Türkiye Büyük Millet Meclisi (TMBB) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri tamamlandı.
Milletvekilerinin “Türkiye enflasyonda Avrupa birincisi” yazılı pankartlar ve abaküslerle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i karşılanmasıyla başlayan görüşmelerde Bakan Şimşek’in bütçe sunumundaki ifadeleri hem kamuoyundan hem de muhalefet partilerinden sert eleştiriler aldı.
15 Kasım Cuma günü gerçekleştirilen görüşmelerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteği ile uygulamaya koydukları programa devam ettiklerini belirtti. Bakan Şimşek, 2025 yılı genelinde de fiyat istikrarının sağlanması için çalışmalara devam edeceklerini “Çünkü çiftçi, esnaf, işçi, asgari ücretli, memur, emekli yani tüm vatandaşlarımızın alım gücünü kalıcı olarak ancak fiyat istikrarı ile artırabilir ve gelir dağılımını iyileştirebiliriz.” ifadeleri ile belirtti.
Bakan Mehmet Şimşek’in sunumunun ardından bütçe ve iktidarın ekonomi politikalarını ilk eleştiren isim komisyonun Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli oldu. CHP’li vekil Türeli, ücret artışlarının beklenen enflasyona göre yapılmasının amaçlandığının anlaşıldığını belirterek “Orta Vadeli Program’da ücret ve gelir artışlarının gerçekleşen enflasyona göre değil, beklenen enflasyona göre belirlenmesi demek, bugün ülkede yaşanan gelir dağılımı bozukluğunun ve yoksulluğun artması ve bu programın yükünün zaten bu yükü taşıyan milyonlarca insan tarafından; sabit gelirli kesim, işçi, memur, emekçi, çiftçi tarafından üstlenilmesi anlamına geliyor.” dedi.
Komisyon üyesi CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise Bakan Şimşek’e yönelik, “Geldiğinizde ‘rasyonel politikalara dönüş’ dediniz, demek ki irrasyonel politika uyguluyordunuz” vurgusunda bulundu.
Bütçe görüşmelerinin yapıldığı komisyonun İYİ Parti Grup Sözcüsü ve Samsun Milletvekili Erhan Usta da hedef enflasyona göre yapılacak zamların vatandaşların ezilmesi anlamına geleceğini belirtti. “Biz size hakkımızı helal etmiyoruz” diye konuşan İYİ Parti’li vekil Usta, “Bu bütçe zulüm bütçesidir, bu zulüm bütçesine ‘dur’ demek lazım” ifadelerini kullandı.
Komisyonun Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Sözcüsü ve Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ise yapısal değişikliklere ihtiyaç olduğunun altını çizerek “Ekonomide tercih edilen model nedeniyle dış kaynağa bağımlılık niteliği vardı ekonomimizin, hala var. Buna bir de enflasyona bağımlılık özelliği eklendi. Merkez Bankası yıl sonu hedefleri yeniden revize edildi, OVP hedefleri yeniden revize edilmek zorunda kalındı. Aslında öngörüsü eksik çıkan bir ekonomi yönetimiyle karşı karşıyayız.” açıklamalarında bulundu.
Bakan Şimşek’in bütçe sunumundaki ifadeleri ve ekonomi politikaları iktisatçılardan da eleştiriler aldı. Türkiye’nin ekonomi alanında çalışmalar yapan uzman isimlerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmelerine ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde oldu:
Prof. Dr. Daron Acemoğlu:
Ekonomi alanında Nobel Ödülü kazanan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, ödül aldıktan sonraki Türkiye ziyaretinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomik programına ilişkin “Eğer bu dönemi sadece faiz artırma ve düşürme söylemleriyle geçirirsek treni kaçırmış oluruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye, Aralık 2023 itibarıyla dünyada faizin en yüksek olduğu dördüncü ülke. İlk üçte Zimbabwe, Arjantin ve Venezuela yer alıyor.
Prof. Dr. Mahfi Eğilmez:
Enflasyondaki düşüşün beklenen hızla gerçekleşmediğini belirten iktisat uzmanı Prof. Dr. Mahfi Eğilmez, 9 Kasım’daki yazısında “Bu ağır düşüş 2025 yılını da olumsuz etkileyecek gibi görünüyor.” dedi.
Bakan Mehmet Şimşek ise bütçe görüşmelerindeki sunumunda, enflasyon beklentilerinin son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesini olumlu bir gidişat olarak yorumladı.
Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan:
Enflasyonun sadece parasal bir mesele değil, güçler savaşının ürünü olduğuna dikkat çekerek Kritik Merkez’de açıklamalarda bulunan iktisatçı Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan, asgari ücretin muhtemel, olasılık hesapları üzerinden kurgulanan bir rakama dayandırılmasının sosyal barışı zedeleyeceğini belirtti.
Bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Mehmet Şimşek ise asgari ücretteki tepkilere ilişkin, “Çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Geçen sene asgari ücret yüzde 107,5 arttı. Enflasyon neydi? Yüzde 65. Bu sene enflasyon yüzde 44’e revize edildi, yüzde 49 vermişiz.”değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Fatih Özatay:
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre bütçe ocak-ekim döneminde 1 trilyon 260 milyar 478 milyon lira açık verdi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Makroekonomi Çalışma Grubu’nun hazırladığı Para Politikası Değerlendirme Notu’na göre 2024 yılı boyunca yüksek kalan bütçe açığı, Orta Vadeli Program hedeflerine ulaşılmasını zorlaştırıyor. Bu doğrultuda, bütçe disiplinini sağlayacak ek tedbirlerin alınması gerekiyor.
Aslında bütçe sunumunda Bakan Mehmet Şimşek de aynı noktaya değindi. Şimşek açıklamalarında, “Uygulamakta olduğumuz programın kazanımlarını kalıcı hale getirmek ancak yapısal reformlarla mümkündür.” dedi.
TEPAV Makroekonomi Çalışmaları Program Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay kaleme aldığı TEPAV blog yazısına ilişkin paylaşımında yeni bir kalkınma stratejisine ve bu stratejiye dayalı bir programa ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Bizzat programı tasarlayanların ve uygulayanların açıklamaları, ülkedeki temel ekonomik sorunun enflasyon olduğu, programın bu sorunu çözmeyi amaçladığı algısını yaygınlaştırıyor. Açık ki enflasyon önemli bir sorun ama tek önemli sorunumuz o değil. Kaldı ki enflasyonda da henüz işler istenildiği gibi gitmiyor.” ifadelerini kullandı.
Prof Dr. Hakkı Hakan Yılmaz:
1988-1992 arasında Sayıştay Başkanlığında denetçi yardımcısı ve denetçi olarak çalışan 1993-2008 yıllarında Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığında uzman yardımcısı ve uzman olarak görev alan Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz, 2025 bütçesinin mürekkebi kurumadan yapılan makro revizyonların sorgulanır hale geldiğini belirtti.
Kamudaki verimlilik tartışmalarına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz ifadelerinde “Kamu harcamalarının GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) oranı yüzde 32’lerden yüzde 36’lara çıkmış. Transfer harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı yüzde 50 seviyesine ulaşmış. Vergi istisna ve muafiyetlerini de bir transfer olarak düşünürsek bu oran yüzde 56’ya çıkmakta. Bu konuları kamu politikalarıyla ilişkilendiren bir plan, program bütçe sisteminin eksikliğinde ne yaptığımızı biliyor muyuz?” cümlelerine yer verdi.
Prof. Dr. M. Coşkun Cangöz:
Gelişmekte olan ve hatta az gelişmiş ülkelerde orta vadeli borçlanma stratejilerinde ölçüt ve hedeflerin rakamsal olarak açıklandığı dikkate alındığında Hazine’nin bu konuda oldukça geç kaldığına vurgu yapıyor 2015-2020 yılları arasında Dünya Bankası’nda Kamu Borç Yönetimi Danışmanlığı Birimi’nin yöneticiliğini yapmış olan Prof. Dr. M. Coşkun Cangöz.
Profesör Cangöz kaleme aldığı Medium yazısında, 2025 yılı finansman programında öngörülen borçlanmanın hangi stratejik hedefler dikkate alınarak oluşturulduğunu açıklamak için Hazine’nin yıl sonuna kadar kullanabileceği bir fırsat olduğuna dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Burak Arzova:
İktisat uzmanı Prof. Dr. Burak Arzova Ekonomim’de kaleme aldığı yazısında “Alınan onca tedbire rağmen aylık fiyat hareketleri istenilen şekilde gelmiyorken, beklenenden daha yüksek gelen enflasyon ile geçmiş yıl telafi edilmemişken, geçinmekte zorlanan insanlardan fedakârlık beklenemez. Beklenmemeli.” değerlendirmelerinde bulundu.
Kamunun üstüne yaparak gereken tasarrufu sağlaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Arzova, tasarrufun bir itibar kaybı olmadığının da altını çizdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) açıkladığı rakamlara göre Atatürk Havalimanı’nda kırılan pistlerin maliyeti ve yapılan ihalelerden alınan verilerin güncel değerleri ve daha pek çok işlemin sonucu kamu zararı yaklaşık 22.5 milyar Türk Lirası’nı (TL) buldu.
Prof. Dr. Volkan Demir:
Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Volkan Demir Kritik Merkez’de 2025 bütçesini anlamak için ilk olarak 2024 bütçesini değerlendirmek gerektiğini vurguladı.
Maaşlı çalışan hiçbir vatandaşın 2024 bütçesinden mutlu olmadığını belirten Prof. Dr. Volkan Demir, 2025 yılı bütçesinin de mutlu etmeyeceğini “2025 bütçesi esnaf için kepenk kapatmaya, kobi için şirket kapatmaya devam, ihracatçı için işi yavaşlatmaya ya da bırakmaya devam, dar gelirlinin ve sabit gelirlinin geçinememesine devam edeceği anlamına geliyor.” ifadeleri ile dile getirdi.
Dr. Ozan Bingöl:
Vergi alanında uzman olarak görevler alan Dr. Ozan Bingöl, bütçe görüşmelerine ilişkin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye’de vergi yükünün yüksek olmadığına dair söylemlerine dikkat çekiyor.
Bakan Şimşek’in “Ülkemizde vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor.” ifadelerine ilişkin sosyal medya hesabından değerlendirmelerde bulunan vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl, “Sayın Hazine ve Maliye Bakanı Türkiye’de vergi yükünün yüksek olmadığını söyledi. Hangi vergi yükü, kimin vergi yükü?” diye sordu.
Dr. Bingöl’ün paylaşımında yer alan verilere göre net görev maaşı aylık net 100 bin TL’ye denk gelen ve ilaveten 100 bin TL vergiyle ilişkilendirilmeden ödenen yönetim kurulu üyeliği geliri olan üst düzey kamu görevlisinin toplam ödenen gelir + damga vergisi 120 bin 430. Net aylık maaşı aylık 200 bin TL olan özel sektör çalışanının ödediği toplam vergi ise 1 milyon 184 bin 866 TL.
Dr. Bingöl tabloyu, “Birisi Sayın Bakanın sağında solunda oturan üst düzey bürokratlara ait, diğeri ise özel sektörde çalışan bir ücretliye. Aradaki vergi yükü 10 katı buluyor. Evet, Sayın Bakan sağında ve solundaki çift maaşlı ve ikinci maaşın vergisini ilgili kamu kurumlarına ödeten bürokratlarını dikkate alıyorsa Türkiye’de vergi yükü gerçekten yüksek değil. Ama sokağa çıkıp vergisiz çift maaşı olmayan, makam aracı kullanmayan, cep telefonunu devletin karşılamadığı, lüks lojmanda oturmayan emekçilerin vergi yükünü bilse bu cümleleri bu kadar rahat kuramazdı diye düşünüyorum. Halktan kopmamak lazım…” ifadeleri ile yorumladı.
Güldem Atabay:
Ekonomist yazar Güldem Atabay ekonomiye ilişkin değerlendirmelerinde Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmelerinin gerçekleştiği hafta İzmir’in Selçuk ilçesinde yaşanan yangında hayatını kaybeden 5 çocuğu işaret ediyor.
Çözülmesi gereken asıl meselenin ağır yoksulluk olduğunu belirten Atabay, nüfusu yüzde 20’sinin yardıma muhtaç olduğunun altını çiziyor.
Nazır Kapusuz:
İktisat ve sosyal politikalar alanında çalışmalar yapan ve Türkiye İşçi Partisi’nde Meclis Üyesi olarak görev alan Nazır Kapusuz 2024 bütçesindeki 1315 vergi istisnasını hatırlatıyor.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Kapusuz, “Sadece kurumlar vergisi değil, ÖTV ve KDV’de de şirketlere tanınan birçok istisna var. Yıllık vergi kaybı bu kalemlerde 3 trilyon TL. Büyüklüğü şu şekilde anlatayım: Devletin tüm gelirlerinin yüzde 25’i” ifadelerine yer verdi.
Dr. İlhan Döğüş’ten popüler iktisatçılara: Tayyip Erdoğan’ı iktisat dehası yapıyorsunuz
Başka Bir Ekonomi Fikri: Enflasyon, Yoksulluk ve Daron Acemoğlu
Yaşam Pahalılaştı, Umutlar Azaldı: 2025 Yılında Emeklileri Neler Bekliyor?