Giderek gelişen teknolojiyle birlikte dijital araçlar çocukların hayatlarını ve bu hayattaki şanslarını değiştirmeye devam ediyor.
Dijital teknoloji doğru, faydalı ve herkesin erişimine açık bir şekilde kullanıldığında çocukların hayatlarında köklü değişimlere neden olabiliyor.
Dijital dünyadaki hızlı değişimlere ayak uydururken çevrimiçi riskler ve tehlikelere karşı da teyakkuzda olmak gerekebiliyor.
Çocukların neredeyse doğumlarından itibaren teknolojiyle ve dijital araçlarla bir arada olduğu bu çağda, internet hem eğitim ve eğlence için harika birer araç olabilirken hem de kontrolsüz ve denetimsiz erişimle çocukların hayatını kabusa çevirebiliyor.
Fikir Gazetesi’nin 38. Sayısında manşetimize Dijital Bir Dünyada Çocuk Olmayı taşıyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız haberde çocukların haklarını, dijital araçların olası tehlikelerini ve dijital araçlara verilebilecek öncelikleri Çocuk Haklarını Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAV) Koordinasyon Kurulu’ndan Avukat Burcu Düzen, Çocuk Hakları Savunucuları Derneği (CHILDEF) Yönetim Kurulu Başkanı Merve Yüksek ve siyasal iletişim uzmanı Özlem Özmen ile konuştuk.
“ESAS OLAN BİLİNÇLENDİRMEK”
Dijitalleşme ve çocuk, bütüncül çocuk hakları politikasından ve bakış açısından hareket etmeyi zorunlu kılan bir alan. Bu alanda çocukları koruyan başlıca uluslararası düzenlemeler ise Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Lanzarote Sözleşmesi ve Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi’nden geçiyor.
BMÇHS’ye göre çevrimdışı dünyada olduğu gibi dijital ortamda da her çocuğun haklarına saygı duyulmalı, korunmalı ve hakları yerine getirilmeli. Lanzarote Sözleşmesi, temel anlamda çocukların çevrimiçi ve çevrimdışı ortamda istismarını önleme, koruma ve soruşturma ilkelerine bağlı olarak hareket ediyor. Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi ise “bilgisayar sistemleri üzerinden çocuk pornografisinin dağıtılmasını, üretilmesini, sunulmasını, erişim sağlanmasını, yayılmasını ve her türlü çocuk pornografisi içeriğinin bilgisayar sisteminde ya da bilgisayar verilerinin saklandığı herhangi bir cihazda bulundurulmasını” yasaklıyor.
Siyasal iletişim uzmanı Özlem Özmen Türkiye’nin mevcut politikalarının hak temelli olmak yerine güvenlikçi ve yasaklayıcı olduğu yere işaret ediyor: Sansür ve otosansür… Özmen dijital dünyada çocuklara yönelik ele alınması gereken perspektifi şu şekilde sunuyor:
“Bütüncül çocuk politikasıyla bakarsak çocuk hakları savunucularının dile getirdiği ‘Yasaklama, yönlendir’ sloganını öne alabiliriz. Bu açıdan baktığımız zaman çocukların oyun hakkı dahil, eğitim hakkı dahil, temel yaşam hakları dahil, onları koruma adı altında yasaklayıcı değil, aksine Lanzarote Sözleşmesi’nin de gereği olan devletlere düşen çocukların haklarını hayatta geçirme ve korumadaki yükümlülükleri yerine getirmesi.”
Çocuk Haklarını Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAV) Koordinasyon Kurulu’ndan Avukat Burcu Düzen yasal düzenlemelerden çok dijital dünyaya karşı alınabilecek önlemlere dikkat çekiyor:
“Genel olarak baktığımızda uluslararası standartları karşılayan yasal düzenlemelerimiz mevcut. Ancak burada esas olan çocuklarımızı ve toplumu internetin zararlarına karşı doğru şekilde bilinçlendirmek olmalı.”
YASAKLAMA, YÖNLENDİR
UNICEF Türkiye’nin tahmini hesaplamalarına göre 18 yaşından küçük çocuklar ve ergenler, tüm dünyadaki internet kullanıcılarının üçte birini oluşturuyor. Veriler böyle olunca ebeveynlere de çok iş düşüyor. Dijital bir dünyada çocuk olmanın yanı sıra ebeveyn olmanın zorlukları da hızla değişen teknolojilere ayak uydurmak ve bunlarla birlikte gelen riskler ve fırsatlar arasında denge kurmak olarak ailelerin karşısına çıkıyor.
UNICEF Türkiye ebeveynlere çocuklarını dijital dünyanın zararlarına karşı korumak amacıyla uygulayabilecekleri önlemleri şu şekilde sıralıyor: Çocuklarınıza sorular sorun, teknoloji kullanımının risklerini tartışın, aşırı teknoloji kullanımının altındaki sorunlara dikkat kesilin, evet ve hayır kuralları belirleyin, kullanıma sınırlamalar getirin, çocuklarla birlikte keşfedin, risklerden korumak için ne zaman geri adım atabileceğinizi bilin…
Dijital dünyanın riskleri dediğimizde ilk akla gelenler kişisel verilerin ihlali, siber zorbalık ve çocuk istismarı oluyor. Bu sebeple çocuk ve çocuk hakları alanında çalışmalar yapan uzmanlar aynı şeyi vurguluyor: Yasaklama, yönlendir.
Çocuk Hakları Savunucuları Derneği (CHILDEF) Yönetim Kurulu Başkanı Merve Yüksek, çocukları riskten korumanın en etkili yollarından birinin risklerin ne olduğunu çocuklara açık ve anlaşılır bir şekilde anlatabilmek olduğunu belirtiyor:
“Çünkü doğrudan o riske maruz kalan çocuklar oluyor. Fakat çocuk riskin ne olduğunu bilmediğinde, başına gelen şeyin onun için bir tehdit oluşturup oluşturmadığını anlayamadığında, o riskle baş başa kaldığında, bunu tanımlayamadığı için ifade edememiş de oluyor. İfade edemediği noktada da müdahale geliştirememiş oluyoruz. O yüzden ilk etapta en önemli şeyin dijital medya okuryazarlığının, sibel zorbalıkla mücadelenin, dijital alanda çocukların haklarının kendilerini ifade etme biçimlerinin ne olduğu, nelerin yanlış olduğu, nelerin doğru olduğu, bir riskle karşılaştıklarında nereye müracaat edebilecekleri ile ilgili düzenli olarak güçlendirilmelerinden geçtiğini düşünüyorum.”
ÇOCUKLARIN DİJİTAL HAKLARINA YÖNELİK MEVCUT DÜZENLEMELER
Türkiye’de dijital suçlar tek bir yasada düzenlenmiş değil. Türk Ceza Kanunu başta olmak üzere “İnternet Kanunu” olarak adlandırılan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun gibi özel düzenlemelerin olduğu yasalar mevcut. 5651 Sayılı Kanun, sadece genel internet kullanıcılarını değil, aynı zamanda çocukları da korumaya yönelik özel hükümleri içeriyor.
01/04/2023 tarihli ve 32150 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sosyal Ağ Sağlayıcı Hakkında Usul ve Esaslar” düzenlemesinde: “Sosyal ağ sağlayıcı, çocuk olduğu anlaşılabilen kullanıcılara sunulan içerik, reklam ve diğer hizmetlerde; çocuğun yaşı, çocuğun üstün yararının gözetilmesi, çocuğun fiziksel, psikolojik ve duygusal gelişiminin korunması, çocuğa yönelik cinsel istismar ve ticari sömürü risklerinin önlenmesi, çocuğa ait kişisel verilerin korunmasında yüksek düzeyde gizlilik ayarları ile asgari düzeyde veri işlenmesinin sağlanması ve sözleşme, kullanıcı ayarları ve veri politikaları gibi hususların çocuğun anlayabileceği şekilde sunulması hususlarında dikkate alır.” hükmü getirilmiş ve çocuklara özgü ayrıştırılmış hizmet detaylandırılmıştır.
Yine 5651 Sayılı Yasada erişimin engellenmesi kararlarında normal şartlarda mahkeme kararı aranırken çocukların cinsel istismarı suçunda adli mercilerin kararına gerek olmaksızın Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı tarafından, kendiliğinden erişimin engellenmesi kararı verilebiliyor.
ÇAÇAV’dan Avukat Burcu Düzen de gazetemize konuşan diğer uzmanlarla aynı noktaya dikkat çekiyor, mevcut düzenlemeler ve yasaklamalar yerine çocuklar başta olmak üzere toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor:
“Çocukların zararlı internet içeriğinden korunmasında; kullanıcı cihazlarına yüklenen filtreleme programları, Güvenli İnternet Hizmetinin kullanımı ya da içeriğe erişimin engellenmesi önleyici bir tedbir olsa da esas olan bilinçlendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması olmalıdır.”
ÇOCUKLAR İÇİN NE YAPABİLİRİZ?
Çocuklarının ve toplumun bilinçlendirilmesi denildiğinde hem ebeveynlere hem de çocuklar alanında çalışma yapan kurum ve kuruluşlara belirli görevler düşüyor.
Avukat Burcu Düzen çocukların mahremiyet haklarının korunması ve güvenli internet kullanımı için ebeveynlere yasal anlamda düşen sorumlulukları şu şekilde sıralıyor:
- Çocuklara, internet kullanımı konusunda rehberlik edilmeli ve çeşitli güvenlik önlemlerini alarak çevrimiçi ortamdaki hukuka aykırı ve zararlı içeriklerden çocuklarının korunmalarını sağlanmalı.
- Çocukların çevrimiçi ortamda kişisel bilgilerini paylaşmamaları, tanımadıkları kişilerle iletişim kurmamaları ve rahatsız edici durumlarla karşılaştıklarında yetişkinlere başvurmaları gerektiği konusunda eğitim vererek bilinçli ve güvenli internet kullanım alışkanlıklarını çocuklarına kazandırılmalı.
- Çocuklara dijital ortamlarda nasıl güvenli hareket edecekleri öğretilmeli ve çocukların online etkileşimleri takip edilmeli ve çocukların bir suça maruz kaldıkları düşünüyorlarsa derhal durumu yetkili kolluk veya savcılığa bildirmeli ve hukuki süreci başlatmalı.
CHILDEF Yönetim Kurulu Başkanı Merve Yüksek ise bakanlıkları işaret ediyor çocukların ve toplumun dijital dünyanın risklerine karşı bilinçlendirilmesinde önemli bir etkiye sahip olacak kuruluşlar olarak:
“Burada özellikle Millî Eğitim Bakanlığı’nın rolü çok önemli. Çünkü doğrudan ilköğretimde ve ortaöğretimde ulaştıkları çok fazla çocuk var. Okullar bu güçlendirme eğitimlerin verilmesi için oldukça önemli yerler. Çocukları güçlendirmek için kapsamlı eğitimler düzenlerken bir de çocuklara kulak vermek de çok kıymetli. Çocukların yaşadığı risklerin ne olduğunu onlardan duyduktan sonra müdahale geliştirilmesi çok önemli. Bu sebeple dijitalde yaşananların veyapılabileceklerin hem hükümetin hem sivil toplumun bir araya gelip tarayarak ortaya koyması çok elzem.”
“Burada en önemli görev tabi ki devlete düşmektedir” diye konuşan ÇAÇAV’dan Avukat Burcu Düzen, devletin, mahremiyet ve veri koruma mevzuatını düzenli olarak gözden geçirmesi ve çocukların mahremiyetinin kasıtlı veya kazara ihlallerini önlemesini sağlaması gerektiğinin altını çiziyor ve ekliyor:
“İnternet içerik düzenlemelerinde uluslararası iş birliği de önemli bir yere sahiptir. Bu iş birliklerinin en önemlilerinden biri olan INHOPE (International Association of Internet Hotlines), internet içerik ihbarlarını almakta, içeriği incelemekte, içeriğin nerede barındırıldığını tespit etmekte, ülke içinde barındırılan içerikler için adli mercilere, bazı ülkelerde yasal düzenlemelere bağlı olarak içeriğin çıkarılması için yer sağlayıcılar ve söz konusu internet sitesi ya da içeriklerin erişime engellenmesi için erişim sağlayıcılara durumla ilgili bilgi vermektedir.”
Türkiye’den BTK Bilgi İhbar Merkezi İhbarWeb de 2011 yılından bu yana INHOPE’a üye.
Siyasal iletişim uzmanı Özlem Özmen ise “Çocukların istismar ve ihmal başta olmak üzere haklarını gasp eden ve derin internet gibi çok ciddi sonuçları olan dijital riskleri bertaraf edebilmek için bu konuda çalışan STK’larla, çocuk hakları alanındaki uzmanlarla bir sosyal devlet çalışması yapmak, yürütmek elzemdir. Discord’un kapatılmasından pek çok mecranın yasaklanmasına kadar Türkiye’de bir sansür anlayışı var. Çocukları risklerden korumak mümkün. Ancak yasaklayıcı bir anlayışla değil. Bütüncül politikalar açısından bakarak… Çocukların katılım hakkını da gözetip çocukların da görüşlerini, yorumlarını içerecek anlayışla harekete geçmek, politikalar oluşturmak mümkün. Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere de pek çok alanda bunun adımlarını atmak gerekiyor.” diye konuşuyor.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ
Hayatın kaçınılmaz bir parçası haline gelen dijitalleşmede sivil toplum kuruluşlarına da önemli görevler düştüğünü hatırlatan CHILDEF Yönetim Kurulu Başkanı Merve Yüksek, bu alanda çalışan ve çocukları ve haklarını korumayı hedef alan birçok STK olduğunu vurguluyor. Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek, çocuklarının ihtiyaçlarına göre kapsamlı veri araştırmaları yapılması gerektiğini belirtiyor:
“Her hak ihlali aynı derecede önemli. Fakat sivil toplum çalışmaları bakımından da özellikle insan hakları izlemesi yapan örgütlerin, raporlama yapan örgütlerin, veri araştırması yapan örgütlerin, çocuklarla ilgili yaptığı araştırmalarda dijital alanda neler olduğunu, çocukların burada neler yaşadığını dikkat çekecek çalışmalar yapması için odaklarını bu tarafa getirmeleri çok önemli.”
UNICEF rakamlarına göre dünyada hala gençlerin yüzde 29’u (346 milyon) çevrimiçi erişime sahip değil. CHILDEF Yönetim Kurulu Başkanı Merve Yüksek çocukların dijital erişimlerinin önemini vurgularken dijital kanalların yetersizliğine de dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Çocuklara dijital alanda daha fazla kaynağı, daha fazla bilgiyi, onların yaşlarına, gelişimlerine ve ihtiyaçlarına uygun daha fazla dijital kanalın açılmasına yönelik çalışmaların da arttırılmalı. Çünkü her çocuğun dijital erişimi aynı değil. Bu alanda devletten ya da bakanlıklardan bir talep olduğu noktada sivil toplumun çocukların sesini gündeme alması gerekiyor.”
NE GİBİ ÇALIŞMALAR YAPILMALI?
Siber zorbalıktan dijital hak ihlallerine; internetin faydalı içeriklerinden zararlı yanlarına kadar hem Çocuk Hakları Alanında Çalışan Avukatlar Ağı’nda hem de Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Komisyonu’nda yer alan bir avukat olan Burcu Düzen dijitalleşmenin çocuklar üzerindeki etkilerini şu şekilde değerlendiriyor:
“Öncelikle, bilgi erişimi ve öğrenme olanakları açısından internet, çocuklara geniş bir bilgi yelpazesi sunarak eğitimlerini destekliyor ki bu durum aslında çocuğun bilge ve belgelere erişim hakkına da katkı sağlıyor. Yine farklı diller ve kültürlerle tanışma fırsatı sunarak gelişimlerine katkı sağlasa da internet; aynı zamanda çocukları zararlı içeriklere veya bağımlılık yapıcı oyunlara yönlendirebilecek bir platform. İnternet kullanımı çocukların gelişimi açısından son derece önemli olmakla birlikte, internetin doğru kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmalı.”
Çocuk Hakları Savunucuları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Merve Yüksek ise dijitalleşen dünyadaki çocuklar için yaptıkları çalışmaları şu cümleler ile özetliyor:
“Dijital alanda çocukların ifade özgürlüğüne yönelik efektif bir çalışma yürüttük. Yaptığımız çalışmada çocukların dijital alanda ifade özgürlüklerinin ne derecede korunduğu, ne derecede tehdit altında olduğu, burada ne gibi iyileştirmeler, da ne gibi hak ihlallerinin olduğunu ortaya koyan bir insan hakları ve izleme raporu oluşturduk. Çok yakında raporu kamuoyuyla paylaşacağız. Biz bu kadar güvenlik üzerine konuşurken aslında odağı çocuklar için güvenlikçi ve sınırlayıcı bir yere getiriyoruz. Bu sefer oranın onlar için bir kaynak ve bir ifade alanı olduğunu unutuyoruz. Bizim aslında dikkat çekmek istediğimiz tarafta bu.”
Nefret Suçlarıyla Mücadele Derneği Kuruldu: “Her Gün Ölümle Baş Başa Bırakılıyoruz”
AYM Kararına Rağmen Yetkileri Genişletilen Bekçiler ve İnsan Hakları Tartışması