Teknoloji ve telif hakları arasındaki çatışma, yapay zeka alanında yeni bir boyuta ulaştı. Hollywood yıldızı Scarlett Johansson, OpenAI’a karşı Chat-GPT-4o lansmanında sesinin izinsiz kullanılması nedeniyle dava açtı. Bu dava, yapay zekâ şirketlerinin modellerini eğitmek için telif hakkı içeren materyalleri kullanma konusunda endüstrinin büyümesi sırasında en tartışmalı savaş alanlarından biri hâline geldi.
OpenAI’nin CEO’su Sam Altman, şirketin ürünlerine ilham veren 2013 yapımı distopik bilim kurgu filmi “Her” ile bağlantıyı açıkça belirtti ve hatta geçtiğimiz hafta film başlığını tweetleyerek bu bağlantıyı netleştirdi. Ancak Johansson pazartesi günü bir açıklama yayınlayarak, OpenAI’nin kendisine chatbot’un sesi olması için teklifte bulunduğunu, reddettiğinde ise benzer bir ses bulduklarını iddia etti. Johansson, yaşananlardan “şok olduğunu, öfkelendiğini ve inanamadığını” belirtti. Şirket ise sesin ondan esinlenmediğini ve farklı bir aktör tarafından kaydedildiğini savundu, ancak yine de chatbot’un sesini geri çekmeyi tercih etti.
Sosyal medyada Altman’a yönelik tepkiler yoğun oldu ve kullanıcılar onu etik olmayan davranışlarla suçladı. OpenAI, izinler veya telif hakları konusunda köşeleri kesmek, sonra da sonuçlarla başa çıkmak konusunda bir geçmişe sahip. Bu teknik, şirketin hızla büyümesine yardımcı olsa da, yoğun eleştirilere neden oldu.
Bu durum, yapay zekânın insanların yaratıcılık ve özgünlük haklarını nasıl etkileyebileceği konusunda önemli soruları gündeme getiriyor. Yapay zekâ seslerinin ünlü bir kişinin ayırt edici sesini kasıtlı olarak taklit etmemesi gerektiği konusunda bir fikir birliği var gibi görünüyor. Ancak, bu tür bir sesin kullanımı, özellikle de izinsiz olduğunda, hem yasal hem de etik olarak karmaşık sorunları beraberinde getiriyor.
Bu dava, yapay zeka teknolojisinin potansiyel kötüye kullanımı konusundaki endişeleri ve fikri mülkiyet haklarının ihlal edilmesini önlemek için ünlülerin seslerini izinsiz çoğaltmadan koruma ihtiyacını vurguluyor. Ayrıca, yapay zeka şirketlerinin, telif hakkı içeren materyalleri kullanarak modellerini eğitme yöntemlerini de sorgulayacak gibi görünüyor.
Bu dava, yapay zeka ve telif hakları arasındaki ilişkiyi yeniden şekillendirebilir ve yapay zekâ şirketlerinin, insanların yaratıcı eserlerini ve benzerliklerini nasıl kullandıkları konusunda daha fazla şeffaflık ve sorumluluk gerektirebilir. Teknolojinin hızla ilerlediği bir dünyada, bu tür etik ve yasal sorunlar, yapay zekânın toplum üzerindeki etkisini anlamak için hayati öneme sahip olacak.
Sahte Profillerin Sahte Yapay Zekaları Sahte İlişkiler Kurarsa…