Türkiye genelinde 2 Nisan tarihinde gerçekleştirilen tüketim boykotu üzerine yapılan değerlendirmelerde, ekonomist Dr. İlhan Döğüş, boykotun toplumda “özne olma duygusunu” canlandırması açısından önemli olduğunu ifade etti. FİKİR Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı “Dr. İlhan Döğüş ile Başka Bir Ekonomi Fikri” programında konuşan Döğüş, boykotun ekonomik ve toplumsal etkileri konusunda kapsamlı analizlerde bulundu.
Neoliberal Politikalar ve Demokrasi Açığı
İlhan Döğüş, neoliberal politikaların ekonomik hayatı siyasetin dışına çıkararak halkın hayatını etkileme kapasitesini azalttığını ve bu durumun demokrasi açığı yarattığını söyledi. Döğüş, insanların bu boykot aracılığıyla “üreten ve tüketen benim, beni yok sayamazsın” şeklindeki demokratik taleplerini güçlü bir biçimde ortaya koyduğunu belirtti.
Boykotun Ekonomik Etkileri
Boykotun ekonomik sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Döğüş, tek günlük boykotların kısa vadeli etkilerinin sınırlı olduğunu, ancak sürdürülebilir ve geniş katılımlı boykotların piyasa üzerinde önemli baskılar oluşturabileceğini söyledi. Özellikle stoklanabilir ürünlerde stokların eritilmesi için fiyat indirimlerinin olabileceğini belirten Döğüş, stoklanamayan ürünlerin fiyatlarının ise farklı piyasa dinamiklerine göre belirleneceğini ifade etti.
Paranın Yoktan Yaratılması ve Bankalar
Paranın yaratılması konusunu detaylı olarak ele alan Döğüş, paranın bankalar tarafından kredi verilmesi yoluyla “yoktan yaratıldığını” anlattı. Döğüş, bu görüşün yeni olmadığını, fakat neoliberal politikaların hâkim olduğu son dönemde özellikle unutturulmaya çalışıldığını söyledi. Döğüş, paranın aslında muhasebe kayıtlarıyla oluşturulan bir yükümlülük olduğunu ve kredi alındığında yaratılan paranın, kredi geri ödendiğinde yok olduğunu belirtti.
Merkez Bankası Bağımsızlığı Tartışmaları
Merkez Bankası’nın bağımsızlığı üzerine de konuşan Döğüş, merkez bankalarının bağımsızlığının neoliberal politikaların bir yansıması olduğunu, enflasyon hedeflerinin tamamen politik kararlar olduğuna dikkat çekti. Ayrıca merkez bankalarının hükümetlerle entegre operasyonlar yürüttüğünü, finansal istikrarın ancak bu ortak operasyonlarla mümkün olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin Kalkınması İçin Finansman
Son olarak Döğüş, Türkiye’nin kalkınması ve işsizlik sorununu çözmesi için dış finansmana bağımlı olmadığını, ihtiyaç duyulan finansmanın içeride bankalar tarafından rahatlıkla yaratılabileceğini ifade etti. Döğüş, ekonomideki temel sorunun dış finansman değil, bölüşüm çatışması olduğunu söyledi.
İzleyici Sorularına Yanıtlar
Program sonunda izleyicilerden gelen soruları da cevaplayan Döğüş, özellikle “para basmak” ile “para yaratmak” arasındaki temel farkların altını çizdi ve enflasyonun temel sebeplerinin aşırı kâr oranları ve piyasa manipülasyonları olduğunu dile getirerek sözlerini tamamladı.