Yazar ve eleştirmen Murat Şahin’in haftanın yeni çıkan kitaplarını ele aldığı gündemdekiler köşesinde bu hafta yine 5 kitap yer alıyor.
Bu hafta gündemimizde neler var?
Pembe Bulutlar Diyarı’nda Anthony Doerr, zamanın sınırlarını aşarak bir kitabın gizemini çözmeye çalışan ötekilerin dünyası üzerinden okuru sonsuzluğa uzanan ütopik bir yolculuğa çıkarıyor.
Kelimenin Ham Anlamıyla; Ali İhsan Varol’dan kelimelere, insanlara, şeylere dair etimolojik denemeler. Kelimelerin kökenine indikçe şaşıracaksınız, şaşkınlığınız bir süre sonra eğlenceye, eğlenceniz de
açgözlü bir meraka dönüşecek.
Filistin laboratuvarı, Jeff Bezos ve Cemal Kaşıkçı’nın telefonlarını hackleyen Pegasus yazılımından, binlerce Rohingyalıyı katleden Burma ordusuna satılan silahlara ve Avrupa Birliği tarafından Akdeniz’de boğulmaya terk edilen mültecileri izlemek için kullanılan insansız hava araçlarına kadar uzanan bir girişim. İsrail’in dünyanın en acımasız çatışmalarından bazılarını körükleyen casusluk teknolojisi ve savunma donanımını geliştirmede nasıl lider haline geldiğini anlatıyor. Diğerleri de İsrail’den öğreniyor.
İyot Giren Eve Doktor Girmez… Bu kitabı okuduğunuzda hastalıklara karşı daha güçlü, mikroplara karşı daha dirençli, toksinlere karşı daha korunaklı olmak için iyota her zamankinden daha fazla ihtiyacınız olduğunu göreceksiniz. Size anlatılandan çok farklı, sağlığınızı tehdit eden değil destekleyen bir iyot ile tanışacaksınız.
Hayat İmkânsız dünya çapında bir yayıncılık hadisesine dönüşen Gece Yarısı Kütüphanesi’nin yazarından umudun ve yeni başlangıçların dönüştürücü gücüne dair enfes bir roman.
GÜNDEMDEKİLER
Kitabın Adı: Pembe Bulutlar Diyarı
Yazar Adı: Anthony Doerr
Yayınevi: Diyojen Yayınları
Çeviren: Esra Yüksel
Fiyatı: 338,00 TL
İÇERİK TANITIMI:
“Bazen kaybolduğunu düşündüğümüz şeyler aslında sadece bir yere gizlenir ve orada sessizce yeniden keşfedilmeyi bekler.”
Konstantinopolis, 1453. Şehir Osmanlı ordusunun kuşatması altındadır ve biri Konstantinopolis surlarının içinde, diğeri dışında farklı hayatlar yaşayan Anna ile Ömer’in yolları hiç beklemedikleri bir şekilde kesişir. Bir manastırda yaşayan ve gündüzleri rahipler için elbiseler işleyen Anna, gizlice okumayı öğrendikten sonra terk edilmiş bir manastırda eski kitaplardan oluşan bir koleksiyon bulur ve bunların arasında, manastırdan kaçarken yanına aldığı “Pembe Bulutlar Diyarı” isimli bir kitap da vardır.
Yüzyıllar sonra, 2020 yılında Idaho’da bir kütüphane. Seksenli yaşlarında olan Zeno, beş ilkokul öğrencisiyle “Pembe Bulutlar Diyarı”nı sahnelemek ister. Karlı bir günde, baykuşlarla konuşan on yedi yaşındaki Seymour’un planlarından bihaber, gösteri öncesi prova yaparlar. Oysa bilmedikleri bir şey vardır: Belki de o gün yaşamlarının son günü olacaktır.
Çok uzak bir gelecekte bir uzay gemisi. Dünya’yı hiç görmemiş olan on dört yaşındaki Konstance ve diğer seksen beş kişi, bir uzay gemisinde seyahat ederek yaşayabilecekleri bir gezegen aramaktadırlar. Soğuk ve sessiz bir boşlukta hızla ilerlerken Konstance’ın çözmesi gereken bir gizem vardır: üzerinde kelimelerin bulunduğu yüzden fazla kâğıt parçası.
Kitabın Adı: Kelimenin Ham Anlamıyla
Yazar Adı: Ali İhsan Varol
Yayınevi: Doğan Kitap Yayınları
Fiyatı: 195,00 TL
İÇERİK TANITIMI:
“Bu kitabın sayfalarını çevirirken ağzı kalabalık ve biraz da abartmayı seven bir ahbabınızı hatırlayabilirsiniz. O ahbabınıza gösterdiğiniz hoşgörüyü lütfen kitaptan da esirgemeyiniz. İçinde Pod-Bee kumpanyasının verdiği şevk ve hevesle hazırlanmış 13 başlık bulacaksınız.
Bu başlıkların altındaki anlatılar aslında kulakçıklarınıza ulaşması için hazırlanmıştı. Fakat Doğan Kitap’ın gölgesinde değişip dönüşerek elle tutulur, gözle görülür hale büründüler.”
Kitabın Adı: Filistin Laboratuvarı
Yazar Adı: Antony Loewenstein
Yayınevi: Metis Yayınları
Çeviren: Özlem Özarpacı
Fiyatı: 242,00 TL
İÇERİK TANITIMI:
Kapak fotoğrafı İsrail’in güneyindeki bir askeri üssü gösteriyor. Geride görünen köy gerçek değil. Köy baskını, ev araması ve sokak çatışması koşullarını simüle etmek için inşa edilmiş yapay bir köy. Burada tatbikat yapan İsrail askerleri köye “mini Gazze”diyorlar. Batı Şeria ve Gazze’nin işgali, “düşman” olarak tanımladığı Filistinlileri denetleme ve gözetleme teknolojileri konusunda İsrail devletine paha biçilmez bir deneyim kazandırdı.
İsrail devletinin askeri-endüstriyel kompleksi, işgal altındaki Filistin topraklarını yeni silahlar ve gözetleme teknolojileri için bir test sahası olarak kullanıyor; burada geliştirdiği silahları ve teknolojileri dünyanın dört bir yanındaki despot rejimlere ve demokrasilere satarak Filistin’in işgaline ses çıkarmamalarını sağlıyor, onları suç ortağı haline getiriyor.
Gazeteci Loewenstein belgeler, röportajlar ve sahadan raporlarla sürdürdüğü küresel bir soruşturmayla büyük ölçüde gizli olan bu dünyayı ortaya çıkarıyor, Filistin’in nasıl mükemmel bir laboratuvar haline getirildiğini derinlemesine inceliyor.
Kitabın Adı: İyot Giren Eve Doktor Girmez
Derleyen: Hasan Hüsnü Eren
Yayınevi: Hayy Kitap Yayınları
Çeviren:
Fiyatı: 200,00 TL
İÇERİK TANITIMI:
Önyargılarınızı, korkularınızı bir kenara bırakıp iyotu yeniden keşfetmeye hazır mısınız?
“Birisi size ‘iyodofobi, insanlara, dünyada şu ana kadar çıkmış savaşlardan daha fazla zarar veriyor’ derse ne düşünürsünüz? Çoğunuzun buna gülüp geçme ihtimali yüksek. Ama bu kitabı okuduğunuzda bu cümlenin doğruluğunu savunan biri olma ihtimaliniz çok daha yüksek olacaktır.” İyotun hayatımızdan çıkarılmasının sağlığımız üzerindeki yıkıcı etkilerini, önüne çıkartılan engellere rağmen dile getiren bir tıp doktoru bu cümleyi kuruyor. Aynı zamanda iyot olmadan yaşamın olamayacağını ve sağlıklı kalamayacağımızı da anlatıyor.
Türkiye, onun anlatımları ile iyotun şifa etkilerinin yeniden farkına vardı. Bu kitabı okuduğunuzda, kullanımı ile ilgili korkular oluşturulan iyotun aslında insanlar içindeğil, patent tıbbı için korku veren bir mineral olduğunu anlayacaksınız.
İyodofobinin, masum ve insani amaçlarla oluşturulmadığını daha net algılayacaksınız. İyot, ilaç değildir. Her hücremize temas eder ve her hücremiz için iyileştirme gücüne sahiptir. Ona karşı koyabilen, direnç geliştirmeyi başarmış bir bakteri, virüs, mantar yoktur. Evrensel bir antioksidandır. İyot kolay ulaşılabilen, basit, ucuz, patentlenemeyen, kimsenin tapulu malı haline getirilemeyecek anonim bir şifa mineralidir.
Kitabın Adı: Hayat İmkânsız
Yazar Adı: Matt Haig
Yayınevi: Domingo Yayınları
Çeviren: Kıvanç Güney
Fiyatı: 240,00 TL
İÇERİK TANITIMI:
Bir yanda aşk şarkıları çalıyor, diğer yanda aşk filmleri oynuyor, öbür yanda üniversitelerde olaylar çıkıyor, gençler idam ediliyordu. İnsanlara ağız tadıyla yaşama fırsatı verilmiyor, Abidin Dino mutluluğun resmini yapamıyor, Can Yücel, ‘Acıyorsam sana anam avradım olsun / Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!’ dizelerini döktürüyordu. Zamanların en iyisi, zamanların en kötüsüydü; akıl çağı ahmaklık çağıydı; inanç dönemi, inanılmazlık dönemiydi; aydınlığın mevsimi, karanlığın mevsimiydi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı. Yaşamak için her şeyimiz vardı, yaşamak için hiçbir şeyimiz yoktu… İnsanlar kalplerinde buruk acıyla yaşıyor, akşam güneşi batıyor, giden sevgililer geri dönmüyordu. İşte bu unutulmaz yıllar ileride 70’ler diye anılacaktı…
Murat Akan, 70’lerin çalkantılı döneminde geçen bu ikinci romanında, okuyucuyu gizem, trajedi ve toplumsal olayların merkezine çekiyor. Tomson, sıradan görünen bir adamın, küçük bir kasabanın derinliklerinde sakladığı büyük sırları ve bu sırların çevresinde gelişen olayları anlatıyor.
Köy halkının bitmek bilmeyen merakının hedefi olan Tomson, elindeki büyük miktarda parayı ne yapacağı konusunda dedikoduların merkezindedir. Ancak kasabada dönen bu dedikodular, sadece basit bir meraktan ibaret değildir. Tomson’un içsel çatışmaları ve toplumla olan zıtlaşmaları, aslında dönemin siyasi ve sosyal fonuyla paralel olarak derinleşir.