ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi gecesi Amerikan savaş uçaklarını İran’daki üç nükleer tesisi bombalamak üzere göndererek ülkesini doğrudan İsrail’in İran’la yürüttüğü savaşa soktu. The Intercept’te Nick Turse imzasıyla yayımlanan habere göre, bu adım İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun haftalardır süren baskılarının ardından geldi.
Trump saldırıyı duyurduğu sosyal medya paylaşımında, “ŞİMDİ BARIŞ ZAMANI” ifadelerini kullansa da, bu açıklama ABD’nin bir başka Ortadoğu savaşına doğrudan müdahil olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 2024 seçim kampanyasını “yeni savaşlara girmeme” vaadiyle yürüten Trump, ikinci döneminin ilk büyük askeri operasyonunu İran’a karşı başlatarak bu çizgiyi çoktan aşmış görünüyor.
Trump, Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, “Fordow, Natanz ve İsfahan’daki üç nükleer hedef başarıyla vuruldu. Tüm uçaklarımız İran hava sahasından çıkmış durumda” dedi. Oysa The Intercept’in aktardığına göre, ABD istihbarat topluluklarının Mart 2025 tarihli resmi tehdit raporuna göre İran nükleer silah geliştirmiyor ve bu yönde bir hazırlığı da bulunmuyor.
“Nükleer tehdit” bahanesiyle genişleyen savaş
Yine The Intercept’te aktarıldığı üzere, ABD’nin saldırıları, İsrail’in ısrarla hedef gösterdiği Fordow’daki yeraltı nükleer tesisin de bulunduğu üç merkezi kapsıyor. Netanyahu’nun uzun süredir ABD’den talep ettiği 13 tonluk “bunker buster” bombalarının, bu saldırılarda B-2 tipi bombardıman uçaklarıyla kullanıldığı düşünülüyor.
Pentagon’un Sivil Koruma Mükemmeliyet Merkezi’nden yeni ayrılan uzman Wes Bryant, haberde yer alan değerlendirmesinde, bu saldırının Trump yönetiminin barış diplomasisinden tamamen uzaklaştığının bir göstergesi olduğunu ifade ediyor:
“Sadece birkaç gün önce ortada gerçek bir nükleer tehdit yoktu. Şimdi ise Trump, tamamen spekülatif bir gerekçeyle İran’a büyük bir darbe indirdi,” diyor Bryant.
Diplomasi çöküyor, müzakere kapıları kapanıyor
Haberde görüşlerine yer verilen RAND Corporation’ın eski kıdemli siyaset bilimcisi Jennifer Kavanagh’a göre, bu saldırılar ABD’nin güvenilirliğini ve diplomatik kapasitesini zedeliyor:
“İran artık ABD’yle masaya oturmak için bir neden göremiyor. Trump’ın verdiği hiçbir güvenceye inanılmayacak,” diyen Kavanagh, bu durumun aynı zamanda Putin’le yürütülen diplomatik süreçleri de tehdit ettiğini belirtiyor.
“Eğer ABD İran’a böyle davranıyorsa, başka hangi ülke onunla müzakereye oturur?”
Kongre yetkiyi geri istiyor: “Bu savaş bizim onayımızla başlamadı”
Haberde aktarıldığı üzere, saldırının ardından ABD Kongresi’nde iki partiden gelen isimler, Trump’ın yetkisini aşarak savaşa girmesini sert şekilde eleştirdi. Demokrat Ro Khanna ve Cumhuriyetçi Thomas Massie tarafından sunulan War Powers Resolution, İran’a karşı askeri güç kullanımının Kongre onayı olmadan yasadışı olduğunu savunuyor.
Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries’in de haberde aktarılan sözlerine göre, Trump kamuoyunu yanılttı ve ülkeyi savaşın içine çekti:
“Trump, barış sözü verdi ama bizi Ortadoğu’da yeni bir felakete sürüklüyor.”
Ortadoğu’da yeni bir çıkmaz mı?
Brown Üniversitesi’nin Costs of War projesinden elde edilen verilere göre, sadece son bir yılda ABD’nin İsrail’e sağladığı askeri yardım 18 milyar doları aştı. The Intercept’in belirttiğine göre Pentagon verileri, bölgede görev yapan 40 binden fazla Amerikan askeri ve Pentagon personelinin, İran’a müzahir milisler tarafından yaklaşık 400 kez hedef alındığını gösteriyor.
Yemen’deki Husi hareketiyle geçen ay varılan ateşkesin ardından, Husiler ABD’nin İran’ı bombalaması halinde yeniden Kızıldeniz’de Amerikan hedeflerini vuracaklarını ilan etti. The Intercept’e göre savaşın bölgesel yayılımı ve İran’dan gelebilecek misilleme tehdidi, Washington’u yeni bir çatışma sarmalına sürükleyebilir.
Trump’ın “barış zamanı” diyerek başlattığı bu askeri hamle, haberde belirtildiği üzere ABD’nin bir kez daha diplomasi yerine savaş alanını tercih ettiğinin göstergesi olabilir.
İsrail’in İran’a saldırıları sürüyor: Ortadoğu’da savaş yeni mi başlıyor?
Nükleer çifte standart: Orta Doğu’nun çıkmazı, Batı’nın ikiyüzlülüğü ve çözüm çağrısı
Liberal düzenin enkazı: Küresel ekonomi yeni bir karanlığa mı giriyor?