Şerafettin Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde Hatay halkının oyları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girmeye hak kazanmış bir milletvekili. Öyle kıl payı da değil, tam 75 bin Hataylının oyu ile bu hakkı elde etti.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Can Atalay’ın seçimlere girmesinde bir “sakınca” görmedi, “girebilir” dedi. Can Atalay, Silivri Cezaevi’nde, şimdiki adıyla daha doğrusu Marmara Cezaevi’nde tutuklu olmasından kaynaklı, partili yoldaşları, demokratik kitle örgütü temsilcileri, Hatay halkı onun için seçim çalışması yürüttü. Bir irade ortaya konuldu. Bu irade sonucu Can Atalay, TBMM’ye girmeye hak kazandı.
Peki daha sonra ne oldu? Seçimlerden bir iki gün sonra YSK, Can Atalay’ın mazbatasını avukatlarına verdi. 28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2.turundan sonraki günlerde de Can Atalay’ın Meclis’teki odası hazırlandı, ismi odasının önüne asıldı. Geldi çattı “yemin günü”…
Parlamentoya girmeye hak kazanan milletvekilleri Meclis’te. Yeni milletvekili olanlar heyecanlı… Ne olsa ilk “yeminleri”… Herkes tek tek yemin etti. Sıra Can Atalay’a geldi. Meclis Başkanı tarafından İsmi anons edildiği anda, Türkiye İşçi partisi (TİP) sıralarında Parti Sözcüsü Sera Kadıgil “Silivri’de yanıtını verdi.
Daha sonraki süreçlerde Anayasa Mahkemesi (AYM) iki defa Can Atalay için “hak ihlali” kararı verdi. AYM dedi ki, “Can Atalay’ın cezaevinde kaldığı her dakika yeni bir hak ihlaline sebebiyet vermektedir. Derhal serbest bırakılmalı” dedi.
***
Her AYM kararı sonrası ilk önce MHP’li yöneticiler, milletvekilleri ardından da AKP’liler AYM’yi hedef aldı, Can Atalay’ı “terörist” ilan etti. Yetmedi MHP Genel Başkanı daha önce tekrarladığı sözleri, yine tekrarladı: AYM kapatılsın!
Neden? Çünkü Can Atalay Gezi Parkı eylemlerine katıldı. Çünkü Can Atalay milyonlar gibi kentini, yaşamını koruduğu için. Çünkü Can Atalay milyonlar gibi, iktidarın rantçı, özelleştirmeci politikalarına karşı çıktığı için.
Saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları aldı.. Can Atalay seçildiği halde cezaevinden çıkamıyor, seçim bölgesi Hatay halkının sorunlarıyla ilgilenemiyor. Her ne kadar cezaevinden Hataylıların sorunlarına dikkat çekse de, önergeler hazırlasa da, fiziken onların yanlarında olamamanın getirdiği bir “mahcupluk”ta söz konusu.
Hatırlarsınız Can Atalay için meclis toplanmış ve Genel Kurulu yöneten AKP’li Bekir Bozdağ Yargıtay’ın Can Atalay hakkında meclise verdiği “milletvekilliğini düşürün” talimatını hukuka aykırı bir şekilde meclis genel kurulunda okumuştu. İşte bu gelişmeyle ilgili AYM yine çok güzel, nitelikli bir karar daha vererek, “Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir” dedi. Ders niteliğinde bir karar. Böylece Can Atalay hakkında AYM üçüncü kez ihlal kararı vermiş oldu.
***
Şimdi bu bilinenleri neden anlatıyorum? O gün Meclis’te yemin eden iktidar sıralarındaki milletvekilleri ettikleri “yemini” unuttu. Halk iradesini yok saydı. Yüzlerini millete dönecekleri yerde, millete sırtını döndüler, yüzleri de Saraya baktı. Şimdi o yemini eden milletvekilleri için bir şans doğdu. Ya Can Atalay’ı parlamentoya getirecekler ya da şu an karşı durdukları hukukun kendilerine lazım olduğu gün yanlarında aileleri dışında kimseyi bulamayacaklar. Buraya bir ek de TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’tan yapmak istiyorum. Şık VOA’ya konuştu ve önemli değerlendirmelerde bulundu. Şık, “Can Atalay’ın Mehmet Uçum’un kişisel tasarrufu mu yoksa bütünüyle Saray rejiminin tasarrufu mu göreceğiz” dedi. Bu son derece önemli. Çünkü Uçum, AYM’nin Atalay kararı sonrası kabaca “Asıl AYM’nin bu kararı yok hükmünde” yorumunda bulundu. Hemen akabinde ise MHP’li Feti Yıldız da tipik açıklamalar yaptı.
***
Burada TİP dışında birkaç söz de muhalefete etmek lazım. Meclis’teki muhalefet partileri CHP, DEM Parti, İYİ Parti, EMEP, TÖP, DP, DEVA, Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi… Bu partilerin Can Atalay için varını yoğunu ortaya koymalarının vakti geldi. Mutlaka bu partiler özellikle de CHP ve DEM Parti elinden gelen her şeyi yapıyor ama yetersiz bu. Çünkü TBMM tarihinde görülmemiş bir “rehine” siyaseti var.
Burada ortak mücadele ortak bir hedef noktası var. O da Can Atalay’ın özgürlüğü. Hataylıların dediği gibi: Can Atalay Meclise!
Ercan Demir: “Avukatın Sesi Kesilirse, Yurttaşın Nefesi Kesilir”