GÜNDEMDEKİLER

Ekonomik krize ve fiyatlardaki yükselişe rağmen yayın dünyasından hazine değerinde pek çok kitap nitelik peşindeki okuru bekliyor. İşte bu haftanın dikkat çeken kitapları:

 

Kitabın Adı: Göçmen Kuşlar 

Yazar Adı: Mariana Oliver

Yayınevi: Livera Yayınları 

Çeviren: Ülkü Başaran 

Fiyatı: 195,00 TL

İÇERİK TANITIMI: 

Kim bilir, belki de bir adada doğmak, büyürken zihninizin de suyla çevrileceği anlamına geliyordur. 

Mariana Oliver, Türkçeye çevrilen ilk kitabı Göçmen Kuşlar ile farklı coğrafyalar, kültürler ve yaşamlardan kesitler sunan büyüleyici bir denemeler toplamıyla çıkıyor okurların karşısına. Coğrafya ve kimliğin sınırlarını zorlayan, yerinden edilmiş insanlarla hayvanların yaşamlarına odaklanan Oliver, göçmen kuşların yorulmak bilmez yolculuklarından ilham alarak bizleri, dünya ve var oluşumuza dair algılarımız üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor. 

Okurları Meksika’dan Berlin’e, Küba’dan İstanbul’a uzanan bir yolculuğa çıkaran Oliver, ustalıkla dokuduğu denemeleriyle göçmen kuşların gökyüzündeki izlerini takip ederken, insan ruhunun derinliklerine de ışık tutuyor. Dünyaya bulaşıcı bir merak ve şaşkınlıkla bakan Oliver kitap boyunca savaşları, kadınları, kültür karmaşasını, acıları, arzuyu, insan bedenini ve bilinmeyen dilleri metne yedirirken bir yandan da Berlin’i bölen beton duvar, İstanbul’u bölen boğaz ya da ülkeleri birbirinden ayıran deniz gibi, yaşamlarımızın içindeki sınırların ötesinde ustalıkla dolaşıyor. 

Göçmen Kuşlar, dünyayı ve içinde yaşadığımız coğrafyaları yeni bir bakış açısıyla değerlendirmemize olanak tanıyan bir ayna görevi gören çarpıcı bir ilk kitap. 

Göçmen Kuşlar, tarihin şiddetini inkâr etmeden, hayallerin ve hayal gücünün özgürleştirici gücünü sağlam bir şekilde ortaya koyuyor.  (Los Angeles Review of Books)

 

Kitabın Adı: İnsan Nedir? Doğal Tarihimize Bir Bakış

Yazar Adı: William B. İrvine

Yayınevi: Metis Yayınları

Çeviren: Özge Çevik

Fiyatı: 222,00 TL

 

 

İÇERİK TANITIMI: 

Kimiz ve neyiz biz? Bu sorunun cevabı, diyor felsefeci William B. Irvine, kime sorduğunuza göre değişir. Evrimsel biyologlara göre Homo sapiens türünün bir üyesi, mikrobiyologlara göre bir grup hücre, genetikçilere göre genlerin kontrolünde olan bir organizma, fizikçilere göreyse her birinin geçmişi çok eskilere dayanan bir grup atomdur insan. Bu cevapların hiçbiri tek başına yeterli değildir ama tıpkı bir yapbozun parçaları gibi, bir araya geldiklerinde anlamlı bir tablo ortaya çıkarırlar.

Multidisipliner bir yaklaşımın ürünü olan bu kitapta Irvine, insanı iç içe geçmiş çeşitli kimlikleriyle ele alarak insan yapbozunun bütünlüklü bir resmini ortaya koyuyor. Bunu yaparken de, yeryüzünün devasa hayat ağacındaki ve evrenin akıl almaz ölçüde uzun tarihindeki mütevazı yerimizi görmemizi sağlıyor.

“Kim ve ne olduğunuz, nasıl var olduğunuz konusunda daha fazla şey öğrenince, dünyaya bambaşka bir gözle bakmaya başlayacağınızı umuyorum. Varlığınızın belki de tek bir kere olacak nice olayın gerçekleşmesiyle mümkün hâle geldiğini de fark edeceksiniz: Bunun için yıldızların patlaması, Dünya’ya 4,5 milyar yıl önce bir gezegenin ve 66 milyon yıl önce bir asteroidin çarpması, mikropların mikropları yutması, Afrika savanasında iklimin değişmesi ve elbette doğrudan atalarınızın karşılaşıp çiftleşmesi gerekti. Varlığının nasıl da zorunsuz olduğunu anlayınca, insan bu evrenin bir parçası olduğu için ister istemez kendini şanslı hissediyor.”

 

Kitabın Adı: Değersiz Bir Hayat

Yazar Adı: Hanya Yanagihara

Yayınevi: Doğan Kitap Yayınları

Çeviren: Sıla Okur

Fiyatı: 350,00 TL

 

 

İÇERİK TANITIMI: 

Üniversiteden tanışan dört erkek arkadaş: Nazik, yakışıklı ve oyunculukta kariyer yapmak isteyen Willem. Sanat dünyasına hızlı bir giriş yapmak isteyen, zeki ama bazen kalpsiz davranabilen JB. Hayallerini gerçekleştirememiş, aileden zengin mimar, Malcolm. Bu arkadaş grubunun merkezinde duran, tam bir kapalı kutu Avukat Jude. Yıllar içinde dörtlünün dostlukları bağımlılık, şöhret ve kibirle dönüşür ve derinleşir. Üç arkadaşın karşılaştıkları en büyük zorluk hem bedensel hem de duygusal olarak ağır yaralı arkadaşları Jude’un yanında yer almak olacaktır. Jude’un üstesinden gelemediği çocukluk travmaları tüm yaşamını etkileyecek ve dostları onu hayatta tutmak için ellerinden geleni yapacaklardır.

Dostluk, aşk, kalp kırıklığına dair dokunaklı, müthiş bir hikâye…  
 
“Enfes… Bu romanı bir şaheser olarak adlandırmak hiç de mübalağa olmaz. Hatta bu kelime hafif bile kalır.” (San Francisco Chronicle)

“Harikulade… Travma ve arkadaşlık öylesine zekice ve derin bir kavrayışla ele alınıyor ki bu roman bundan sonra bu konuda yazılmış tüm romanlar için bir ölçüt olacak.” (The Wall Street Journal)

“Değersiz Bir Hayat başka hiçbir romana benzemiyor. Sınırı aşıyor, çizgiden dışarı taşıyor, kısaca unutulmaz.” (The Independent)

“İçinize işliyor. Yanagihara insanın davranışının en aşağı ve en yüce uç noktalarını can acıtıcı bir yoğunlukla sorgulayabilme yeteneğine sahip bir yazar.” (The Times Literary Supplement)

 

Kitabın Adı: Zavallılar

Yazar Adı: Alasdair Gray

Yayınevi: İthaki Yayınları

Çeviren: Süha Sertabiboğlu

Fiyatı: 240,00 TL

 

 

İÇERİK TANITIMI: 

YORGOS LANTHIMOS’UN 11 DALDA OSCAR ADAYI “POOR THINGS” FİLMİNİN ROMANI

İskoçya’nın önemli yazar ve sanatçılarından biri kabul edilen Alasdair Gray, eserlerinde sıradanın ötesine geçen hayal gücüyle ve özgün bakış açısıyla dikkat çekti. Viktorya Dönemi ahlâkını hicvederek doğaüstü bir dokunuşla ilmek ilmek ördüğü kara komedisi Zavallılar ise yazara Whitbread Roman Ödülü ve Guardian Kurgu Ödülü kazandırdı. Yorgos Lanthimos’un da beyaz perdeye uyarladığı bu kitap, post modern bir Frankenstein anlatısı.

19. yüzyılın sonlarında yaşamış Doktor Archibald McCandless’ın anılarını okurken uçarı Bella Baxter ile tanışacaksınız. Yeni geldiği dünyayı öğrenmeye can atan bu kadının tuhaf hayatı, değişimin eşiğindeki Glasgow’un büyüleyici atmosferinden Paris’in genelevlerine kadar rüzgâra kapılmış gibi sürükleyecek sizi. 1914 yılında Victoria McCandless’ın yani “gerçek Bella”nın kaleme aldığı sonsözde ise karşınıza Archibald’ın anlatısını delik deşik edecek başka bir gerçeklik sunulacak.

Alasdair Gray’in ürkütücü çizimleriyle bezeli bu ilham dolu çılgın eser, sınıf züppeliğinden İngiliz emperyalizmine, erdem taslamaktan genel geçer bilgeliğe, eline ne geçirirse yerden yere vuruyor…

 “Sör Walter Scott’tan bu yana en büyük İskoç romancısı.” (Anthony Burgess)

Bir yandan komik bir yandan da dehşet verici olan bu kitap, tehlikeli denecek kadar iflah olmayacak bir metin.”  (The Guardian)

 

Kitabın Adı: Arıların Tarihi

Yazar Adı: Maja Lunde 

Yayınevi: Deli Dolu Yayınları

Çeviren: Dilek Başak

Fiyatı: 299,00 TL

 

 

İÇERİK TANITIMI: 

Norveçli yazar Maja Lunde’nin, 40’tan fazla ülkede 4 milyonu aşkın okura ulaşan çoksatanı Arıların Tarihi, küresel bir ekolojik felaketi odağına alırken dünya ve insanlık tarihine üç ayrı zaman diliminden, bambaşka kıtalarda yaşayan üç insanın gözünden bakan, tedirgin edici bir bilimkurgu romanı.

Dünü, bugünü ve yarını bal peteği kadar muazzam ve bir o kadar da lezzetli bir kurguda kesiştiren bu çarpıcı distopya, doğaya hükmetme inancından asırlardır vazgeçmeyen insanlığın önlenemeyen kibrine vakur bir duruşla yaklaşıyor.

Sarı-siyah kanatların altına sığınıp aile kavramının çöküşünü irdeleyen kitap, seçimleriyle kaderlerine boyun eğen (yahut kafa tutan) ebeveynler ile çocuklarının kırılgan duygularını kusursuz bir yetkinlikle yansıtıyor. 

1852. Hertfordshire, İngiltere. İnsanlar arıların davranış biçimlerini anlamaya çalışıyor, arıları çok daha büyük randımanla çoğaltmaya, elde edecekleri ürünleri artırmaya uğraşıyor.

2007. Ohio, ABD. İnsanlar arı ölümlerinin nedenlerini araştırıyor. Ansızın başlayan koloni çöküşleri önce tarımı, sonra dünya çapında besin zincirini, sonra da diğer hayvanları etkiliyor.

2098. Siçuan, Çin. İnsanların artık tek bir gayesi, tek bir hedefi var: Bir gün daha hayatta kalıp boğazlarından tek bir lokma daha geçebilmesini sağlamak. Çünkü arısız bir dünya, yaşayamıyor.

Arılar olmasa hayatımız nasıl olurdu? İnsanlar neden arıları rahat bırakmıyor? Arıların kendi yavrularını beslemek için salgıladıkları o altın renkli hazineye, insanlar niçin hücum ediyor? Peki, doğa bu kısır döngüye bir son vermek için daha neyi bekliyor?