Çocuk Hakları Demişken

20 Kasım Çocuk Hakları Günü geçtiğimiz günlerde kutlandı. Pekiyi biz bunu kutlayacak durumda mıyız? 

Ülkede olan çocuk ve bebek cinayetleri, okul çağındaki çocukların yeterli koşullarda beslenememesi, bütçeden çocuklar için pay ayrılmaması düşünüldüğünde çocukların haklarının gözetildiğini söylemek çok zor. Çocuklar aç. Çocuklar okula aç gidiyorlar, eve aç dönüyorlar. 

Emek Partisi Antep milletvekili Sevda Karaca bu konuyu defalarca dile getirmişti. Çocuklar için günde bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek hakkı, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek olan Milli Eğitim Bakanlığı’ndan istenmişti.

Çocuk hak örgütleri, kitle örgütleri, kadın dernekleri ve pek çok örgüt geçen yıl, “Beslenme çocuğun insan hakkıdır” açıklaması yaparak okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek talep etti. Bu sırada bir yandan da eğitim sendikaları ile veli ve kadın dernekleri birlikte basın açıklamaları yaptılar. Geçen yıl düzenlenen kampanya ile ülkenin her yanından toplanan imzalar Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderildi. Ankara Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği’nce Milli Eğitim Bakanlığına, eğitimin tüm kademelerinde günde bir öğün ücretsiz yemek sağlanması için dava açıldı. Ancak dava reddedildi. Tüm bunlar bu geçen yıl ve bu yılın başında gerçekleşti. 

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden çocukların beslenmesi için ayrılan bir bütçe yok. Çocuklar için bir öğün ücretsiz yemek talebi ciddiye alınmadı ve şimdiye dek çocuklar lehine bu konuda herhangi bir adım bakanlıkça atılmadı. 

Türkiye Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen sözleşmeyi, 14 Eylül 1990 tarihinde imzaladı, sözleşme 11 Aralık 1994’te Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu sözleşme taraf devletlere, çocukların esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı görevi yükler ve bu amaçla uygun yasal ve idari önlemleri alması gerektiğini söyler. Yine aynı sözleşme 4. maddesinde, bu sözleşme ile çocuklara tanınan hakların uygulanması amacıyla gereken her türlü yasal, idari ve diğer önlemleri alma ödevi de yükler. Taraf devletlerin eldeki kaynaklarını en geniş biçimi ile çocuklar lehine kullanması ve uluslararası işbirliği de yaparak bu konuda önlem almasını da söyler. Bu sözleşmeye taraf devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler der sözleşme. 

Çocuk Hakları Sözleşmesi 54 maddelik bir sözleşme ve baştan sona çocuklar için koruma, gözetme, eğitme ve sağlık hususlarından bahsediyor. Fakat çocukların gelişimi ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılması şöyle dursun, özel okullar desteklenirken devlet okulları hergün daha çok yokluğa maruz bırakılıyor. Çocuklar korunmuyor, gözetilmiyor. Beslenmeleri kimsenin umurunda değil. Yeteneklerinin gelişimi, desteklenmesi, almaları gereken nitelikli ve parasız eğitim de. 

2024 yılı çocuk hakları endeksine göre ilk on ülke şöyle : 1)Lüksemburg, 2)İzlanda, 3)Yunanistan, 4)Almanya, 5)Tayland 6)Slovenya, 7)Finlandiya, 8)Belçika, 9)Danimarka, 10)Avusturya ve Norveç

Görüldüğü üzere Türkiye yok. Komşu Yunanistan 3. sırada. Genel olarak ‘soğuk, depresif vb’ gibi yakıştırmalar yapılan Nordik ülkelerin pek çok konuda olduğu gibi, çocuk hakları bağlamında da çok iyi durumda olduğu görülebiliyor bu endekse göre. 

Çocuk hakları bir insan hakkıdır. ‘Bu ülkenin geleceği olan çocuklarımız’ diyenler, çocuklar açlıktan zayıf düşmüşken, yetersiz beslenirken, öldürülürken, bebek iken çetelere eli ile rant uğruna kullanılırken ne evrensel ilkelere uymaktalar, ne üstün yarar ilkesi gözetip koruma, gözetme yükümlülüğü gereği çocuklar lehine hareket etmekteler. Veliler dahil kimse ciddiye alınmıyor bu konuyla ilgili. Peki gelecek nasıl inşa edilecek?

Taraf olunan sözleşmelerin ön gördüğü yükümlülükler maalesef yerine getirilmiyor. Anayasanın gereklilikleri uygulanmıyor. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak için kamuoyu oluşturmak, ses çıkarmak zorundayız. Bu nedenle en geniş, en kapsayıcı dayanışma ağlarını kurmak en doğru olanı. Çocukların daha iyi büyümeleri, sevinçle yaşamaları, sağlıklı bir bedene sahip olmaları, kendilerini özgürce ifade edebilmeleri için yeterince beslenebilmeleri gerekiyor. Aslında tarafı olduğumuz sözleşme de, iç hukuk da mevcut hali ile çocukların bu hakkını koruyor. Sağlam zeka sağlam vücutta bulunuyorsa, geleceğin yetişkinleri olan çocuklar için açlığın olmadığı bir dünya inşa etmek zorundayız. Hem bizim tüm yetişkinler olarak bir araya gelip bu konuyu konuşmamız, hem kendileri de birer yetişkin ve pek çoğu ebeveyn olan yasama ve yürütme organı üyelerini ittirecek ağlar, dayanışmalar örmemiz en doğru seçenek. 

Bir çocuğun en önemli hakkı, yeterli beslenmesi, karnının tok ve zihninin açık olması.

Fikir Sayı 41: Çocuklarda Bodurluk İkiye Katlandı