Yangın ve Ötesi: İhmâl mi Kaza mı?

Diyarbakır-Mardin sınırında 20 Haziran Perşembe akşamı başlayan ve 15 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan yangının üzerinden yaklaşık bir hafta geçti. İçişleri Bakan yardımcısı Münir Karaloğlu, yaptığı açıklamada yangında 15 bin 100 dönüm arazinin zarar gördüğünü belirtti.

Gece saatlerinde çıkan yangının ardından CHP Bursa Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Orhan Sarıbal, yangın bölgesine doğru yola çıkmış ve Fikir Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunmuştu.

Yangının nasıl başladığı, yangın söndürme ekip ve ekipmanlarının yeterli olup olmadığı konusunda yangının çıktığı andan itibaren çeşitli tartışmalar yürütüldü. Mardin Tabip Odası yaptığı açıklamada, havadan müdahale edilmemesinin kayıpların artmasına neden olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi: “Yangının gece meydana gelmiş olması ve bazı yerleşim yerlerine ulaşımın zorluğu gibi sebeplerle karadan müdahalenin yetersiz kaldığı, yangına havadan müdahale edilmemesinin ve ilimizde yanık tedavi ünitesi bulunmaması sebebiyle çok sayıda hastanın civar illere sevk edildiği ve bu durumun yanık gibi acil müdahale gerektiren bir durum için yaşanan kayıpların artmasına sebebiyet verebileceği düşünülmüştür.”

Peki, yangın anız kaynaklı mı çıkmıştı yoksa bölgede faaliyet yürüten Dicle Elektrik Dağıtım AŞ’nin (DEDAŞ) ihmâli mi söz konusuydu? Bu alandaki tartışmalar da devam ediyor. Olayın ardından yürütülen soruşturmalar yangının elektrik kaynaklı olduğuna dair veriler sundu. Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanan raporda şu ifadelere yer verildi: “Yapılan tespitler ışığında, yangın sebebinin anızlardan kaynaklı olmadığı, elektrik hat ve direklerinin bakımsız ve tehlikeli olduğu, iletim hatlarındaki bakımsızlık, direklerin etrafında yangına karşı önlemlerin alınmaması, aşırı gerilimden kaynaklı ark oluşum yoğunlukları, yine ayrıca ilgili kurumun hemen yangının çıktığı günün ertesinde direkleri değiştirme ve onarımının yapılması ile delilleri karartma gibi gözlemlerden kaynaklı, oluşan yangının elektrik hatlarından kaynaklı olabileceği tespitleri yapılmıştır.”

Savcılık tarafından istenilen ve elektrik, harita ve ziraat yüksek mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda da yangının elektrik kaynaklı olduğunu belirtiyordu. Ancak, savcılık raporları yeterli bulmadı ve soruşturmayı genişleterek daha detaylı bir raporun hazırlanması gerektiğine yönelik bir karar aldı.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, yaptığı basın açıklamasında olaya dair çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Durumun iktidar tarafından çarpıtıldığını ve DEDAŞ’ın korunduğunu öne süren Sarıbal “Neydi konu? Anız mı elektrikten mi? Bir anız meselesine takılındı, duruldu. Vali açıklama yapıyor. Anızlardan kaynaklanan, anız yakmasından kaynaklanan yangın. Vali hakikaten anızın ne olduğunu biliyor mu merak ediyorum. Anız neydi? Peki aynı vali, aynı iktidarın aynı yapının bir ön yargı kültürü üzerinden meseleyi sadece anız yakmaya getirip dayatmasının anlamı ne olabilir? Çok net ve açık oraya gidip yerinde yaptığım tespitte bu yangının DEDAŞ’ın iletim hatlarından kaynaklandığını açık bir şekilde ortaya koyduk. Kaldı ki başka kanıtlar da vardı. Ama birçok kurum ve DEDAŞ da kendi açıklamasını yaparak ‘Bu yangın bizden kaynaklanmadı, bizden elektrik hatlarımızdan kaynaklanmıyor’ diye de bir açıklama yaptı. Bu kurumu bu kadar fütursuz hale getiren acaba valinin açıklaması mı? Vali bu açıklamayı yaparken hangi sahiplerle yaptı? Hangi araştırmayı yaptı? Hangi çalışmayı yaptı? Gidip gördük. Uzun yıllardır bakım görmemiş elektrik hatları. Yangının çıktığı o direğin hemen dibine kadar gittim. Yerinde gördüm. Bir çelik direk, arada bir ahşap direk, hiçbir tabanında betonlama yok, sabitleme yok, toprağa gömülü. Bir sonra yine bir çelik direk, ortaya servis, karmakarışık! Durum idare edilsin” dedi.

“DEDAŞ ÖNCEKİ YANGINDA KUSURLU BULUNDU”

Açıklamasında “DEDAŞ Saraydır” ifadelerine yer veren Sarıbal, “Her seferinde kendini kurtaracak, zenginliğine zenginlik katacak bir ilişki ağı içerisindedir. Bunun adını da doğru koymamız lazım. Bu topraklarda iktidarla bağı olmayan, Saray’la bağı olmayan hiçbir kuruluş devlet eliyle kartelleşip iktidar eliyle neoliberal, liberal düzenin sömürgeci kuruluşu olamaz. Ardı ardına raporlar geldi. Diyarbakır Belediyesi İtfaiye Dairesi geldi. Aynı şeyi söyledi. DEDAŞ’ın 2023 yılında geçen yıl yine bir yangına sebep vermesi ve bu yangın sonrası açılan davada kusurlu bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Hepimiz biliyoruz.”

2023 yılında yine bölge yakınlarında çıkan yangında DEDAŞ kusurlu bulunmuş ve tazminat ödemeye mahkûm edilmişti. Bahsi geçen yangında DEDAŞ’ın kusur oranı yüzde 70 olarak raporlara yansımıştı.

Konuyla ilgili tartışmalar sürerken Türkiye’nin pek çok yerinden yangın haberleri gelmeye devam ediyor. Bu bağlamda, uzmanlar yangın konusunda acil önemlerin alınması, bilinçlendirme çalışmalarının yapılması ve ekip ve ekipmanların genişletilmesi gerektiğine yönelik uyarılarını sürdürüyor.

Orman ve Anız Yangınları Üzerine: Ne Yapılmalı?

Yangınlara Hazır mıyız?