Khalkedon’u Görmüş Bir Yerel Seçim Kampanyası Üzerine

SHP’nin Gırgır’dan esinlendiği eleştirilerine maruz bırakılan limonlu yerel seçim kampanyasının direktörü Mehmet Ural, verdiği bir röportajda kampanya düzenleyicilerinin o siyasal kampa ait olması gerektiğini belirtiyor; SHP’nin kampanyasını yapmasının esas nedenini “kendisini sosyal demokrat olarak tanımlamasıyla” açıklıyordu. Sonraki yıllarda siyasi partiler ile kampanyacılar arasındaki en büyük uyumun kampanyacıların siyasi partilerin seçmeni olmasıyla açıklar olduk. Kimi hareket alanını “CHP’ye oy veren sosyalist” olmakla, kimi ise Atatürkçülük adını verdiği bir politik merkeze ait olmakla biçimlendirdi. Her şeye rağmen seküler, kentli, yenilikçi ve çoğu zaman liberal fikirlerin partilerin içerisine dâhil oluşu bir meşru zemin arayışını da beraberinde getirdi. Kampanyacıların politik pozisyonları ile kampanyalarının başarıları arasında bir bağlam var mı, emin değilim. Ancak şüphesiz içine doğduğumuz topluluğun saik ve pratiklerini bilmenin kampanyanın özünü oluşturmak konusunda bir kolaylaştırıcı tarafı olduğu kesin. Bu da bizi CHP’nin Kadıköy’deki belediye başkan aday adayı Barış Antik’in kampanyasına ve kampanyasının kampanyasına götürüyor.

Kampanyanın başarı kıstası

Aday adaylığı kampanyalarının başarı kıstası, çoğu zaman adaylığı yakalamakla ölçülür. Bu açıdan bakıldığında CHP’nin Kadıköy Belediye Başkan adayı olamamış Barış Antik’in başarısız olduğunu belirterek, kampanyasını bir çırpıda çöpe atmak da mümkün. Ancak CHP Gençlik Kolları deneyimi elde etmiş Antik’in sorumluluğu bilinenden daha farklı. Antik’in dâhil olduğu kuşak “partici progresifliğin” son temsilcilerini taşıyor. Bu progresif durum Antik’ten sonra kimseyi ve hiçbir şeyi gerçekleştirmedi. Beraberinde aynı kuşağın üzerinde bir yol göstericilik ve bir partiye değer katma görevlerini de taşıyan Antik’in kuşağı bütün aday adaylığı kampanyası boyunca siyasetin pratiklerini alaşağı etme, bunu yaparken CHP’nin kurumsal alanını iğdiş etmeme gibi ikili bir görevi inşa etmiş oldu. Zira seçmenin idealize edildiği, müşterinin geriye kalan her şeye tahakküm ettiği bir dönemde bu öznelerin yerine yurttaşı ve kentliyi çağırdığı bir değişim dinamiğini siyasetin gündemine sokmuş oldu. Bu dinamik aynı zamanda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ya kadar çok sayıda aktörü etkileyecek bir kuşatıcılığı getirdi. 

İçeriği tasarımın önüne geçirmek

Seçim kampanyalarında müşterinin kim olduğu önemlidir. Yüksek bütçelerle çalışan kampanyacıların müşteri nazarında karar vericileri görmesinden daha doğal bir şey yoktur. Ancak bütçeler daraldıkça ve kampanyacıların siyasi kampları adaylarla özdeşleştikçe politik hedefler belirginleşir. Bu politik hedefler müşteriyi de değiştirir. Barış Antik’in aday adaylığı kampanyasında da buna benzer bir durum vardı. Müşteri, kampanyanın ilk gününden itibaren aday adaylığını adaylığa dönüştürecek CHP kamuoyu olmuştu. Antik kampanyasının hedefe odaklanması ve içeriklerinin güçlenmesinin en belirgin nedeni buydu.

İçerikler en öne geçerken tasarım ikincileştirildi. Renk paleti doğrudan Kadıköy Belediyesi kurumsal kimliğinin bir yansımasıydı. CHP’nin kurumsal kimliğinden olabildiğince uzakta konumlanan renk paleti, CHP logosunun bir sütun içerisinde belirmesi ve font ailesinin kent sosyolojisine uygunluğu, kampanyanın çekiciliğini artırdı. Barış Antik’in isim logosunun olabildiğince geride kalması Kadıköylüler’de sempatiyle karşılandı. Bütün bunlar olurken sahadaki en belirgin rakip olan Mesut Kösedağ, adının da içinde bulunduğu bir sloganla partililerin ve kentlilerin karşısına çıkıyor, onlara içerik sunamadığı gibi pankart ve stencıllarla Kadıköylüler’in hoş karşılamayacağı bir kampanya yürütüyordu. 

Eşitlikten eşitliğe

Barış Antik kampanyası bir yandan partiye/ partililere bir yol gösterirken diğer yandan drone, gimbal, slow motion gibi teknoloji ve uygulamalardan uzak duruyor, kampanyanın ana ögesi adayını idealize etmeye çalışmıyordu. Türkiye’nin pek çok köşesinde CHP’nin aday adayları, ‘yerel efsaneler gibi görünmek’ gibi görkemli videolar çekerken Antik kampanyası Khalkedon’dan Cumhuriyet’e (eşitlikten eşitliğe) tematiğini temellendiriyor, Barış Antik’in tevazu gösteren ve göz teması kuran diliyle “aslında yapılabilecekleri yapmamak gerektiği” hususunda ahlaki normlar belirliyordu. 

Örgüt: Yoksa yeni nesil bir ajans mı?

Barış Antik kampanyası, bir kampanyanın (örneğin) Kadıköy ölçeğinde olabildiğince rafine edilebileceği, kampanyacıların müşteri/ adayla uyumlu olabileceği ve ironik şekilde kuşatıcı olanın esasen kısacık bir sürecin içerisinde belirlenebileceğini göstermesi açısından çarpıcı bir deneyim oldu. Zira CHP’nin yıpratıcı örgüt deneyimleri, beraberinde oradan bir tür yeni nesil ajans çalışmasını da çıkarabildi. Örgütsel deneyimler, dışarıdan hiçbir destek almadan yapmış oldu bunu. 

Barış Antik aday olamadı. Ancak geride referans verilecek türde iki elin parmakları kadar içerik bıraktı.