₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Trump’ın gözünü diktiği kaynaklar: Nadir toprak elementleri

Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, Kongre’ye yaptığı “Birliğin Durumu” (State of the Union) başlıklı konuşmasıyla dikkatleri yeniden üzerine çekti. Trump’ın neredeyse her konuşması gündeme oturuyor ve üzerinde günlerce süren uzun tartışmalar yürütülüyor.

Konuşmasının bir bölümünde Ukrayna-Rusya Savaşı’na değinen Trump, savaşın sona ermesi gerektiğini kaydetti ve Oval Ofis’te Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile yaşadıkları tartışmanın ardından Zelenskiy’den bir mektup aldığını belirterek mektuptan bir bölümü Kongre ile paylaştı. Zelenskiy, şu ifadeleri kullanmıştı:

Ukrayna kalıcı barış için en kısa zamanda müzakere masasına oturmaya hazırdır. Hiç kimse barışı Ukraynalılardan daha fazla isteyemez. Ben ve ekibim kalıcı bir barış için Başkan Trump’ın güçlü liderliği altında çalışmaya hazırız. Madenler ve güvenlikle ilgili anlaşmaya gelince, Ukrayna sizin için uygun olan herhangi bir zamanda bu anlaşmayı imzalamaya hazırdır.”

Zelenskiy’nin bahsettiği anlaşmanın imzalanması ikilinin Oval Ofis’te yaşadıkları tartışmanın ardından gecikmişti. Ancak belli ki Zelenskiy geri adım atmış ve anlaşmayı imzalamayı “uygun görmüştü”. Peki, “Yatırım ve Yeniden Yapılandırma Fonu Kurallarını ve Koşullarını Belirleyen İkili Anlaşma” olarak bilinen ve 11 maddeden oluştuğu düşünülen bu anlaşmanın içeriği nedir? Neden mevzu bahis anlaşma dünya kamuoyunun gündemini bir süredir meşgul ediyor?

Nadir Toprak Elementleri ve Çin’in Hegemonyası

Trump’ın üzerinde ısrarla durduğu anlaşmanın önemli bir bölümünü nadir toprak elementleri oluşturuyor. Periyodik tabloda atom numaraları 57-71 aralığında bulunan latanitler grubunun yanı sıra benzer özelliklere sahip ve doğada genellikle latanitlerle birlikte bulunan skandiyum ile itriyum elementlerini kapsayan nadir toprak elementleri günümüzde önemli kullanım alanlarına sahip.

Mıknatıslar, akıllı telefonlar, füze sistemleri, lazerler ve dahası… Nadir toprak elementleri günümüz dünyasında elektronik aletlerin yapımında kullanılan olmazsa olmaz bir konuma sahip. Ancak, dünya genelinde nadir toprak elementleri bağlamında bir Çin hegemonyasından bahsetmem mümkün. Zira, GlobalData verilerine göre Çin bu alanda önemli bir hegemonyaya sahip. Çin, dünya genelinde nadir toprak elementleri üretiminin %70’ini kontrolünde bulunduruyor.

Nadir toprak elementleri genellikle radyoaktif elementlerle birlikte bulunuyor ve bu durum hem çıkarma hem de ayrıştırma işlevini oldukça zorlu ve pahalı hâle getiriyor. Çin, bu konuda da oldukça önemli bir pozisyona sahip. Veriler, Çin’in küresel işleme kapasitesinin %90’ının elinde bulundurduğunu gösteriyor.

Trump’ın Planı: Çin ile Rekabet

Trump’ın dış politikada “rakip” olarak gördüğü en önemli ülke Çin Halk Cumhuriyeti. Yükselen ekonomik ilişkiler ağıyla Çin, uluslararası pazarda önemli bir konuma sahip. Trump’ın Çin ile rekabeti öncelediği düşünüldüğünde nadir toprak elementlerine neden bu kadar önem verdiği bir nebze açığa çıkıyor.

İlginç bir nokta, Ukrayna’da bulunan önemli kaynakların büyük bir bölümünün Melitopol, Mariupol, Donetsk ve Luhansk Rus askeri kontrol bölgelerinde olması. Trump’ın Putin ile anlaşmaya yeşil ışık yakması ve görüşmelerin başlaması bu durumla ilişkilendirilebilir.

Sonuçlar Dünyayı Etkileyecek

Trump’ın gözünü diktiği nadir toprak elementlerinin Ukrayna, Rusya, ABD ve Çin ekseninde önemli etkileri olacağı açık. Ancak etkilerin bu ülkelerle sınırlı kalmayacağı düşünülüyor. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay F. Tanrısever, Anadolu Ajansı’na (AA) yazdığı yazıda durumu şu şekilde özetliyor:

Ukrayna’nın doğal mineral ve elementleri konusunda Trump ve Zelenskiy arasında yaşanan gelişmelerin Ukrayna savaşı ile ilgili bir yönü olsa da bu konu küresel düzeydeki güçlerin kritik mineral güvenliği ve diplomasisinden bağımsız olarak düşünülemez. ABD doğal minerallerin ve nadir toprak elementlerinin stratejik değerinin farkında olan bir ülke olarak bu konudaki küresel gelişmeleri de etkilemek istemektedir. ABD küresel güç olma iddiası olan diğer ülkeler gibi doğal minerallerin ve nadir toprak elementlerinin doğrudan veya dolaylı olarak daha çok kendisi tarafından kontrol edilmesine dair politikalar izlemektedir. Bu nedenle Trump’ın Ukrayna’nın doğal mineralleri ve elementlerine ilişkin politikasının sadece Ukrayna açısından değil, zengin doğal mineral ve nadir toprak elementlerine sahip ülkeler açısından da ciddi etkilerinin olacağını belirtebiliriz.”

ABD ve Çin eksenindeki rekabet, dünyanın geleceğini önemli ölçüde etkileyecek. Nadir toprak elementleri o rekabetin bir boyutunu oluşturuyor. Konuya Ukrayna ve Rusya dahil olunca ilişkiler daha da karmaşık bir forma bürünüyor. Kongre konuşmasında “Amerika için altın çağ” ifadesini kullanan Trump’ın etkisinin neler olacağını hep birlikte izlemeye devam edeceğiz.

Trump Döneminin İlk Günleri: Gövde Gösterisi mi, Yeni Bir Dönem mi?

Dünya Ekonomisinin Hâli: Kaygılar, Beklentiler ve Çelişkiler

Çin-ABD Rekabeti ve Ticari Çatışma: Önümüzdeki Dönemin Konseptinde Neler var?