Eski Hamama Yeni Tas: Adana’da Farklı Bir Planlama Süreci

1 Eylül 2024 Pazar günü Adana Büyükşehir Belediyesi’nin 2025-2029 stratejik plan hazırlık çalışmaları kapsamında düzenlediği yurttaş jürisine katılan 100’e yakın Adanalıdan hiçbiri daha önceki yılların planlama çalışmalarında yer almamıştı. Aslında, bir kamuoyu araştırma şirketi telefonla arayıp kendilerini özel olarak davet etmese, o gün de böyle bir toplantıya katılmayı muhtemelen düşünmezlerdi.

Türkiye’de ilk kez toplanan yurttaş jürisinin önemi tam da burada yatıyor: Normalde planlama süreciyle ilişkilenemeyecek kesimleri de dahil eden bir katılımcı süreç ortaya koymak.

Fark etmişsinizdir mutlaka; şu anda birçok belediye stratejik plan toplantıları, çalıştayları yapıyor. 2003’ten beri yasal zorunluluk olan bu planlar aslında yapılan ve unutulan belgelerdir. Meclis toplantısında oy verip, planı resmileştiren meclis üyeleri hatta planın yürütücüsü başkanlar bile nihai metni okumamış olabilirler. Mahallelerde halkla toplantılar yapılır meslek oda, sivil toplum temsilcileri uzmanlar akademisyenler çalıştaylara davet edilir ama aslında bürokratlar, akademisyen ya da profesyonel danışmanlar belediyenin beş yıllık misyonunu, vizyonunu, hedef kartlarını, performans göstergelerini kendi başlarına yazıyordur.

Adana’da işte bu alışıldık planlama formatını farklılaştıracak bir yöntem denedik. Belediye başkanının seçim sürecinde yaptığı vaatleri merkeze alarak beş yıllık bir değişim perspektifi formüle ettik. Varsıl, güvenli ve keyifli bir Adana’yı hedef alan bu yönelimi tek tek tüm birimlerle tartışarak, böylesi bir değişim için yapılması ve yapılmaması gerekenleri saptayarak bir taslak rapor oluşturuldu.

Sürecin başlarında böyle bir taslak metin çıkmış olması kullanılan yöntemin bir diğer özgün niteliğidir. Dilek ve temennilerin gırla gittiği ama bunların planla herhangi bir bağının olmadığı plan süreçlerinin aksine ABB amaç, hedef ve faaliyetlerini belirleyip, bunları tartışmaya açmış oldu. Sivil toplum kuruluşu ve meslek odalarının temsilcileri, akademisyenler, uzmanlar ve gazetecilerin katıldığı iki ayrı çalıştay sayesinde taslak plan kamusal katkılarla beslenerek gelişti.

Belediye Meclis gündeminde ele alınmadan önce plan taslağını benzer kamusal süreçlerin alışıldık aktörlerinin ötesinde farklı kesimlerin bilgisine açmak, katkısını almak istendi. Bunu için Amerikan yargı sisteminin asli unsuru, Avrupa’da da kamusal karar süreçlerinde sık sık kullanılan jüri yöntemine başvurulmasına karar verildi.

Bağımsız bir kamuoyu araştırma şirketi bilimsel yöntemlerle Adana genelinde tesadüfi bir örneklem oluşturdu. Bu kişiler belirlenirken yaşları, cinsiyetleri, sosyoekonomik düzeyleri ve ikamet adresleri haricinde hiçbir kritere başvurulmadı.

Jüride yer almayı kabul edenlere taslak plan önden gönderilerek, planı incelemelerine imkân tanındı. Toplantı gününde de belediye yetkilileri planın içeriğini özetledikten sonra her bir hedef tartışmaya açıldı ve oylandı.

Oylamaların ardından kabul edilen planın önceliklendirilmesinin de katılımcı bir şekilde yapılması amacıyla jüri üyelerinin hedefler arasında bir öncelik sıralaması yapması istendi. Katılımcı bütçe tekniğinde kullanılan sandık yöntemi ile katılımcılardan kendilerine sunulan markaları kendi önceliklerine göre farklı hedefler arasında paylaştırılması istendi. Daha acil ve önemli bulduklarına daha fazla kaynak ayırarak onların öncelikli ele alınmasını sağlamaları sağlandı.

Önümüzdeki günlerde tüm diğer kentlerde olduğu gibi Adana Büyükşehir Belediyesi’nin 2025-2029 Stratejik Planı belediye meclis gündemine gelecek ve resmilik kazanacak. Fakat bu plan; belediye başkanının seçim vaatlerini odağa alarak belediye bürokratları tarafından programa dönüştürülmesi, bu programın bir taslak olarak kentin sivil ve uzman kuruluşları ile tartışılmış olması ve nihayetinde de bağımsız bir jüri tarafından oylanıp, önceliklendirmesi bakımından diğerlerinden farklı olacak.

Farklı bir yöntem denenmiş olmasının arkasında da plana daha kamusal bir nitelik kazandırma niyeti yatıyor. Kimsenin haberdar ve farkında olmadığı, takibini yapmadığı bir belge yerine; belediye yönetiminin bir taahhüdü olarak görülen, bilinen ve sahiplenilen, dolayısıyla izlemesinin yapılacağı, hesabının sorulacağı gerektiğinde mücadelesinin verileceği bir planın hazırlanması hedeflendi. 

Bu amaca ne kadar ulaşılabildiğini ancak beş yıl sonrasının Adanasını gördükten sonra anlayabileceğiz.