William I. Robinson
Gazze’de gözümüzün önünde yaşanmakta olan tarifi imkânsız vahşet ve İsrailli soykırımcılarla Batılı destekçilerinin yararlandığı mutlak dokunulmazlık, dünyanın her yerinde şok dalgaları yarattı ve Filistin’le küresel bir dayanışma intifadasını tetikledi. Filistinliler, hiç kuşkusuz, 75 küsur yıldır yerleşimci sömürgeciliğe, işgale ve apartheid’e karşı mücadele veriyor. Ancak soykırımın göze çarpan yönlerinden fazlası da mevcut. Soykırım bize hem geçmişi hem de geleceği; hem on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda zirvesine ulaşan Avrupa sömürgeciliğinin karanlık tarihinin dirilişini hem de eşi görülmemiş bir kriz karşısında yok etme dürtüsü su yüzüne çıkan küresel kapitalizmin geleceğine dair dehşet verici bir işareti gösteriyor. Bir an için Gazze’nin dehşetine birkaç adım mesafeden bakalım ve radikal sosyal bilimlerin alamet-i farikasının, anlamaya çalıştığımız olaylardaki yüzeysel görüntüyü altta yatan gerçeklikten ayırt etmek olduğunu hatırlayalım. Bu yöntem, manşetlerin “gürültülü mekanını” ve aktüel olaylar girdabını, bunlara daha derin anlamlar kazandıran, daha geniş tarihsel ve yapısal bağlama yerleştirmekle ilintilidir.
Küresel kapitalizmin krizi, yapısal anlamda, bir aşırı birikim krizi. Kronik durgunluk ulusötesi sermayenin politik ve askeri aracılarını muazzam bir yeni birikim alanları ortaya çıkarma basıncına maruz bırakıyor. Ancak kriz, ekonomik olduğu karar politik de. Neoliberalizm tarafından harcı karılan onlarca yıllık toplumsal çürümenin ardından artan eşitsizlik, yoksullaşma ve işçi sınıfıyla halk sınıflarının güvencesizliği, devletin meşruiyetini zayıflatıyor, ulusal politik sistemleri istikrarsızlaştırıyor, seçkinlerin kontrolünü tehlikeye düşürüyor ve neo-faşist bir Sağın yükselişine ivme kazandırıyor. Ukrayna ve Gazze savaşları, Washington ve Pekin arasındaki Yeni Soğuk Savaş paralelinde İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası sistemin büyük bir şiddetle çatlamasını hızlandırıyor ve dünya savaşı tehlikelerini artırıyor. İnsan uygarlığının temelini oluşturan gezegensel ekosistem, sınırsız küresel sermaye birikiminin etkisi altında çöküyor.
Bu çağ krizinin merkezinde, kapitalizme içsel en temel çelişki, sermayenin aşırı üretimi var. Son birkaç on yıldır, bu artık sermaye, olağanüstü düzeylere ulaştı. Önde gelen ulus aşırı şirketler ve büyük finansal işletmeler kar oranının düştüğü ve kurumsal yatırımların azaldığı dönemde rekor karlar kaydettiler. [1] Kapitalist çöküntünün işaretlerinden biri, tam da kar oranındaki bu düşüşün, kar kitlesindeki bir artışla aynı anda yaşanmasıdır. [2] Küresel ekonomi durgunlaşır ve şirketler karlarını yeniden yatırıma dönüştürmekten çok ellerinde tutarken, dünyanın en büyük gayrı-finansal şirketlerinin rezervlerinde bulunan toplam nakit miktarı, 2010’da 6,6 trilyon dolardan, 2020’de 14,2 trilyon dolara keskin biçimde arttı.[3] 1980 yılından bu yana kurumsal nakit rezervler ABD’de GSYH’nın yüzde 10’una, Batı Avrupa’da yüzde 22’sine, Güney Kore’de yüzde 34’üne ve Japonya’da yüzde 47’sine yükseldi.[4] Boş duran para, değeri genişlemediği için sermaye değildir. Genişlemeyen kapitalizm, durgun kapitalizmdir. Durağanlık -stasis- bir kriz halidir.
Ulus ötesi sermaye sınıfı (USS), harcayabileceğinden daha çok servet biriktirmiş oldu; bunun çok daha azını yeniden yatırıma dönüştürdü. Dünya çapındaki görülmemiş eşitsizlik düzeyleri veri alındığında, piyasalar doygunlaştı. 2018 yılında, insanlığın yüzde biri, dünyadaki servetin yüzde 52’sini ve insanlığın yüzde yirmisi yüzde 95’ini kontrol ederken, geri kalan yüzde 80 bu servetin yalnızca yüzde beşiyle idare etmek durumundaydı.[5] O zamandan beri küresel eşitsizlik yalnızca daha da derinleşti. Covid pandemisinin ilk 18 ayında, 2022 ila 2023 ortalarına kadar, dünyanın en büyük kurumsal tekelleri toplam net karlarını yüzde 52’lik bir sıçramayla, 1,8 trilyon dolar artırırken, işçiler toplamda 1,5 trilyon dolar gelir kaybettiler. [6] Finansal spekülasyon, borca bağımlı büyüme ve kamu finansının yağması kronik durgunluk karşısında geçici tedbirler olarak sınırlarına dayanıyor. [7] USS ve devletler içindeki aracıları, aşırı birikmiş sermayeyi boşaltmak için sürekli ve giderek umutsuzca yeni mahreçler aramayı sürdürmek zorundalar. Bu da sistemin daha da şiddetli, yırtıcı ve acımasız hale gelmesine yol açıyor.
Küresel şirketler ve politika dünyasının seçkinleri yirminci yüzyılın sonları ve yirmi birinci yüzyılın başlarındaki kapitalist küreselleşme patlamasından sonra ayyaşın akşamdan kalmışlığıyla uyanıp krizin kontrolden çıktığını kabul etmek durumunda kaldılar. Dünya Ekonomik Forumu, 2023 Küresel Risk Raporu’nda, dünyanın “gelecekteki benzersiz, belirsiz ve sarsıntılı bir on yılı şekillendirmek üzere birbirleriyle bütünleşerek” tırmanan ekonomik, politik, toplumsal ve iklimsel etkileri içeren bir “çoklu krizle-polycrisis” karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. [8] Yine de sermayenin sonsuz birikimini her ne pahasına olursa olsun genişletme dürtüsü, küresel hâkim sınıfın küresel kapitalizmin bu çağ krizine geçerli çözümler sunmasını imkânsız kılıyor. Davos seçkinleri krizi nasıl çözeceklerine dair ipucundan yoksun olabilirler ama hâkim grupların diğer fraksiyonları, bitmek bilmeyen politik kaosu ve finansal istikrarsızlığı küresel kapitalizmin yeni ve daha ölümcül bir evresine doğru nasıl evirebileceklerinin denemelerini yapıyor. Hâkim gruplar yüzlerini otoriterizm, diktatörlük ve faşizme dönerken konsensusa dayalı egemenlik mekanizmaları dağılıyor.
ARTIK SERMAYENİN ALTER-EGOSU VE TOPLUMSAL YENİDEN ÜRETİM KRİZİ
Aşırı birikim krizi, Marks’ın “kapitalist birikimin mutlak genel yasası” dediği bir süreçte, bu diyalektik birliğin iki uzlaşmaz kutbunu genişletirken, “artık sermaye” de kendi alter-egosunu “artık emekte” buluyor. Kapitalist küreselleşmenin son yarım yüzyılı, dünya çapında büyük yeni ilksel birikim ve sürgün süreçleri yarattı. [9] Yüz milyonlarca insan eski Üçüncü Dünyanın kırlarından sürüldü ve eski Birinci Dünya’da sanayisizleşmeyle yerlerinden edildi. Yapısal anlamda dışlanarak var oluşun kıyılarına sürülenlerden oluşan artık emeğin safları, toplumsal dağılma yaygınlaşır ve koskocaman bölgeler ve ülkeler çökerken, sayısal olarak milyarlara ulaştı. [10] Önümüzdeki yıllarda otomasyon, makine öğrenimi ve yapay zekâ temelli yeni teknolojiler çatışmalar, ekonomik çöküş ve iklim değişikliğinin ürettiği yerinden etmelerle birlikte “artık insanlığın” safları geometrik olarak çoğalacak. [11] Küresel kapitalizmin bu evresinde sistem, “artık insanlığı”; yani elbette proleterleştirilmiş ama sermayeye yedek işçi ordusu olarak hizmet edemeyecek denli kalabalık; tüketemeyen, huzursuz ve hareket halindeki insanları tarihsel anlamda görülmemiş düzeylerde çoğaltıyor. Bunların, olası son hamlesi yok etmek olan küresel polis devletiyle kontrol altına alınması zorunlu.
“Artık insanlık” terimi milyarlarca insanın gündelik anlamda yaşadığı sefaletin derinliklerini anlatmaya yetmiyor: yoksulluk, hastalık, işsizlik, evsizlik, yetersiz beslenme, toplumsal dışlanma, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, zorla göç, hapis, devlet şiddeti ve toplumsal şiddetin ve aşağılamanın diğer biçimleri. Sürgün edilenler, yasal veya fiili biçimlerde kriminalize edildikleri olağanüstü düşmanca ve kısıtlayıcı bir ortamda yaşamlarının yeniden üretimini güvenceye alma yolları bulmak için sürünmek zorunda. El koyma yarışı sürekli olarak daha da geniş yeniden üretim alanlarını kapatıyor. Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak için umutsuzca çabalayanlar kendi ıstırapları içinde başka ülkelerde iş bulmak üzere tehlikeli ve çoğu zaman ölümcül yolculuklara çıkma, taşıyıcı annelik yapma, (birçoğu da bu ticarete zorla maruz kalırken) kendilerini seks ticaretine sunma ve sermaye tarafından avlananların kendi çevrelerinde avlayacak başka kurbanlar bulması nedeniyle küçük suçlara ve toplumsal şiddete yönelecekler.
Hâkim sınıflar çetin bir sorunla yüz yüze: artık insanlığın aktüel ve potansiyel isyanı nasıl kontrol altına alınacak? Dünya çapında süren ve büyüyen halk protestoları karşısında kitlesel ayaklanmalardan korkuyorlar. Artık insanlık kitlesi milyarlarca insana ulaşınca belirli bir eşik aşılmış oldu. Sistem bu insanları top yekûn gözden çıkarabilir ve aslında çıkarıyor ve kapitalist yeniden üretimin zorunlulukları olarak kontrol ve yok etme stratejilerine yüzünü dönüyor. Gazze’deki yıkımın daha geniş arka planı budur. 2007’de abluka dayatıldığında ve bölge geniş bir açık hava toplama kampına dönüştüğünde, Gazze’deki Filistin proletaryası, İsrail ekonomisi için ucuz emek olarak hizmet etmez oldu. İsrail ve ulus ötesi sermaye için hiçbir faydası kalmamış olan Gazzeliler Orta Doğu ‘da küresel kapitalist genişlemenin önünü tıkıyorlar ve tam anlamıyla harcanabilir durumdalar. 7 Ekim 2023 tarihli Filistin direnişi saldırısı, tam da İsrail ve Suudi Arabistan’ın ilişkilerini normalleştirmek üzere olduğu ve bunun da Orta Doğu’yu istikrara kavuşturacağının, son yıllarda başlayan İsrail-Arap bölgesel ekonomik ilişkilerini derinleştireceğinin ve bölge çapında yeni bir ulus ötesi kurumsal ve finansal yatırımlar turunun önünü açacağının varsayıldığı bir dönemde yaşandı. Geniş resme bakıldığında, Gazze kuşatması soykırım yoluyla gerçekleştirilen bir ilksel birikim biçimi gibi görünüyor. [12]
Yaşanmakta olan soykırım tam da küresel kapitalist krizin dinamiklerinin hızlanmasıyla birlikte ortaya çıkan yüksek riskleri ülkelerin içlerine taşıdığı için dünya çapında hassas bir sinire dokundu. Küresel düzen daha da zehirli ve şiddetli egemenlik biçimlerine doğru sertleşirken, Gazze, işçi sınıflarını ve artık insanlığı bekleyen kaderin mikro kozmosu ve aşırı bir ifadesidir; hakim sınıfların kontrol tarzlarındaki yeni bir radikal evreyi, yeni kontrol ve kasaplık coğrafyalarının yaratılmasını sembolize etmektedir.
YOK ETME COĞRAFYALARI
Harcanabilir Filistin proletaryasının üzerine kilitlenmiş devasa bir açık hava toplama kampı olarak Gazze, artık insanlığı yönetmenin aşırı bir örneği olabilir, ama yine de söz konusu mega-hapishane coğrafyaları dünya çapında yaygınlaşıyor. 2023 yılında El Salvador hükümeti neredeyse hepsi genç işsizler ve yoksullardan oluşan 40 bin mahpusun üzerine kilitlenen, dünyanın en büyük, acımasız mega-hapishanesini, Terörizmi Kontrol Merkezi’ni açtı. El Salvador başkanı Nayip Bukele, bu yargısız mega-hapsetmenin simgelediği “sertleşme” programıyla ezici bir halk desteği elde etti. Gazze yok etme seçeneğini işaret ediyorsa, El Salvador da güvenlik yoksunluğunu maniple ederek ve kendileri de kronik yoksulluk, işsizlik ve yoksunluğun sonuçları olan suç ve toplumsal şiddet karşısında korkuyu tetikleyerek gerçekleştirilen bir artık emek kontrolü modeli sunuyor.
Artık insanlığı kontrol etme yöntemi olarak mega hapishaneler, dünya üzerinde büyük bir hızla yayılıyor. El Salvador hapishanesinin açılmasından sonra Brezilya, Çin, Türkiye, İrlanda, Tayland, Filipinler ve Hindistan, başka ülkelerle birlikte on binlerce insanı kapatacak benzer hapishane planlarını açıkladılar. 2016 ve 2021 yılları arasında Türkiye’de en az 121 yeni hapishanenin yapımına başlandı. Sri Lanka’da hükümet 2021’de ülke çapında – o yılın hapishane nüfusunun üç katından fazla olan- 100 bin insanın kapatılmasına imkân verecek 200 dönümlük bir hapishane kompleksi inşa etme planlarını açıkladı. Mısır, aynı yıl, 30 bin insanı kapatacak yeni bir hapishaneyi yakında açacağını ilan etti. Hapishaneler sadece ölçek olarak büyümekle kalmıyor coğrafi mesafeler anlamında da uzaklaşıyor -artık emeği iktidar ve servet merkezlerinin uzağında tutmak en iyisi. Dünyada zaten yaklaşık 200 kar amaçlı özel hapishane mevcutken, inşa edilmekte olanların çoğu -elbette yakışıklı karlar karşılığında- şirketlerle hapishane inşa et-yönet sözleşmeleriyle kurulan “kamu-özel ortaklıkları” biçiminde olacak. Kazakistan’da hükümet, 2025 itibarıyla en az 40 yeni hapishane inşaatı için bu tür özel kurumsal anlaşmalara girmiş durumda. [13] Artık emeği depolayan sanal şehirler, küresel polis devletini meşrulaştırıp geliştirecek otoriter, diktatöryel ve hatta faşist sistemlere doğru daha geniş bir hareketin parçası olarak, mülksüzleştirilen bir insanlık kitlesi üzerindeki yeni mekânsal kontrol biçimlerine işaret ediyor.
Kongo’da son yıllarda paramiliter ayaklanmalar ve çok uluslu askeri konuşlanmalar, çoğu Doğu eyaletlerinde bulunan yedi milyondan fazla insanı ülkenin bereketli altın, elmas, gümüş, kobalt, koltan, kalay, petrol, doğal gaz ve diğer rezervler dahil geniş mineral kaynaklarına daha fazla erişim sağlanması amacıyla yerinden etti. [14] Genelde etnik çatışma veya yerel fraksiyonlar arası politik kontrol mücadeleleri olarak yansıtılan bu durum, kapitalistler ve devletler tarafından kaynakları ele geçirmek amacıyla yürütülen ulus ötesi savaşların yakın nedenleridir ve burada küresel polis devletinin ikiz boyutu bütünleşmektedir: askerileşmiş birikim veya savaş ve fetih yoluyla sermaye biriktirmek ve kaynakları ele geçirmek ve bastırma yoluyla birikim veya işçi sınıfları ve halk sınıflarının kitlesel olarak bastırılması yoluyla sermaye biriktirmek. [15] Bazı hallerde taktik kitabının kaynağı sömürgecilik çağına dayanır. Etnik farklılıklar harlanmakta veya yaratılmakta, böylece fethin ve sürgünün kurbanları bölünebilmektedir. Kayırılan fraksiyonlara silah sağlanır ve sermayenin ziyafet sofrasından düşen kırıntılara el koymalarına imkân tanınır. Daha iyisi silahları dağıtıp ezilenlerin birbirini katletmesine izin vermek, sermayenin de, kargaşanın yarattığı izdiham ve insani krizlere dair konjonktürel açıklamalar içinde kaynaklara el koymasını sağlamaktır.
Sınırlar, egemenlik sahalarına ait fiziksel piyasalarından çok, sürgün edilenler üzerinde yoğun kontrolün uygulandığı eksenlere dönüşüyor. Daha da askerileşiyorlar. Kapitalist küreselleşmenin yarım yüzyılında, dünyada artık insanlığı içeriye kilitlemek veya dışarıda tutmak için en az 63 sınır duvarı inşa edildi. [16] Devletler tarafından uygulanan bastırmanın yanı sıra, ulus ötesi göçmenler insan kaçakçılığının, köle tacirlerinin, uyuşturucu çetelerinin ve diğer suç çetelerinin yırtıcılıklarına da maruz kalıyor. Ulusal yetki alanları arasındaki sınırlar savaş bölgelerine ve ölüm bölgelerine dönüştü. Filistin böylesi bir ölüm bölgesi, belki de en dikkat çekici olanı, çünkü işgal, apartheid ve etnik temizlikle bağlantılı. Sadece ABD-Meksika sınırında ve Kuzey Afrika-Orta Doğu-Avrupa koridorlarında ve artık insanlıkla küresel ekonominin yoğun birikim bölgeleri arasındaki sınır bölgelerinde on binlerce insan öldü. ABD sınır devriyesi 1998 ila 2023 arasında Meksika-ABD sınırında 7 binden fazla ölüm bildirdi ki bu muhtemelen büyük bir eksik tahmin çünkü bedenleri bulunamayanları veya bu uzun yolculuğu Orta Amerika ve Meksika üzerinden yaparken ölenleri dikkate almıyor. Akdeniz’deki ölüm rakamları şok edici- 2014 ile 2023 arasında 20 binden fazla insan boğuldu veya kayboldu. .[17] İsrail soykırımını tetikleyen 7 Ekim 2023’deki Filistin direnişi saldırısından sadece iki ay önce Suudi sınır muhafızlarının Krallıkta çalışmakta olan 750 bin Etiyopyalıya katılmaya çalışan Etiyopyalı göçmenlere uyarı yapmadan ateş açtığı ve soğukkanlılıkla yüzlercesini öldürdüğü bildirilmişti. [18]
Britanya hükümeti “artık emek” yönetiminin acımasız yeni biçimlerini devreye sokmakta öncülüğü üstlenmiş durumda. 2023’te, iltica isteyenleri mavnaları hapishane hücresi boyutundaki kabinlerle doldurarak ülke kıyılarının açığındaki yüzer hapishanelerde kilit altına almaya başladı. [19] Sonraki yıl ise iltica taleplerini işleme koymak üzere mültecileri binlerce mil ötedeki Orta Afrika ülkesi Rwanda’ya, yaygın insan hakları ihlalleriyle tanınan bir ülkeye göndermeye başladı. Temmuz 2024’te seçilen İşçi Partisi hükümeti programa son vereceğini ilan etse de diğer AB ülkeleri, bu öncülden yola çıkarak, kendilerinin de aynısını yapacaklarını ilan ettiler ve sınır dışı edilenleri taşıma ve işlemleri yönetmekle ilgilenen özel şirketler için yakışıklı karların üretilmesi süreciyle birlikte, iltica başvurucularını kamuoyunun gözünden gizleyip susturulabilecekleri uzak diyarlara sürgün edecek kendi sistemlerini kurdular. Britanya’dan ilk 300 iltica başvurucusunun sınır dışı edilmesinin fiyat etiketi dudak uçuklatacak bir tutar: 665 milyon dolar veya kişi başına 2,2 milyon dolar, yani sadece anlaşmaya varılan özel şirketlerin elde edeceği karlarla açıklanabilir küçük bir servet. [20] Uluslararası Af Örgütü, 2024 yıllık raporunda, dünya çapında çatışmalardan kaçan milyonlar mevcutken, göç idaresinin ve sınır denetiminin kapatma yerine dijital alternatifler, sınır dışsallaştırma teknolojileri, veri yazılımı, biyometri ve algoritmik karar alma sistemleri dahil kötü niyetli teknolojilerin yaygınlaşması temeline dayandığı belirtiyor. [21]
Gazze, Kongo ve diğer cehennem mekanları, soykırımın, gelecek on yıllarda sermayenin artık sermaye ve artık insanlık arasındaki zorlu çelişkiye ilişkin çözümünde güçlü bir araç haline gelebileceğini gösteren gerçek zamanlı alarm çanları. Politik kaos ve kronik istikrarsızlık sermaye açısından oldukça lehte koşullar yaratabilir. Bir zamanlar kendilerini temsil eden partiler tarafından terk edilen topluluklar etno-milliyetçi ideolojilere ve karizmatik politikacılara yönelirken, küresel polis devleti gözetim ve baskıyı artırırken, topluluklar yağmalanmaya, çevreleri zehirlenmeye ve harap edilmeye devam ederken ve gezegen dünya nüfusunun geniş bir kesimi için giderek yaşanmaz hale gelirken, bu uyarı borusuna kulak tıkamak zor. 2024 Uluslararası Af Örgütü raporu insan haklarında görülmemiş bir çöküş uyarısında bulunuyor, “hepsi de derinleşen küresel eşitsizliğin, üstünlük için yarışan süper güçlerin ve tırmanan iklim krizinin ortasında artan çatışmaların ve uluslararası hukukun neredeyse çökmüş olmasının korkunç sonuçları; endişe verici insan hakları ihlalleri ve çarpıcı uluslararası kural ihlallerinin oluşturduğu kasvetli bir tablo”. [22]
ÖLÜM VE YIKIM “PORTFÖYÜMÜZE GAYET UYGUN”
Tarihsel olarak savaşlar kritik ekonomik uyaranlar sağlayıp kapitalist sistemi birikim krizlerinden çıkarırken, dikkatleri politik gerilimlerin ve meşruiyet sorunlarının ötesine çekmeye de hizmet etti. Ama küresel polis devletinin yükselişiyle birlikte, şimdi niteliksel anlamda yeni bir şeyler de oluyor. Büyümenin sınırları yeni ölüm ve yıkım teknolojileriyle aşılmak zorunda. Dünyadaki her yeni çatışma durgunluğa karşı hareketin yeni karlı imkanlarının önünü açıyor. Sonsuz yıkım evrelerini takip eden yeniden inşaların dalga etkileri var. Sadece silah sanayisinin değil hepsi de küresel ekonominin merkezinde bulunan ulus ötesi finansal ve yatırım yönetimi tekelleriyle bütünleşmiş mühendislik, inşaat ve ilgili tedarik firmalarının, yüksek teknoloji, enerji ve sayısız diğer sektörün karlarını fitilliyor. Bunlar yeniden inşa patlamalarının kendilerini takip edeceği yaratıcı yıkım fırtınaları.
Ölüm, yıkım ve kargaşa, belki de soykırım, böylece, şiddet yoluyla birikim için yeni imkanlar yaratmakla sıkı sıkıya bağlantılı oldukları ölçüde, ulus ötesi kapitalizm için kalıcı yaşam boruları oluşturuyor. Rusya’nın 2022 Ukrayna işgali ve Gazze’de bir sonraki yıl başlatılan soykırım savaşı zaten küresel bir savaş ekonomisi olan ekonominin daha da askerileşmesinin önünü açtı. ABD yetkileri NATO’yu Rusya sınırlarına doğru genişletme hamlesinin nihayetince Moskova’yı askeri bir çatışmaya iteceğinin son derece farkındalar. Pentagon bağlantılı bir düşünce kuruluşu olan RAND kurumu, 2019 tarihli bir çalışmada, ABD’nin hedeflerini şöyle açıklamıştı: “Rusya’nın aktüel kırılganlıkları ve anksiyetelerinden Rusya’nın ordusunu ve ekonomisini ve rejimin yurtiçinde ve dışındaki politik pozisyonunu sıkıştırmanın bir yolu olarak yararlanabilecek geniş çaplı şiddet dışı önlemleri inceliyoruz”. [23]
ABD’nin ötesinde, tüm dünyadaki savaş stoklarında, Avrupa, Hindistan, Çin ve diğer yerlerde, Rus işgalinin ardından küresel askeri harcamaların geometrik biçimde yükseleceği beklentisiyle büyük artışlar yaşandı. [24] Boeing, General Dynamics, Lockheed Martin ve Raytheon Technologies’in delifişek bir danışmanının açıkladığı gibi: “Savunma sanayi açısından, mutlu günler geri döndü”. [25] Bir yıl sonra, Gazze savaşı İsrail’den ABD’ye ve diğer Batılı hükümetlere ve uluslararası silah tacirlerine akan milyarlarla birlikte askerileşmiş birikime taze uyaranlar sağladı. Dünyanın en büyük silah şirketlerinin çoğuna yapılan siparişler 7 Ekim 2023 saldırısından haftalar sonra rekor düzeylere ulaştı. [26] Gazze kuşatması, Morgan Stanley direktörlerinden birinin söylediği gibi “portföy(ümüz)e- gayet uygun gibi görünüyor”. [27]
Bu tür askerileşmiş birikim patlamaları, aşırı birikim krizinin biraz daha geleceğe doğru iteklenmesine yardımcı oluyor. Dünya kapitalizminin Büyük Depresyondan nihayet çıkabilmesi için İkinci Dünya Savaşı gerekmişti. Soğuk Savaş yarım yüzyıl boyunca askeri bütçelerin genişlemesini meşrulaştırdı, bunu ekonominin yüzyılın ilk yirmi yılında kronik durgunluk karşısında patlatılmasına yardımcı olan sözüm ona “teröre karşı savaş” izledi. “Teröre karşı savaşın” 2001 ila 2021 arasında 21 trilyon dolar maliyeti olduğu tahmin ediliyor. [28] Ukrayna’daki Rus işgali dünya çapındaki askeri harcamaları hızlandırdıysa da sürüp giden artışı yaratmış değil, dünya çapındaki devlet askeri harcamalarının 2008 küresel finans çöküşünün ertesinde 11 Eylül 2001 sonrasındaki harcama zirvesinin bile ötesine geçerek, 2008 yılında 1,5 trilyon dolardan 2023’te 2,3 trilyon doların üstüne çıkması çarpıcı – ayrıca bu durum Büyük Resesyonun ardından küresel ekonomide devam eden durgunlukla mükemmel biçimde uyuşuyor ve küresel ekonominin daha da askerileşmesinin güvenlik tehdidi algılarından ziyade bu kronik durgunluğa karşı bir yanıt olduğuna işaret ediyor. [29] Askerileşmiş birikim patlamaları aşırı birikim krizinin geleceğe doğru iteklenmesine yardımcı oluyorsa, bunlar aynı zamanda dünya çapındaki gerilimleri tırmandıran ve dünyayı tehlikeli biçimde tam anlamda büyük bir uluslararası yangına sürükleyen yüksek riskli bahisler.
Devletler baskıcı ve otoriter toplumsal denetim biçimlerine yüzlerini dönerken, birçoğu da genelde dinci mistisizm örtüsü altına gizlenen radikal muhafazakar toplumsal kısıtlamaları ikiye katlıyor. ABD’de kürtaj ve diğer üreme hakları geriletildi. 2022 Aralık ayında Endonezya hükümeti, ihlal edenler için ciddi hapis cezaları getirerek evlilik dışı yasal olmayan seksi yasaklayan yeni bir ceza yasası getirdi ve Endonezyalıların dinlerini terk etmelerini veya bir başkasını inançsızlığa ikna etmelerini de yasadışı kıldı. [30] Aynı ay, Afgan hükümeti yargıçların, şeriat hükümlerini zina yapanların taşlanması yorumuyla birlikte yakından takip etmelerini buyurarak kamuya açık infazları sürdürdü. İran’da Kürt bir kadının başörtüsünü düzgün takmadığı için polis tarafından tutuklandıktan sonra öldürülmesinin ardından yaşanan 2022-2023 halk isyanında hükümeti barışçıl yollarla protesto edenler hükümet tarafından ölüm cezasıyla sonuçlanacak biçimde “Allah’a karşı suç” işlemiş ilan edildiler.[31]
Savaşan iki rakip ordunun varlığı anlamında değil, küresel proletarya ve halk sınıflarının Kenya’dan Arjantin’e, Fransa’dan Birleşik Devletler ve Bangladeş’e her yerde hakim gruplar ve onların kontrol ettiği devletlerle karşı karşıya kaldığı küresel bir iç savaşın ortasındayız. Şu anda küresel kapitalizmin krizi hafifletecek bir radikal reforma gitme olasılığı ne? Aşağıdan direniş ve mücadele, sistemi servetin aşağıya doğru yeniden bölüşümüne ve amansız sermaye birikimi süreci üzerinde bir nebze olsun halk denetimine veya en azından kısıtlamalara dayalı kapsamlı bir yeniden yapılanmaya zorlayabilir mi? Aşırı sağ popülizm ve faşist tehdit böyle bir reform olmadığında yükselmeye devam edecek. Faşizm daima kapitalist krize yanıt olarak ortaya çıkan askeri, ırkçı ve şöven milliyetçiliğin üzerine inşa edilir. Gelecek belirsiz, çünkü sonuçlar uzlaşmaz toplumsal ve sınıfsal güçler arasındaki mücadelelere, bu mücadelelerden doğacak politikalara ve kendilerini genelde tahmin edilmesi zor biçimlerde ortaya koyan raslantısal koşullara bağlı. Ama kuşku yok ki, dehşet verici ayaklanmalar ufukta görünüyor.
William I. Robinson, sosyoloji profesörü, Kaliforniya Üniversitesi. Küresel kapitalizm, dünya siyaseti, sosyal teori ve Latin Amerika üstüne makaleler ve Global Civil War: Capitalism Post-Pandemic (2022) ve Türkiye’de de yayımlanmış olan Küresel Polis Devleti ve Küresel Kapitalizm ve İnsanlığın Krizi kitaplarının yazarı. Orijinali (https://thephilosophicalsalon.com/global-capitalisms-extermination-impulse/) The Philosophical Salon sitesinde yayımlanan bu yazı Fikir Gazetesi için çevrilmiştir.
Notlar:
[1] Rupert Neat, “World’s Biggest Companies Making $1Trillion in Windfall Profits,” The Guardian, 5 Temmiz 2023, https://www.theguardian.com/business/2023/jul/06/worlds-722-biggest-companies-making-1tn-in-windfall-profits
[2] Bakınız Karl Marx, Kapital, Cilt. III’deki tartışma (London: Penguin, 1981), Bölüm 3, “Kar Oranının Eğilimsel Düşüş Yasası,” özellikle s. 324-326,
[3] The Economist, “Hanging Together,” 16 Mayıs 2020, s. 60.
[4] Richard Dobbs, Tim Koller, Sree Ramaswamy, Jonathan Woetzel, James Manyika, Rohit Krishnan, and Nicoló Andreula, “Playing to Win: The New Global Competition for Corporate Profits,” McKinsey Global Institute, Eylül 2015, Executive Summary, file:///Users/user./Downloads/mgi%20global%20competition_executive%20summary_sep%202015.pdf, pp. 4
[5] Oxfam (London), Wealth: Having it all and Wanting More, on line erişim 4 Mart 2018; Oxfam website, http://policy-practice.oxfam.org.uk/publications/wealth-having-it-all-and-wanting-more-338125.
[6] Oxfam, “Inequality, Inc.: How Corporate Power Divides Our World and the Need for a New Era of Public Action, January 2023, https://webassets.oxfamamerica.org/media/documents/Inequality_Inc._k6NfmGq.pdf?_gl=1*1u7vifm*_ga*MTg1NjgxNjY3Ny4xNzA1NDY1ODg4*_ga_R58YETD6XK*MTcwNTQ2NTg4OC4xLjEuMTcwNTQ2NjEzMi42MC4wLjA
[7] William I. Robinson, “The Next Economic Crisis: Digital Capitalism and Global Police State,” Race and Class, 2018, 60(1):77-92.
[8] World Economic Forum, “The Global Risks Report 2023,” Geneva, 2023, https://www3.weforum.org/docs/WEF_Global_Risks_Report_2023.pdf
[9] Bakınız bölüm 2, William I. Robinson, The Global Police State (London: Pluto, 2020) içinde.
[10] Bakınız Robinson, age.
[11] William I. Robinson, Global Civil War: Capitalism Post-Pandemic (Oakland: PM Press, 2022).
[12] Ayrıntılı tartışma için, bakınız William I. Robinson, “Palestine and Global Capitalism: Why Genocide? Why Now?,” Journal of World-Systems Research, 30(1), 2024, https://jwsr.pitt.edu/ojs/jwsr/article/view/1264/1651
[13] Bütün bu ayrıntılar için, bakınız Penal Reform International, “Global Prison Trends 2022: New Prisons, Planning and Location,” https://www.penalreform.org/global-prison-trends-2022/new-prisons-planning-location/, and Penal Reform International, “Global Prison Trends 2023,”https://cdn.penalreform.org/wp-content/uploads/2023/06/GPT-2023.pdf
[14] United Nations International Organization for Migration (IOM), “Record High Displacement in DRC of Nearly 7 Million,” 30 October 2023, https://www.iom.int/news/record-high-displacement-drc-nearly-7-million
[15] Daha geniş tartışma için, bakınız Robinson, The Global Police State.
[16] Ainhoa Ruiz Benedicto, Mark Akkerman, and Pere Brunet, “A Walled World: Towards a Global Apartheid,” Transnatioan lnstitute, Amsterdam, 2020, file:///Users/user./Downloads/informe46_walledwolrd_centredelas_tni_stopwapenhandel_stopthewall_eng_def-1.pdf
[17] Bakınız Phil Hearse, “Climate Collapse Threatens Slide to Fascism and War,” LINKS, 23 June 2023, https://links.org.au/climate-collapse-threatens-slide-fascism-and-war
[18] Human Rights Watch, “They Fired on Us Like Rain: Saudi Arabian Mass Killings of Ethiopian Migrants at the Yemen-Saudi Border,” 21 August 2023, https://www.hrw.org/report/2023/08/21/they-fired-us-rain/saudi-arabian-mass-killings-ethiopian-migrants-yemen-saudi
[19] Amelia Gentleman, “’Cabins Slightly Larger Than a Prison Cell’: Life Aboard the UK’s Barge for Asylum Seekers,” The Guardian, 21 July 2023, https://www.theguardian.com/uk-news/2023/jul/21/life-aboard-bibby-stockholm-asylum-seeker-barge-home-office-tour
[20] Aljazeera, “UK Passes Law to Send Asylum Seekers to Rwanda After Months of Wrangling,” 23 April 2024, https://www.aljazeera.com/news/2024/4/23/uk-law-to-send-asylum-seekers-to-rwanda-passed-after-months-of-wrangling
[21] Amnesty International, “The State of the World’s Human Rights,” Annual Report 2023/24. https://www.amnesty.org/en/latest/news/2024/04/amnesty-international-sounds-alarm-international-law-flagrant-rule-breaking-governments-corporate-actors/.
[22] Age.
[23] James Dobbins et. Al, “Extending Russia: Competing from Advantageous Ground,” The Rand Corporation, 2019, https://www.rand.org/pubs/research_reports/RR3063.html..
[24] Sergei Kiebnikov, “War Stocks Are Surging As Russia-Ukraine Conflicts Rages On: Lockheed Martin, Northrop Up 20%,” Forbes, 4 March 2022, accessed on 12 Mart 2022 at https://www.forbes.com/sites/sergeiklebnikov/2022/03/04/war-stocks-are-surging-as-russia-ukraine-conflict-rages-on-lockheed-martin-northrop-up-20/?sh=26fe902c43f0; Asit Manohar, “Russia-Ukraine War: Defence Spending to Surge. Experts Bullish on These Stocks,” Mint, 2 Mart 2022, erişim 12 Mart 2022, https://www.livemint.com/market/stock-market-news/russiaukraine-war-defence-spending-to-surge-experts-bullish-on-these-stocks-11646209657963.html; Edward Helmore, “Defense and Cybersecurity Stocks Climb Amid Russia’s Invasion of Ukraine,” The Guardian, 28 Şubat 2022, erişim 12 Mart 2022, https://www.theguardian.com/business/2022/feb/28/defense-cybersecurity-stocks-russia-ukraine-eu.
[25] Lee Hudson and Connor O’Brien, “Russia Threat Sets Off Mad Dash for Defense Dollars,” Politico, 28 March 2022, https://www.politico.com/news/2022/03/28/russia-ukraine-defense-dollars-00020590
[26] Brett Wilkins, “Business of War is Booming as Orders Surge at Top Global Arms Firms,” Common Dreams, 28 Aralık 2023, https://www.commondreams.org/news/arms-trade-2666819054
[27] Eli Clifton, ”’Hamas Has Created Additional Demand: Wall Street Eyes Big Profits,” The Guardian, 30 Ekim 2023, https://www.theguardian.com/world/2023/oct/30/wall-street-morgan-stanley-td-bank-ukraine-israel-hamas-war
[28] Tom O’Connor, “’War on Terror” Cost U.S $21 Trillion, Its Conflicts Killed Nearly One Million, Report Shows,” Newsweek, 2 Eylül 2021, https://www.newsweek.com/war-terror-cost-us-21-trillion-its-conflicts-killed-nearly-one-million-reports-show-1625114
[29] Bakınız Robinson, The Global Police State, for details. See also: Statista, “Global Defense Spending from FY 2008 to FY 2022,” https://www.statista.com/statistics/859455/global-defense-spending/; Alex Irwin-Hunt, “Defence [sic] FDI and Military Spending Hits Record Highs,” FDI Insights, 20 Mart 2024, https://www.fdiintelligence.com/content/news/defence-fdi-and-military-spending-hits-record-highs-83607?xnpe_tifc=4kH7xfes4IYdxfHDxkYZxjpsafeWaeiWhFW9RkeZVusDx.xlnk4vaf4LVjncauUlrFUuxILN4.zJOFe_OFblb.bT&utm_source=exponea&utm_campaign=fDi%20-%20Intelligence%3A%20Graph%20Time%20-%20Newsletter%20-%2020.3.24&utm_medium=email
[30] Sui-Lee Wee, “In Sweeping Legal Overhaul, Indonesia Outlaws Sex Outside of Marriage,” The New York Times, 7 Aralık 2022, https://www.nytimes.com/2022/12/06/world/asia/indonesia-sex-gay-rights.html
[31] United Nations Office of the High Commissioner for Human Rights, “Iran: Stop Sentencing Peaceful Protesters to Death, Say UN Experts” 11 November 2022, https://www.ohchr.org/en/press-releases/2022/11/iran-stop-sentencing-peaceful-protesters-death-say-un-experts
Çarpık Bir Seks Anlayışı Yaygınlaşırken: Kadınları Değil Kapitalizmi Suçlayın