Sahte Profillerin Sahte Yapay Zekaları Sahte İlişkiler Kurarsa…

Yapay zeka açısından epey verimli günler geçiriyoruz. OpenAI ve Google yeni araçları ve güncellemeleriyle gündemi işgal ederken, online flört sektöründe de ilginç bir tartışma başladı.

Kadınlara yazma önceliği vermesiyle tanınan flört uygulaması Bumble’ın eski CEO’su ve kurucusu Whitney Wolfe Herd, kısa süre önce San Francisco’daki Bloomberg Tech etkinliğinde yaptığı konuşmayla gündem oldu.

Wolfe Herd bu konuşmasında yapay zekanın yakın gelecekte bizim flört danışmanımız olabileceğini ve diğer insanların yapay zekalarıyla konuşup randevulaşabileceğini söyledi:

Flört danışmanınızın gidip sizin için diğer flört danışmanlarıyla randevulaşabileceği bir dünya var. O zaman 600 kişiyle konuşmak zorunda kalmayacaksınız.”

Herd’ün bu söylemlerine gelen yorumlar karışık.

Bazıları gerçekten de flört uygulamalarında sürekli profil kaydırmaktan yorulduklarını söylüyor.

Olaya distopik açılardan bakmaya yakın okurlarsa Wolfe Herd’ün bu söylemlerini Black Mirror’a benzetmede gecikmedi.

Bazıları da yapay zekaya en mahrem bilgilerimizi vermenin gizlilik tehlikelerine, makineleri bizim temsilcimiz kılmanın etik sorunlarına dikkat çekti.

Peki bugün online flört dünyası ne durumda ve yapay zekayı yararımıza kullanabiliyor mu?

SÜREKLİ KAYDIRIYORUZ AMA YİNE YALNIZ KALIYORUZ

Bugün popüler olan online flört platformlarının önemli bir kısmı “kaydırma”ya dayanıyor. Konuya yabancı olan okurlar için açıklayalım:

Uygulamalara girip önce kendinize profil oluşturuyorsunuz. Hobilerinizi, yeteneklerinizi, yaşam tarzınızı milyonlarca kullanıcı arasında öne çıkabilmek için ballandıra ballandıra anlatmanız gerekiyor. Sonra da en güzel ve en “tarz” fotoğraflarınızı yükleyip profilinizi tamamlıyorsunuz.

Bunun ardından önünüze onlarca profil düşüyor. Bu profilleri beğenip beğenmemenize göre sağa, sola kaydırıyorsunuz.

Ancak uzmanlara göre bu durum, “kaydırma yorgunluğu” diye bilinen bir olguya yol açıyor. Bu uygulamaların kişiyi metalaştırarak kaygı bozukluğuna yol açtığını kanıtlayan araştırmalar da var.

Şubat 2023’te Viyana Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, kaydırma özelliklerinin kullanıcılarda kaygıyı, kendinden şüphe etmeyi ve şaşkınlık gibi duyguları tetiklediğini göstermişti. Bu flört uygulamalarını daha sık kullanan kişilerin kendilerini başkalarıyla kıyaslama ihtimallerinin daha yüksek olduğu ve yine kaygı nedeniyle çok sayıda potansiyel eşleşme arasında seçim yapamadıkları tespit edilmişti.

Belçika’daki Ottignies-Louvain-la-Neuve Üniversitesi’nden Jacques Marquet ve ekibinin 2023’teki araştırmasında da uygulamaların “profil bolluğunun” olumlu eşleşmeleri azalttığı ortaya çıkmıştı. Buna göre kullanıcılar, daima daha iyisini bulabileceklerini düşünüyor ve aramaya devam ediyor.

SAHTE PROFİLLER SORUNU 

Bu uygulamanın en büyük sorunlarından biri de sahte profiller. Hayır, insanların uygulamalarda kendilerini olduğundan farklı yansıtmasından bahsetmiyorum. O da bir sahtelik ya neyse…

Flört uygulamalarının çoğunda tamamen sahte olan, başkalarının bilgileri ve fotoğraflarıyla oluşturulmuş profiller var. Hatta şikâyet sitelerinde biraz gezindiğinizde, “Birileri Facebook fotoğrafımı kullanarak profil açmış” diyen çok sayıda kullanıcıyla karşılaşmanız mümkün.

SAHTE PROFİLLERİN SAHTE YAPAY ZEKÂLARI

Wolfe Herd’ün yakın gelecekte yapay zekalarımızın birbiriyle randevulaşacağını söylediği açıklaması işte bu noktada büyük bir soruna işaret ediyor.

Ya benim yapay zekâm, tamamen sahte bir profilin yapay zekasıyla randevulaşırsa? Bunun yaratacağı güvenlik açığının önüne nasıl geçeceksiniz?

Bumble ve Tinder da dahil olmak üzere sektörün ileri gelen uygulamaları, insanların kendilerini sergilediği profillere adeta göbekten bağlı. Bu yüzden de sahte profil ve belki de gelecekte “sahte profillerin sahte yapay zekâları” sorununun önüne geçmeleri mümkün görünmüyor.

Bunun önüne geçmenin tek yolu ise kullanıcıya mahremiyet ve gizlilik sağlamak olabilir. Ancak Bumble’ın veya diğer flört ve hatta sosyal medya uygulamalarının bu yola gireceğine dair en ufak bir ibare yok…

FLÖRT UYGULAMALARI YAPAY ZEKAYI NASIL KULLANIYOR?

Bugün online flört ve sosyal medya alanında yapay zekayı kullandığını iddia eden uygulamaların belirli yollar izlediğini görüyoruz.

Bunlardan biri yapay zekâ araçlarının sizin yerinize konuşması.

Örneğin WhatsApp ve Instagram, “Hey, sen şimdi bir ‘Merhaba’ demeyi başaramayabilirsin. En iyisi ben senin mesajını yapay zekaya yazdırayım. O da sana mesaj önerisi sunsun” diyor. Bu yolu tutan çok sayıda online flört girişimi ve platformu da var. Bunlar da kullanıcıya,

“Daha iyi flört etmeni sağlamak için senin yerine ben mesaj yazayım” seçeneğini çok zekice bir çözümmüş gibi sunuyor.

Benzer şekilde Google da sizin yerinize botların e-posta atmasını ve hatta görüntülü görüşmeleri bile onların yapmasını istiyor. Kısa süre önce konuştuğum üniversiteli genç bir arkadaşım, yapay zekanın e-posta önerilerini sürekli kullandığı için kendi başına e-posta yazmayı adeta unuttuğunu söyledi.

Peki daha güzel bir evrende yapay zekanın iletişim becerilerimizi kuvvetlendirmesi gerekmez miydi?

MAKİNE-İNSAN ROMANTİZMİ ÇÖZÜM OLUR MU?

Flört ve ilişkiler söz konusu olduğunda yapay zekayı bir de “sanal sevgili” rolünde görüyoruz.

Bu alanda en öne çıkan uygulama Replika AI. Bu uygulamada kendi isteğinize göre sanal bir karakter inşa edip onunla flört ediyorsunuz, sevgili oluyorsunuz. Hatta evlendiğini iddia edenler bile var.

Hem en mahrem sohbetlerinizi bu sanal karakterle yapıyor hem de giderek ona bağımlı oluyorsunuz. Sonra bu uygulamanın arkasındaki şirket, politikalarını güncelleme kararı alıyor ve bir bakmışsınız artık bu sanal sevgilinizle cinsel içerikli sohbet etmeniz yasaklanmış.

Bu gerçekten de yaşandı ve Replika kullanıcılarının isyan etmesine sebep oldu. Şirketin cinsel içerikli konuşmayı yasaklamasıyla birlikte kullanıcılar bir anda aydınlanma yaşadı ve özel hayatlarını aslında bir şirkete teslim etmiş olduklarını fark ettiler.

İNSANLAR ARASI İLİŞKİLERİN GELİŞTİRİCİ ETKİSİ NE OLACAK? 

Yalnızlığın çaresini sanal arkadaşlarda aramanın akıl sağlığına yönelik tartışmalı etkileri de olabilir. Mesela bazı uzmanlar psikolojimizin kötü etkileneceğini düşünüyor.

Nitekim Replika gibi uygulamalar ilk çıktığında onlarca kullanıcının yapay zekâ sohbet botlarını taciz etmeye çalıştığını gördük.

İnsanların, karşısındaki gerçek bir karakter olmadığında, neler yapabileceğini, sınırları ne denli zorlayabileceğini tahmin bile edemeyiz!

Ayrıca insanlar arasındaki etkileşim, bireylerin kendini gerçekleştirmesi ve geliştirmesi için elzem değil mi? Yapay zekâ flört botları insanların komutlarına göre şekil aldıkları için bu ilişkiyi sağlamaları imkânsız gibi görünüyor.

ANLAYIŞIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR

Yazıyı sonlandırırken başa dönelim. Wolfe Herd’ün sözleri bana uzak gelmiyor. Çünkü yakın gelecek yapay zekayla son derece entegre.

Ancak hem sosyal medya şirketleri hem de yapay zekâ geliştiricileri insanlığın yararı yerine kâr hırsını öne koydukları sürece distopyalar yaratmaya devam edecek.

Bu distopyalarda robotların silahlanıp sokak ortasında insanları vuracağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Bu distopyalar mahremiyet ihlalleri, kaygı bozuklukları, yankı odaları, taciz ve güvenlik açıklarıyla dolu.

Üstelik biliyorsunuz, bunun sorumlusu yapay zekanın kendisi değil. Onu böyle kullanmayı seçen insanlar…

Hepimiz Taş Devrine Dönmek İsteyeceğiz

Yapay Zeka Sanatın Neresinde?

Kuantum Bilgisayarlar ve Yapay Zekâ İş birliği