₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Nejla Işık Fikir’e Konuştu: Bu Gurur Akbelen’deki Tüm Mücadeleci Kadınlarındır

Akbelen Ormanı’nda kömür madeni için çevre katliamına karşı direnenler arasındaki sembol isimlerden, 2024 Yerel Seçimlerinde Muğla’nın Milas İlçesi İkizköy Mahallesi  Muhtar Adayı seçilen Çiftçi Nejla Işık, BBC’nin 2024 Yılı ‘İlham Veren 100 Kadın’ listesinde yer aldı. 

Nobel Barış Ödüllü Nadia Murad, Oyuncu Sharon Stone, İklim Aktivisti Adenike Oladosu, Yazar Cristina Rivera Garza gibi isimlerin yer aldığı bu yıl ki listede Türkiye’den yer alan tek isim Nejla Işık oldu. 

Fikir Gazetesi 41’inci Sayısında Çiftçi Muhtar, Akbelen Orman Katliamı direnişinin öncü isimlerinden Işık’a ulaşarak, BBC’nin İlham Veren 100 Kadın Listesi’nde yer almasına kadar geçen süreçteki mücadele hikayesini dinledik…

2019 yılından günümüze uzanan bir çevre mücadelesi de Akbelen Direnişi… Akbelen Ormanı Direnişi’nin öne çıkan isimlerinden olan, Çevre Komitesi Üyesi iken İkizköy Muhtarı seçilerek mücadeleye yerel yönetici pozisyonunda ilerleyen Nejla Işık ile Akbelen direnişini, direnişe karşı mücadelesine muhtar olarak devam etme sürecini ve Akbelen’deki direnişinde pankart asma iddiası ile para cezası kesilmesi ve hukuki kazanımlarını konuştuk. 

“BU GURUR AĞACA KENDİNİ ZİNCİRLEYEN TÜM MÜCADELECİ KADINLARINDIR”

Akbelen’de 5 yıldır sürdürdükleri mücadele sürecinde devletin kolluk güçleri tarafından engellendiklerini, şiddete maruz kaldıklarını belirterek sözlerine başlayan Nejla Işık, BBC’nin İlham Veren 100 Kadın Listesi’nde yer aldığını kızından öğrendiğini, bu noktada temsilin kendisi olmuş olsa da, bu kazanımın, gururun tüm mücadeleci ve dayanışmacı kadınlara ve muhtarlık seçimlerinde kendisine ‘sen bizim adayımızsın’ diyen köylülere ait olduğunu ifade ediyor. 

Işık sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu kazanım yine Akbelen’de dayanışma gösteren, ülkenin her yerinden buraya gelen, Türkiye çöl olmasın diye mücadele eden, kepçenin, kamyonun önünde duran, testerenin önüne atlayan, kendisini ağaca zincirleyen bütün kadınlarındır. Birbirimizden güç aldık, hiçbir şeye boyun eğmedik. ‘Ne olursa olsun mücadele edeceğiz, bir karış toprağımızı, bir dal ağacımızı vermeyeceğiz’ dedik. Aynı kararlıklıkla devam ediyoruz. Dünyaya Akbelen’i ve mücadelemizi, dayanışmamızı duyurduk. Bu başarı sadece benim değil bizim başarımızdır. Haksızlıklar karşısında mücadeleye umut olmak çok mutluluk ve gurur verici.”

“AKBELEN İÇİN ADALET ARAYIŞIMIZ HALA DEVAM EDİYOR!”

İkizköylüler 5 yıl önce başlattıkları direniş mücadelelerine bugün hala hukuki ve meşru alanlarda devam ediyor. İkizköy’de gerçekleştirilen doğa katliamının bir insan hakları ihlali olduğuna vurguda bulunan Nejla Işık, hukuki yolların tıkanmış durumda olduğunu ve yıllardır dillerinden düşmeyen sorunun “Adalet Nerede?” olduğunu ifade ediyor. 

Işık, Akbelen Orman katliamı sürecinde hukuksuzluklarla karşılaştıklarını ifade ederek, kendisine pankart astığı iddiası ile açılan 40 bin TL para cezasının iptali için açılan davayı kazandığını, bu kararın haklılıklarının ispatı olduğunu, Akbelen’deki doğa talanına karşı direnmeye devam edeceklerini ve Akbelen’in adını tüm dünyaya duyurduklarını, BBC’nin listesinde yer almaktan ötürü gururlu olduklarının altını çiziyor. 

“Hem yasal hem meşru yollardan hakkımızı aramaya devam ediyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Nejla Işık şunları vurguluyor: “Patlatılan dinamitler yüzünden evimizde her gün deprem yaşadık. Öyle şiddetli atıldı ki, biz köylüleri cezalandırmak ister gibilerdi. ‘Direnirseniz, yolumuza çıkarsanız karşılığında bunu alırsınız’ der gibi. Aslında sadece biz değil direnişimiz de cezalandırılmak isteniyordu. Evlerimiz bu yüzden çatladı. Şirket evlerimizi terk etmemizi beklerken bir adım geri atmadık. Savcılıktan delil tespit talebinde bulunduk. ‘Gelin, evlerimize bakın, dinamitler evimizi başımıza yıkacak’ dediysek de talebimiz ‘hukuki yarar’ bulunmadığı için reddedildi. Hukuki yarar kimin yararıdır? Nasıl karar verilir? Can tehlikesi altında olmamızın bile bir anlamı olmadı. Görüyoruz ki hukuki yollar bu yüzden tıkalı. Oradan da ümidi kesip vazgeçelim isteniyor. Fakat biz hem yasal yollardan, hem meşru fiili yollardan hakkımızı aramaya ve madenin karşısında durmaya devam ediyoruz.”

 “MUHTAR SEÇİLMEM KÖYÜN ŞİRKETE ‘BU KÖYÜ SANA YEDİRMEYECEĞİZ!’ CEVABIYDI”

İkizköy’ü maden için başlatılan doğa katliamından kurtarmak amacıyla çıkılan yolda muhtar adaylığı konusunun gündeme geldiğini anlatan Nejla Işık şunları ekliyor: “Köyü kurtaralım diye çıktığımız bir yoldu muhtarlık seçim süreci. Eski muhtar şirket çizgisinde, onun çıkarlarını korur bir şekilde görevini yapıyordu. Ve muhtarlığın mücadeledeki önemini 5 senedir karşılaştıklarımızla çok iyi anladık. Seçim, Akbelen kesiminden sonraydı. Biz köylüler için şirkete, ‘biz bu köyden vazgeçemiyoruz’ demenin bir yoluydu benim aday olarak çıkmam. Bugüne kadar birlikte yol yürüdüğüm köylülerimiz destekledi, yol gösterdi. Muhtar seçilmem bu köyün şirkete önemli bir cevabı oldu; ‘bu köyü sana yedirmeyeceğiz’.”

 “SESİMİZ DÜNYADA DUYULDU AMA BU İŞİ YAPANLARIN VİCDANINA ULAŞAMADIK”

“Yok edince vazgeçeriz, tası tarağı toplar gideriz sanan şirkete karşı, haksız hukuksuz yok ettiği ormanımızdan da hâlâ vazgeçmedik” diyerek Fikir Gazetesi aracılığıyla İkizköy’den seslenen Işık şunları söylüyor: “Yapılan tüm hukuksuzluklar karşılığını bulana dek onunla ilgili de uğraşmaya devam edeceğiz. Hukuki süreç istediği kadar uzasın, davaları da sonuna kadar götüreceğiz. Yerel anlamda mücadelemize dair dayanışma ağını büyütmeye çalışıyoruz, muhtarlık da artık bize daha çok kapı açıp, daha çok sesimizi duyurmamızı sağlıyor. Sesimiz dünyada duyuldu. Bir avuç köylü bu yola çıkarken, şimdi sesimiz tahmin edemeyeceğimiz yerlere ulaştı. Fakat maalesef bu işi yapanların ve bu işin yolunu açanların vicdanlarına ulaşamadık.” 

 “MEDYADAN HEM DESTEK HEM DE KÖSTEK GÖRDÜK”

Akbelen Direnişi başlangıcında ve devamında medyadan destek görmenin yanında bazı medya kuruluşlarının ise şirket yanlısı haberlere imza attıklarının altını çizen Işık şöyle konuşuyor: “Şirket lehine göz göre göre yalan haber yapan, şirketi aklamaya aracı olan medya kanalları da oldu. Mücadelemizi karalamaya çalışanlar da oldu. Bu noktada işini hakkıyla yapan gazeteci dostlarımız ile doğru bilgiyi paylaşmaya ve sesimizi onlar aracılığı ile duyurmaya odaklandık. Uluslararası anlamda mücadelenin duyulması şirketin bugüne kadar çizmiş olduğu sahte misyonunu da ortaya çıkarmış oldu. İkiyüzlülükleri, toplumdan sakladıkları, kendini sevimli ve duyarlı gösterme çabalarını boşa çıkardık. Maskeleri de yere düştü. Bu sebeple çeşitli projelerinin etkilendiğini duyduk ve duyuyoruz.”

 “DAYATILAN HUKUKSUZLUKLAR İÇİNDE YAŞAMAK ZORUNDA DEĞİLİZ”

Nejla Işık son olarak dünya ve ülke kamuoyuna şöyle çağrıda bulunuyor: “Bize bakan, bizi gören, bizi duyan herkese söylemek istediğim tek şey, yaşamlarımıza sahip çıkmaktan daha önemli bir şey olmadığıdır. Bize biçilen hayatların içinde, bize dayatılan hukuksuzluklar içinde yaşamak zorunda değiliz. Biz yaşamlarımıza, yaşam alanlarımıza, haklarımıza sahip çıkmadığımız sürece ne bizim ne çocuklarımız ne diğer nesillerimiz için bir gelecek kalmayacak. Bu ülkenin ormanlarında, topraklarında, köylerinde üretim kalmazsa geleceğimiz de kalmaz. Tek yolumuz bunlar için birleşmek ve birlikte mücadele etmek; insanımıza sarılmak, haklılığımıza sarılmak, umuda sarılmak.”

 AKBELEN’DE NELER OLMUŞTU?

Muğla’nın Milas İlçesi’nin İkizköy Mahallesi’ne bağlı Akbelen Ormanları’nda Ekim 2019’da kömür madeni için istimlak edilen ormanda gerçekleştirilen ağaç kesimlerine karşı başlayan direniş şirketlerin, köylülere topraklarını satmaları için ihbarname göndermesi ile başlamıştı. Yöre halkı başta olmak üzere çevreciler, aktivistler ormanın yok edilmesine karşı çıkarak direnişe geçmiş ve doğanın korunması için eylemlere başlamıştı.

Eylemlerin başladığı 2019 yılının ardından 24 Temmuz 2023 tarihinde ağaç kesimine karşı direniş yeniden alevlendi ve köylüler yeniden eylemlilik sürecine başlatmıştı. Kolluk kuvvetlerinin engellemeleri ile karşılaşan yurttaşlar protestolardan vazgeçmemiş, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı kayıtlarına göre; ağaç kesimine karşı gelen 40 kişi göz altına alınmıştı. 

Bölgeye dönemin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gitmiş, kesim alanına giriş yapmıştı. Kılıçdaroğlu’nun ardından kesim alanına girmek isteyen yurttaşlar ve eylemciler alana alınmayarak güvenlik güçlerinin cop ve biber gazı müdahaleleriyle karşılaşmışlardı. 

Direnişin bir başka hafızalarda kalan karesi de Yeşil Sol Parti Milletvekili Burcugül Çubuk’un alana gelen TOMA’yı durdurmaya çalışması, Jandarma müdahalesi sonucunda yere düşürülüp gözaltına alınmak istenmesi, vekil olduğu anlaşılınca serbest bırakılmasıydı. 

Akbelen direnişine destek verenler arasında pek çok STK da yer aldı. Yine protestoları takip eden pek çok gazeteci de güvenlik güçlerinin saldırısına uğradı. 

Fikir Sayı 41: Çocuklarda Bodurluk İkiye Katlandı