Avusturya’da KPÖ, ülkenin en büyük ikinci kenti Graz’da 2021’de belediyeyi kazanarak elde ettiği başarıyı sürdürüyor. Son olarak mart ayındaki Salzburg seçimlerinde belediyeyi kıl payıyla SPÖ’ye kaptırsa da en büyük ikinci parti olma başarısını gösterdi. Bu başarının temelinde Graz’da olduğu gibi konut politikasını önceleyen siyasetleri, yoksullukla mücadele yöntemleri vardı. KPÖ’nün Avusturya’da yayılan “Graz modeli”ne kısaca göz atıyoruz.
Bugün bütün dünyada olduğu gibi konut krizi Avusturya’da da önemli bir sorun. Greenpeace’in yakın zamanda yaptığı hesaplamaya göre ülkede yaklaşık 230 bin boş daire var, ama yine de yılda 60 bin yeni konut inşa ediliyor. Ülke nüfusu ise yeni inşa edilen bu yaşam alanlarından çok daha yavaş artıyor. Buna karşın, Viyana ya da Salzburg gibi büyük şehirlerde yine de uygun fiyatlı konut bulmak zor.
Greenpeace’in önerisi bu emlak spekülasyonuna karşı “boşluk vergisi” almak, böylece hem verimli arazilerin işgalini engellemek hem de elde edilecek gelirle eski ya da kullanılmayan konutları yenileyerek kullanıma açmak. Ekolojist bir bakış açısıyla yapılan bu hesaplamanın ötesinde konut sorununun ne denli can yakıcı olduğunu anlamak için Avusturya’da yakın zamanda gerçekleşen seçim sonuçlarına da bakmak gerekiyor.
Son yıllarda Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) odağına konut sorununu koyduğu politikalarının da etkisiyle oylarını muazzam biçimde artırarak belediyelerde söz sahibi olmaya başladı. KPÖ 2021 yılında yapılan yerel seçimlerde ülkenin Viyana’dan sonra en büyük ikinci şehri olan Graz’da oyların yüzde 28,8’ini alarak seçimi kazanmıştı.
Graz Belediye Başkanı Elke Kahr, Fikir Gazetesi sayfalarında da yer verdiğimiz bir söyleşisinde bu zaferin inşasını anlatırken, “Elbette neoliberalizmi tek bir kentte bitiremeyiz fakat insanların daha fazla yük altına girmemelerini sağlamak için her şeyi yapabiliriz. Aynı zamanda insanların daha adil bir yaşamın koşullarını keşfetmelerine yardımcı olmak için çalışabiliriz” diyordu.
Graz Belediye Başkanı’nın bu sözlerinin günbegün doğrulandığına şahit oluyoruz. Çünkü KPÖ, Graz’da 2021’de elde ettiği başarının sadece orayla sınırlı olmadığını bu yılki seçimlerde de gösteriyor.
KPÖ son olarak geçtiğimiz mart ayındaki Salzburg seçimlerinde büyük bir başarı elde etti. 10 Mart’ta yapılan seçimde sağcı ve muhafazakâr partiler FPÖ ve ÖVP ile Yeşiller’i geride bırakan parti, seçimi sosyal demokrat SPÖ’yle başa baş götürdü. Seçimin ikinci turunda da yüzde 23,1 oy oranıyla en büyük ikinci parti oldu. Bu sonuç KPÖ için 1945’ten beri bir ilk. Zira o tarihten bu yana yapılan seçimlerin çoğunda yüzde 1’lik oy oranını bile yakalayamıyordu.
Elde edilen bu sonucun önemli bir göstergesi, KPÖ’nün yoksullukla mücadeleyi ve esas olarak barınma hakkını merkezine alan “Graz modeli”nin diğer şehirlere de aktarılıyor olduğu gerçeği. Magdalena Berger’in dediği gibi, bu durum, “KPÖ’nün tamamen bölgesel bir fenomen olduğu ve öyle kalacağı” gibi öne çıkan kimi yorumları yanlışlıyor.
Peki, KPÖ ne yapıyor, neyi doğru yapıyor da Avusturya’da bu başarıyı adım adım örüyor? Buradan hangi dersler çıkarılabilir?
HERKES İÇİN YAŞANABİLİR KENTLER
Parti üyesi Max Zirngast’ın 25 Eylül 2021’deki Graz seçimi öncesinde söylediklerine kulak vermekte fayda var. Gazeteci ve araştırmacı Zirngast’ı Türkiye kamuoyu yakından tanıyor. 2015 yılından itibaren eğitim için bulunduğu Ankara’da yaşamaya başlayan Zirngast, 2018 yılında gözaltına alınarak “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Üç buçuk aylık mahpusluğunun ardından 2019 yılında beraat etti. Daha sonra Avusturya’ya, doğduğu şehir Graz’a döndü. Kendisi şimdi Graz’ın belediye meclis üyelerinden.
Zirngast 2021 Graz seçimlerinden önce partisinin kent politikalarını anlattığı söyleşisinde mevcut kent politikasının ekonomik olarak daha zayıf durumda kalanları, göçmenleri, gençleri dışladığını belirterek, amaçlarının herkesçe yaşanabilir bir kent yaratmak olduğunu vurguluyordu.
2021’de zaferle çıktıkları seçimlerin ardından yoğun bir şekilde Zirgnast’ın bahsettiği “yaşanabilir kent” için çalışıyor KPÖ. Partinin resmi sitesini açtığımızda karşımıza çıkan “Graz işte böyle değişti” başlıklı bölümde bu değişimin izlerini görmek mümkün; son üç yıldır yapılması planlananlar, yürütülen faaliyetler, hayata geçirilen projeler tek tek anlatılıyor. Bunlar arasında aslan payı elbette konut sorununa getirilen pratik çözümlerde.
Ancak, KPÖ’nün bugünkü başarısının izini partinin uzun geçmişinde, konut sorununu da merkezine alan geçmişten bu yana süren çalışmalarında aramak gerekiyor. Hakan Gürses, Graz seçimlerinin ardından kaleme aldığı yazısında bunları şöyle özetliyordu:
“1998-2005 yılları arası Graz Belediye Meclisi’nde kentsel konut ve ikametten sorumlu üye olarak görev yapan Ernest Kaltenegger, yoksul ve varlıksız nüfusa yönelik, özellikle de kiracı haklarına yoğunlaşan bir yerel siyasetin temelini atmıştı. 1992’den beri bir ‘kiracı acil çağrı telefon hattı’ sunan KPÖ, bu konuyu tamamen kendi uzmanlık alanı haline getirip ‘sorun çözen parti’ kimliğini üstlenmeyi başardı. Bundan önceki seçimlerde ‘Konuşma, yardım et!’ sloganıyla meydanlara çıkan Kaltenegger, sorumlu belediye meclis üyesi olarak, eski binaların çoğunlukta olduğu bu kentte sözgelimi her daireye duş ve tuvalet yapılması zorunluluğunu getirmişti.
“Kaltenegger’in halefi ve 2021 seçimindeki KPÖ Belediye Başkan Adayı Elke Kahr, bu politikayı birebir sürdürdü. 2004 ve 2016 arasında, Graz’da 1.000’e yakın yeni sosyal konut inşa edildi ve 550 konut için de arsa tahsis edildi.
“Komünist partili politikacılar, aylık maaşlarının üçte ikisini bağışlamak suretiyle 1998’den itibaren bir sosyal fon oluşturmuştu. O zamandan bugüne, kiracılar evlerinden icra ile tahliye edildiğinde veya kira sözleşmeleri ev sahipleri tarafından feshedildiğinde, bu fon devreye giriyor ve mazlumlara para yardımında bulunuluyor. ‘Elime her ay net 5.500 avro geçerse, halkın sorunlarını göremez hale gelirim,’ diyen Kahr da maaşının üçte ikisini her ay yoksullar için bağışlıyor. Sosyal danışmanlık hizmetleri partinin diğer ayırıcı özellikleri arasında. KPÖ’nün bu seçimlerde getirdiği talepler ayrıca, asgari ücretin yükseltilmesi, iş saatinin kısaltılması ve yeni iş alanlarının açılmasını kapsıyor.”
“GRAZ MODELİ” YAYILIRKEN
2021’deki Graz zaferinden üç yıl sonra Salzburg’ta da KPÖ’nün odağında konut sorunu vardı. Burada Salzburg’un Avusturya’daki tüm şehirler arasında en yüksek ikinci kiraya sahip kent olduğunu belirtmek gerekiyor. Parti üyeleri buradaki seçim çalışmaları boyunca kira sınırlaması, kâr amacı gütmeyen konutların genişletilmesi gibi insanların günlük yaşamlarını etkileyen temel konulara dair talepleri dillendirdi ve nihayet büyük bir seçim başarısı daha elde ettiler.
Avusturya’da KPÖ’nün başarısının işaret ettiği gerçek açık aslında; insanların en büyük problemlerinden biri barınma. Bu soruna yüzünü dönen, konut politikasına dair sahici ve kalıcı çözümler üreten siyasi hareketlere halk teveccüh gösteriyor. Bu da birden olmuyor, deneyim, emek ve zaman istiyor. Ve elbette güven. Siyaset yapanların elde ettikleri yüksek maaşların bir bölümünü halkla paylaşmak, bu parayla insanlara yardımcı olacak bir fon oluşturmak da bu güvenin bir parçası. Yani halkla göz hizasında olmak…
Adam Baltner’ın dediği gibi: “Graz’da KPÖ, taban modelinin uygulanmaya başlamasından ancak otuz yıl sonra iktidara gelebildi. Ancak partinin yakın zamanda Salzburg eyaletinde ve başkentinde elde ettiği kazanım, Graz modelinin çok daha hızlı bir şekilde meyve verebileceğini gösteriyor.”