Geçen haftalarda öğrenciler, öğretmenler, veliler ve kantinciler ile günümüzdeki gıda krizinin hayatlarını nasıl etkilediğine dair konuşmuştuk. Her gün bire bir sorun ile muhatap olanlar çözümün ne olacağını çok net ortaya koyuyor. Gıda krizinin çözümünün bireysel olamayacağını acilen devlet politikasına ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
Yeni dönemde okul yemekhane ve kantin fiyatlarındaki artışlar, öğrencilerin kantin ve yemekhanelerin kapısından dahi geçemeyecekleri bir ortamı hazırlamış durumda. Kantin fiyatlarının artışı gençlerin harçlıklarına yansıyamadı. İzmir’in köklü liselerinden biri olan Bornova Anadolu Lisesi’nde gençler artan kantin fiyatları, kantincilerin kültürel olarak devam ettiği etkinliklere dair aldığı tutumlar sebebiyle kantin boykotu düzenlediler. Birçok okulda olduğu gibi Bornova Anadolu lisesinde de gençlerin bir öğün yemeye ulaşabilmeleri için aylık olarak 2300 lira ödemeleri gerekiyor, ancak bunun yanında kantinden alacakları su vesaire gibi temel ihtiyaçlar, ulaşım giderleri, kırtasiye, giyim, dershane gibi masraflarla birlikte bir öğrenci başına neredeyse TÜRK-İŞ’in yayınladığı bir ailenin aylık açlık sınırı ile eşdeğer miktarlara ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Ancak bu rakamlar bir gencin barınma dışındaki ihtiyaçlarına dahi yetemez hale gelmiş durumda.
Bornova Anadolu Lisesi’nde bir yıldır kantin boykotunu ören gençler ile görüştüm. Onların sorunlarını, beklentilerini, boykot devam ederken neler yaşadıklarını sordum.
- Kantin fiyatları çok arttı. Aynı ürün dışarıda satılan fiyattan daha pahalıya satılıyor.
İzmir Bornova Anadolu Lisesi 11.sınıf öğrencisi okullarında geçen senelere göre kantin fiyatlarının arttırdığını, yapılan boykotlar nedeniyle beslenmelerini daha çok evden getirmeye başladıklarını söylüyor. “Fiyatlara pek hakim değilim ama bir tavuk döner şu an 80 TL, su 10 TL okul için bence fazla. Okulda satış yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda fiyatların daha ucuza olması gerekir bence.” şeklinde fiyatların yüksekliğinden bahsediyor.
Başka bir 11. sınıf öğrencisi “paketli gıdalar genel bakkal fiyatlarından yüzde 20 civarı daha pahalı geçmişte de genel olarak bu şekildeydi” diyerek kantin fiyatları sorununun geçmişten bu yana sürdürdüğünü dile getiriyor. Başka bir öğrenci ise durumu “büyük bir artış söz konusu, en basitinden su 10 lira” şeklinde açıklıyor.
- Kantinde satılan gıdalar sağlıksız, kalitesiz ve besleyicilikten uzak.
İzmir Bornova Anadolu Lisesi 11.sınıf öğrencisi: ”Kantinde su ve bazı tostlar dışında belkide sağlıklı bir şey satılmıyor. Genel olarak su, tavuk döner, tost, sakız, gofret satışı yoğunlukta oluyor. Bunlarında pek sağlıklı olduğunu söyleyemem.” şeklinde açıklama yaparak sağlıksız içeriklerin çoğunlukta olduğunu vurguluyor.
Başka bir 11. sınıf öğrencisi “hamburger tost tarzı ürünler dışarıya göre ucuz ama 2 3 kat daha kalitesiz. Kesinlikle sağlıklı bir ürün yok her üründe olabildiğince kalitesiz malzeme kullanıldığı kolayca anlaşılıyor.” diğer öğrenci ise “Genelde paketli gıdalar satılıyor onu haricinde ise sağlık standartlarıyla alakası olmayan şartlarda üretilen tost gibi ürünler yapılıyor.” diyerek gıda güvenliğinin olmadığına dair sorunları da dile getiriyorlar.
Başka bir öğrenci “Okulda 2 seneye kadar birden fazla kantin bulunurken sayı şuan 1’e düşmüş bulunmakta, haliyle hem rekabet bitmiş hem de çeşit azalmış oldu.” şeklinde azalan çeşitlerin olduğunu dile getiriyor.
- Gençlerin kantine harçlıkları yetmiyor.
İzmir Bornova Anadolu Lisesi 11.sınıf öğrencisi: “Bir günde sadece kantinden alışveriş yapacak olursam en az 100 TL harcıyorum ki ayda 20 gün okula gidiyoruz dersek en az 2000 TL kantine gidiyor. Bu da harçlığımın büyük bir kısmı oluyor.” diyor.
Başka 11.sınıf öğrencisi ise “bugün kahvaltıya 105 TL öğle yemeğine 130 TL verdim galiba 1 sandviç, 1 tavuklu dönerli pilav, 1 ayran, 2 su parasına karşılık geliyor, ben şahsen zorlanmadan karşılayabiliyorum ama karşılayamayacak çok kişi tanıyorum okulumuzda.” diyerek günlük maliyetin 235 lirayı bulduğunu dile getiriyor.
10. sınıf öğrencisi ise bir öğün yemek ve su için 120 TL’ye ihtiyacı olduğunu dile getiriyor.
- Boykot sınıf sınıf büyüyor. Gençler boykot için evden yemek getirmeye çalışıyor.
İzmir Bornova Anadolu Lisesi 11.sınıf öğrencisi boykotun sadece kantin fiyatlarından değil okullarında yıllardır yapılan bazı etkinliklerini kantinciler şikayet ettikleri için ve bu etkinliklerin yapımını büyük oranda etkilediği için yapmaya karar verdiklerini söylüyor. Boykotun başlangıcına dair “Geçen yılki 12’lerin bize duyurmasıyla başlamıştı. Öğrenciler genelde evden getiriyorlar ama her zaman bunu yapamıyoruz tabii ki. Genel anlamda kendi aramızda organize ettik, bazı hocalarımız da boykot konusunda olumlu görüşlere sahip olduğu için boykota katılmadığını fark ettiği sınıflarda konuşmalar yaptı” şeklinde boykot sürecini açıklıyor.
Boykot sürecinin üst dönemlerin alt dönemleri örgütlemesiyle ilerlediğini, sürecin ders aralarında, koridorlarda ve okul bahçesinde yürüttüklerini dile getiriyorlar. Başka bir öğrenci ise “diğer sınıflarla birbirimizi sürekli boykot konusunda tembihliyoruz.” şeklinde süreci ilerlettiğini dile getiriyor.
Başka bir öğrenci ise “fiyatlar bir nebze kabul edilebilir bizim için belki ama okulumuzun yıllardır yapmış olduğu, öğrencilerin kendi içinde eğlendigi bu etkinliklerin yapımını şikayet ederek bu geleneklerimizin zamanla bitmesine sebep olacaklar ve bu hepimizi epey üzüyor.” şeklinde kantin sürecine dair sorunlarını dile getiriyor.
Öğrenciler süreci örebilmek için beslenmeleri evden getirmeye çalıştıklarını, su ihtiyaçlarını ise öğretmenler odasındaki çay ocağının arıtmasından karşıladıklarını dile getiriyorlar.
- Yönetim sessiz kalıyor.
Konuştuğum gençlerin hepsi boykot hakkında yönetimden kimsenin konuşmadığını ve herhangi bir adım atmadığını dile getiriyorlar. 11. sınıf öğrencisi “yönetim tabii ki çok fazla ses çıkmasına iyi gözle bakmıyor fakat içten içe onların da durumdan hoşnut olduğunu söyleyebilirim.” şeklinde durumu açıklıyor.
- Gıda hakkına erişimim çok zor.
Gençler gıda hakkına sahip olmadıklarını düşünüyor 11. sınıf öğrencisi“Gıda hakkımızı kantinden yapmamız mümkün değil. Kantinin genel olarak tutumunu yanlış bulduğumuz için ordan beslenmeme taraftarıyım.” diyor. Öğrencilerin hepsi “kaliteli gıdalara okul içinde erişebilmeliyiz” şeklinde gıda hakkına sahip olmaları gerektiğini dile getiriyor. Başka bir 11.sınıf öğrencisi “beslenme en temel haklarımızdan biri fakat devletin bu konuda yeterli özeni göstermediğini düşünüyorum.” şeklinde hakların korunmasında devletin adım atmadığını dile getiriyor.
- Burs sistemi yeterli değil.
Öğrencilerin hepsi okulun bir burs sistemi olduğunu ancak yeterli olmadığını dile getiriyor.
- Kantinciler sert ve uygunsuz davranabiliyor.
11. sınıf öğrencisi kantincilerin özellikle onlarla ikili tartışmaya giren öğrencilere karşı çok sert ve uygunsuzca davrandıklarını dile getiriyor. Başka bir öğrenci ise hiçbir tepkiye şahit olmadığını, sadece birebir konuştuklarında kibarca boykot hakkında kendi görüşlerini belirttiğini dile getiriyor.
11. sınıf öğrencilerinden biri kantine dair beklentisini “ders aralarında rahatça sosyalleşebileceğimiz sıcak bir ortam, gerek işletmecilerin tavrı ile gerekse de fiyatların cazibesiyle bu sıcaklık sağlanabilirdi fakat 2 kriterde de sınıfta kalıyor okulumuz.” şeklinde açıklıyor.
Son olarak öğrenciler, “kantin boykotunu gerekirse bir gelenek haline getirip bir değişikliğe sebep olmak istiyoruz.” diyerek sohbetimizi sonlandırıyorlar.
Soruları içtenlikle cevapladıkları için teşekkür ederim. Mücadelelerine sağlık!
Kantinciler Konuşuyor: Beslenme Krizinin Sorumlusu Biz Değiliz
Türkiye Geçinemiyor, Kriz Derinleşiyor, İktisatçılar Çözüm için Ne Öneriyor?