Sevgilinin Soğuk Eli ya da Han Kang

Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü’nü Güney Koreli yazar Han Kang aldı. Kitaplarını Aprıl yayınları Göksel Türközü çevirisiyle Türk okurlarına kazandırdı. Yazarın çevrilmiş dört kitabı var.

Vejetaryen; Rüyalar başlamadan önce Yonğhe ve kocasının hayatları gayet sıradandı. Evliliğin tekdüzeliğinde normal bir yaşam sürerlerken, Yonğhe rüyalar görmeye başladı ve vejetaryen olmaya karar verdi. Evdeki tüm etleri bir torbaya doldurdu. Kalamarları. Yumurtaları.
O hafta kocası, iş yerine ilk kez ütüsüz bir gömlekle gitti. Bu, korkunç değişimin başlangıcıydı. Han Kang bizleri cinselliği, şiddeti, ilişkilerimizi ve saplantılarımızı sorgulayacağımız rahatsız edici bir yolculuğa çıkarıyor.

Bu kitap 2016 Uluslararası Man Booker ve 2016’nın En İyi Kitapları Seçkisi Ödülünü aldı.

Çocuk Geliyor; Bak Coınğ Hi’ye 1979 yılında gerçekleştirilen suikastın ardından yeni iktidar yönetime geçmek üzere harekete geçti. 
Kore halkı demokrasinin daha fazla zarar görmesini istemiyordu, ülkenin dört bir yanında gençlerin başını çektiği protestolar başladı.

Ordu iktidara el koydu. 

Amaçlarının öğrenci ve işçi eylemlerini bastırmak olduğunu söylediler. 
Silahsız eylemcilere ateş açıldı, işkence edildi, sayısız insan tutuklandı.
Dokuz gün süren olaylar ardında binlerce yaralı ve hâlâ sayısı tam belirlenememiş yüzlerce ölü bıraktı. Olaylar Gwangju Ayaklanması ismiyle demokrasi tarihine geçti.

Han Kang, ölülerle, geride bıraktıkları yaşayan ölüler arasındaki ince çizgiden yazıyor.  Alacakaranlık kuşağına korkusuzca dalıyor, adalet ve demokrasi tarihinin kanlı bir sayfasını, günümüzdeki yansımalarının ışığında evrensel bir hikâyeye dönüştürüyor.

Çocuk Geliyor kitabı 2017’nin neredeyse tüm ödüllerini topladı.

Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü Finalisti
Amazon, 2017 Yılının En İyi 100 Roman Seçkisi
The Atlantic, 2017’nin En İyi Okumaları Listesi
San Francisco Chronicle, 2017’nin En İyileri Listesi
Library Journal, 2017’nin En İyi Kitapları Seçkisi
Huffington Post, 2017’nin En İyi Romanları Listesi 
Medium, Kong Tsung-gan 2017 İnsan Hakları Seçkisi En İyi Roman

Beyaz Kitap; Beyaz şeylerle ilgili yazmaya karar verdiğim bahar, ilk yaptığım bir liste çıkarmak oldu. Her bir sözcüğü yazarken tuhaftır, çok sarsıldım.  Bu kitabı mutlaka tamamlamak istediğimi ve yazım sürecinin bir şeyleri değiştireceğini hissettim. Yaraya sürülen beyaz merhem, üstüne sarılan beyaz sargı bezi gibi bir şeylerin gerekli olduğunu da. Zamana dair duyuların keskinleştiği anlar vardır. Böyle keskin zamanın kenarında, her saniye yenilenen şeffaf bir uçurumun ucunda ilerlemeye devam ederiz.
Cesur olduğumuzdan değil, başka bir çıkar yolu olmadığından.
 
Han Kang, hafızaya, geçmişe, kayıplara ve yeniden doğmaya dair epik bir anlatıya imza atıyor. Beyaz köpek ve kesme şekerle, anne sütü ve pirinçle insanın büyük çaresizliğini anlatıyor. Yıkıntılardan yeni hayatlar doğurmayı, acının coğrafyasını keşfetmeyi, kırılganlığı ve gücü, sıradan hayatın sıradan objeleriyle aktarıyor. Beyazın evreninden dünyaya eşsiz bir masal fısıldıyor.

Veda Etmiyorum; Üç kadının bakış açısından Güney Kore tarihinin en karanlık zamanlarını okuyacağız. Faili meçhullerin ve sivil katliamlarının damga vurduğu zamanları.   Jeju Adası’nda durmadan yağan kar ve dinmek bilmeyen fırtına eşliğinde hayatın sönmeyen ışığını arayacağız. Önümüzü görmemizi sağlayan, geride bırakılanlardan ve unutturulmaya çalışılanlardan yadigâr o ışığı. 

Zamanlar arası salvolar atıyor, geçmiş ile bugünü edebiyatla örüyor Han Kang, jenerasyonlar boyu taşınan sırları bir romana sığdırıyor. Güney Kore’nin travmatik hafızası aydınlandıkça dünyanın dört bir yanındaki okurlar kendi coğrafyaları ile barışıyor. Dostluğa övgünün, travmalara saygının ve unutmaya isyanın romanı: Veda Etmiyorum.

Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine 1901’den beri eserleri güçlü bir ideali ortaya koyan yazarlara takdim edilen bu ödül Han Kang’la beraber ilk kez bir Koreliye, hatta ilk kez Asyalı bir kadına takdim edildi.

Nobel Komitesinin başkanı Anders Olsson’un ifadeleriyle Han Kang, “beden ile ruh, canlılar ile ölüler arasındaki bağlantıya dair benzersiz bir farkındalık oluşturarak şiirsel ve deneysel tarzıyla çağdaş düzyazıyı” baştan karıyor. 

1970 yılında kendisi gibi roman yazarı Han Seung-won’un kızı olarak dünyaya geldi. Kardeşi Han Dong Rim de bir yazardır. Bazı eserlerinde de yer eden Suyuri’de büyüdü. Yonsei Üniversitesi’nde Kore Dili okudu. Günümüzde Seul Sanatlar Enstitüsünde yaratıcı yazarlık bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. 

Han’ın edebi kariyeri aslında tam olarak 23 yaşındayken Edebiyat ve Toplum dergisinde şiir yayımlamasıyla başlıyor. Kurgusal metinleriyse ancak 1 yıl sonra yayımlanıyor. 

Han Kang’ın çevirmeni, onu Türkçeye kazandıran, 1972 Ankara doğumlu, kendisi de Han Kang gibi Korece şiir yazmış, hatta “6. Yabancılar Arası Korece Şiir ve Kompozisyon Yarışmasında” ödül almış Erciyes Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Profesörü Göksel Türközü son söyleşisinde Han Kang’ın “Segili’nin Soğuk Eli” kitabını çevirip yayınevine yakın zamanda teslim ettiğini söylemiş. Ayrıca yine Han Kang’a ait “Yunanca Dersleri” kitabının çevirisinin devam ettiğini aktarmış. 

2024 Nobel Edebiyat Ödülü almış bir yazar olarak Han Kang’ın kitaplarının en kısa sürede raflardaki yerini alacağını düşünüyorum.

Murat Şahin’in Seçkisi: Gündemdekiler – 34

Antalya Küçük, Festival Büyük…