Derya Kap: “Cinsiyet Eşitsizliğinin Pek Çok Alanda Kurumsallaştığını Söylemek Mümkün”

Türkiye’de kadın cinayetleri ne yazık ki günden güne artıyor, kadınlar yaşamın her alanında cinsiyet eşitsizliği, ötekileştirme ve ayrımcılık gibi muhtelif olumsuz durumlarla karşılaşıyor. Bu durum, kadınların yaşam alanlarının daralmasıyla sonuçlanıyor; öte yandan kadınların mücadelesi de artarak devam ediyor.

Başta siyaset olmak üzere medyada, iş yaşamında, okullarda ve aslında aklımıza gelebilecek her yerde erkek egemen toplumsal bir yapı içinde yaşıyoruz. Üstelik, bu durum “normal” olarak görülebiliyor; daha da kötüsü kimi çevreler tarafından durumun değişemez olduğunu vurgulanıyor. Ancak, tarihte kadın mücadelesinin katettiği yollar incelendiğinde durumun hiç de öyle olmadığı görülüyor.

Yaşamın her alanında ve her noktasında kadınlar mücadelesi değişim ve dönüşüm için devam ediyor. Peki, ya erkekler? Erkek egemen yapının kadınları etkilediği kadar erkekleri de şu ya da bu şekilde etkilememesi düşünülemez. Siyasette, medyada, iş yaşamında, okullarda ve yaşamın her alanında erkeklerin egemen olduğu günümüz dünyasında, Türkiye’deki durumu ortaya koyabilmek ve buradan hareketle çözüm önerilerini ele alabilmek oldukça önemli.

İletişim uzmanı ve gazeteci Derya Kap, “erkeklik üzerine düşünen ve henüz düşünmemiş olan tüm erkek izleyicilere özel” hazırladığı video serisiyle, birlikte düşünme çağrısı yapıyor. Kap’ın hazırladığı dört videonun başlıkları şu şekilde: Erkek Medya, Erkek Siyaset, Erkek İş Dünyası ve İlişkide Erkek.

Derya Kap, 2023 yılında “Türkiye’de Erkeklikler” başlıklı bir seri de hazırlamıştı. Kap, medya, siyaset, iş dünyası ve ilişkiler bağlamında “erkeklik” konusunu ele aldığı yeni seriyi, bir önceki serinin devamı olarak anlatıyor. Biz de video serilerini ve ötesini iletişim uzmanı ve gazeteci Derya Kap ile konuştuk.

“BU BİR DAVET”

Öncelikle, “erkeklik” meselesi üzerine çalışmalarınızın nasıl başladığını ve ilerlediğini sorarak giriş yapmak istiyorum. “Türkiye’de Erkeklikler” ve ardından şimdi de “Erkeklere ‘Özel’ 4 Video”. Süreç nasıl başladı ve ilerledi?

Kendimi feminist olarak tanımlayan sivil toplum profesyoneli ve gazeteciyim.  Sivil alanda üye olduğum ve gönüllü olduğum sivil toplum kuruluşları ağırlıkla kadın hakları alanında çalışıyor. Medyada da hak temelli gazetecilik yapmaya ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağıma alan haberleri hazırlamaya gayret ediyorum. Son 2 yılda “Eleştirel Erkeklik Çalışmaları” konusunda okumalar yaparken, “erkeklik” çalışmaya karar verdim. Kadın hakları aktivisti olarak, erkeklik konusunu hem medya hem sivil alandaki bilgi ve deneyimimi birleştirerek özgün projeler hazırlayarak çalışmak istedim. “Türkiye’de Erkeklikler” geçen yıl hazırladığım, “Erkeklere Özel 4 Video” da bu yıl hazırladığım projeleri oluşturuyor.   

Video içeriklerinde hedef kitlem erkekler: Bu nedenle “erkeklik üzerine düşünen ve henüz düşünmemiş olan tüm erkek izleyicilere özel” 4 videodan oluşan bir seri hazırladım. 

Özellikle röportajların ağırlıkla erkeklerle yaptım ve erkeklere “gelin erkekliği konuşalım ve birlikte düşünelim” çağrısında bulunuyorum. Bu bir tür davet aslında, erkeklere, “önce izleyin, düşünün ve sonra isterseniz konuşalım” daveti…    

“Erkeklere ‘Özel’ 4 Video” serisinde medya, siyaset, iş dünyası ve ilişkiler başlıklarında “erkeklik hâllerini” ele alıyorsunuz. Bu dört alanın seçilmesinin özel bir nedeni var mı?

Erkeklik konusunda çok fazla başlıkta proje üretilebilir. Benim Erkek Medya, Erkek Siyaset, Erkek İş Dünyası ve İlişkide Erkek şeklinde dört videoyu hazırlamamın nedeni, her dört alanın genel izleyicinin öncelikle ilgisini çekebileceğini düşünmem…

Erkeklik halleriyle söyleşileri içeren her bir videoda, bana göre dört temel alan iş dünyası, medya, siyaset ve ilişkiler olmalı. Hayatımızı şekillendiren en öncelikli başlıklar bana bunlar gibi geldi. Dahası erkekliğin yarattığı etkiyi ve eşitsizliği, jargon kullanmadan akademik tanımlamaral girmeden, somut olarak bu dört başlıkta daha etkili şekilde anlatabileceğimi düşündüm.

“TÜRKİYE’DE SİYASET GÜÇ ÜZERİNDEN ŞEKİLLENİYOR”

Medya ve siyaset ile devam edelim. Birbiriyle bağlantılı alanlar olarak medyanın ve siyasetin genelindeki cinsiyet eşitsizliği durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her iki alanda da cinsiyet eşitsizliğinin 2024 yılında çok daha düşük seviyelerde olmasını beklerdim fakat rakamlar ve söyleşilerde dile getirilen içgörüler maalesef durumun vahametini ortaya koyuyor. Bu nedenle her iki videonun başlığı Erkek Medya ve Erkek Siyaset. Her iki alanda da hâlâ erkekler egemen ve bunun yakın zamanda değişebileceğine dair elimizde veri yok!

Medyayı içeriden de gözlemlemiş ve kadın gazeteci gruplarında yer alan biri olarak, “merkez medya” ve “alternatif medya” ayırt etmeksizin cinsiyet eşitsizliğinin kurumsallaştığını söylemek mümkün. Erkek Medya videosunda Evrim Kepenek “Kadınlar çalışıyor, erkekler yönetiyor” diyor. Hâlâ birçok medya organında kadın yönetici sayısı çok azdır. Medyanın dili hala çok cinsiyetçidir. Kendini “cinsiyet eşitliğine duyarlı” tanımlayan birçok erkek gazeteci pratikte bunu ortaya koyacak bir tavır göstermez. Hâlâ erkekler daha yüksek ücretler alıyor; hâlâ ekranda erkekler daha çok görünüyor, hala konuklar çokça erkek, hâlâ medya cinsiyetçi bir dil kullanıyor. 

Bu noktada Duvar, Evrensel, Birgün gibi birkaç istisna sıralanabilir: Her birinde cinsiyet eşitliği konusunda hem kurumsal düzeyde hem de yöneticiler düzeyindeki hassasiyeti not etmek gerekir.  

Videoda yer almayan çarpıcı bir örneği, bu vesileyle aktarmak isterim çok çarpıcı bir örneği paylaşmak isterim. Uzun yıllar NTV’de yönetici olarak çalışan bir kadın gazeteci, işinden ayrıldıktan sonra kendisi ile aynı konumdaki bir erkek yöneticinin neredeyse yarı maaşını aldığını öğrendiğini, bunu hem çok geç öğrenmenin hem de kurumunun saygınlığına olan inancının yitirmekten ötürü duyduğu üzüntüyü benimle paylaşmıştı. 

Siyaset konusuna gelince, eşitsizliğin en somut ve derin gözlemlendiği alanlardan biri siyaset.  Eşbaşkanlık sistemi ile DEM Parti hariç tutulursa, kadınların temsil seviyesi ve karar mekanizmalarında yer bulabilmesi tüm partilerde hala çok düşük. Türkiye’de siyaset güç üzerinden şekilleniyor.

“‘ERKEKLİK NEDEN BELİRLEYİCİ?’ SORUSUNA YANIT ARADIM”

İş dünyası ve ilişkiler… Aslında toplumsallığın her alanında erkek egemen bir yapı ile karşı karşıyayız. İş dünyası ve ilişkiler alanına dair özel olarak neler söylemek istersiniz?

İş dünyası maalesef rakamların da gösterdiği gibi eşitsizliğin hüküm sürdüğü tüm kuralların erkekler tarafından şekillendiği bir alan. Bir kadının bu sistemde var olabilmesi ve ilerleyebilmesi için mevcut yapının kurallarına uyumlanması gerekiyor. 

Türkiye’de hâlâ kadınların istihdam oranı yüzde 30’lar civarında. Murat Yeşildere’nin de Erkek İş Dünyası videosunda vurguladığı gibi “Nasıl ekonomik kriz olmasın ki? Siz kaynaklarınızın yarısını kullanmıyorsunuz…”  

İş dünyasında cinsiyet eşitliğini dert edinen çok az sayıda kişi ve sivil toplum kuruluşu var. Bunlardan biri, tüm yönetim kurulu ve üyeleri erkek olan ve eşitliği savunan Yanındayız Derneği. Dernekten Serhan Ok videoda şöyle diyor: “Mevcut düzen, erkeklerin ciddi anlamda avantajına. Ben bu avantajdan niye vazgeçeyim? Bu göründüğünden daha zor bir konu.” 

Hakikaten de çok zor bir konu, koca bir iş dünyası erkeklerin egemen olduğu bir yapı ile ilerliyor. İş hayatında eşitliğin sağlanmasının ekonomik kazanımları konusunda tüm ekonomik aktörler düzeyinde eğitim ve atölye çalışmaları yürütmek gerekiyor. Bu kar odaklı sistemin değişebilmesi için aktörlerin “eşitliliğin sağlanması durumunda daha çok kâr-kazanç” elde edebileceklerine ikna olmaları gerekiyor. Eşitliğin, işleri daha kısa sürede bitirmek, daha kaliteli karar vermek, hata payının azalması, risklerin daha iyi önlenmesi gibi kazançlarını ortaya koymak gerekiyor. 

İlişkiler konusuna gelince, İlişkide Erkek videosu benim çekmekte en çok zorlandığım ve videoda kimlerin yer alması konusunda karar vermekte en zorlandığım çalışmaydı. Çünkü çok hassas ve özel bir alan. Bu konuda hem kendim ahkâm kesen biri rolü üstlenmek istemedim hem de çok iddialı ve kesin yargılarla konuşan kişilerin videoda yer almamasına dikkat ettim. 

Günümüzün değişen ilişki dinamiklerini ve görüşlerin çeşitliliğine dikkate alarak ilişkilerde “Erkeklik neden belirleyici?” sorusuna yanıt aradım. Kendi adıma öğretici bir video olduğunu söylemeliyim. 

Öğrendiğim en temel şey, erkeklerin erkeklik zırhını ya da gömleğini çıkarmalarının çok güç olduğu ve çoğu zaman buna dair istekli olmadıkları.  Sinir Bilim alanında uzman olan Dr. Kerem Dündar’ın sözü de bence çok yol gösterici: “Erkekler kırılganlığı öğrenmeliler.” Eğer “erkeklik egosu” diye bir şey varsa, egolarını daha doğrusu erkekliklerini aşarak “kırılgan” olduklarını kabul etmek ve bu kırılganlığı dillendirmek, erkeklerin hayatlarını sanıyorum ki kolaylaştıracak hem kendileri hem de ilişkileri açısından…  

Toplumsallığın geneline yayılan erkek egemen yapı, cinsiyet eşitsizliği ve kadınların ötekileştirilmesi yalnızca kadınları etkiliyor olamaz. Bu durumun erkekler üzerindeki etkilerine dair neler söyleyebiliriz? Çalışmalarınızda neleri fark ettiniz?

Benim bu alandaki çalışmalarımın temelini, erkekliğin ve cinsiyet eşitsizliğinin erkekler üzerinde yarattığı etkiyi anlamak oluşturuyor. Buradan hareketle hem kendime hem erkeklere şu soruyu soruyorum: “Neden erkekler cinsiyet eşitsizliğini sorun olarak görsün?” Aslında hazırladığım tüm videolar, bu soruya yalın ve kapsayıcı bir dille yanıt bulmayı çabalıyor.

Videolarda bu sorunun yanıtını, bu konuya kafa yoran erkek ve kadınlar veriyor. Tabii burada hayati olan husus, erkeklerin bu yanıtları dinlemek ve sonra eğer ikna olurlarsa kendilerinde bir değişimi-dönüşümü başlatmak istemeleri…     

Ben iki yıldır erkeklik konusuna kafa yoran biri olarak şu içgörüyü edindim: Erkeklerin çok büyük bir bölümü erkeklik konusunda konuşmayı tercih etmiyor. Erkekliğe dair sorgulamaları, erkekliğin kendilerine sunduğu avantajları ve yüklediği sorumlulukları, sohbet ortamlarında bile konu etmek istemiyor. 

Erkeklik, erkeklerin çoğu için “konuşulması zor ya da lüzumsuz” bir konu. Bu nedenle onları konuşma zeminine çekmek bile çok güç. Dolayısıyla, erkek egemen sistemin kendilerinde yarattığı etkiyi erkelerden dinlemek bu kadar güç iken, yola bu konuda konuşan ve yazanlarla ilerlemek ve diğerlerine de minik adımlarla ulaşmaya çalışmak gerekiyor.   

Biraz da sorunun çözümü bağlamına ilerleyelim isterseniz. Sizin üretimleriniz de çözüm bağlamında önemli bir rol üstleniyor. Başkaca neler yapılmalı?

Kendi adıma, erkeklik alanında çalışmaya “erkekliği anlamak ve erkeklerle iletişim kurarak ortak bir paydada buluşmak” amacıyla başladım. Şahsen, cinsiyet eşitsizliğinin çözümünün erkeklerin sürece dahil edilerek giderilebileceğine ve bunun için yine asıl çabayı maalesef yine biz kadınların göstermesi gerektiğine inanan bir feministim. Çünkü erkekleri içinde oldukları “erkeklik” zırhından çıkararak konuşmak için bile eşit bir zemine çekmek oldukça güç.  

Bu noktadan hareket ederek eşitsizliğin giderilmesi için atılacak her adımı ve mücadelenin yükünün tümünü kadınların ve LGBTİ+’ların omuzlarına yıkmak yerine, sürece küçük adımlarla da olsa erkekleri dahil etmenin ve “yandaş-yoldaş erkekler” bulmanın gereğine inanıyorum. 

Erkeklerin “Cinsiyet eşitsizliğinin neden bu kadar temel ve hayati?” sorunun yanıtı zihinlerinde net olarak karşılık bulması ve “eşitlikçi erkek” olmanın onlara sağlayacağı kazanımları görmesi için çabalayan aktivist ve sivil toplum kuruluşlarının sayısının çoğalması gerektiğini düşünüyorum.   

Münteha Adalı, Erkek İş Dünyası videosunda şöyle diyor: “Eğitimli erkekler bile eşitlik konusunda, samimiyet konusuna henüz gelmiş değiller. Erkeklerin konuşmama hâli!  Eşitlik yolundaki en önemli engel bu!” 

Benim edindiğim içgörü de bu tespite yakın “Eşitsizliğin müsebbibi erkeklik ise ve erkeklerin çoğu cinsiyet eşitsizliğini konuşmayı bile istemiyorsa, işimiz çok zor! Ama bu bizi bu alanda çalışmaktan alıkoyamaz, elbette!”   

Videoları çekmeden önce eşitsizliğin giderilebilmesine dair daha ümitliydim belki de. Maalesef o kadar derin ve kurumsallaşmış bir erkek egemenliği var ki önce zihinlerin değişmesi ve sonra değişim için adım atılması için çokça emek ve zaman gerekiyor.  Eşitliğin toplumsal düzeyde hem kadınlar hem erkeklere getireceği kazanımları çokça konuşmak gerekiyor. 

“Erkekler iktidarı elinde tutan ve avantajlı olan konumlarını bırakmayı neden istesin?” Bu sorunun yanıtını çok yalın ve ikna edici bir dille, çokça ve ısrarla dile getirmemiz gerekiyor. 

Erkek Medya videosunda erkek yöneticiler “Bizi bu konuda kadınlar eğitti” diyor. Yani yine biz, kadınlara daha çok iş düşüyor, evet ama erkeklerin de artık küçük de olsa adım atması gerekiyor.  

Ben kısa vadede konuşarak ve iletişim kanallarını açık tutarak, “eşitsizliğin hepimiz üzerinde yarattığı tahribatı ve kayıpları beraber bulalım ve oradan ilerleyelim” diyorum. Benim açımdan çözüm yollarından biri bu gibi geliyor. Ve tabii “başkaca neler yapabileceğimizi de birlikte düşünelim” diyorum.     

Son olarak, bu alanda üretmek oldukça kıymetli. Yeni çalışmalarınız olacak mı?

Erkeklik konusu Türkiye’de ve aslında dünyada da niş ama zengin bir alan. Erkeklik aklınıza gelebilecek her konuda size fikir ve proje üretme olanağı veriyor çünkü her şey erkek egemen!  Her konuda erkeği odağınıza alarak çalışabilirsiniz! 

Ek olarak şunu not etmem gerekiyor, bu alanda üretmek, en başında yaptığınız işin toplumsal karşılığının çok düşük olduğu ön kabulü ile yola çıkmanızı gerektiriyor. Ben bu gerçeği kabul ederek, yola devam ediyorum. Yani ben aslında toplumda pek de karşılık bulmayan bir alanda çalışıyorum. Hedef kitlem erkekler ve maalesef erkeklere cinsiyet eşitsizliğini konu alan bir içerikler ulaşmanız çok güç. 

Yine de azimliyim! Video projelerine bir süre ara vererek, yeni projeleri farklı mecralarda şekillendirmeyi planlıyorum. İşbirliklerine ve önerilere de açığım… 

Eril İktidarın Soyadı Dayatması Kadın Mücadelesiyle Devrilecek mi?

“ABD’de Hâlâ Siyah ve Kadın Bir Başkana Hazır Olmayanlar Var”

Tarımda Kadının Adı Var, Emeği Yok Hükmünde!