₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

AB’nin Yapay Zekâ Yasası Yürürlüğe Girdi: Şimdi Ne Olacak?

Avrupa Komisyonu’nun yapay zekâ yasasını önermesinin üzerinden 4 yıl geçti. Mayıs ayında onaylanan ve o zamandan beri merakla beklenen yasa nihayet yürürlüğe girdi.

Önceki aylarda kurulan Avrupa Yapay Zekâ Ofisi’nin üye devletlerle iş birliği içinde yasanın uygulanmasını ve yürürlüğe konmasını denetleyeceği duyuruldu.

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere, kuralların uygulanmasını denetleyecek ulusal yetkili makamları kurmak için Ağustos 2025’e kadar süre tanındı.

Bu sırada 700’den fazla şirket, yasaya erken uyum sağlamayı taahhüt edecekleri Yapay Zekâ Paktı’na imza atmayı planlıyor.

Yasanın etkileri hararetle tartışılırken Avrupa makamları bu sayede yapay zekâ yatırımlarını da artıracaklarını söylüyor. Buna göre 2024 sonuna kadar 1 milyar euroluk, 2030’a kadar da 20 milyar euroluk yapay zekâ yatırımı yapılacak.

YASADA RİSK DERECELERİ BELİRLENİYOR

Yasa kapsamında yapay zekâ uygulamaları için 4 temel risk derecesi belirlendi:

  1. Kabul edilemez risk
  2. Yüksek risk
  3. Sınırlı risk 
  4. Asgari risk

“Yüksek riskli” olduğu düşünülen yapay zekâ uygulamaları için yasa kapsamında katı yükümlülükler getiriliyor. Bunlar arasında yeterli risk değerlendirme ve azaltma sistemleri hazırlama, önyargı riskini en aza indirmek için yüksek kaliteli eğitim veri kümeleri oluşturma, rutin aktivite kaydı tutma ve uyumluluğu değerlendirmek için modellere ilişkin ayrıntılı belgelerin yetkililerle paylaşılması zorunluluğu yer alıyor.

Yüksek riskli yapay zekâ sistemlerine örnek olarak otonom araçlar, tıbbi cihazlar, kredi karar sistemleri, eğitim puanlama sistemleri ve uzaktan biyometrik tanımlama sistemleri verilebilir.

Yasa ayrıca, risk düzeyi açısından “kabul edilemez” görülen her türlü yapay zekâ uygulamasının tamamen yasaklanmasını da öngörüyor. Bunlar arasında, vatandaşları verilerinin toplanması ve analizi temelinde sıralayan “sosyal puanlama” sistemleri, suç öngörüsüne (yani olayları önceden tahmin etmeye) dayalı polislik sistemleri ve işyerlerinde veya okullarda duygu tanıma teknolojisinin kullanımı yer alıyor.

Tüm yapay zekâ sistemlerinin yaklaşık yüzde 15’inin bu katı düzenlemelere tabi olması bekleniyor.

Öte yandan Avrupa Komisyonu sözcüsü Thomas Regnier’e göre, yapay zekâ şirketlerinin yaklaşık yüzde 85’i çok az düzenleme gerektiren “asgari risk” kategorisinde yer alıyor. 

BÜYÜK YAPAY ZEKÂ FİRMALARINA NE OLACAK? 

OpenAI, Google ve Anthropic gibi büyük yapay zekâ şirketleri ise “genel kullanımlı yapay zekâ” olarak kabul ediliyor ve asgari risk kategorisinde yer alıyor. Bu şirketlerin telif hakkı yasalarına uyduklarını kanıtlamaları, eğitim verisi özeti yayınlamaları ve siber güvenliği nasıl koruduklarını göstermeleri gerekecek. 

AB yetkilileri ayrıca açık kaynaklı üretken yapay zekâ modelleri için bazı istisnalar ortaya koyacaklarını söylüyor.

Öte yandan bazı büyük şirketlerin şimdiden Avrupa’dan çekilme hamleleri yaptığı da görülüyor. Örneğin Meta, geçen ay açık kaynaklı LLaMa yapay zekâ modellerini AB’de kullanıma sunmayacağını duyurmuştu. Bunun nedeni de birliğin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) adlı gizlilik yasasıydı. Şirket yeni yapay zekâ sisteminin bu yasaya uyup uymadığı konusunda belirsizlik olduğunu belirtmişti.

Nitekim şirkete daha önce, GDPR’yi ihlal edebileceği gerekçesiyle yapay zekâ modellerini AB’de Facebook ve Instagram’dan gelen gönderiler üzerinde eğitmeyi durdurması emredilmişti.

KURAL İHLALİ DURUMUNDA NASIL CEZALAR VERİLECEK?

AB Yapay Zekâ Yasası’nı ihlal eden şirketlere, en az 7,5 milyon euro (veya küresel yıllık gelirlerinin yüzde 1,5′i) para cezası verebilecek. Bu rakam 35 milyon euroya (veya küresel yıllık gelirlerinin yüzde 7′si) kadar çıkabilir.

Yasa kapsamında öngörülen para cezaları, Avrupa’nın katı dijital gizlilik yasası GDPR kapsamındaki olası para cezalarından daha yüksek. Şirketler, GDPR ihlalleri için 20 milyon euroya (veya yıllık küresel cirolarının yüzde 4) kadar para cezasıyla karşı karşıya kalıyordu.

NE ZAMANDAN İTİBAREN GEÇERLİ OLACAK?

Ancak şunu da belirtmekte fayda var ki, Yapay Zekâ Yasası yeni yürürlüğe girmiş olsa da yasa kapsamındaki hükümlerin çoğu en azından 2026′dan önce yürürlüğe girmeyecek.

AB makamları yasanın hükümlerini aşamalı olarak yürürlüğe sokmayı planlıyor.

Genel amaçlı yapay zekâ modelleri için kurallar 12 ay sonra geçerli olacak. Ancak halihazırda ticari kullanıma açık olan OpenAI’nin ChatGPT’si ve Google’ın Gemini’yı gibi üretken yapay zekâ araçlarına sistemlerini yasayla uyumlu hale getirmek için 36 aylık bir “geçiş süresi” tanınacağı belirtiliyor.

Kabul edilemez derecede riskli yapay zekâ sistemlerine ilişkin yasaklarsa 6 ay sonra yürürlüğe girecek.

“GÜVEN SORUNUNU ORTADAN KALDIRABİLİR”

Synopsys Yazılım Bütünlüğü Grubu’ndan Veri Mühendisi Curtis Wilson, yeni düzenlemenin yapay zekâ sektörünün “en acil sorunu” olan güven oluşturma konusunda önemli bir adım olabileceğine inanıyor.

AI News‘e konuşan Wilson “Yapay zekâ geliştiricilerinin karşı karşıya olduğu en büyük sorun düzenleme değil, yapay zekaya yönelik güven eksikliği” diyor:

“Bir yapay zekâ sisteminin tam potansiyeline ulaşması için önce onu kullanan kişilerin güvenmesi gerekir.”

Gerçekten de dünya genelinde yapay zekâ sistemlerinin denetlenmesini destekleyenlerin sayısı artıyor. Örneğin, Schwartz Reisman Teknoloji ve Toplum Enstitüsü ve Toronto Üniversitesi’ndeki Politika, Seçimler ve Temsil Laboratuvarı tarafından yürütülen bir anket, farklı ülkelerdeki birçok insanın yapay zekâ düzenlemesini desteklediğini ortaya koymuştu.

21 ülkeden 23 binden fazla katılımcının katıldığı anket, insanların özellikle yapay zekanın kötüye kullanımı ve istihdam üzerindeki etkisi konusunda endişeli olduğunu göstermişti.

Bu da yapay zekâ teknolojilerinin sorumlu bir şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlamaya yönelik güçlü bir kamuoyu algısı olduğu anlamına gelebilir.

YASANIN AÇIK NOKTALARI

Öte yandan birçok uzman da yasanın açık bıraktığı bazı hususlar olduğu konusunda hemfikir.

Örneğin şu haliyle yasa, onarım gerektiren herhangi bir şehir altyapısının etrafında drone kullanarak fotoğraf çekmeyi de yüksek risk kategorisine alıyor. Ancak gerçekte bu tür uygulamalara sık başvuruluyor.

Avrupalı yetkililerse bu tür gri alanların üye ülkelerin yerel yetkililerinin çabalarıyla doldurulabileceğini ifade ediyor.

AB, BİRLEŞİK KRALLIK VE ABD’DEN ORTAK BİLDİRİ

AB yasasının küresel etkileri de tartışılan bir diğer başlık. Bu noktada 23 Temmuz’da AB, İngiltere ve ABD’nin yapay zekâ hususunda ortak bir bildiri yayımladığını hatırlatmakta fayda var.

Özellikle de yapay zekâ alanındaki rekabetin etkilerine değinilen bildiri de ABD, AB ve Birleşik Krallık’taki rekabet otoritelerinin herhangi bir yeni araç benimsenmeden ve hatta yürürlüğe bile girmeden önce bu aracı incelemeye alacakları belirtiliyor.

Böylece yapay zekâ yarışının olası olumsuz etkilerinin geri döndürülemez hale gelmeden önce ele alınması amaçlanıyor.

Bir Sonraki Kriz Yapay Zekadan mı Çıkacak?

NVIDIA’nın Amansız Yükselişi ve Yapay Zeka Çipleri

Dijital Çağın Karanlık Günü: Yapay Zekanın Büyük Çöküşü