursa kendisine oy verir misiniz?” şeklinde bir soru yöneltildiğinde seçmenlerin yüzde 52,2’si asla oy vermeyeceğini, yüzde 30,6’sı kesinlikle oy vereceğini ifade etmiştir. Oy verebilirim de vermeyebilirim de diyenlerin oranı yüzde 16,4 seviyesindedir.

TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNLARI NELER?

Seçmenlere “Sizce Türkiye’nin acilen çözülmesi gereken en önemli sorunları nelerdir?” şeklinde açık uçlu bir soru sorulmuş, herhangi bir seçenek sunulmaksızın diledikleri kadar sorunu sıralamaları istenmiştir.

Türkiye’nin en acil çözüm bekleyen sorunu sorusuna seçmenler aylardır açık arayla ekonomik kriz olarak yanıt vermektedir. İşsizlik, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, ücretlerin yetersizliği ve benzeri şekillerde dile getirilen sorunları genel olarak ekonomi başlığı altında topladığımızda Türkiye’nin en acil çözüm bekleyen sorunu olarak ekonomik kriz öne çıkmaktadır. 100 seçmenden 66’sı ekonomik kriz, 31’i enflasyon, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısından şikâyet etmektedir.

TÜRKİYE’NİN SORUNLARINI HANGİ PARTİ ÇÖZER?

Seçmenlere “Sizce Türkiye’nin sorunlarını hangi parti çözer?” şeklinde bir soru yöneltildiğinde yüzde 26,6’sı AK Parti’nin, yüzde 28,2’si CHP’nin, yüzde 3,2’si MHP’nin, yüzde 1,4’ü İYİ Parti’nin ve yüzde 3,1’i DEM Parti’nin Türkiye’nin sorunlarını çözeceğini düşünmektedir. Türkiye’nin sorunlarını hiçbir partinin çözebileceğine inanmayanların oranı yüzde 29,3’dir. Mart 2024’te bu oran yüzde 42’idi. Dolayısıyla hem Türkiye’nin sorunlarını hiçbir parti çözemez diyenlerin oranındaki düşüş, hem de CHP’nin ilk kez bu kategoride de birinci parti çıkması 31 Mart yerel seçimleri sonrasında gerçek anlamda bir siyasi iklim değişikliği yaşandığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

YURTTAŞLARIN YÜZDE 55’İ UMUTLU VE HEYECANLI

Türkiye Siyaset Paneli Eylül ayı araştırmasında seçmenlere “14 Mayıs seçimlerinin ardından siyasi konular hakkında düşündüğünüzde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?” şeklinde bir soru yönetmiştik. Eylül 2023’te siyaset hakkında düşündüğünde kendini bıkkın, çaresiz ve/veya öfkeli hissedenlerin oranı yüzde 75; umutlu ve/veya heyecanlı hissedenlerin oranı yüzde 20’nin biraz üzerindeydi. Muhalif seçmenler (CHP, İYİP, YSP, TİP) yüzde 90’ın üzerinde oranlarda bıkkın, çaresiz ve/veya öfkeli hissediyordu.

Bugün itibariyle tüm seçmenler genelinde söz konusu negatif hissiyat yüzde 31’e gerilemiş, umutlu ve/veya heyecanlı olanlar yüzde 55’e yükselmiş durumdadır. Seçmenlerin yüzde 8,6’sı (Eylül 2023’te 25,5) “bıkkın”, yüzde 7’si (Eylül 2023’te 22) “öfkeli”, yüzde 15,6’sı (Eylül 2023’te 27,7) “çaresiz”, yüzde 44,3’ü (Eylül 2023’te 16,1) “umutlu” ve yüzde 10,7’si (Eylül 2023’te 5,4) “heyecanlı” hissetmektedir.

YURTTAŞLARIN UMUDU SİYASETİN ÜZERİNDE DEMOKLES’İN KILICI GİBİ SALLANIYOR

Söz konusu araştırmanın ışığında yukarıda vurguladığımız toplumsal veriler, uzun yılardır süregelen ve giderek derinleşen kriz alanları, soru başlıkları ve yükselen çözüm taleplerinin yurttaşların gündemini ve siyasal tercihlerini ağırlıklı bir oranda belirlemektedir.

31 Mart yerel seçimlerinin ardından Türkiye siyasetinde ve toplumsal gündeminde ortaya çıkan değişim iradesi ve umudu, siyaset dünyasının eski aktörlerle yenilenme eğilimini aşan bir birikimi temsil edişi ve yurttaşların gündelik yaşamından gelecek tahayyüllerine kadar belirleyici bir yer tutan kriz, sorun ve çözüm üçlüsünün geniş bir perspektifle ve uygulanabilir politikalarla karşılanması ihtiyacı politik aktörlerin üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanıyor.