₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Bornova’da umutlu bir başlangıç: Engelli çalıştayından gerçek politikalara

İzmir’de son yıllarda “çalıştay” kelimesini o kadar çok duyduk ki, artık kimse şaşırmıyor.
Her konu için bir masa kuruluyor, birkaç güzel konuşma yapılıyor, ardından bir “rapor” hazırlanıyor… ve genelde her şey o raporun sayfaları arasında kaybolup gidiyor.

Engellilik alanında da durum farklı değildi.

Yıllardır toplandık, tartıştık, raporladık ama ne asansör tamir edildi, ne kaldırım düzeldi, ne de farkındalık kelimesi gerçek anlamına kavuştu.

İşte bu yüzden Bornova Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Engelli Çalıştayı, “acaba bu defa farklı mı olacak?” sorusunu yeniden gündeme getirdi.

Çünkü bu defa mesele sadece bir protokol gösterisi değildi.

Masada gerçekten engelliler, aileleri, dernekler, akademisyenler, aktivistler ve belediye temsilcileri vardı.

Yani bu kez “hakkında konuşulanlar” değil, “konuşanlar” oradaydı.

Sekiz masa kuruldu.

Erişilebilirlik, istihdam, toplumsal farkındalık, eğitim, bağımsız yaşam…

Ama en önemlisi, erişilebilirliğin sadece fiziksel alanlarla sınırlı olmadığı da konuşuldu.

Artık mesele sadece rampalar değil;  duyusal erişim (görsel-işitsel düzenlemeler, işaret dili çevirileri, sessiz alanlar), bilişsel erişim (anlaşılır dil, sade formlar, yönlendirmeler),
iletişimsel erişim (alternatif ve destekleyici iletişim yöntemleri, yazılı-görsel içeriklerin uyumu) ve nöroçeşitlilik dostu düzenlemeler de gündemin tam ortasındaydı.

Çünkü otizmli bir birey için gürültülü bir belediye binası da erişilemezdir,
işitme engelli biri için altyazısız bir video da, öğrenme güçlüğü yaşayan biri için karmaşık bir başvuru formu da. Yani engel çoğu zaman bedende değil, sistemdedir.

Bu sürecin fitilini aslında sahadaki bir sivil girişim ateşledi.

365 Gün Engelliyiz Platformu, her 15 günde bir farklı ilçede engelli hakları için imza kampanyaları düzenleyen, bağımsız bir topluluk olarak Bornova’da da masadaydı.

Tam da orada, imza kampanyası sürerken yanlarına uğrayan Bornova Belediye Başkanı, belki de son yılların en samimi itirafını yaptı:

“Bizim belediyemizin henüz bir engelli politikası yok. O zaman gelin, birlikte oluşturalım.”

İşte o cümle, masada oturan herkesin kulağında çınladı.

Çünkü genelde belediyeler “biz zaten yapıyoruz” der; ama bu defa biri “yapmıyoruz ama birlikte yapalım” dedi. Fark da zaten tam burada başladı.

Sürecin yürütülmesinde Bornova Kent Konseyi Başkanı’nın kapsayıcı yaklaşımı belirleyici oldu.

Yine Kedi Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen, Herkes İçin Turizm Derneği Başkanı Ali Aydoğmuş ve ÇÖYDER Başkanı Vedat Başer’in katkıları, çalıştayı sıradan bir toplantı olmaktan çıkarıp gerçek bir ortak üretim sürecine dönüştürdü.

Her biri kendi alanında hem bilgi hem de yürek koydu ortaya.

Elbette geçmişte de İzmir’de çalıştaylar yapıldı.

Ama çoğu “iyi niyet raporları” olarak raflarda yerini aldı.

Ne yazık ki tekerlekli sandalye hâlâ kaldırımlarda takılıyor, asansörler ya arızalı ya kilitli,
toplu taşıma uygulamaları görme engelliler için hâlâ erişilmez, ve otizmli bireyler için kentte hâlâ bir “sessiz oda” bile yok.

Yani raporlar çok, erişim hâlâ eksik.

O yüzden bu defa temkinli iyimserlik içinde olalım.

Bornova Belediyesi bu çalıştayın çıktısını sadece duvarda asılı bir tabloya değil,
bütçesine, hizmet planına, personel eğitimine, kent mimarisine yansıtabilirse — işte o zaman gerçekten değişim olur.

Aksi halde birkaç ay sonra yine Aralık gelir, “Engelliler Günü”nde bir iki etkinlik yapılır, birkaç teşekkür plaketi dağıtılır, sonra her şey kaldığı yerden devam eder.

Ama bu kez sahada umut var.

Çünkü bu defa masaya herkesin sesi yansıdı.

Ve belki de ilk kez bir kent, engelliler için değil, engellilerle birlikte bir politika inşa etmeye başladı.

Bornova’da başlatılan bu süreç, sadece bir belediyenin girişimi değil, aslında bir vicdan testi.

Eğer bu testten geçersek, sadece Bornova değil, İzmir de kazanır.
Yok eğer masa dağılırsa, yine o bildik hikâyeye döneriz:
“Bir rapor daha hazırlandı…”

Ama bu defa öyle olmasın.

Çünkü bu kentte bekleyen çok insan, çok umut, çok hikâye var.

Ve belki de yıllardır tekrarladığımız o cümle, nihayet gerçek olur: “Erişilebilir bir İzmir mümkün.”

Kapatıldı dediniz, hâlâ açık! Bu bir ihmal değil, bu bir suçtur

Herkes kendi hücresinde: İki taraflı düşünce hapishanesi

Sevgi bünyeye ağır geliyor

Erişilebilirlik raporları değil, özgürlük istiyoruz!