Kitaplardan film, dizi olan hikâyeler, romanlar… Dizilerden filme dönüşenler, filmden kitap olanlar. Diziden yola çıkılarak yapılan kitaplar. Dizi bitince, “Aslında ben sonunu başka türlü bitirecektim. İşte kitabını yazdım” diyen senaristler… Bu liste uzar gider. Ben artık takip edemiyorum.
Filmlerin ve dizilerin içinde bir anlık gösterilen kitap ve dergiler hooooopppp ertesi gün kitapçılara sorulmaya başlanıyor. Yaprak Dökümü Reşat Nuri Güntekin kitabı dizi olmuş herkes kitabı alıyor, okuyor. Bir kısın televizyon izleyicisi o zamanlar kitabı değil dizinin sonunu merak ediyor. İnce bir kitap olduğu için (Tahminen 150 veya 160 sayfa) şöyle sorular geliyordu.
“Yaprak Dökümü kitabı bu kadar mı?!!!!”
“Evet”
“Bunun diğer ciltlerini de alabilir miyim?”
“Başka cildi yok”
“Hepsi bu mu?!!!” Ben televizyon izleyicisini suçlamıyorum. Bir dizi bin bölüm olunca o kadar sayfayı görenler şaşırıyorlar. Sanırım daha sonra Kavak Yelleri dizi olarak çekildi.
Çocukların 750 – 1000 sayfa okudukları, ailelerin şaşkınlık ve şoka girmiş şekilde hayret ettikleri Harry Potter serisini ilk Dost yayınları yayınlamış birkaç kitap sonra satmayınca basımını durdurmuştu. Yapı Kredi Yayınları ve arkasından gelen film çocukların kalbinde taht kurdu.
Aynı kadere sahip iki kitap daha var. Hepinizin bildiği “Alacakaranlık / Stephenie Meyer” kitabı ilk Dharma yayınlarından çıkar. Uzun süre satmayan kitabın diğer ciltlerini yayınevi basmaz. “Taht Oyunları / George R.R. Martin” desem krallıkları saymaya başlarsınız. Kitap ilk defa Arka Bahçe yayınlarından çıkar. Fantastik dünyanın bahçesi olan bu yayınevi Türkiye’deki Orta Dünya’ya bir hayli zenginlik katmıştır. Fakat kitap bu yayınevinde değil Epsilon yayınlarında istenilen başarıyı yakalar tabi ki bunun sebebi dizinin başarısıyla doğru orantılıdır.
“Baba / Mario Puzo” kitabı, Francis Ford Coppolla tarafından muhteşem oyuncularla “Marlon Brando, Al Pacino” beyaz perdeye aktarılırken, George Lucas’ın Star Wars (Yıldız Savaşları) filmi yıllar içinde altı kitap olarak raflardaki yerini alır. “Güç sizinle olsun” diye bağırsam sanırım herkes ışın kılıçlarını çekmekte tereddüt etmez. Peki, kaçımız bu kitapları okuduk?
Bir televizyon platformunda yayına başlayan dizinin sonunda Ferdi Özbeğen’in 80’lerde verdiği konserden alıntı yapılınca plakları, kasetleri, Cd’leri yok satmaya başladı. Ferdi Özbeğen’i en son beyazlar içinde piyanonun başında şarkı söylediği bir filmin karesinde hatırlıyordum.
Hatırlarsanız Çağan Irmak’ın “Issız Adam” filminde Ayla Dikmen- Anlamazdın, Semiramis Pekkan – Bana Yalan Söylediler, Nil Burak – Yalnızım Ben… Şarkıları hit olmuş yıllar sonra gün yüzüne çıkmıştı.
Aynı filmde Thomas Hardy’nin Çılgın Kalabalıktan Uzak küçük bir sahnede geçmiş yıllardır satmayan kitap birden baskı üzerine baskı yapmıştı. Bir karakterin okuduğu “Puslu Kıtalar Atlası – İhsan Oktay Anar” sinema izleyicisinin gözünden kaçmamıştı.
Sakin olun toparlıyorum, şaka şaka bu yazı bu saatten sonra asla toparlanmaz. Ne diyelim bize kitap okutan, şarkı dinleten filimler ve dizileri yapanlara selam olsun. Yazarlarımız mı? Onlar zaten baş tacımız…