Kuşadası’nda Kültürel ve Kentsel Gelişimin Merkezi: KUAKMER

Aydın’ın turizm ilçesi Kuşadası’nda 19. yüzyıldan kalma bir Osmanlı evi. Bulunduğu yer de zaten ilçenin en eski mahallelerinden biri. Hani “modernleşme” uğruna terk ettiğimiz o kimlikli, kültürlü semtlerden, Camiatik Mahallesi. Etnografik müzesi, mübadele odası, Kuşadası külliyatını içeren uzmanlık kütüphanesi; bahçesinde yazar, sanatçı, akademisyen söyleşilerinin, konserlerin, film gösterimlerinin, sergilerin düzenlendiği, kitap takasının yapıldığı kafeteryasıyla dikkat çeken bir bina. Burası, Kuşadası F. Özel Arabul Kültür Merkezi (KUAKMER). Yerel yönetimin desteğiyle sivil toplumun kurup büyüttüğü bir kültür vahası. Sanatın, felsefenin, diyaloğun ve kültürel aktarımın zihinlerimizde yaptığı dönüşümün yanı sıra bir kenti de nasıl kalkındırıp geliştirdiğinin canlı kanıtı. Çünkü bu eski mahalle, KUAKMER sayesinde tekrar gündeme geldi. Tarihi değeri olan binaların ve sokakların aslına uygun restore edilmesi hedefleniyor.

Kuşadası Eğitim Geliştirme Vakfı (KEGEV), 2015’te ilçede eksikliği hissedilen bir kültür merkezi kurma hayaliyle yola çıkmıştı. Ama merkez, ilçe sınırlarını çoktan aştı. KEGEV’in, Aydın İl Özel İdaresi ile vakıf kurucusu Hüseyin Arabul’un maddi destekleri ve Kuşadası Belediyesinin çalışmalarıyla kurduğu KUAKMER’in etki alanı, dokuz yılda Ege Bölgesi’ne yayıldı. Uzun süre vakıf yönetim kurulunda görev yapan Belediye Başkanı Ömer Günel, halen mütevelli heyete yer alıyor. Edebiyattan sinemaya, müzikten ekonomiye, felsefeye pek çok alandaki etkinliklerle İzmir, Ankara, İstanbul, Diyarbakır ve pek çok şehirden sanatçıların, yazarların ve akademisyenlerin ağırlandığı kültür merkezine dönüştü. Latife Tekin, Ercan Kesal, Mine Söğüt, Kemal Varol, Prof. Dr. Korkut Boratav söyleşi konuklarından bir kısmı… Üstelik Kuşadası, canlı bir turizm kenti. Merkez, yerli halkın yanı sıra yerli ve yabancı turistlerin de uğrak noktası. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayıp tatilini burada geçirirken müzeyi, mübadele evini ziyaret edenler sayesinde ünü dünyaya yayıldı desek abartmış olmayız. 

KEGEV Denetim Kurulu ve KUAKMER Danışma Kurulu Üyesi Zerrin Boratav Bağçivan’dan merkezin ayrıntılı hikâyesini dinledik. Emekli edebiyat öğretmeni ve gönüllü çalışan Bağçivan, özellikle yazar söyleşilerinin belirlenmesinde etkin. KEGEV Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Sözer ise vakfın KUAKMER’in yanı sıra diğer kültürel çalışmalarını anlattı. Çocuk kütüphanesi, Muzaffer İzgü parkı gibi… Bir kültür merkezinin bir kentin dönüşümüne, tarihi mirasının sahiplenilmesine nasıl aracılık ettiğini de kendisinden dinledik. 

Söyleyecekleri çok şey var, sözü kendilerine bırakmadan önce okurlara, yaz bitmeden yolunuzu mutlaka Kuşadası’na düşürün, diye seslenelim. Sonra zaten KUAKMER’i hep takip edeceksiniz.

Sorularımızı öncelikle Zerrin Boratav Bağçivan’a yönelttik. 

“KUAKMER’İN İNŞASI SIRASINDA BİLE MAHALLE CANLILIK KAZANMAYA BAŞLADI”

KUAKMER nasıl doğdu? Kuruluş hikâyesini anlatır mısınız?

Kuşadası Eğitim Geliştirme Vakfı (KEGEV) kuruluşu olan KUAKMER’in bulunduğu bina, 19. yüzyılın son çeyreğinde inşa edilen, Osmanlı Dönemi yapı dokusunu kısmen koruyabilmiş tarihi bir ev. İkinci Meşrutiyet döneminden 1950’lerin ortasına kadar Kuşadası’nda müftülük yapmış, ulemadan İbrahim Halveti Efendi’nin torunu Hasan Reşat Efendi (Kutlu), bu evin bilinen ilk sahibi. Torunlardan Zehra Kutlu Candemir’in 1999’da kendi hakkını KEGEV’e bağışlaması ve diğer varis haklarının KEGEV tarafından satın alınmasıyla başlayan süreç; sözü edilen dönemlerin belediye başkanları Fuat Akdoğan, Esat Altıngün, Özer Kayalı ve ekiplerinin çalışmaları, Aydın İl Özel İdaresinin maddi desteği, son olarak da tüm maddi yükümlülüğü üstlenen Hüseyin Arabul’un olağanüstü çabalarıyla 7 Eylül 2015’te tamamlandı. Hüseyin Arabul, KEGEV’in kurucu ve onursal başkanı olup 2014’te yitirdiği eşi, masal ve oyun yazarı, şair F. Özel Arabul’un anısını yaşatma dileğini de gerçekleştirmiş oldu.

Bünyesinde müze, kütüphane, sergi alanı, kafe ve etkinlikler olan bir merkeze dönüştürme fikri baştan beri var mıydı yoksa zamanla mı gelişti?

En baştan bir kent müzesi kurma hayaliyle işe başlandı. Hatta bu konuda sevgili dostum Şükrü Tül’ün görüşlerine başvurulmuştu. Ancak Anıtlar Kurulu izinleri, yüklenici gecikmeleri ve restorasyon sırasında çıkan beklenmedik durumlar nedeniyle valilikten gelen hibe tüketildi ve yapı, kaba inşası bitmiş durumda bir süre kaldı. Hüseyin Arabul’un işi ele almasıyla binanın içeriği yeniden konuşuldu ve Prof. Dr. Engin Berber’in yönderliğinde bugünkü bölümler oluşturuldu. F. Özel Arabul Anı Odası’nda bulunan kütüphanenin bir bölümü tematiktir. Özel Hanım’ın ürün verdiği masal, oyun ve şiir kitaplarını kapsar. Kitapların çoğu Özel Hanım’ın kitaplığından gelme olup yıllar içinde zenginleştirilmiştir.

Müze etnografik bir nitelik taşıyor. İçeriği hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Alt kattaki süreli sergi salonumuzda Kuşadasıspor futbol takımının ve Kuşadası Belediye Bandosunun tarihçesini içeren sergiler oldu. Kuşadası Dilek Yarımadası’nda görülen Anadolu parsı replikası ve Kuşadası’na özgü hamam, ikram gereçleri; gelin, bebek giysileri sergilenmekte. Üst katta yöreye özgü zanaatlar odası, mübadele odası, Kuşadalı ya da bir süre burada yaşamış ünlülerin büstleri, el işleri, mobilyalar, çalgılar, giysiler gibi objeler sergileniyor. Bunların bir bölümü kuruluş aşamasında satın alındı, daha sonra Kuşadalıların bağışlarıyla çoğaldı ki gerçek amacımız buydu. Bugün çoğunluğu depomuzda duran, sırayla sergileyebildiğimiz zenginlikte koleksiyonumuz var.

SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMALARI KİTAPLAŞTIRILIYOR

Uzmanlık kütüphanesiyle Kuşadası külliyatını toparlayarak ilçeye şimdiye dek yapılmamış bir şeyin yapıldığını söyleyebilir miyiz? Neler var kütüphanede?

Elbette bu konuda kişisel ve kurumsal değerli çalışmalar yapanlar vardı. Araştırmacılara kolaylık sağlama ve bir kent belleği oluşturma amacıyla bunları bir merkezde toplamak istedik. Kuşadası ve kırsalıyla ilgili her dilden kitap, makale, çalıştay raporu, yazma eser, gazete ve dergilerle tezleri içeren bu kütüphanenin koleksiyonu, bağış ve satın alma yoluyla derlendi, günden güne zenginleşiyor. Ayrıca KUAKMER olarak sözlü tarih çalışmaları yapıp bunları kitaplaştırıyoruz.

Kültür sanat etkinlikleri, KUAKMER’in tanınan yüzünü oluşturdu. Nasıl, neyi hedefleyerek başladınız, nasıl bir rota çizdiniz, belirli bir periyodu var mı?

Kuşadası’nda eksikliği hissedilen bir kültür merkezi olmayı hayal etmiştik. Burada yaşayan ya da yazlık için gelen çok değerli sanatçıların varlığı bize hep destek olurken KUAKMER de onlara bir buluşma merkezi oldu. Çok kısıtlı bir bütçemiz olduğu halde içtenlikle durumumuzu ve hayallerimizi aktardığımızda uzaklardan da hiçbir karşılık beklemeyen yazarlar geldi. Edebiyat ağırlıklı ilk buluşmalara zamanla sergi, müzik, film, atölye çalışmaları eklendi. Bunları hep çevremizdeki kültür sanat birikimine, ziyaretçilerimizin beklentilerine, en çok da yaratıcı ve sürekli daha iyi olmayı amaçlayan ekibimizin çalışmalarına dayanarak yaptık. Zamanla nelerin daha yararlı ve ilgi çekici olduğunu eleyerek öğrendik ve etkinlik periyotlarımız oluştu. Örneğin her ay iki sergi, dört söyleşi mutlaka var. Yılda üç dört dinleti, kışın ayda bir felsefe toplantıları ve isteğe bağlı olarak atölye çalışmaları oluyor. Bunlar elbette çocuk, genç ve yetişkinlere göre çeşitleniyor.

“DAHA ÇOK KİŞİYE SESLENEBİLMEK İSTİYORUZ”

Etkinliklere sanat gündemini takip ederek mi karar veriyorsunuz?

Geniş bir yelpazemizin olma nedeni, daha çok kişiye seslenebilmek. Bu süreçte gözlemlediğim şu ki çoğu kişi ilgili olduğu alandaki etkinliğe geliyor. Örneğin çok iyi bir resim sergisi takipçisi, seramik sergisine gelmiyor ya da edebiyat etkinliğine gelenlerin pek azı dinletilere geliyor. Etkinliğin öznesi de katılımı etkiliyor; çevresi geniş olan biri, ürün verdiği sanat alanıyla hiç ilgisi olmayan kişileri de buraya çekebiliyor. O nedenle türleri, konuları ve kişileri çeşitlendirmek durumundayız. Elbette bunu yaparken sanat gündemi yanında toplumsal gündemi de takip ediyoruz.

Kuşadası’nın aynı zamanda bir turizm kenti olması ziyaretçi profilini nasıl etkiliyor? Yerli halkın ilgisi nasıl?

Turizm kenti niteliği, müze bölümümüze ziyaretleri olumlu etkiliyor. Yerli ve yabancı turistler yaz kış geliyor. Bizi en çok mutlu edense okulların ziyaretleri. Kuşadalılar içinse burası bir hafıza mekânı çünkü KUAKMER’in bulunduğu yer, Kuşadası’nın en eski mahallelerinden ama evlerin çoğu terk edilmiş ya da el değiştirmiş. Ev sahipleri daha konforlu evlere, yeni kurulan mahallelere taşınmış. Tescilli binaların yenilenme zorluğu, boşalan mekânların yarattığı güvenlik sorunları, ulaşım güçlüğü, bakımsızlık derken burası atıl bir bölge haline gelmiş. KUAKMER’in inşası sırasında bile mahalle canlılık kazanmaya başladı. Kalanlar için taze bir nefes olduk. Herhangi bir etkinlik için gelenler de aile tarihleri yanında eski mahallelilik kültürünü, kaybolan duyguları hatırlıyor. Bu nedenle de ilgi ve müzemize obje bağışları gittikçe artıyor. Burası korunmaya alınan çevresiyle birlikte geçmişi, dolayısıyla kentin kimliğini koruyan bir bölge haline gelmeye başladı.

Katılımcılardan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Memnuniyet yanında en çok aldığımız dönüş şaşkınlık. Bağışlarla ve gönüllü çalışmalarla ayakta durmaya çalışan bir sivil toplum örgütünün böylesi bir yeri açabilmek bir yana yaşatabilmesi, çoğu kişiyi hayrete düşürüyor. Gelecek yıl onuncu yılımızı kutlayacağız. Çok görkemli bir açılış törenimiz olmuştu. Ertesi gün kendi aramızda toplandığımızda ise buraya kim, niye gelir, diye endişelendiğimizi çok iyi hatırlıyorum. İyi şeyler yaparsanız sizi buluyorlarmış, zamanla bunu öğrendik. İçtenlik, özverili çalışma, uyumlu ekip ve eleştirilere kulak vermek, başarıyı getiriyormuş.

“GELECEĞE KALACAĞINI UMDUĞUM YAZAR VE ŞAİRLERE ÖNCELİK”

Etkinlik programını oluştururken özellikle neyi gözetiyorsunuz? Emekli edebiyat öğretmeni olmanızın etkisi. edebiyatçı söyleşilerine nasıl yansıyor?

Edebiyatı sevdiğim için mesleğimi seçmiştim, emekliliğimi de edebiyatla geçirmek benim için büyük bir konfor aslında. Alanıma ilişkin etkinlikleri oluştururken Kuşadası ve çevresinde yaşayanlar olmak üzere ulaşabilirsek gerçek edebiyat okurlarının ilgi gösterdiği ünlü yazarlara, popüler olmaktan çok, geleceğe kalabileceğini umduğum yazar ve şairlere yer vermeye çalışıyorum. Çok ve çeşitli okuyan biri olduğum için yayın dünyasını takip ederim. Argo olacak biraz ama şişirilen değil de kıyıda köşede kalan, gözden kaçan, kendimce nitelikli bulduğum kitapları tanıtmaya çalışıyorum. Genç yazar ve yeni yayıncılara bir kapı açmaya çalışıyorum. Bize etkinlik için başvuranların kitaplarını inceliyorum.  Yani kişisel beğenilerim yanında katılımcılarımızın isteklerine göre bir seçki oluyor. Diğer etkinlik alanlarında da yine gönüllü danışmanlarımız var. Gelen başvuruları değerlendirip son kararı birlikte veriyoruz.

Kütüphane için sorduğumu etkinlikler için de sorayım. KUAKMER, yarattığı yoğun kültürel etkileşimle Kuşadası’nda şimdiye dek yapılmamış bir şeyi yapıyor, diyebilir miyiz?

Buna evet demek kendini beğenmişlik olur ki biz hep yaptıklarımızı yeterli bulmayan, arayış içinde olan bir ekibiz. Ayrıca önceki benzeri çalışmaları yapanlara da saygısızlık etmek istemeyiz. Dışardan bakanlar bizi değerlendirsin isteriz.

GELİP GEÇEN EDEBİYATÇILAR

Kimler geldi, kimler geçti bize biraz hatırlatır mısınız?

Çok zor bir soru, cevabı uzun ve kimseyi kırmak istemem. Kendi alanıma ilişkin aklıma ilk gelenleri sayayım: Ahmet Say, Kaya Özsezgin, Filiz Ali, Zeynep Göğüş, Kemal Varol, Güven Pamukçu, Çiğdem Sezer, Ahmet Özer, Hidayet Karakuş, Ayten Mutlu, Ahmet Büke, Fuat Sevimay, Mehmet Fırat Pürselim, Mine Söğüt, Ercan Kesal, Özcan Yurdalan, Hülya Soyşekerci, Gönül Çatalcalı, Aydın Şimşek, Emel Kayın, Semiramis Yağcıoğlu, Sevgi Özel, Volkan Algan, Haluk Işık, Özge Sönmez, Ahmet Günbaş, Hüseyin Ferhad, Hidayet Sayın, Hülya Deniz Ünal, Lütfiye Aydın, Mehlika Mete, Mucize Özünal, Korkut Boratav, Latife Tekin, Serkan Türk, Türey Köse, Filiz Otyam, Zehra Ünüvar, Selim Esen, Halit Payza, Ahmet Zeki Muslu, Etem Oruç, Talat Avcı, Lokman Kurucu, Mesut Kara, Halim Yazıcı, Mazlum Vesek, Namık Kuyumcu, Cezmi Ersöz, Feyza Akbulut Öner, Oğuz Tümbaş, Muazzez Uslu Avcı, Alper Akçam, Gülçin Sahilli, Cem Seyhun Önbay, Barış İnce, İlkiz Kucur, Özlem Tezcan Dertsiz, Agah Aydın, Melih Uslu, Fergun Özelli, Adnan Gerger, Kerem Işık, Meriç Demiray, Yusuf Alper, Mustafa Ünver, Ese Katrancı, Tümay Leblebici, Yasemin Ateşman, Hasan Cüneyt Bozkurt, Kaan Tanyeri, Gani Türk, Aydoğan Yavaşlı, Hüseyin Yurttaş, Orhan Gevrek, Muzaffer Kale, Tulga Ozan, Fethi Demir… ve siz Duygu Özsüphandağ Yayman. Unuttuklarım varsa affola. Ayrıca iki yıldır İşçi Filmleri Festivali’nin bir ayağı olmaktan mutluluk duyuyoruz.

2015-2022 sonu itibarıyla çıkardığımız sonuç şu: 140 kitap tanıtımı ve imza, 184 konferans, panel, 6 şiir ve 33 müzik dinletisi, 11 film gösterimi, 61 masal etkinliği, 60 sergi, yazma atölyeleri… Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

16 AĞUSTOS-22 EYLÜL 2024 PROGRAMI 

Bu yaz “gelecek program”da neler var? Yolunu Kuşadası’na düşüreceklere neler söylersiniz?

16 Ağustos Cuma: Gülce Alaybek “Sevdiğim Şarkılar” seramik sergisi ve Nesrin Tezcan “Renklerle Yolculuğum” resim sergisi açılışı

21 Ağustos Çarşamba: Osman Akınhay “Heveskâr Çevirmen”, yönlendirici Özcan Yurdalan

28 Ağustos Çarşamba: Kadir Aydemir ve Ferhat Uludere, ‘’Yazmak Üzerine’’

4 Eylül Carşamba: Gülay Berkay “Boşan da Semeresini Ye”, yönlendirici Eylem Asrav Akınhay

20, 21, 22 Eylül’de üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz “İkioklu Mahalle Şenliği”; kent kimliği ve mimari korumaya yönelik söyleşiler, hafıza mekânları gezileri, komşu kadınların yöresel yiyecek sunumları, sokak ve kahvelerde fotoğraf ve resim sergileri, mahalleli çocukların gösterilerini, akşamları da Kuşadası’nda yaşayan müzisyenlerin, koroların konserlerini kapsıyor. Şenlik için yıl boyunca yapılan ön çalışmalar da kitaplaştırılıyor. Hatırlayan Mahalle, Ada’dan Yüzler, Anılar kitapları çıktı; bu yılki yayımlanma aşamasında.

Bu bölgenin adı olan İkioluklu, yöresel ağızda “İkioklu” biçiminde de kullanılıyor. Yerel değerleri öne çıkarmayı amaçladığımız için bu adı seçtik. Destekçi ve gönüllülerimizin yanında Kuşadası Belediyesi de paydaşımız. Aynı zamanda vakfımızın mütevelli heyeti üyesi olan ve uzun süre yönetim kurulunda da görev yapan Belediye Başkanı Ömer Günel, desteğini esirgemiyor. Zaten uzun soluklu işleri başarmak için bağımsız olmanın yanında yerel ve idari yönetimle, ilgili kurum ve kuruluşlarla uyumlu çalışmak gerekiyor. On yıla yakındır özgürce başarılı bir yol izlerken mutlu olmamızı da sağlayan bir iş yapmak çok güzel. Bunu sağlayanlar da başta KEGEV Onursal Başkanımız Hüseyin Arabul, Yönetim Kurulu Başkanımız Şefik Sözer olmak üzere her çalışmada bizi destekleyip yüreklendiren yönetim kurulu, mesaili çalışan KEGEV ve KUAKMER emekçileri, danışma kurullarımız ve haklarını hiç ödeyemeyeceğimiz gittikçe çoğalan gönüllülerimizdir.

KEGEV Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Sözer ile de KEGEV ve KUAKMER üzerine konuştuk. 

“YEREL DİNAMİKLERİN TEMSİL EDİLDİĞİ BİR ÖRGÜTLENME MODELİ OLUŞTURDUK”

Vakıf Başkanı Şefik Sözer, 1990 yılında kurulan KEGEV’in tüzüğünde, kentin resmî ve sivil örgütlenmelerine özellikle yer verildiğini belirtiyor. “Başta Kuşadası Kaymakamlığı ve Kuşadası Belediyesi olmak üzere meslek odalarının, üniversitenin ve çağdaş nitelikli demokratik kitle örgütlerinin temsil edilebileceği bir örgütlenme modeli hayata geçirildi. Kurulduğu tarihten bugüne de bu demokratik yapı, sağlıklı ve ödünsüz şekilde işlerliğini sürdürüyor. Ortak akla ve güvene dayalı çalışma sistemi tüm mütevelli heyet üyelerince de benimsendi” diyen Sözer, KEGEV’in kentin gereksinimlerine öncelik verdiğini vurguluyor. Öncülük ettiği pek çok alanı, çalışmalarını tamamladıktan sonra ilgililere teslim eden vakfın, Kuşadası’nın kültürel altyapısını nasıl oluşturduğundan bahsediyor: 

“Kuruluşunun ilk yıllarında, öncelikli gereksinim olan ortak televizyon yayınını gerçekleştirecek çanak anten sorunu çözüldü; Atatürk İlkokulu ve Ortaokulunun yarım kalan inşaatı tamamlandı. Kuşadası’nda ilk kez folklor ekibi kurarak gençlere halk oyunları eğitimi verdi; ekip pek çok gösteride vakfı başarıyla temsil etti.”

KEGEV’in çağdaş ve demokratik niteliği gereği Kuşadası’ndaki gereksinim sahibi öğrencilere sağladığı eğitim bursundan her yıl ortalama yetmiş, seksen öğrencinin yararlandığına değinen Sözer, “Atatürk’ün işaret ettiği gibi bilimsel bilgiyle donanmış gençlerin yetişmesi hedefleniyor. Vakıf etkinliklerinin uygun olanlarında bursiyer öğrenciler de görev alıyor, bu çalışmalar onlarda aidiyet duygusu oluşturuyor, gönüllülük kavramını içselleştiriyorlar. Bir dönem vakıf bünyesinde kurulan çocuk tiyatrosu çalışmaları bunun en güzel örneklerinden biridir” diyor. Eğitim alanındaki diğer bir çalışmaları ise 1993’te hizmete giren KEGEV Naci Akdoğan Koleji. Milli Eğitim Yasasında yapılan değişiklikle lise kısmı kapatılan okul, bölgenin tek vakıf okulu olarak eğitim veriyor.

Kuşadası’nın turizm ve ticaret kenti olması nedeniyle yerel yönetimlerin hep bu yönüne öncelik verdiğini, kültür sanat gereksiniminin ötelendiğini söyleyen Sözer, bu anlamda müze temalı kültür merkezi KUAKMER’in öneminden söz ediyor. 

BELEDİYE, KUAKMER’İN SOKAĞINI “MÜZELER SOKAĞI” YAPTI

Yerel yönetimle sürekli iş birliği halinde olduklarını söyleyen Sözer, bunun kente etkilerini şöyle anlatıyor: “Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in, KUAKMER’in yer aldığı Yıldırım Caddesi’ni ‘Müzeler Sokağı’ olarak yeniden düzenleme çabası bu iş birliğinin değerini artıran çok önemli bir proje. Kuşadası’nın en eski ve en önemli mahallelerinden biri olduğu gibi kentin özgün kültürünü de barındıran Camiatik Mahallesi, tüm bu çalışmalar öncesinde terk edilmiş bir görünümdeyken tekrar gündeme girmekte, tarihi değeri olan binaların ve sokakların aslına uygun restore edilmesi hedeflenmektedir. Bu çabada da öncülük eden KEGEV – KUAKMER, bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceği ‘Mahalle Şenliği’ ile kentin kültürel hafızasını canlandırma amaçlı kitaplar yayınlamakta, değişik gruplarla mahalleyi tanıtım yürüyüşleriyle farkındalık yaratmaktadır.”

Vakfın ilçeye kazandırdığı bir başka tarihi yapı ise çocukların kullanımına sunulmuş durumda. Altaş Ailesi’nin yarı yarıya KEGEV ve Kuşadası Belediyesine bağışladığı tecilli bina yenilendi; 2020’den beri Sevil-Yaşar Altaş Çocuk Kütüphanesi ve Kültür Merkezi, Dijital Kütüphane (SEYAKMER) adıyla vakıf ve belediye tarafından işletiliyor. Vakıf merkezi de bu binada yer alıyor. Sözer, “Kütüphanenin karşısındaki park, onursal başkanımız Hüseyin Arabul tarafından yenilenip Muzaffer İzgü Parkı adıyla aynı yıl açılmıştır. Her yıl 23 Nisan’da çocuk şenliğinin yapıldığı park ve yıl boyunca çocuklarla, atölyelerle, çocuk kitapları yazarlarıyla dolup taşan kütüphane, o sokak ve mahalleye de büyük bir canlılık kazandırmıştır” sözleriyle geleceğe dair umut veriyor.