₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Almanya’da Türk kökenli seçmenler aşırı sağa kayıyor: Ruhr havzasında yeni bir siyasal yönelim

Duisburg’un göçmen mahallesi Marxloh’ta uzun yıllar Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) oy veren Türk kökenli göçmenler, son seçimlerde giderek daha fazla Almanya için Alternatif (AfD) partisine yöneldi. Bu eğilim, ekonomik eşitsizlik, toplumsal hiyerarşi ve kimlik siyaseti arasındaki gerilimleri görünür kılıyor.

Eski işçi mahallesinde yeni öfke

Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine bağlı Duisburg’un Marxloh semtinde, Osmanlı motifleriyle süslü bir kafede konuşan 42 yaşındaki Hakan Alkaç, 14 Eylül’de yapılan yerel seçimlerde aşırı sağ AfD listesinden mahalle meclisine seçildiğini söylüyor. Le Monde muhabiri Elsa Conesa’nın haberine göre, Alkaç gibi birçok Türk kökenli göçmen, yıllardır destek verdikleri Sosyal Demokrat Parti’den uzaklaşıp göç karşıtı söylemleriyle öne çıkan AfD’ye yöneliyor.

1980’lerde ailesiyle birlikte Türkiye’nin doğusundan Almanya’ya gelen Alkaç, “Annem babam bize hep minnettar olmayı, çalışmayı, okumayı öğretti” diyor. Ancak bugün kendisini “unutulmuş, haksızlığa uğramış” hissediyor. “Eskiden vatandaşlık almak yıllar sürerdi, şimdi altı ayda hak kazanıyorlar. Çalışanla çalışmayan aynı parayı alıyor,” diye öfkeleniyor.

Göçmenler arasında yeni bir hiyerarşi

Marxloh’un nüfusunun yüzde 63’ü göçmen kökenli. Türkler, 1960’lardan itibaren bölgenin sanayi işçiliğini üstlenmişti; bugünse aynı sokaklarda Bulgaristan ve Romanya’dan gelen yeni göçmenler yaşıyor. Duisburg kentinde 25 bin civarında Roman kökenli göçmen bulunduğunu belirten SPD’li yerel yönetici Claus Lindner, “Türkler bu hiyerarşinin tepesinde, Romen ve Bulgar göçmenler en altta. Ancak artık zor işleri onlar yapıyor: temizlik, meyve ayıklama, döner kesme,” diyor.

Bir zamanlar “gelinlik caddesi” olarak bilinen Marxloh’un ana sokağında parıltılı elbiselerin yerini kapanmış vitrinler almış durumda. Mahalledeki eski Türk aileleri daha zengin semtlere taşınsa da mülk sahipliği sürüyor. 2008 krizinde ucuzlayan binaları satın alan bazı Türk yatırımcılar, yeni gelen göçmenlere “yatak parasıyla” ev kiralayarak geçim sağlıyor.

Muhafazakârlaşan diaspora

Araştırmacılara göre, AfD’ye yönelen bu seçmen davranışı yalnızca öfkenin değil, siyasal asimilasyonun da göstergesi. Duisburg-Essen Üniversitesi’nden siyaset bilimci Achim Goerres, “Türk kökenli Almanlar arasında AfD oyu henüz ulusal ortalamanın altında ama yükseliyor” diyor.

SPD’li Lindner ise, Türk toplumundaki muhafazakârlaşmayı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) etkisine bağlıyor: “Artık düğünlerde koca Türk bayrakları açılıyor, eskiden böyle değildi. Erdoğan, ‘entegrasyon ama asimilasyon değil’ diyerek buradaki insanlara hitap ediyor. AfD ise aynı dili farklı bir milliyetçilikle konuşuyor.”

Hakan Alkaç’ın ise gözünde Erdoğan hâlâ bir “lider figürü”. Ukrayna savaşındaki rolünden övgüyle bahsediyor: “Her yaptığını doğru buluyorum. Almanya da onun yolundan gitmeli.”

Kimlik, öfke ve ekonomik kırılma

Marxloh’ta yaşanan bu siyasal kayma, göçmen emeğiyle inşa edilen sanayi bölgelerinin çözülüşünü de yansıtıyor. İşsizlik oranı yüksek, kamu hizmetleri zayıf, toplumsal bağlar çözülmüş durumda. AfD’nin bu koşullarda 27 puanla birinci çıkması, sınıfsal rahatsızlığın yeni bir biçim altında –kimlik ve kültür kodlarıyla birleşerek– dışavurduğunu gösteriyor.

#AlmanyaAfD #TürkDiasporası #Marxloh #DuisburgGöçmenleri #AvrupaSağPopülizmi #AfDyükselişi #GöçmenOyları #AvrupaPolitikası

Sentez mi şizofreni mi: Avrupa’dan niçin soğudum?

İşçi sınıfı neden hâlâ belirleyici: Solun kaybı, sağın yükselişi

 Luigi Scazzieri: “Avrupa Sağa Kayıyor, Aşırı Sağa Değil”