NVIDIA’nın Amansız Yükselişi ve Yapay Zeka Çipleri

Geçen hafta başladığımız “çip savaşları” konulu yazı dizisine bu hafta yapay zekâ çiplerinden ve alanın şüphesiz hâkimi NVIDIA’dan bahsedeceğiz.

Kabaca tanımlamak gerekirse yapay zekâ çipi, yapay zekâ ve makine öğrenimi görevlerini daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirmek üzere özel olarak tasarlanmış bir mikroişlemci. Bu tür çipler, genellikle büyük veri kümeleri üzerinde karmaşık hesaplamalar yapma ve gerçek zamanlı veri işleme gerektiren görevler için optimize ediliyor.

Yapay zekada özellikle ChatGPT’nin önceki yıllarda piyasaya sürülmesiyle yaşanan patlama, yapay zekâ çiplerine yönelik devasa bir talebi de beraberinde getirdi.

Bu da bir zamanlar oyun grafikleri için GPU’lar (grafik işlemciler) tasarlayan mütevazı bir şirket olan NVIDIA’yı dünyanın en değerli ikinci şirketi konumuna kadar yükseltti.

Şu sıralar NVIDIA’nın yarattığı rüzgâr hem hisse senedi piyasasını hem çip politikalarını hem de yapay zekâ dünyasını sarsıyor.

3,01 TRİLYON DOLARLA APPLE’I GEÇEN ŞİRKET

5 Haziran Çarşamba günü öğleden sonra NVIDIA’nın piyasa değeri 3,01 trilyon dolara ulaşarak Apple’ı geride bıraktı ve Microsoft’tan sonra dünyanın en değerli şirketi oldu. Apple’ın piyasa değeri o tarihte 3 trilyon dolar, Microsoft’unkiyse 3,15 trilyon dolardı.

Amiral gemisi niteliğindeki H100 çipiyle yapay zekâ yarışını domine eden NVIDIA’nın bu büyüme eğilimi aslında bir süredir devam ediyordu. Şirket Mayıs 2023’te 1 trilyon dolar değerine ulaşmış, bu yılın şubat ayında da hızla 2 trilyon doları aşarak hem Amazon’u hem de Alphabet’i geride bırakmıştı.

HİSSELERİ YÜZDE 1900 ARTTI

Kaliforniya merkezli çip üreticisinin hisseleri son 15 yılda yaklaşık yüzde 1900 arttı.

Dow Jones Piyasa Verileri ekibi son 25 yılın verilerini incelemiş ve şimdiye kadar hiçbir şirketin Nvidia ölçeğinde bir başarıya ulaşamadığını tespit etmişti.

Bu eğilimin sürüp sürmeyeceği konusunda ise fikir birliği yok. Bazı analistler şirketin büyümeye devam edeceğini söylerken bazıları da büyük bir çöküşle karşı karşıya kalacağı görüşünde.

Örneğin ekonomist ve finans yazarı Harry Dent, şirketin, 2008 mali krizini gölgede bırakacak “tüm balonların balonu” olarak adlandırdığı genel piyasa çöküşünün kurbanı olacağını savunuyor.

Diğer yandan TipRanks’taki 40 Wall Street analisti, gelecek 12 ay boyunca sürdürülebilir bir büyüme öngörerek NVIDIA’nın yükseliş trendini devam ettireceğini ileri sürüyor.

Şirketin geleceğine ilişkin olumlu beklentilerin bir kısmı da 7 Haziran’da gerçekleşen “hisse bölünmesi”nden kaynaklanıyor.

NVIDIA’DA HİSSE BÖLÜNMESİ NE ANLAMA GELİYOR?

Çip devi, Apple’ı gölgede bırakıp dünyanın en değerli ikinci şirketi mertebesine ulaştıktan iki gün sonra 1’e 10 hisse bölünmesine gitti. Bu bölünme yatırımcıların sahip olduğu hisse için ek hisseler almasını sağlıyor. Diğer bir deyişle 1 NVIDIA hissesi için 9 hisse dağıtıldı.

Webtekno yazarı Gökay Uyan bunu şöyle bir örnekle açıklamış:

“1200 dolarlık NVIDIA hissesine sahip olduğunuzu ve bu şekilde bölünmeye girdiğinizi düşünelim. Bölünme sonucunda her biri 120 dolara denk gelen 10 NVIDIA hissesine sahip olacaksınız. Toplam değeri yine 1200 dolar olacak.”

Nvidia’nın 1’e 10 hisse bölünmesi uygulayarak iyimserlik inşa ettiğini belirtmekte fayda var. Sıcak bir hisse senedi olan bu hamle, tam hisse sahipliğini birçok sıradan yatırımcı için daha uygun hale getiriyor.

Aynı şekilde hisse bölünmeleri, bir şirketin genel değerini de değiştirmiyor. Ancak hisse senedini yatırımcılar için daha cazip kılıyor. Bunun da birkaç yolu var:

Psikoloji: Daha düşük bir hisse fiyatı daha fazla yatırımcıyı, özellikle de daha küçük portföyleri olanları cezbedebilir.

Erişilebilirlik: Artık daha az sermayesi olan yatırımcılar, NVIDIA’nın hisselerini satın alabilir.

Likidite: Daha düşük bir hisse fiyatı, genellikle daha sık alım satıma yol açarak hisse senedinin likiditesini artırır.

NVIDIA’nın hisse bölünmesi kararı aynı zamanda çalışanlarına da yönelik bir hamle. Nitekim şirket, ilk çeyrek kazanç duyurusunda, hisseleri yatırımcılarına ve çalışanlarına daha erişilebilir hâle getirmek istediklerini belirtmişti.

YÜKSELİŞİN ARKASINDAKİ GÜÇ: ÜRETKEN YAPAY ZEKÂ

Şirketin akıl almaz yükselişinin ardındaysa üretken yapay zekâ araçlarının hızla yaygınlaşması ve yapay zeka çiplerine yönelik ihtiyacın artması var.

Nvidia’nın kurucusu ve CEO’su Jensen Huang, “Hızlandırılmış bilgi işlem ve üretken yapay zeka kritik eşiğe ulaştı. Talep dünya çapında şirketler, endüstriler ve ülkeler genelinde artıyor” diyor.

Kişisel bilgisayarlar pazarında Intel’in liderliğini yıkabilmiş değil. Ancak konu yapay zeka çipleri olduğunda tartışmasız lider konumda.

Üstelik şirket bu yılın sonlarında beklenen Blackwell B200 GPU da dahil olmak üzere yeni yapay zekâ çiplerini de piyasaya sürmeyi planlıyor. NVIDIA, Blackwell B200 GPU’nun yapay zeka açısından “dünyanın en güçlü çipi” olduğunu söylüyor.

VİDEO OYUNLARINDAN YAPAY ZEKADA DEVRİM YARATMAYA

Bir zamanlar video oyunlarına grafikler oluşturmak için kullanılan teknolojisi, bugün yapay zekâ modellerini görüntü, yüz ve konuşma tanıma gibi görevleri yerine getirecek şekilde eğitme ve ChatGPT gibi sohbet botları için metin oluşturma yeteneğine sahip.

Nisan 1993’te üç genç elektrik mühendisi (Jensen Huang, Chris Malachowsky ve Curtis Priem), video oyunları için daha hızlı ve daha gerçekçi grafikler üretecek özel çipler üretmeye adanmış bu şirketi kurdu.

Malachowsky, “1993’te daha pazar yoktu ama bir dalganın yaklaştığını gördük” diyor.

Nvidia’nın kurucu ortaklarının geldiğini gördüğü dalga, yeni oluşan GPU pazarıydı.

YÜKSELİŞİN ANAHTARI GPU’LAR

GPU kısaca matematiksel hesaplamaları yüksek hızda gerçekleştirebilen elektronik bir devre. Anakart veya ekran kartı üzerinde yer alan GPU, aynı zamanda grafik oluşturmakla görevli olan özel bir işlemci birimi.

Nvidia’nın GPU sektöründeki hakimiyeti ve yeni pazarlara doğru genişlemesi hisselerinin hızla yükselmesini sağladı.

Huang, grafik çiplerinin en yeni video oyunlarına güç sağlamaktan çok daha fazla potansiyele sahip olduğunu bildiğini söylüyor. Ancak derin öğrenmeye geçişi tahmin etmemişti. Derin öğrenme teknikleri (daha geleneksel olarak sinir ağları), genel olarak beynin nöronlar ve sinapslarla çalışma biçiminden ilham alıyor. En azından 1960’lardan beri akademide mevcutlar. Bu alanda 1980’ler ve 1990’larda büyük ilerlemeler kaydedildi. Ancak algoritmaları eğitmek için veriye ve bilgi işlem gücüne ihtiyaç vardı.

Huang, “Derin öğrenme neredeyse beyne benzer” diyor:

“Ona hemen hemen her şeyi yapmayı öğretebilirsiniz. Ancak çok büyük bir dezavantajı vardı: Çok büyük miktarda hesaplama gerektiriyor. Ve işte burada, derin öğrenme için neredeyse ideal bir hesaplama modeli olan GPU’yla karşı karşıyaydık.”

ÇİP YARIŞINDA NVIDIA’NIN KONUMU

Bugün Google, Microsoft, Facebook ve Amazon gibi teknoloji devleri, veri merkezleri için NVIDIA çipi satın alıyor. Massachusetts Genel Hastanesi gibi kurumlar, bilgisayarlı tomografi taramaları gibi tıbbi görüntülerdeki anormallikleri tespit etmek için NVIDIA çiplerini kullanıyor.

Dünya çapında tahminen 3 bin yapay zeka girişimi var ve bunların çoğu NVIDIA’nın teknolojisini temel alıyor. Söz konusu girişimler, yapay zekayı hisse senedi ticareti, çevrimiçi alışveriş ve drone’larda gezinme uygulamalarına entegre etmek için NVIDIA’nın GPU’larını kullanıyor. Hatta June adında, yapay zeka destekli bir fırın yapmak için NVIDIA çiplerini kullanan bir şirket bile var.

Risk sermayesi şirketi Andreessen Horowitz’den Marc Andreessen, “Derin öğrenmeyi pek çok alana uygulayan birçok yeni girişime yatırım yapıyoruz ve her biri etkili bir şekilde NVIDIA’yı temel alıyor” ifadelerini kullanıyor:

“Bu, 90’lı yıllarda herkesin Windows’ta veya 2000’lerin sonunda iPhone’da derleme yaptığı zamanlara benziyor.”

BULUTTA DEĞİL CİHAZDA ÇALIŞAN YAPAY ZEKALAR, NVIDIA İÇİN TEHLİKE Mİ?

Alphabet’in nisan ayındaki Google Cloud Next etkinliğinde NVIDIA ilgi odağıydı. Apple’ın bu hafta gerçekleşen WWDC 2024 etkinliğinde ise çok farklı bir tablo vardı.

“Apple Intelligence” adı altında bir dizi yapay zekâ yeniliği duyuran şirket, üretken yapay zeka sürümünün bulut yerine büyük ölçüde cihazlarında yerel olarak çalışacağını bildirdi. Bu da kullanıcıların şirketin veri merkezlerinden bilgi alışverişi yapmayacağı, tüm faaliyetlerinin de veri merkezleri yerine cihaza kaydolacağı anlamına geliyor.

Öte yandan NVIDIA muazzam büyümesini öncelikle bulut veri merkezlerinde kullanılmak üzere sattığı GPU’lar sayesinde elde etti. Elbette NVIDIA da cihazda yerel olarak çalışacak bazı çözümler sunuyor ama Apple’ın stratejisinde NVIDIA’dan hiç bahsedilmiyor. Apple bulutta depolanacak diğer veriler içinse “Apple silikon” adı verilen kendi çiplerini kullanacağını belirtiyor.

Ve Apple’ın dünya çapında 2,2 milyardan fazla cihazı var.

MİCROSOFT’UN YAPAY ZEKALI BİLGİSAYARLARINDA HANGİ ÇİPLER KULLANILIYOR?

Benzer bir duyuru yine kısa süre önce yapay zekalı Copilot+ bilgisayar serisini tanıtan Microsoft’tan da geldi.

18 Haziran’da çıkması beklenen yeni seri bilgisayarları Asus, Acer, Dell, HP, Lenovo ve Samsung’un yeni modelleri oluşturuyor. Bu modellerde de büyük ölçüde Snapdragon çiplerinin kullanıldığı göze çarpıyor.

Snapdragon çipleri, ABD merkezli Qualcomm firmasında üretiliyor. Qualcomm, kablosuz iletişim ürün ve hizmetlerini tasarlayan ve pazarlayan küresel bir yarı iletken ve telekomünikasyon şirketi. Snapdragon çip setleri bugün hem bilgisayarlarda hem de mobil cihazlarda çok popüler.

Yazının gelecek bölümünde çip savaşlarının nasıl başladığından, ABD ve Çin arasındaki siyasi gerilimin parçası hâline gelmesinden bahsedeceğiz.

Modern Dünyayı Şekillendiren Küçük Beyinler

Sahte Profillerin Sahte Yapay Zekaları Sahte İlişkiler Kurarsa…

Dijital Çağın Karanlık Günü: Yapay Zekanın Büyük Çöküşü