Okullar açıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın sayfasında, üniversitelerin sosyal medya hesaplarında yeni dönem eğitim-öğretim yılının iyi geçmesi için temenniler yapıldı. Ardından da yeni dönem yemek zamları açıklandı. Ege Üniversitesi örneğinde olduğu gibi yemekhane ücretlerinin yüzde yüz artırıldığı okulun sosyal medya hesabından duyuruldu. Kahvaltı, öğlen yemeği ve akşam yemeğinin güncel fiyatları ile bu yıl Ege Üniversitesi’nde okuyan bir gencin günlük yemek maliyeti 150 TL, aylık maliyeti 4500 TL şeklinde olacak. Devlet bursuna baktığımızda ise bu yıl aylık ücretin 2000 TL olacağını görüyoruz. Devlet üniversitesi yemekhanesinde dahi aylık ücretler bu durumdayken gençlerin 2000 TL ile sosyal ihtiyaçlarını bir köşeye bırakalım; barınma, sağlık, eğitim, gıda gibi temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağı büyük bir soru işareti.
Şu an verilen burs ile öğrencilerin günlük yemek ihtiyaçlarını karşılamaları dahi mümkün gözükmüyor. Üniversitede durum böyleyken ilkokul, ortaokul ve liselerde de maalesef durum bundan farklı değil. Bir önceki hafta öğretmenlere ve velilere beslenme krizinin derinleşmesi ile ortaya çıkan sorunların neler olduğunu ve çözüm önerilerini sormuştum. Bu hafta da kantincilere ve öğrencilere okullardaki beslenme konusunda yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini sordum. Şehirler, sınıflar farklı olsa da sorunlar hep aynı. Çözüm önerileri de yine kendilerinde saklı.
- Her geçen gün alım gücü düşüyor; ucuz, sağlıksız besinlere yönelim artıyor.
Öğrencilerin hepsine geçmiş yıllardaki okul yemek ücretleri ile şu anı karşılaştırmalarını istediğimde cevap genel olarak aynıydı. Hepsi alım gücünün düşmesinden bahsediyor, sadece karın doyurmaya odaklanabildiklerinden -onun bile mümkün olmadığı- zamanların arttığını dile getiriyorlar. İzmir’de okuyan üniversite öğrencisi, “Her geçen gün alım gücümüz azaldığı için beslenme rutinimiz de değişiyor. Daha sağlıksız besinler tüketiyorum öğünleri hazır gıdalarla atlatıyorum” şeklinde durumunu açıklıyor. İzmir’de devlet lisesinde okuyan bir öğrenci, “Eskiden her gün kantinden alışveriş yapabiliyorken şimdi evden kendimiz getirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullanıyor. Bursa’da okuyan bir lise öğrencisi ise “Geçmiş dönemlere kıyas yaptığımızda her dönem kantinlerden yaptığımız alışveriş maddi olarak daha da zorlaşıyor ve okulda 2 öğün yemek yemek daha da zorlaşıyor.” sözleri ile okul yemekhanelerinin de ücretlerine yetişemediklerini dile getiriyor.
- Öğrencilerin hiçbiri bu konu hakkında merkezi hükümetin bir şey yaptığını düşünmüyor.
Ankara’da özel lisede okuyan bir öğrenci, “Benim fikrimce hükümetin yaptığı hiçbir şey yok. Ülkemizde sağlıklı beslenmeye maddi gücü el vermeyenler var. Çocuklarda dengesiz beslenmeden kaynaklanan rahatsızlıkların fazlasıyla yaygın olduğunu düşünüyorum, bu yüzden hayır hiçbir şey yapmıyor.” diyerek beslenmenin eksikliği ile rahatsızlıkların artışının ilişkisini görüyor ve yetkililerin bir şey yapmadığını vurguluyor. Ankara’da okuyan üniversite öğrencisi ise “Pek bir bilgim yok fakat olsaydı durum böyle olmazdı diye düşünüyorum.” diyerek durumu özetliyor. İzmir’de devlet lisesinde okuyan öğrenci ise “Kamu ve aileler yılda 1-2 kez düzenlenen yerli malı haftaları hariç neredeyse hiçbir faaliyette bulunmuyor.” diyor.
- Gençler en çok makarna ve hazır noodle gibi gıdalarla besleniyor.
İzmir’de üniversitesi öğrencisine en çok yediği besini sorduğumda kısaca makarna diyebilirim şeklinde cevap veriyor. İzmir’de özel lise öğrencisi en çok tükettiği gıdayı “noodle gibi daha çok fast food tarzı oluyor.” şeklinde açıklarken İzmir’de devlet lisesinde okuyan bir öğrenci ise “ucuz olduğu için genelde herkes açma, gevrek alıyor sağlıklı şeyler çok tercih edilmiyor” diyor.
- Tüm öğrenciler okula aç gittiklerinde odaklarının dağıldığını, verimsiz bir gün geçirdiklerini söylüyor. Akademik başarı ile beslenmeleri arasında ilişki kuruyorlar.
Akademik başarı ve beslenme arasında oldukça yakından bir ilişki var. Tüm öğrenciler bunun farkında, değişimi hemen fark edebiliyorlar. Örneğin İzmir’de okuyan bir üniversite öğrencisi, “Özellikle de gelişim döneminde olan çocuklarda çok ama çok önemli bir şey sağlıklı beslenme. Bazen acele ile bir şeyler atıştırmadan okula gittiğim zamanlar kısa bir süre sonra daha verimsiz geçiyor gibi hissediyorum. Bu durumda zorunlu sebeplerden, maddi yetersizliklerden dolayı iyi beslenemeyen birini düşününce bunu yaşadığına emin oluyorum. Hem düzenli almamız gereken vitaminler var, kadınların çoğunda demir eksikliği var ve en büyük demir kaynağı kırmızı et, bugünün şartlarında kırmızı et almak gerçekten git gide lüks oluyor” diyerek vitamin- mineral eksikliklerinin de hayatlarını olumsuz etkilediklerini, kadın öğrencilerin sağlık açısından risk olduğunun altını çiziyor. İzmir’de özel lisede okuyan bir öğrenci de “Sınav haftalarımda eskiden stres yaptığım zamanlarda dengesiz ve saçma bir düzenle besleniyordum. Lakin son senelerde dikkat ediyorum ve odağımın arttığını düşünüyorum, açlık hissi ve mide rahatsızlığım olmadığı için.” diyerek sınav başarısına yeterli ve dengeli beslenmesinin de katkı sağladığını dile getiriyor. Ankara’da devlet lisesinde okuyan bir öğrenci, “Okulda şeker ağırlıklı şeyler yediğimizde daha çok uykumuz geliyor ama evden getirdiğimiz sağlıklı yiyecekleri yiyince daha verimli enerjik bir gün geçiriyoruz.” Şeklinde açıklama yaparak sağlıklı ve sağlıksız beslenme arasındaki farkı ortaya koyuyor. Ankara’da okuyan üniversite öğrencisi, “Sağlıklı beslenme ile okul başarısı ilişkisinde karşılaştığım örnekler genelde kırsal/köy kesiminden gelen ve oralarda kendi ürettikleri besinlerle beslenen kişilerin akademik başarısı ortalamaya nispeten neredeyse her zaman daha yüksek olduğu” şeklinde açıklama yaparak yerelden, sağlıklı ve ekolojik beslenmenin akademik başarıyı olumlu yönde etkilediğinin altını çiziyor.
- Okul yönetimleri ve kantinler farklı farklı uygulamalar yapıyor, ortaklık bulunmuyor. Genellikle okul yönetimleri bu konuyu görmezden geliyor.
Öğrencilerin odağı dengeli beslenmek değil, karnını doyurmak oluyor. Kantinlerin denetlenmemesi birçok soruna yol açıyor. İzmir’de devlet lisesinde okuyan bir öğrenci, “Öğrenciler olarak çoğumuzun aldığı harçlıklar günde 2 kez simit yemeye zor yetiyor. Tercihlerimiz damak zevkimize veya sağlığa göre değil de ne ucuzsa onu yiyelime dönüyor genelde poğaça simit vs. tercih ediyoruz. Okulda bir kez kantinde meyve salatası satışı olmuştu ancak kantinimiz bunu da fırsatçılığa çevirmiş ve salatanın içine bir tane taze meyve koymamıştı.” sözleriyle duruma bir örnek veriyor. Bazı okullarda herhangi bir uygulama olmadığını farklı şehirdeki öğrenciler dile getiriyor. İzmir’de okuyan üniversite öğrencisi, “Bazı okullarda bu maddi durumu kötü olan öğrencilerin tespit edildiği ve bir öğünlük yemek ücretlerinin karşılandığını biliyorum.” diyerek bazı iyi uygulama örneklerin de olduğunu ancak tüm ihtiyaç sahiplerine ulaşılamadığını söylüyor.
Özel okullar ile devlet okulları arasındaki eşitsizlik beslenme konusunda da bulunuyor. İzmir’de özel lisede okuyan bir öğrenci, “Bizim okulda söylenene göre öğle yemeklerini besin değerlerine göre veren ve menüyü hazırlayan bir diyetisyen varmış. Onun dışında daha öncesinde bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla konferans salonunda bir diyetisyenle anlaşıp bize sunum yapılmıştı.” diyerek durumu açıklıyor. İzmir’de devlet lisesinde okuyan öğrenci ise herhangi bir şey yapılmadığını söylüyor.
- Evden gelen destekler, harçlıklar sağlıklı beslenmeye yetmiyor.
Ankara’da okuyan üniversitesi öğrencisi gelen desteklerle aylık beslenme ihtiyacını karşılayamadığını söylüyor. İzmir’de okuyan üniversite öğrencisi de “Karşılayabiliyorum demek yerine karşılamaya çalışıyorum diyebilirim çünkü elimizde olan bütçeyle birkaç gün sağlıklı beslenmeye çalıştıktan sonra maddiyatı düşünerek birkaç gün de kötü beslenmek durumunda kalıyoruz (karbonhidrat ağırlıklı paketli gıda vs)” şeklinde benzer bir açıklama yapıyor. İzmir’de özel lisede okuyan bir öğrenci, “Okulumda öğle yemeği verildiği için harçlıklarla beslenme konusunda bir sorun yaşamıyorum. Fakat dışarıda arkadaşlarımla yemek yiyecek olsam elbette haftalık bir harçlık yetmez.” şeklinde açıklama yaparak okul yemeğinin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha gösteriyor. İzmir’de devlet lisesinde okuyan öğrenci ise sadece fiyatlar değil, kalitesiz yemeğin olması da büyük bir sorun olduğunun altını çiziyor: “Kantindeki fiyat ve çeşit sorunu çok büyük sadece harçlıkla ilgili değil paramızı kalitesiz yemeğe harcamak istemememiz yüzünden sıkıntı yaşıyoruz” şeklinde durumu ifade ediyor.
- Okul kantinleri gıda güvenliği konusunda yetersiz.
Bursa’da okuyan bir lise öğrencisi, “Sadece okul idaresine şikayet edebiliyoruz o da pek bir şeyi değiştirmiyor eğer farklı bir alan var ise çoğumuzun haberi yok. Hiçbir şeffaflık politikası yok ancak kantinci abi/ablalara sorduğumuzda bazen söylüyorlar onun da güvenilirliği kesin değil. Dikkatle denetlendiğini düşünmüyorum.” şeklinde durumu aktarıyor. Ankara’da okuyan üniversite öğrencisi, “Yemeklerde hangi standartlara dikkat ediyorlar ve denetleniyor mu bilmiyoruz.” açıklamalarıyla bilgi yetersizliğinin olduğunu dile getiriyor. İzmir’de özel lisede okuyan öğrenci, “Okulumuz nasıl denetleniyor bir fikrim yok lakin yeri geldiğinde kaliteli ve gerçekten lezzetli yemekler çıkarılırken bazen ise fazlasıyla yağlı, diğerlerine kıyasla daha kalitesiz yemekler önümüze gelebiliyor.” diyerek herhangi bir sürekliliğin olmadığının üstünde duruyor. İzmir’de okuyan üniversite öğrencisi ise “Geribildirimler pek dikkate alınmıyor hatta bazen ordaki yetkililerle konuşmamız gerektiği söyleniyor. Yemeğin içinden çıkan bir yabancı cisim sonrası denetim yapıldı fakat ilgili cisme rastlanmadı şeklinde açıklamalar yapılıyor.” diyerek gıda güvenliğinin olmadığı konusunda örnek veriyor. Bursa’da devlet lisesinde okuyan bir öğrenci herhangi bir geri bildirim mekanizmasının mevcut olmadığından, gıda güvenliğine dair bir şey yapılmadığından bahsediyor.
- Okullarda beslenme eğitimlerine dair herhangi bir şey yok.
Görüştüğüm tüm kişiler herhangi bir seminer, eğitim, çalışma olmadığını belirtiyor.
- Yedikleri yemeklerin içerikleri hakkında herhangi bir bilgiye sahip olamıyorlar.
İzmir’de okuyan üniversite öğrencisi menülerin aylık olarak çıktığını ancak kullanılan malzemeler ve maliyetleri hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söylüyor. Ankara’da özel lisede okuyan öğrencisi ise “Bize yemeklerde neler kullanıldığı hakkında hiç bilgi verilmedi. Gerçi soran ya da merak eden oldu mu bilmiyorum.” şeklinde durumu açıklıyor.
- Bütün gençler önerilerde bulunuyor.
İzmir’de okuyan üniversite öğrencisi, yemek işinin özel şirketlerden alınıp okul bünyesinde çalışacak aşçılar tarafından yapılması ve etkili bir geri bildirim ve denetim mekanizmasının olması gerekliliği üzerinde duruyor.
Bursa’da okuyan lise öğrencisi, kantinlere vegan/vejeteryan kişiler için seçenekler gelmesi gerektiğini, sağlıklı yemek alternatiflerinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor.
İzmir’de özel lisede okuyan öğrenci, “Bence en acilinden yapılması gereken şey okullardaki yemeklerin güzelce denetlenip kontrol edilmesi. Ve mümkünse öğrenciler için daha uygun fiyatlı hâle getirilmesi” şeklinde bir öneride bulunuyor.
Ankara’da devlet lisesinde okuyan öğrenci, “Ücretsiz yemek verilmesi gerekiyor, başarı bekliyorlarsa bunu da vermeleri gerek” diyerek sözlerini bitiriyor.