Fikir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz’ın sunduğu Fikir Televizyonu’nda yayınlanan Fikir Masası programında “çocuk yoksulluğunun öteki yüzü” ele alındı.
Fikir Masası’nın bu haftaki yayınında İzmir’in Selçuk ilçesindeki bir evde gerçekleşen yangın sonucu hayatını kaybeden 5 çocuk ve ailenin durumu Derin Yoksulluk Ağı kurucularından insan hakları savunucusu Hacer Foggo ve Siyasal İletişim Danışmanı Özlem Özmen ile masaya yatırıldı.
İzmir Selçuk’ta yaşanan olayda anne Melisa Akcan’ın hurda toplamaya çıktığı sırada barakadan bozma evde kalan 5 küçük kardeş, çıkan yangında hayatlarını kaybetti. Yangının ardından çocukların devlet korumasına alınması sürecinin yeterince işletilip işletilmediği ve acı veren olayın temel nedeni olan yoksulluk sıkça tartışıldı.
Fikir Televizyonu’nda açıklamalarda bulunan Özlem Özmen yaşanan olayın uzun süre gündemde kalacağına işaret etti:
“5 çocuğun hayatını kaybetmesi gazetelerde, sosyal medyada konuşabilecek, anlatabilecek herkesin bir yerinden tuttuğu bir konu. Bunu uzun süre konuşmak gerekecek. Bu ailenin devlet tarafından 18 kez evine gidilmiş, sosyal yardımlarla desteklenilmiş. Bu noktada derin yoksulluğu tartışmak gerekiyor. Vicdani, insani, hukuki, mesleki olarak da bir ihmal olup olmadığı tartışmaya açık. Bunu bir yaşam hakkı ihlali olarak okumak gerekir.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütçe tartışmaları sürerken parasızlık nedeniyle hurda toplayarak geçimini sürdürmeye çalışan anne ve çocukların yaşam koşullarına işaret eden Özmen, “Artık hayatlarını kaybettikleri için o çocukların gözünden bakamadığımız için o yoksulluğun hayatlarını kaybeden çocuklar üzerinden, aile üzerinden, hapishanedeki baba üzerinden tartışılması gerekir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki derin yoksulluğun giderek artan kutuplaşma iklimiyle arttığını belirten Özmen zenginlik ve yoksulluk kıyaslaması üzerinden gazetelere yansıyan haberleri eleştirdi. Siyasetçilerin ise yaşanan olayı tartışırken “kaş yaparken göz çıkarmaması” gerektiğini vurguladı. Yaşanılan dönemde sistematik bir yoksulluk ve açlık programı başlatılması gerekirken “pansuman” görevi gören çözümlere gidildiğini belirten Özlem, “Mevcut sistemin tartışılması gerekiyor” dedi.
Yayına katılan bir diğer isim Derin Yoksulluk Ağı kurucularından insan hakları savunucusu Hacer Foggo ise yoksulluğa karşı sosyal devlet ve sosyal belediyecilikte “ne yapmak gerekir”in zemine ilişkin açıklamalarda bulundu:
“Yüzleşmeyle başlamak gerekir. Her kamu kurumunun kendisiyle yüzleşmesi gerekir. Böyle bir olayda kurum değil birey olarak da yüzleşmek zorundayız. Geçmişe baktığımızda bunun gibi bir çok örnek var… Bu olaylarla ilgili ‘nedeni, nasılını’ ortaya koymadığımız sürece hep annede, babada bir suçlu aranıyor. Yoksulluğu bu şekilde bitirmek de önlemek de mümkün değil.”
Türkiye’de 7 milyon yoksul çocuk, 5 milyona yakın sosyal yardım alan aileler olduğuna dikkat çeken Hacer Foggo bu yardımların faturalara, kiralara gittiğini belirterek ailelerin tükenmişliği görülmeden yaşanan olaylara bakıldığı sürece sorunların çözülemeyeceğini belirtti.
Bütüncül politikaların eksikliğine vurgu yapan Foggo, “Bu meselenin daha fazla konuşulması, tartışılması, daha fazla çalışmalar yapılması gerekli. Yeni bir sosyal hizmet politikasının geliştirilmesine ihtiyaç var. Muhalefetin de iktidarın da kendisiyle yüzleşmesi gerekir.” açıklamalarında bulundu.
Çocuk Koruma Kanunu’nu hatırlatan Foggo, yaşanan olayın ve devamında yaşanan tartışmaların bir magazin unsuru haline getirildiğini belirtti.
Seçim odaklı Türkiye siyasetin sahnesinde devam eden politikalarla gelir adaletsizliğinin de devam edeceğini vurgulayan Özlem Özmen, “popülist liderlerin söylemlerine razı gelinmediğinin gösterilmesi gerektiği”ni belirtti.
Fikir Televizyonu’nda yayınlanan programda çok daha fazlasının ele alındığı Fikir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz, insan hakları savunucusu Hacer Foggo ve siyasal iletişim uzmanı Özlem Özmen’in değerlendirmelerinin yer aldığı Fikir Masası’nı izlemek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz:
Çocuk Yoksulluğunun Öteki Yüzü: Yangın Yerinde Hakları Konuşmak…