69. Senesinde 6-7 Eylül’ün Pek Kısa Tarihçesi

Türkiye ile Yunanistan Kıbrıs üzerinden karşı karşıyaydılar. Kıbrıs’ta ırkçı EOKA hareketinin siyasi hedef olarak ENOSIS yani Yunanistan’a bağlanmayı ilan edişinin ardından, milliyetçilik dalgası hiç olmadığı kadar yükselmişti. Ankara ve Atina’dakilerin hissiyatı çok farklı değildi. 1955’in yaz ayında İstanbul Rumlarına karşı başlayan kışkırtma kampanyası, dönemin Hürriyet gazetesinde de kendine yer bulmuştu. Haberlerde İstanbul’daki Rum azınlığın refah içinde yaşadığı oysa Batı Trakya’daki Türk azınlığın durumunun hiç de iç açıcı olmadığı söyleniyordu.

Demokrat Parti iktidardaydı. Selanik’te Atatürk’ün evine bomba konulduğu havadisi Türkiye radyolarının öğlen haberlerinde duyurulmuştu ama o dönem herkesin evinde radyo olmadığından, haberi yaymak Başbakan Menderes’e yakınlığı ile bilinen Mithat Perin’in gazetesi İstanbul Express’e kalmıştı.

6 Eylül günü, akşamüstü saatlerinde İstanbul sokakları “Yazıyooor! Atatürk’ün evinin bombalandığını yazıyor!” nidalarıyla yankılanıyordu. Günlük tirajı 20 bin olan gazete o gün 290 bin adet basılmıştı!

“Atamızın evi bombayla hasara uğradı!” manşeti sonrası yaklaşık 15 kişi öldü, 300 kişi yaralandı. Başta Rumlar olmak üzere İstanbul’daki gayrimüslimlerin ev ve dükkanları hedef alındı, yağmalandı. Beyoğlu, Kumkapı, Samatya, Yedikule altüst oldu. Kuzguncuk, Balat, Moda, Çengelköy de olaylardan etkilendi. 7 Eylül sabahına kadar kilise ve havralar dahil 5 binden fazla taşınmaz tahrip edildi, milyonlarca dolarlık mal sokaklara saçıldı. Kentte 70’den fazla Rum Ortodoks kilisesi ateşe verildi.

“Türk olmayandan arındırılmış bir ülke” hayaliydi 6-7 Eylül’ü yaşatan. Gladio’nun Türk kolu Seferberlik Taktik Kurulu ve dönemin Milli Emniyet Hizmeti tarafından planlanıp desteklenmişti.

Olayların sonrasında Türkiye’de yaşayan binlerce Rum göç etmek zorunda kaldı. 1988-1990 arası MGK Genel Sekreterliği yapan Sabri Yirmibeşoğlu (her ne kadar 2010’da sözlerini inkâr edip yalanlayacak olsa bile) gazeteci Fatih Güllapoğlu’na verdiği röportajda “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı” diyecekti.

6-7 Eylül olayları öfkeli bir grup gencin milli duygularına yenik düşüp giriştiği bir yağma değil düpedüz sistematik ve kurgulanmış bir ırkçılık örneğiydi. Kimilerine göre hükümet planladı, basın o planı alıp bir güzel pişirdi ve koca bir güruh da bir güzel yedi.

Atatürk’ün evine gelince…

Evet, 5 Eylül gecesi Selanik’teki Türk Konsolosluğu’nun tam yanındaki Atatürk’ün evinde küçük bir bomba patlatılmıştı. Bombayı Yunanistan’daki Selanik Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gören ve Türkiye’nin bursuyla komşuya gönderiler Oktay Engin’in attığı ortaya çıktı.

Yassıada mahkemesi sorgulamalarında dinlenen tanıklardan MİT müfettişi İbrahim Oğuz, Oktay Engin’in aslında Türk istihbaratı adına çalıştığını söyleyecekti.

Devletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu

Bir Hafıza Yarası: Hatırlanabilir Olan Nedir?